Göbek yapmadan kilo almak mümkün müdür ?

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan papathya
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
Üstad ben 75 kilolardan 58 e düştüm hala karın da şişkinlik var boyum 1.70 herkes salonda artık yeter diyorlar eridin kurudun ama göbekte sıkıntı var anlamış değilim . bölgesel yağ yakımıda yok diyorlar o zaman ben 45 kiloya kadar düşücem heralde dümdüz bir karın için ? senin mantığına göre
Örnek olarak bu 2 resmi gösterebilirim. Her iki resimde de vücut yağ oranım aynı fakat birinde karnım şişkin halde olduğundan göbek dışarı hortlamış şekilde duruyor, diğerinde karın inmiş halde. Görünüş olarak baya bir fark var. Ayrıca yukardaki resimde bile karnım aç, sadece açlık süresi aşağıdaki resime oranla daha kısa. Yemek yedikten hemen sonraki halim üsteki resimden de çok daha kötü. Yukardaki resimdeki göbeğin 2-3 katı oluyor.

@Bodyyci: Öncelikle 75'lerden 58'lere düşmeyi başardığını söylemişsin. Azmin takdire şayan öncelikle bunu belirteyim. Karın kaslarının belirginliği, karnın düz görünüşü söz konusu olduğunda boya veyahut verilen kiloya bakmaktansa yağ oranına bakmak çok daha doğru, çok daha mantıklıdır. Çeşitli karın egzersizleri veya merkez bölgeyi sıkı çalıştıracak hareketler (squat, deadlift) o bölgenin istediğiniz kıvama gelmesi için hayatidir. Ayrıca hiç bir zaman "kilo vermek" i hedef olarak koymanızı önermem. "Yağ oranı düşürmek" daha sağlıklı daha doğru bir hedeftir ve yağ oranı 2 şekilde düşürülür. Genelde herkes 1. ye odaklanıp 2. yöntemi ihmal eder. 1. yöntem cardio ile, spinningler ile, çeşitli kardiyovasküler aktiviter ile yağ yakmaktır. En az ilk yöntem kadar hayati olan ama göz ardı edilen 2. yöntem ise "kas inşa etmektir". Vücuttaki kas oranı arttığında da, yağ oranı düşecektir. Yani daha iyi bir fiziki görünüm için yapılması gereken şey zannedilenin aksine sadece yağ yakmak değil aynı zamanda kas inşa edebilmektir. Kardiyoya ayırdığınız vaktinizi biraz daha kısarak; kas inşasına emek harcarsanız (tabii ki beslenmeyi de buna göre yapılmalı) sorunlarınız çözülecektir.
Toparlarsak; uygun karın egzersizleriyle, merkez bölgeyi çalıştıran egzersizlerle ve kas inşası ile hayal ettiğiniz vücuda ulaşabilirsiniz.

@Atsizat: Resimlerinizi ne telefondan ne de laptopumdan görüntüleyemedim malesef öncelikle bunu belirteyim. Zamanında hem bel çevresi epey geniş, hem de göbeğinde şişkinlik olan biriydim bende. Kafamı aşağıya eğip karnıma baktığımda göğüs bölgemin hemen altında kocaman bir çıkıntı görüyordum ve yemek yedikten sonra o çıkıntı bende de çok büyüyor, çok şişiyordu. Intermittent Fasting prensibi ile kilo verdim. Belimdeki yağlar gitti. Şişkinlik çok azaldı. Yalnız şuan bile baktığımda yine bir çıkıntıya sahibim göbek bölgesinde ve bundan çok memnunum. Six-pack'li bir karın, o çıkıntı ile çok daha muazzam bir görüntü oluşturuyor. Hatta bir çok kişi de "karın kasların dışarı patlayacak gib duruyor nasıl elde ettin bu görüntüyü" diye sorar bana. Arkadaşlar arasında da "göbek six-pack" deriz biz bu oluşuma :)
Toparlarsak; bu şişkinlik kafaya takmanız gereken bir şey değil. Güzel kas inşası ile, uygun beslenme prensibiyle o çirkin istenmeyen şişkinlik, herkesin kıskandığı ve elde etmek istediği bir şişkinliğe dönüşecektir.
 
T
Hazırlanmakta olan bir konu içinde değinilmiş bir konu?
buraya eklemekte sakınca görmüyorum..
Tavuk eti jinekomasti yapiyor demis birine hocasi valla biktim artik bu tavuk etine atilan camurlardan hindi eti hilesiz diyorlar dogrusu nedir tavuguda banvit markasini tercih ediyorum tarim bakanligi 24 saat boyunca denetliyor numuneler aliyor guvenlik acisindan tam anlamiyla guvenilirnmi? Bilemem ama piyasada en guvenilirler arasinda tavuk gogsu hasta eder mi? Jinekomasti yapar mi? Zaten ektomorfum gogus kafesim dar ince ve uzunum kilo alinca mem sarkiyor ondan kafama cok takildi
 
aslında o telaş zaten yağlı ve bilinçsiz beslenmeyi ve verimsiz geçmiş bir ilk yılı getiriyor..
kan şekerini stabil tutmak, doğru zamanda doğru gıdaları yemek çok zor değil..sadece dediğin o telaş olmayacak ve bilgilenecek..

beyaz ekmekten, aşırı şekerliden, tek öğünde max. yiyip 2-3 öğün yapmaktan ,çok yağlı gıdalardan uzak durmak zor değil bunun yanında aşağıdakilere dikkat edilirse abur cubur yağlı şekerli beslenen birinden inan çok daha kaslı ve antremanlarda çok daha güçlü olursunuz ki göbeği de abartmamış olursunuz..


- öğün sayısını artırın ve gün içine eşit aralıklara yaymaya çalışın.Her 2-3 saatte bir yemeye çalışın
- kan şekerinin hızlı yükselttiğinden ötürü basit şekerden ve işlenmiş karbonhidrattan uzak durun, kompleks karbonhidrat tüketin
- rafine unlu gıdalardan uzak durun , kepekli ve tam buğday ürünlerine yönelin
- yemeklerinizi haşlanmış yada ızgara yemeye çalışın, kızartmalar bol miktarda yağ içerir
- süt ürünlerinden yağı azaltılmış olanları tercih edin
- sosu bol yağ içeren yemeklerden uzak durun
- mümkün olduğu kadar beyaz et yiyin (balık ve kümes hayvanları göğüs etlerini), kırmızı eti kısmen azaltın
- bol bol vitamin , mineral , karbonhidrat ve lif kaynağı olan taze sebze, meyve tüketin
- vücuttaki kas kütlesini artırmaya çalışmak için düzenli olarak ağırlık çalışın
- günde enaz 3 lt su tüketin (güne yayarak)

bütün bunlara haftada 3-4 gün yapılacak kardio antremanları da eklenirse çok dha kontrollü bir yağ oranına sahip olursunuz..


bunları yapmak zor değil sadece bilgili bilinçli olmak ve biraz özen gerekiyor..


2009 yılında paylaştığım bir mesajdı.Açıkçası bazı bilgilerin revize edilmesi gerekiyor.

Öncelikle göbek yapmadan kilo almanın iki yöntemi vardır birincisi ve sağlıksız olanı su toplayarak..
2. ve sağlıklı olan ama zor da olan kas yaparak kilo alınabilir.Aslına bakarsanız mesele yağ ise tartıdaki rakam değil bel çevresinin ölçüsündeki değişikliktir esas..Kas yapmak ise derdimiz yağ oranını korurken (yine bel aynı) tartı artıyorsa kas yapıyorsunuz demektir.

