Etten korkma meyveden kork!

Konusu 'Beslenme' forumundadır ve heldic tarafından 8 Aralık 2011 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 30 üye.
  1. ZeusS_
    Offline

    ZeusS_ Yeni Üye

    Katılım:
    10 Ekim 2011
    Mesajlar:
    1.122
    Beğenileri:
    1.892
    Ödül Puanları:
    0
    Amacım kimseye destek verip kimseyi çürütmek değil ama ben Arnold a çok güvenmiyorum arkadaşlar...
    Sonuçta belgeselinde bile "ne sütü yahu, süt çocuklar için ben bira içiyorum" demiş bir insan...

    Akıl var nizam var; hem bira içeceksin, hemde bu alemde hala daha örnek teşkil edilen bir karın yapmış olacaksın...
    Yani şuan ki halinden bahsetmiyorum; Arnold ın karını dedince gelmiş geçmiş en başarılı abdominallerden biri olmasından bahsediyorum...

    Sevgili R10 yazdığı yazının içeriğinde vurgulamak istediği başka bir şey, o ayrı, ama bence örneği kötü seçmiş...
    Onun yerine çok az protein tüketip kilo kilo kas yapan duayenlerden birini gösterseydi mesela anlatmak istediği şeyi daha güzel vurgulardı ;)
     
  2. serkan1984
    Offline

    serkan1984 Üye

    Katılım:
    12 Haziran 2006
    Mesajlar:
    448
    Beğenileri:
    341
    Ödül Puanları:
    73

    ordinaryus heldic yine son noktayı yokmuş , kollestrollü beslenirsek sorunumuz olmazmış , biraz sonra çıkıp karatay diyetini uygulyan ölümsüz olur dersen şaşırmam zaten...ikditarsızlıgın bir sürü nedeni var nasıl böyle kesin yargılara varabiliyosun anlamak güç....
     
    AngryHun, Al Neri ve Cidade de Deus bunu beğendi.
  3. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    www.birtat.com.tr/urunlerimiz/uroloji_bevliye/testeron.htm


    www.aktifhaber.com/testesteron-tedavisi-mucizesi-143218h.htm

    Testesteronun kolestrol ile olan iliskileri icin önce okuyunuz yukardaki sayfalari

    Sonra forumda kolestrolu dogal yollardan arttirmanin yollari var ordaki maddelere bakalim

    Tam yumurta kirmizi et ve yaglar ketojenik diyet yapan bir arkadasimiz hormonlarini ölcturdugu zaman testesteronu 2 misli cikmis.

    Iktidarsizligin en buyuk sebebi gunumuzde yagsiz kolestrolsuz beslenme ve kolestrol haplari dusuk kolestrol de steroid uretilemiyor testesteron erkeklik hormonu nasil cinsellikle alakasi olamaz ki ?

    Ordinaryus mu dersiniz ne dersiniz bilmiyorum da :) ne yazdiysam arkasinda kaynaklarini gosterebiliyorum daha cok arastirir okursaniz yeni seyler ögrenebiliyorsunuz

    ---------- Post added at 06:10 ---------- Previous post was at 06:00 ----------

    www.bodyforumtr.com/vbforum/testesteronu-do-al-yollardan-art-t4221.html

    Yukarda testesteronu dogal yollardan arttirmayi anlatmis bir arkadasimiz

    ketosis diyeti yapan baska arkadasimiz tum gun eroksiyon halinde gezdigini her disiye baktigini yazmis ;)

    Bunlar gozlemleri hehe ;) bendeki belirtileri yazmayayim ;)

    cinsel aktivitenin nasil testesteron ile iliskisi olamaz sonucta erkeklik hormonu
     
  4. serkan1984
    Offline

    serkan1984 Üye

    Katılım:
    12 Haziran 2006
    Mesajlar:
    448
    Beğenileri:
    341
    Ödül Puanları:
    73
    kimse zaten testesteron cinsel saglıkta etkisizdir demedi......ikdidarsızlıgın sebebi sadece testesteron eksikligimidir ? binbir türlü nedeni var anlamıyomusun , pskolojik etkenler , agır ilaç alımı , alkol sigara vs vs diye uzayıp gidiyor......testo yönünden hiç bir eksikligi olmayan adamlar bile bu dertten müzdarip olabiliyor.....buna karşın sen diyosunki bol yaglı beslenin bişeyiniz kalmaz , bu nasıl bi mantık ?

    merak etme yeterince araştırıp okuyoruz bence sen araştırma yaparken " karatay diyeti , taş devri diyeti " dışına çıkıp araştırma yapmalısın , bunlara takılı kalmışsın , her koydugun link karatay diyetini destekler nitelikte , birazda farklı bi pencereden bak olaya......
    mesela fazla omege 3 , 6 , 9 alımının zararlarından falan başlayabilirsin
     
    AngryHun ve Cidade de Deus bunu beğendi.
  5. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    onları da yazdık zaten gecmis konularımız da

    Sorun beslenme konusu konustugumuz o

    Testesteron olmadan cinsellik olurmu ?

    Libido seviyesini ne ayarlar Testesteron Beslenme olarak neyi düsünürüz testesteronu Bizim savundugumuz diyette testesteronun salgılanması icin hersey yerinde mi evet yerinde.

    Geri kalan psikolojiyi ilgilendirir sigara icip icmemesi de kendi sorunları beslenme bicimi olarak en iyi testesteron salgılatan yüksek yag düsük karbonhidrat kırmızı et ve tam yumurta ise beslenme konusu