Yağın özellikle hayvansal yağın yağ olarak depolanmadığı hatta hayvansal yağların da diyetimizde olması gerektiği yağ yiyerek yağ yakma sloganları konuşuluyor artık.Kuzey avrupa ülkeleri gibi birçok ülkede sağlıklı bir yaşam için yağsız diyetlere artık sıcak bakılmıyor ve devletler resmen bunu ilan ediyor..Özetle zeytinyağı yiyeceğiz ama tereyağı da yiyeceğiz.Ya da etin yağını kafaya takmayacağız.(kalori hesabı yapanlar dikkat edebilir)
Yukardaki ile bağlantılı olarak beyaz etin yanında kırmızı et te aynı oranda yenebilir.Hatta kırmızı etin kas yapıcı etkisinin daha yüksek olduğu bilinir.
Sık yemek yemenin artık leptin insülin döngüsünü bozduğu bilindiği için ağır vücutgeliştirme yapmıyorsanız ve makroları güne yaymadan alabiliyorsanız 3 öğün yeterlidir..Hatta 5er saat ara diyelim buna..yemek yedikten sonra artan insülinin düşerek yerine tersinir olarak çalışan leptin hormonunun yükselmesi (ki yağ yakan bir hormondur) için gereken süre için 5 saat denir.Google.a leptin hormonu diye yazdığınızda bu hormonun tüm hormonları yöneten bir hormon olduğunu göreceksiniz.Bu bilgiyi Canan Karatay paylaşmıştı ilk buarada..

Süt içilmesini şahsen tavsiye etmem (sindirimi sanıldığının aksine kalsiyum kaybına neden oluyor) ki zaten Türk halkında laktoz intoleransı görülme oranı yüksek, içilecekse de yağı azaltılmış değil sıradan süt için ki sütünüz en azından yağ konusunda işlem görmemiş olsun.Yağı homojenize edilmemiş yoğurt (ev yoğurdu), peynir, kefir vb tüketilebilir.

Kepekli ürünlerin yine beyaz un katkılarından dolayı masum oldukları söylenemez.Tam tahıl ürünler tüketilmelidir.Tam tahıldan kastımız tabi ki tam tahıllı bisküviler vs değil zira bunlar da işlenmiş gıdalar.Tam tahıl ekmekleri hatta olursa ekşi mayalı ekmekler daha sağlıklıdır.
 
Son düzenleme:
2009 yılında paylaştığım bir mesajdı.Açıkçası bazı bilgilerin revize edilmesi gerekiyor.

Öncelikle göbek yapmadan kilo almanın iki yöntemi vardır birincisi ve sağlıksız olanı su toplayarak..
2. ve sağlıklı olan ama zor da olan kas yaparak kilo alınabilir.Aslına bakarsanız mesele yağ ise tartıdaki rakam değil bel çevresinin ölçüsündeki değişikliktir esas..Kas yapmak ise derdimiz yağ oranını korurken (yine bel aynı) tartı artıyorsa kas yapıyorsunuz demektir.

Yağın özellikle hayvansal yağın yağ olarak depolanmadığı hatta hayvansal yağların da diyetimizde olması gerektiği yağ yiyerek yağ yakma sloganları konuşuluyor artık.Kuzey avrupa ülkeleri gibi birçok ülkede sağlıklı bir yaşam için yağsız diyetlere artık sıcak bakılmıyor ve devletler resmen bunu ilan ediyor..Özetle zeytinyağı yiyeceğiz ama tereyağı da yiyeceğiz.Ya da etin yağını kafaya takmayacağız.(kalori hesabı yapanlar dikkat edebilir)
Yukardaki ile bağlantılı olarak beyaz etin yanında kırmızı et te aynı oranda yenebilir.Hatta kırmızı etin kas yapıcı etkisinin daha yüksek olduğu bilinir.
Sık yemek yemenin artık leptin insülin döngüsünü bozduğu bilindiği için ağır vücutgeliştirme yapmıyorsanız ve makroları güne yaymadan alabiliyorsanız 3 öğün yeterlidir..Hatta 5er saat ara diyelim buna..yemek yedikten sonra artan insülinin düşerek yerine tersinir olarak çalışan leptin hormonunun yükselmesi (ki yağ yakan bir hormondur) için gereken süre için 5 saat denir.Google.a leptin hormonu diye yazdığınızda bu hormonun tüm hormonları yöneten bir hormon olduğunu göreceksiniz.Bu bilgiyi Canan Karatay paylaşmıştı ilk buarada..

Süt içilmesini şahsen tavsiye etmem (sindirimi sanıldığının aksine kalsiyum kaybına neden oluyor) ki zaten Türk halkında laktoz intoleransı görülme oranı yüksek, içilecekse de yağı azaltılmış değil sıradan süt için ki sütünüz en azından yağ konusunda işlem görmemiş olsun.Yağı homojenize edilmemiş yoğurt (ev yoğurdu), peynir, kefir vb tüketilebilir.

Kepekli ürünlerin yine beyaz un katkılarından dolayı masum oldukları söylenemez.Tam tahıl ürünler tüketilmelidir.Tam tahıldan kastımız tabi ki tam tahıllı bisküviler vs değil zira bunlar da işlenmiş gıdalar.Tam tahıl ekmekleri hatta olursa ekşi mayalı ekmekler daha sağlıklıdır.
Diez bahsettiğin bilgilere kaynak göstermemişsin ve bazı bilgilerde hataların olduğunu düşünüyorum. Öğün sıklığı bu konulardan biri. Süt konusundaki görüşüne tamamen katılmıyorum.
Hayvansal yağların yağ olarak depolanmadığını söylemişsin ancak yağların adipoz dokuda depolanma meyili karbonhidrat ve proteinlere göre yüksektir.

Öğün sıklığı için Uluslarası Spor Beslenmesi Birliğinin review'i sık öğün tüketiminin olumlu etkilerinden bahsediyor.

"Position Statement: Admittedly, research to date examining the physiological effects of meal frequency in humans is somewhat limited. More specifically, data that has specifically examined the impact of meal frequency on body composition, training adaptations, and performance in physically active individuals and athletes is scant. Until more research is available in the physically active and athletic populations, definitive conclusions cannot be made. However, within the confines of the current scientific literature, we assert that:

1. Increasing meal frequency does not appear to favorably change body composition in sedentary populations.
2. If protein levels are adequate, increasing meal frequency during periods of hypoenergetic dieting may preserve lean body mass in athletic populations.
3. Increased meal frequency appears to have a positive effect on various blood markers of health, particularly LDL cholesterol, total cholesterol, and insulin.
4. Increased meal frequency does not appear to significantly enhance diet induced thermogenesis, total energy expenditure or resting metabolic rate.
5. Increasing meal frequency appears to help decrease hunger and improve appetite control.
The following literature review has been prepared by the authors in support of the aforementioned position statement. "

Süt konusunda ise yeni yayınlanan Türkiye'ye Özgü Beslenme rehberinde de sütün ve kalsiyum alımının öneminden bahsediliyor. Ki sütün sindiriminin kalsiyum kaybına sebep olması ile ilgili bilimsel bir kaynağa rastlamadım. Bu konuda kaynak göstermeni rica ediyorum.
 
Diez bahsettiğin bilgilere kaynak göstermemişsin ve bazı bilgilerde hataların olduğunu düşünüyorum. Öğün sıklığı bu konulardan biri. Süt konusundaki görüşüne tamamen katılmıyorum.
Hayvansal yağların yağ olarak depolanmadığını söylemişsin ancak yağların adipoz dokuda depolanma meyili karbonhidrat ve proteinlere göre yüksektir.

Öğün sıklığı için Uluslarası Spor Beslenmesi Birliğinin review'i sık öğün tüketiminin olumlu etkilerinden bahsediyor.

"Position Statement: Admittedly, research to date examining the physiological effects of meal frequency in humans is somewhat limited. More specifically, data that has specifically examined the impact of meal frequency on body composition, training adaptations, and performance in physically active individuals and athletes is scant. Until more research is available in the physically active and athletic populations, definitive conclusions cannot be made. However, within the confines of the current scientific literature, we assert that:

1. Increasing meal frequency does not appear to favorably change body composition in sedentary populations.
2. If protein levels are adequate, increasing meal frequency during periods of hypoenergetic dieting may preserve lean body mass in athletic populations.
3. Increased meal frequency appears to have a positive effect on various blood markers of health, particularly LDL cholesterol, total cholesterol, and insulin.
4. Increased meal frequency does not appear to significantly enhance diet induced thermogenesis, total energy expenditure or resting metabolic rate.
5. Increasing meal frequency appears to help decrease hunger and improve appetite control.
The following literature review has been prepared by the authors in support of the aforementioned position statement. "

Süt konusunda ise yeni yayınlanan Türkiye'ye Özgü Beslenme rehberinde de sütün ve kalsiyum alımının öneminden bahsediliyor. Ki sütün sindiriminin kalsiyum kaybına sebep olması ile ilgili bilimsel bir kaynağa rastlamadım. Bu konuda kaynak göstermeni rica ediyorum.
Tabi ki ilk fırsatta kaynak paylaşırım.Kendim uyduramacağım kadar iddialı konular bunlar zira..
Süt ile ilgili sağlık örgütleri süt birlikleri ya da ziraat odaları gibi çalıştıkları için en küçük süt , yerine yeşil yapraklı gıda yiyin dendiğinde hopluyorlar ama bunlar ticari kaygılar tabi..
Sık beslenme ile ilgili de bilimsel olarak yakın zamanda farkına varılan leptin hormonu üzerinden kaynaklar paylaşıcam dediğim gibi ilk fırsatta..bununla ilgili elimde kitap ta var en azından oradan paylaşırım..
 
elbet yağlanırsın ama bu yağlanmayı minimum seviyede tutmak senin elinde beslenme antreman ilişkisini biribirine paralel ve düzenli tutarak temiz büyüme sağlanabilir
 
şeker yağ un tuz

bunlardan uzak durarak alabilrisin koçum
kurallar gereği üyelere bu şekilde hitap etmememiz gerekiyor..[DOUBLEPOST=1493815829][/DOUBLEPOST]
Diez bahsettiğin bilgilere kaynak göstermemişsin ve bazı bilgilerde hataların olduğunu düşünüyorum. Öğün sıklığı bu konulardan biri. Süt konusundaki görüşüne tamamen katılmıyorum.
Hayvansal yağların yağ olarak depolanmadığını söylemişsin ancak yağların adipoz dokuda depolanma meyili karbonhidrat ve proteinlere göre yüksektir.

Öğün sıklığı için Uluslarası Spor Beslenmesi Birliğinin review'i sık öğün tüketiminin olumlu etkilerinden bahsediyor.

"Position Statement: Admittedly, research to date examining the physiological effects of meal frequency in humans is somewhat limited. More specifically, data that has specifically examined the impact of meal frequency on body composition, training adaptations, and performance in physically active individuals and athletes is scant. Until more research is available in the physically active and athletic populations, definitive conclusions cannot be made. However, within the confines of the current scientific literature, we assert that:

1. Increasing meal frequency does not appear to favorably change body composition in sedentary populations.
2. If protein levels are adequate, increasing meal frequency during periods of hypoenergetic dieting may preserve lean body mass in athletic populations.
3. Increased meal frequency appears to have a positive effect on various blood markers of health, particularly LDL cholesterol, total cholesterol, and insulin.
4. Increased meal frequency does not appear to significantly enhance diet induced thermogenesis, total energy expenditure or resting metabolic rate.
5. Increasing meal frequency appears to help decrease hunger and improve appetite control.
The following literature review has been prepared by the authors in support of the aforementioned position statement. "

Süt konusunda ise yeni yayınlanan Türkiye'ye Özgü Beslenme rehberinde de sütün ve kalsiyum alımının öneminden bahsediliyor. Ki sütün sindiriminin kalsiyum kaybına sebep olması ile ilgili bilimsel bir kaynağa rastlamadım. Bu konuda kaynak göstermeni rica ediyorum.

Gecikme için kusuruma bakmayın resim ekleme özelliğinde problemler yaşadık ama şimdilik sorun yok..tabi fırsat ta bulamadım o da ayrı konu..

kaynakları paylaşmadan belirtmek istediğim bir konu var..sütün faydalı olup olmaması gibi konuları genel geçer ya da topluma öğretilmiş bilgiler çürütüldüğünde çok fazla kafa karıştıracağı için aleyhte kaynağımız da olsa yeni bir başlık açmadan yani konuyu parlatmadan üzerinden geçmeyi tercih ediyoruz..
bu yüzden yukarıda üstün körü sadece bir tavsiyenin içinde bahsetmiştim..
süt ile ile ilgili ilk kaynağım rahmetli Prof.Dr Ahmet Aydın'ın yazılarıdır..beslenmebulteni.com adlı sitesinde çoğu kısmına kaynak vererek yazılar yazmıştır..
Süt magnezyum ve kalsiyum konusunda içerik olarak fena olmasa da insan vücudunun yararlanabilmesi açısından çok yetersizdir.
megnezyum ve fosfora oranları da bunda etken..ayrıca mideyi asidik yapan kazein sindirilirken yani kalsiyum kazeinat formuna dönüştürülürken vücuttan kalsiyum emilerek nötrlenmesi ayrı bir handicap..aşağıdaki kaynaklarda var..Ahmet Aydın buarada çocuk metabolizma ve beslenme uzmanı..buna itiraz edenler ise gıda müh.odaları, çiftlik birlikleri, süt birlikleri vb vb..
http://beslenmebulteni.com/beslenme/sut-iyi-bir-kalsiyum-kaynagi-midir/
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/18065599
http://nutritionstudies.org/12-frightening-facts-milk/
http://www.peta.org/living/food/reasons-stop-drinking-milk/
http://ajcn.nutrition.org/content/89/5/1638S.full
http://www.bmj.com/content/349/bmj.g6015
http://drhyman.com/blog/2013/07/05/got-proof-lack-of-evidence-for-milks-benefits/
http://www.rense.com/general26/milk.htm
https://saveourbones.com/osteoporosis-milk-myth/

Öğün sıklığı ve leptin ile ilgili ilk kaynağım Prof.Dr.Canan Karataydır..(Diyetisyenler çok sevmezler bence de bazı konularda çok aşırıya kaçtı ama doğru söylediği de çok şey var özellikle metabolik hastalıklar konusunda)
Canan Karatay'ın kitabından 4 sayfa da ekledim ki ne için neyi referans göstermiş anlaşılabilsin..
Leptin hormonunu ve intermittent fasting olayını eminim biliyorsunuzdur ama detaylı araştırmanızı öneririm..aç kalmanın metabolizmayı yavaşlatması da kaynaklarda belirtildiği gibi 72 saatten sonra..
Görebk yapılması istenmiyorsa hala 5 saate kadar yemek yenmemesi gerektiğini savunuyorum..Sadece ağır body yapıyorsanız ve gün içinde 3500 kalori almanız gerekiyorsa 5-6 öğün almadan bu işi başaramazsınız ki bu durum istisna..
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15218336 (tam metin içermediği için tam metin aşağıdaki linkte)
https://www.karger.com/Article/Abstract/79326
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/12153738 (tam metin içermediği için tam metin aşağıdaki linkte)
http://www.eje-online.org/content/147/2/181.long
http://beslenmebulteni.com/beslenme/gunde-kac-ogun-yemeliyiz/

20170418_221449.jpg
20170418_221457.jpg
20170418_221524.jpg
20170418_221541.jpg
 
Son düzenleme:
kurallar gereği üyelere bu şekilde hitap etmememiz gerekiyor..[DOUBLEPOST=1493815829][/DOUBLEPOST]

Gecikme için kusuruma bakmayın resim ekleme özelliğinde problemler yaşadık ama şimdilik sorun yok..tabi fırsat ta bulamadım o da ayrı konu..

kaynakları paylaşmadan belirtmek istediğim bir konu var..sütün faydalı olup olmaması gibi konuları genel geçer ya da topluma öğretilmiş bilgiler çürütüldüğünde çok fazla kafa karıştıracağı için aleyhte kaynağımız da olsa yeni bir başlık açmadan yani konuyu parlatmadan üzerinden geçmeyi tercih ediyoruz..
bu yüzden yukarıda üstün körü sadece bir tavsiyenin içinde bahsetmiştim..
süt ile ile ilgili ilk kaynağım rahmetli Prof.Dr Ahmet Aydın'ın yazılarıdır..beslenmebulteni.com adlı sitesinde çoğu kısmına kaynak vererek yazılar yazmıştır..
Süt magnezyum ve kalsiyum konusunda içerik olarak fena olmasa da insan vücudunun yararlanabilmesi açısından çok yetersizdir.
megnezyum ve fosfora oranları da bunda etken..ayrıca mideyi asidik yapan kazein sindirilirken yani kalsiyum kazeinat formuna dönüştürülürken vücuttan kalsiyum emilerek nötrlenmesi ayrı bir handicap..aşağıdaki kaynaklarda var..Ahmet Aydın buarada çocuk metabolizma ve beslenme uzmanı..buna itiraz edenler ise gıda müh.odaları, çiftlik birlikleri, süt birlikleri vb vb..
http://beslenmebulteni.com/beslenme/sut-iyi-bir-kalsiyum-kaynagi-midir/
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/18065599
http://nutritionstudies.org/12-frightening-facts-milk/
http://www.peta.org/living/food/reasons-stop-drinking-milk/
http://ajcn.nutrition.org/content/89/5/1638S.full
http://www.bmj.com/content/349/bmj.g6015
http://drhyman.com/blog/2013/07/05/got-proof-lack-of-evidence-for-milks-benefits/
http://www.rense.com/general26/milk.htm
https://saveourbones.com/osteoporosis-milk-myth/

Öğün sıklığı ve leptin ile ilgili ilk kaynağım Prof.Dr.Canan Karataydır..(Diyetisyenler çok sevmezler bence de bazı konularda çok aşırıya kaçtı ama doğru söylediği de çok şey var özellikle metabolik hastalıklar konusunda)
Canan Karatay'ın kitabından 4 sayfa da ekledim ki ne için neyi referans göstermiş anlaşılabilsin..
Leptin hormonunu ve intermittent fasting olayını eminim biliyorsunuzdur ama detaylı araştırmanızı öneririm..aç kalmanın metabolizmayı yavaşlatması da kaynaklarda belirtildiği gibi 72 saatten sonra..
Görebk yapılması istenmiyorsa hala 5 saate kadar yemek yenmemesi gerektiğini savunuyorum..Sadece ağır body yapıyorsanız ve gün içinde 3500 kalori almanız gerekiyorsa 5-6 öğün almadan bu işi başaramazsınız ki bu durum istisna..
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15218336 (tam metin içermediği için tam metin aşağıdaki linkte)
https://www.karger.com/Article/Abstract/79326
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/12153738 (tam metin içermediği için tam metin aşağıdaki linkte)
http://www.eje-online.org/content/147/2/181.long
http://beslenmebulteni.com/beslenme/gunde-kac-ogun-yemeliyiz/

Eki Görüntüle 46088 Eki Görüntüle 46089 Eki Görüntüle 46090 Eki Görüntüle 46091
Diez, detaylı bir cevap verdiğin için çok teşekkür ederim. Kaynaklarını gönderdiğin kişiler alanları beslenme olmayan iki kişi. Alanı beslenme olmayan biri ancak kaynak gösteriyor diyebilirsin. Nerdeyse kesin denilebilecek her konuda aksini savunan bilimsel çalışmalar var. Mesela c vitamininin demir emilimini artırdığı neredeyse kesin sayılabilecek bir gerçek, ancak aksini iddia eden çalışmalar da var. Süt konusu da buna benziyor. Kalsiyum için en iyi kaynaklardan biri süt ve her ülkenin beslenme rehberinde yer alıyor. 2016 yılında Türkiye'ye Özgü Beslenme rehberi yayınlandı. Yayına hazırlayan kişiler alanı beslenme olan, şuanda bu alanda çalışan başarılı kişiler diyebilirim. Orada sütün önemi detaylı olarak anlatılıyor. Yukarıda senin verdiğin gibi bir bilgi olsa ve bu kaynak gerçekten sağlam ve saygıdeğer bir kaynak olsa eminim bunu göz önünde bulundururlar. Maalesef ülkemizde bu alanın pek gelişmediği düşünülüyor ama bunun altında yatan sebep, bu alanda başarılı insanların medyada olmamaları ya da reklamlarının olmaması. Mesela bir sporcu beslenmesi profesörü var, yaklaşık 40 yıldır bu alanın içinde ve kitaplarındaki bilgiler en güncel, en yeni bilgi ve kaynaklardan oluşuyor ama bir çok diyetisyen dahi ismini bilmiyordur. Türkiyeye özgü beslenme rehberi de öyle, incelersen yayınların çok yeni ve güncel olduklarını görebilirsin. Rehberi hazırlayan kişilerin yukarıda söylediğin bilgileri araştırmama veya doğrudan kendi bildiklerini savunma, yerlerinde sayma özelliklerinin olmadığını biliyorum.
Karatay konusunda seninle hemfikirim. Söylediği bazı şeyler doğru. Bunları inkar etmek mantıklı olmaz. Örneğin yumurtanın serum kolesterol düzeyini artırmadığı gibi. Ancak bunu yapılan çalışmaları referans göstererek 2001 yılından beri söyleyen bir beslenme profesörü olduğunu biliyorum. Dediğim gibi medyada olmadıkları için sesleri pek duyulmuyor ya da bilgileri toplumun büyük bölümüne ulaşamıyor.

Süt konusunda gönderdiğin bilimsel kaynaklara bakacağım, ing makale gönderebilirim aslında bu konu ile ilgili ama şuan detaylı çalışma gönderecek vaktim yok. Bahsettiğim yaklaşık 300 sayfalık detaylı beslenme rehberini ve süt ile ilgili Sağlık bakanlığının bir rehberini eklemek istiyorum. Rehber güncel olduğu için okumanı kesinlikle tavsiye ederim. Cevabın için tekrardan teşekkür ederim, sağlıcakla kal.

http://beslenme.gov.tr/content/files/Tuz/23_aral_k_tu_ber_tu_rkc_e_son_hali.pdf

https://sbu.saglik.gov.tr/Ekutuphane/kitaplar/B 8.pdf
 
Diez, detaylı bir cevap verdiğin için çok teşekkür ederim. Kaynaklarını gönderdiğin kişiler alanları beslenme olmayan iki kişi. Alanı beslenme olmayan biri ancak kaynak gösteriyor diyebilirsin. Nerdeyse kesin denilebilecek her konuda aksini savunan bilimsel çalışmalar var. Mesela c vitamininin demir emilimini artırdığı neredeyse kesin sayılabilecek bir gerçek, ancak aksini iddia eden çalışmalar da var. Süt konusu da buna benziyor. Kalsiyum için en iyi kaynaklardan biri süt ve her ülkenin beslenme rehberinde yer alıyor. 2016 yılında Türkiye'ye Özgü Beslenme rehberi yayınlandı. Yayına hazırlayan kişiler alanı beslenme olan, şuanda bu alanda çalışan başarılı kişiler diyebilirim. Orada sütün önemi detaylı olarak anlatılıyor. Yukarıda senin verdiğin gibi bir bilgi olsa ve bu kaynak gerçekten sağlam ve saygıdeğer bir kaynak olsa eminim bunu göz önünde bulundururlar. Maalesef ülkemizde bu alanın pek gelişmediği düşünülüyor ama bunun altında yatan sebep, bu alanda başarılı insanların medyada olmamaları ya da reklamlarının olmaması. Mesela bir sporcu beslenmesi profesörü var, yaklaşık 40 yıldır bu alanın içinde ve kitaplarındaki bilgiler en güncel, en yeni bilgi ve kaynaklardan oluşuyor ama bir çok diyetisyen dahi ismini bilmiyordur. Türkiyeye özgü beslenme rehberi de öyle, incelersen yayınların çok yeni ve güncel olduklarını görebilirsin. Rehberi hazırlayan kişilerin yukarıda söylediğin bilgileri araştırmama veya doğrudan kendi bildiklerini savunma, yerlerinde sayma özelliklerinin olmadığını biliyorum.
Karatay konusunda seninle hemfikirim. Söylediği bazı şeyler doğru. Bunları inkar etmek mantıklı olmaz. Örneğin yumurtanın serum kolesterol düzeyini artırmadığı gibi. Ancak bunu yapılan çalışmaları referans göstererek 2001 yılından beri söyleyen bir beslenme profesörü olduğunu biliyorum. Dediğim gibi medyada olmadıkları için sesleri pek duyulmuyor ya da bilgileri toplumun büyük bölümüne ulaşamıyor.

Süt konusunda gönderdiğin bilimsel kaynaklara bakacağım, ing makale gönderebilirim aslında bu konu ile ilgili ama şuan detaylı çalışma gönderecek vaktim yok. Bahsettiğim yaklaşık 300 sayfalık detaylı beslenme rehberini ve süt ile ilgili Sağlık bakanlığının bir rehberini eklemek istiyorum. Rehber güncel olduğu için okumanı kesinlikle tavsiye ederim. Cevabın için tekrardan teşekkür ederim, sağlıcakla kal.

http://beslenme.gov.tr/content/files/Tuz/23_aral_k_tu_ber_tu_rkc_e_son_hali.pdf

https://sbu.saglik.gov.tr/Ekutuphane/kitaplar/B 8.pdf
Kaynakları ve rehberleri okuyacağım inş pc.ye geçince ama devletin önermesi ya da beslenme rehberlerinde olması doğru olduğu anlamına gelmez.en azından benim için..
yani süt birlikleri gibi tarafsız olamayan kurumlardan çok farkı olamaz.devletleri siyaset şekillendirir ve sütçüler kulis yapıp bürokratların aklına girmesi çok zor değil.
Ahmet aydın hocaya gıda müh.odası ehli olmadığınız işe karışmayın demişti de Ahmet Aydın da "çocuk beslenmesi ve metabolik hastalıkları profesörü olarak ben bu işin ehli değilim ama gıda müh odası ya da ziraat odaları bu konuda ehil öyle mi?" diye tepki göstermişti..
Kimin daha yetkin ya da ehli olması meselesi karışık olsa da bilimsel kaynaklar ve istatistikler bana yetecektir..
bir ör: afla toksinden dolayı rusyadan dönen her tarım ürünü ülkemizde iç piyasada eritilir..diğer ör.avrupada yasaklanan bir ilacın ülkemizde yasaklanması yıllar alabiliyor.
Beslenme piramidi meselesinde de tahıllar en büyük kısımdı ve devlette bunu kullandı ama modern piramid farklı.. süt konusunda ticari ya da siyasi kaygısı olmayan kuruluş ya da şahısların araştırmaları daha değerli benim için..devletler bilimin çok gerisinden geliyorlar ve ticari hayatı desteklemek için risk alabiliyorlar..
Düşünebiliyor musunuz bakanlık yarın sabah süt zararlı açıklaması yapsın da onbinlerce süt üreticisi iflas etsin..mümkün mü bu? Bu yüzden devletleri referans almak çok riskli..
Hiç süt içilmeyen uzak doğuda , afrikada yada süt içilmemiş dönem insan fosillerinde kemik erimesi yokken en çok süt içen orta kuzey avrupada kemik kırık ve erimesi çok yüksek.kuzey avrupada boylar çok uzuyor tamam ama kalsiyumdan değil hayvanlarda kullanılan igf-1 katkısının süte ve çocuklara geçmesinden.birçok yeşil yapraklı bitkide kalsiyum daha fazla ve fosfora magnezyuma oranı anne sütüne inek sütünden daha yakın..kutu sütlere hiç girmiyorum onlar süt bile değil artık..
Özetle içindeki kalsiyumu tespit etmek gıda müh ya da beslenme uzmanlarının işi olabilir ama bunun insan vücudunda yararlanım derecesi, sağlığı etkileme derecesi yol açtığı hastalıkları inceleme ve istatistikleri değerlendirme konusunda bu işin hekimlik tarafı daha önde gelir benim için..
 
Son düzenleme:
Kaynakları ve rehberleri okuyacağım inş pc.ye geçince ama devletin önermesi ya da beslenme rehberlerinde olması doğru olduğu anlamına gelmez.en azından benim için..
yani süt birlikleri gibi tarafsız olamayan kurumlardan çok farkı olamaz.devletleri siyaset şekillendirir ve sütçüler kulis yapıp bürokratların aklına girmesi çok zor değil.
Ahmet aydın hocaya gıda müh.odası ehli olmadığınız işe karışmayın demişti de Ahmet Aydın da "çocuk beslenmesi ve metabolik hastalıkları profesörü olarak ben bu işin ehli değilim ama gıda müh odası ya da ziraat odaları bu konuda ehil öyle mi?" diye tepki göstermişti..
Kimin daha yetkin ya da ehli olması meselesi karışık olsa da bilimsel kaynaklar ve istatistikler bana yetecektir..
bir ör: afla toksinden dolayı rusyadan dönen her tarım ürünü ülkemizde iç piyasada eritilir..diğer ör.avrupada yasaklanan bir ilacın ülkemizde yasaklanması yıllar alabiliyor.
Beslenme piramidi meselesinde de tahıllar en büyük kısımdı ve devlette bunu kullandı ama modern piramid farklı.. süt konusunda ticari ya da siyasi kaygısı olmayan kuruluş ya da şahısların araştırmaları daha değerli benim için..devletler bilimin çok gerisinden geliyorlar ve ticari hayatı desteklemek için risk alabiliyorlar..
Düşünebiliyor musunuz bakanlık yarın sabah süt zararlı açıklaması yapsın da onbinlerce süt üreticisi iflas etsin..mümkün mü bu? Bu yüzden devletleri referans almak çok riskli..
Hiç süt içilmeyen uzak doğuda , afrikada yada süt içilmemiş dönem insan fosillerinde kemik erimesi yokken en çok süt içen orta kuzey avrupada kemik kırık ve erimesi çok yüksek.kuzey avrupada boylar çok uzuyor tamam ama kalsiyumdan değil hayvanlarda kullanılan igf-1 katkısının süte ve çocuklara geçmesinden.birçok yeşil yapraklı bitkide kalsiyum daha fazla ve fosfora magnezyuma oranı anne sütüne inek sütünden daha yakın..kutu sütlere hiç girmiyorum onlar süt bile değil artık..
Özetle içindeki kalsiyumu tespit etmek gıda müh ya da beslenme uzmanlarının işi olabilir ama bunun insan vücudunda yararlanım derecesi, sağlığı etkileme derecesi yol açtığı hastalıkları inceleme ve istatistikleri değerlendirme konusunda bu işin hekimlik tarafı daha önde gelir benim için..
Söylediklerine saygı duyarım ama Sana katılmıyorum maalesef. Süt konusunda söylediğin şeylere, bahsettiğin isimlerin söylediği şeylere çalışmalar göstererek uzun uzun cevap verilebilir.

FAO'nun sadece süt ile ilgili 400 sayfalık rehberinde söylediğin her şeye cevap var aslında. Sen de biliyorsun ki burada kişiler önemli değildir. Ahmet aydının, ya da canan karatayın yorumunu, değerlendirmesini veya söylediğini referans alamayız. En azından benim referanslarım bu alandaki saygın rehberler olur...

http://www.fao.org/docrep/018/i3396e/i3396e.pdf
 
inek sütü danalar içindir
çocukluk dönemi sonrası süt içen başka hiç bir canlı yoktur
başka hayvanın sütünü içen canlı da yoktur
tamamen kendi görüşüm, sabırlı biriyim, tüm dünya bu görüşe katılana kadar beklerim :)
 
inek sütü danalar içindir
çocukluk dönemi sonrası süt içen başka hiç bir canlı yoktur
başka hayvanın sütünü içen canlı da yoktur
tamamen kendi görüşüm, sabırlı biriyim, tüm dünya bu görüşe katılana kadar beklerim :)
Herkesin görüşüne elbette saygımız var, ancak iş yanlış olanı başkalarına anlatmaya gelince değişiyor. Siz böyle düşünürsünüz ve süt tüketmezsiniz ya da ketojenik diyet uygularsınız bu tamamen sizin bileceğiniz bir iş. Ancak çarpıcı olan mesela Atkins diyetinin savunucusu Dr.Atkins'in kendi diyetiyle ölümünü hazırlaması. Açıp okursanız ne demek istediğimi çok daha iyi anlarsınız.
Sütün bir çok süt üreticisi tarafından desteklendiği için faydalı bir ürünmüş gibi anlatıldığı gibi bir anlam çıkıyor mesajlardan. Ancak aksine bazı söylemlerle(ki doğru bilinen şeylerin aksini söyleyerek popülerite kazanan ) bazı kişiler medyada popülerite kazanıyor. Atkins diyetine bakarsanız bunu açık ve net görebilirsiniz. Ki Atkins sadece kendine zarar vermekle kalmayıp bir çok kişiyi de yanlışın içine sürükledi. Kısaca savunduğunuz bir düşünce vardır ve buna uyar ya da uymazsınız buna biz müdahale edemeyiz. Ancak insanlara inek sütünün insanlar için uygun olmadığını tüketmemeleri gerektiğini söylerseniz yukarıda belirttiğim 400 sayfalık FAO'nun rehberini gösterir ve sizden söylemlerinize kanıt oluşturacak saygın bilimsel yayınlar talep ederim.

Süt konusunda sayın diez'e verdiğim yanıt aslında son mesajımdı çünkü asıl konunun oldukça uzağında olduğu için daha fazla bu konu altında yazmak istemedim. Ancak söylediğiniz şeye cevap vermek istedim çünkü söylediğiniz şeyi bir çok kişi kendi düşüncesiyle dile getiriyor. Dayanak olmadan konuşmak maalesef bana mantıklı gelmiyor. Mesela WADA'nın bir çalışmasında 600 küsür suplementin 94 ünde doping tespit edildi. Oranın ne kadar yüksek olduğunu aşikar. Suplement konusunda insiyatif ve sorumluluk tamamen sporcuya bırakılıyor. Onlarca suplement ile ilgili yüzlerce kaynak okudum, bunun eğitimini aldım, kongrelere katıldım ancak bir öneride bulunurken veya fikrimi söylerken çok daha özenli davranıyorum ve dayanacağım bilimsel kaynak yoksa yorum yapmıyorum. Yaşınız benden büyük olduğu için size tavsiyede bulunmam uygun olmaz belki. Ancak söylemlerinizde daha dikkatli olmanızı ve "etik" kavramına daha çok dikkat etmenizi sizden rica ediyorum. Bu da konudaki son mesajım..
 
Siz bir takım kaynaklara dayanarak sütün faydalı olduğunu savunuyorsunuz, ben de başka bazı kaynaklara dayanarak danalar için olduğunu savunuyorum. Sizin sütün faydalı olduğunu etrafınızdakilere söylemeniz ne kadar etikse benim sağlıklı olmadığını söylemem de o kadar etiktir. Benim kaynaklarımı beğenmiyorsunuz, (yukarıda yazışmadan gördüğüm kadarıyla görüşlerinize ters düşen hiç bir kaynağı beğenmiyorsunuz) basitçe ben de sizinkileri beğenmiyorum. Her tartışmamızda devlet / kurumsal dev firmalar destekli araştırmaları kaynak gösteriyor olmanız bana hiç bir şey ifade etmiyor ne yazık ki.

Atkins'in nasıl öldüğünü tabloid gazetelerden mi okudunuz? Konuyu biraz daha tarafsız kaynaklardan araştırmanızı öneririm. Öte yandan Dr. Atkins'in 73 yaşında ölmesi kendi diyeti nedeniyle olsa bile bu tek bir vakadır. Tek vakalar örnek teşkil ediyorsa ben 44 yaşındayım IF, paleo ve ketojenik diyetle besleniyorum, süt kullanmıyorum, sağlık sorunum yok. Geleneksel yöntemlerle beslendiğim süre boyunca hep çeşitli sağlık sorunlarım oldu. Ben istisna olabilirim, Atkins'de olabilir, kısaca bu bir argüman bile değil.

WADA tüm supplementlerde doping bulsa ne olacak, organizasyon steroid kullanımını önlemek için kurulmuş bir organizasyon değil ki, sıradan spor izleyicisine sporcuların doping yapmamasını önemsiyor gözükmek için kurulmuş bir organizasyon. Dünyada steroid kullanmayan profesyonel spor dalı yok. WADA bu gerçeği gizlemek ve steroid kullanımını bir miktar düzenlemek dışında ne işe yarıyor?

Kapitalist düzen insanların algısını, bilimsel araştırmaları ve akademik müfredatı kontrol etmeye devam ettiği sürece beslenme ve sporla ilgili saçmalıklar sona ermeyecek. Kusura bakmayın ben her saçmalık ya da safsata duyduğuma ya da okuduğumda şiddetle karşı gelmeye devam edeceğim.
 
Siz bir takım kaynaklara dayanarak sütün faydalı olduğunu savunuyorsunuz, ben de başka bazı kaynaklara dayanarak danalar için olduğunu savunuyorum. Sizin sütün faydalı olduğunu etrafınızdakilere söylemeniz ne kadar etikse benim sağlıklı olmadığını söylemem de o kadar etiktir. Benim kaynaklarımı beğenmiyorsunuz, (yukarıda yazışmadan gördüğüm kadarıyla görüşlerinize ters düşen hiç bir kaynağı beğenmiyorsunuz) basitçe ben de sizinkileri beğenmiyorum. Her tartışmamızda devlet / kurumsal dev firmalar destekli araştırmaları kaynak gösteriyor olmanız bana hiç bir şey ifade etmiyor ne yazık ki.

Atkins'in nasıl öldüğünü tabloid gazetelerden mi okudunuz? Konuyu biraz daha tarafsız kaynaklardan araştırmanızı öneririm. Öte yandan Dr. Atkins'in 73 yaşında ölmesi kendi diyeti nedeniyle olsa bile bu tek bir vakadır. Tek vakalar örnek teşkil ediyorsa ben 44 yaşındayım IF, paleo ve ketojenik diyetle besleniyorum, süt kullanmıyorum, sağlık sorunum yok. Geleneksel yöntemlerle beslendiğim süre boyunca hep çeşitli sağlık sorunlarım oldu. Ben istisna olabilirim, Atkins'de olabilir, kısaca bu bir argüman bile değil.

WADA tüm supplementlerde doping bulsa ne olacak, organizasyon steroid kullanımını önlemek için kurulmuş bir organizasyon değil ki, sıradan spor izleyicisine sporcuların doping yapmamasını önemsiyor gözükmek için kurulmuş bir organizasyon. Dünyada steroid kullanmayan profesyonel spor dalı yok. WADA bu gerçeği gizlemek ve steroid kullanımını bir miktar düzenlemek dışında ne işe yarıyor?

Kapitalist düzen insanların algısını, bilimsel araştırmaları ve akademik müfredatı kontrol etmeye devam ettiği sürece beslenme ve sporla ilgili saçmalıklar sona ermeyecek. Kusura bakmayın ben her saçmalık ya da safsata duyduğuma ya da okuduğumda şiddetle karşı gelmeye devam edeceğim.
Bir şeyler söylediğimde konuyu hep çarpıtıyorsun. Bilmem kaç binlik sayfanın olduğundan filan söz etmeye başlıyorsun. Hayatından, uyguladığın diyetlerden söz ediyorsun. Bunlar benim zerre kadar umrumda değil. Ki okuma ya da okuduğunu anlama konusunda problemlerin olduğunu düşünüyorum. Çünkü ben diezin gönderdirdiği kaynakları beğenmediğimi söylemedim. Gönderdiğin kaynaklara bakacağım diez, ancak böyle kaynaklar da var dedim. Olayı çarpıtmaya çalışıyorsun. Eğer sütün danalar için olduğunu savunuyorsan bununla ilgili bana sistematik derleme veya meta analiz göstermelisin. Bu kadar basit. Söylediğin şeyin arkasında durabiliyorsan gösterdiğin kaynak sağlam olmalı, internet sitesini veya kendi görüşünü dile getirerek kaynak belirtmemelisin. Seninle düşük karbonhidratta da tartıştık ve sunduğum kaynaklara anti tez bir kaynak gösteremedin. Söylemlerin kişisel yorumlarının ötesine geçmiyor ve bu şekilde içi boş, değersiz ve anlamsız olarak kalıyor.
 
respect2us.23
Atkins hakkında bilgim yok ama siz yazışınca bir bakayım dedim. Şöyle bir şeye rasladım
Atkins' Death
On April 8, 2003, at age 72, Dr. Atkins slipped on the ice while walking to work, hitting his head and causing bleeding around his brain. He lost consciousness on the way to the hospital, where he spent two weeks in intensive care. His body deteriorated rapidly and he suffered massive organ failure. During this time, his body apparently retained an enormous amount of fluid, and his weight at death was recorded at 258 pounds (again, records say that he was 195 on entering the hospital).
His death certificate states that the cause of death was "blunt impact injury of head with epidural hematoma."
https://www.verywell.com/how-did-atkins-die-2241657
 
Bir şeyler söylediğimde konuyu hep çarpıtıyorsun. Bilmem kaç binlik sayfanın olduğundan filan söz etmeye başlıyorsun. Hayatından, uyguladığın diyetlerden söz ediyorsun. Bunlar benim zerre kadar umrumda değil. Ki okuma ya da okuduğunu anlama konusunda problemlerin olduğunu düşünüyorum. Çünkü ben diezin gönderdirdiği kaynakları beğenmediğimi söylemedim. Gönderdiğin kaynaklara bakacağım diez, ancak böyle kaynaklar da var dedim. Olayı çarpıtmaya çalışıyorsun. Eğer sütün danalar için olduğunu savunuyorsan bununla ilgili bana sistematik derleme veya meta analiz göstermelisin. Bu kadar basit. Söylediğin şeyin arkasında durabiliyorsan gösterdiğin kaynak sağlam olmalı, internet sitesini veya kendi görüşünü dile getirerek kaynak belirtmemelisin. Seninle düşük karbonhidratta da tartıştık ve sunduğum kaynaklara anti tez bir kaynak gösteremedin. Söylemlerin kişisel yorumlarının ötesine geçmiyor ve bu şekilde içi boş, değersiz ve anlamsız olarak kalıyor.

Siz Atkins kendi diyeti yüzünden öldü dediniz diye bu tek örnek benim tek örneğimde olduğu gibi bir şey ifade etmez yazdım. Bu yazışmanın hiç bir yerinde sayfamdan bahsetmiş değilim, forum imzamda olması mı sizi rahatsız ediyor? Sizin düşünceniz dışında hiç bir düşünce sizin umurunuzda değil. Kusura bakmayın okuma ya da okuduğumu anlama konusunda bir problemim yok sizin at gözlüğü takmak gibi bir huyunuz var. Düşük karbonhidratla ilgili gönderdiğim bir çok bağlantıya basitçe "ama bunlar sayılmaz" dediniz. Forumda gördüğünüz her şeye geleneksel yöntemlerle cevap yazacaksanız her birine de ben kendi geleneksel olmayan fikrimi yazarım, beğenmiyorsanız meta analizlerinizi, sistematik derlemelerinizi iletirsiniz.[DOUBLEPOST=1493893805][/DOUBLEPOST]
Bir şeyler söylediğimde konuyu hep çarpıtıyorsun. Bilmem kaç binlik sayfanın olduğundan filan söz etmeye başlıyorsun. Hayatından, uyguladığın diyetlerden söz ediyorsun. Bunlar benim zerre kadar umrumda değil. Ki okuma ya da okuduğunu anlama konusunda problemlerin olduğunu düşünüyorum. Çünkü ben diezin gönderdirdiği kaynakları beğenmediğimi söylemedim. Gönderdiğin kaynaklara bakacağım diez, ancak böyle kaynaklar da var dedim. Olayı çarpıtmaya çalışıyorsun. Eğer sütün danalar için olduğunu savunuyorsan bununla ilgili bana sistematik derleme veya meta analiz göstermelisin. Bu kadar basit. Söylediğin şeyin arkasında durabiliyorsan gösterdiğin kaynak sağlam olmalı, internet sitesini veya kendi görüşünü dile getirerek kaynak belirtmemelisin. Seninle düşük karbonhidratta da tartıştık ve sunduğum kaynaklara anti tez bir kaynak gösteremedin. Söylemlerin kişisel yorumlarının ötesine geçmiyor ve bu şekilde içi boş, değersiz ve anlamsız olarak kalıyor.

Siz Atkins kendi diyeti yüzünden öldü dediniz diye bu tek örnek benim tek örneğimde olduğu gibi bir şey ifade etmez yazdım. Bu yazışmanın hiç bir yerinde sayfamdan bahsetmiş değilim, forum imzamda olması mı sizi rahatsız ediyor? Sizin düşünceniz dışında hiç bir düşünce sizin umurunuzda değil. Kusura bakmayın okuma ya da okuduğumu anlama konusunda bir problemim yok sizin at gözlüğü takmak gibi bir huyunuz var. Düşük karbonhidratla ilgili gönderdiğim bir çok bağlantıya basitçe "ama bunlar sayılmaz" dediniz. Forumda gördüğünüz her şeye geleneksel yöntemlerle cevap yazacaksanız her birine de ben kendi geleneksel olmayan fikrimi yazarım, bu sizi rahatsız ediyorsa, beğenmiyorsanız meta analizlerinizi, sistematik derlemelerinizi iletirsiniz. Ben size devamen bir meta analiz, derleme ya da araştırma bağlantısı göndermeyeceğim, hiç biri sizin kendi doğrularınızı değiştirmeniz için zaten yeterli olmayacaktır.
 
Son düzenleme:
Siz Atkins kendi diyeti yüzünden öldü dediniz diye bu tek örnek benim tek örneğimde olduğu gibi bir şey ifade etmez yazdım. Bu yazışmanın hiç bir yerinde sayfamdan bahsetmiş değilim, forum imzamda olması mı sizi rahatsız ediyor? Sizin düşünceniz dışında hiç bir düşünce sizin umurunuzda değil. Kusura bakmayın okuma ya da okuduğumu anlama konusunda bir problemim yok sizin at gözlüğü takmak gibi bir huyunuz var. Düşük karbonhidratla ilgili gönderdiğim bir çok bağlantıya basitçe "ama bunlar sayılmaz" dediniz. Forumda gördüğünüz her şeye geleneksel yöntemlerle cevap yazacaksanız her birine de ben kendi geleneksel olmayan fikrimi yazarım, beğenmiyorsanız meta analizlerinizi, sistematik derlemelerinizi iletirsiniz.[DOUBLEPOST=1493893805][/DOUBLEPOST]

Siz Atkins kendi diyeti yüzünden öldü dediniz diye bu tek örnek benim tek örneğimde olduğu gibi bir şey ifade etmez yazdım. Bu yazışmanın hiç bir yerinde sayfamdan bahsetmiş değilim, forum imzamda olması mı sizi rahatsız ediyor? Sizin düşünceniz dışında hiç bir düşünce sizin umurunuzda değil. Kusura bakmayın okuma ya da okuduğumu anlama konusunda bir problemim yok sizin at gözlüğü takmak gibi bir huyunuz var. Düşük karbonhidratla ilgili gönderdiğim bir çok bağlantıya basitçe "ama bunlar sayılmaz" dediniz. Forumda gördüğünüz her şeye geleneksel yöntemlerle cevap yazacaksanız her birine de ben kendi geleneksel olmayan fikrimi yazarım, bu sizi rahatsız ediyorsa, beğenmiyorsanız meta analizlerinizi, sistematik derlemelerinizi iletirsiniz. Ben size devamen bir meta analiz, derleme ya da araştırma bağlantısı göndermeyeceğim, hiç biri sizin kendi doğrularınızı değiştirmeniz için zaten yeterli olmayacaktır.

Yapabileceğin en iyi şey bu muydu? Eleştirildiğin zaman insanları at gözlüğü takmakla mı karalarsın? 44 yaşındaki bir adama böyle şeyler yakışmıyor. Biz diez ile kaynak göstererek tartışmamızı yapıyoruz, senin ordan çıkıp konuyla alakasız kişisel yorumunu söylemen anlamsız. Ayrıca anlamlar çıkarmana gerek yok. Ketojenik diyet konusundaki mesajların hala konuda duruyor. Ne söylediğini unutuyorsun galiba. Protein konusunda şu kadar kişilik bir sayfa yönetiyorum diye konuşan da sendin. Ketojenik diyete Kısa dönemde adaptasyon sağlanamaz diyen de sensin, uzun dönem uygulamalarındaki problemler ile ilgili çalışmalar gösterdiğimde susup cevap veremeyen de. Ki yukarda da senden kaynak talep ettim ancak konuyu çarpıtarak beni at gözlüğü takmakla itham etmişsin. Senden de bu beklenirdi işte

respect2us.23
Atkins hakkında bilgim yok ama siz yazışınca bir bakayım dedim. Şöyle bir şeye rasladım
Atkins' Death
On April 8, 2003, at age 72, Dr. Atkins slipped on the ice while walking to work, hitting his head and causing bleeding around his brain. He lost consciousness on the way to the hospital, where he spent two weeks in intensive care. His body deteriorated rapidly and he suffered massive organ failure. During this time, his body apparently retained an enormous amount of fluid, and his weight at death was recorded at 258 pounds (again, records say that he was 195 on entering the hospital).
His death certificate states that the cause of death was "blunt impact injury of head with epidural hematoma."
https://www.verywell.com/how-did-atkins-die-2241657
Dvrmchrky, bu konuda farklı düşünceler var ancak atkins'in yaşadığı problemlerin doktorları tarafından kendi uyguladığı diyete bağlandığını biliyorum. Bu konu ile ilgili Türkiyedeki bir çok gazetede de haberler çıktı. Dr. Atkins'in kayıp düşmesi veya baygınlık geçirmesi işin son kısmı aslında. 2000 li yıllarda yaşadığı böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği, kardiyomiyopati gibi yaşadığı ciddi sağlık sorunları var.

http://www.hurriyet.com.tr/diyet-gurusu-dr-atkins-oldugunde-117-kiloymus-38560976

"New York'ta geçtiğimiz yıl, buzlu yolda yürürken düşüp ölen diyet gurusu Dr. Robert Atkins'in sağlık geçmişi açıklandı. Dr. Atkins'in kalp krizi, kalp yetmezliği ve yüksek tansiyon gibi rahatsızlıkları olduğu belirtildi.72 yaşında öldüğünde Atkins'in 117 kg olduğu bildirildi. Atkins'in rahatsızlıklarının sağlıksız beslenme ve sonucundaki yüksek kilosuyla bağlantılı olduğu ifade edildi. Aşırı kilolarının ünlü ‘‘Atkins diyeti’’nin mucidi Dr. Atkins'in obez olduğunu kanıtladığı belirtildi. Hayatı boyunca kendi bulduğu diyet programının sıkı bir takipçisi olan Dr. Atkins, bu nedenle sıkça eleştiriliyordu. Atkins diyeti, karbonhidrat alımını son derece kısıtlarken, et ve peynir gibi yağlı yiyeceklerin tüketiminde sakınca görmüyor. Diğer beslenme uzmanları, Atkins diyeti uygulayanların, kalp hastalığına yakalanma risklerinin yüksek olduğunu savunuyorlardı. Ancak uzmanların bu uyarılarına aldırmayan Dr. Atkins, kendi bulduğu ve Amerikan beslenme alışkanlığına uygun diyet programını ölünceye kadar tatbik etti"

http://m.milliyet.com.tr/pembenar/populer-diyet-efsaneleri-pembenar-yazardetay-diyet-2389427/

"Deneyim ne olacak ki koskoca profesör, doktor, bitki bilimci vb. Hem diyetten kim ölmüş ben öleyim diyorsunuz ama ! Evet ölen biri var Dr. Atkins. Neydi Atkins diyeti ? Az karbonhidrat bol protein ve yağ tüket. Vücut ana enerji kaynağını yağ zannetsin ki yağları yakamaya başlasın. Yani şu son zamanlarda çok meşhur olan düşük karbonhidrat yüksek proteinli diyetlerin ilk dillendiricisi. Kendi geliştirdiği diyeti yaşam tarzına yansıtmıştır. Sayısız televizyon programı, gazete yazıları, kendi ürünlerinin satıldığı yerler ve son olarak kendi adına açılan vakıf hem meşhurluk hem para kazanımı açısından herşeyin süper gitmesi anlamına geliyordu. Ama herkesin kafasını karıştıran bir konu vardı ; 1990 yıllarından itibaren Dr. Atkins’in hiçbir televizyona çıkmaması yazılı demeçler sürekli devam ediyordu ama görsel bir röportaj ya da program katılımı yoktu. 2000 yılında kalbi ile ilgili kısmi sıkıntılar yaşıyor, bu duruma neden bazı doktorlarca yanlış beslenme düzeni gösteriliyor ama Dr. Atkins ısrarla karşı çıkıyor. Daha sonra 2003 yılında Dr. Atkins bir baygınlık geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor ve birkaç gün sonra böbrek yetersizliğinden vefat ediyor. Hastane kayıtlarında 125kg olarak ölçümü ve böbrek yetersizliği ... işte bunlar bizim tam da düşük kalorili ve yüksek proteinli diyetlerde aman dikkatli olun yoksa başımıza bunlar gelir dediğimiz 2 nokta hızla kilo artışı sonucu obezite ve aşırı protein tüketimine bağlı böbrek yetmezliğiydi. Kısacası Dr. Atkins kendi diyetinin komplikasyonlarına bağlı ölmüştü."
 
Anladım.
Peki sence Atkins daha önce yaşadığı sağlık sorunlarının kaynağı, karbonhidratı düşük tutması mı yoksa aşırı protein yüklemesinin böbreklerde soruna yol açması mı?
Bu low carb diyeti ilgimi çekiyor o yüzden soruyorum.
Low carb diyetinin sağlıksız olduğunu gösteren ciddi kanıtlar var mı? İleride belki bu diyeti denerim diye düşünüyorum ama sağlıksız ise tabi hiç başlamamak lazım.
 
Back
Yukarı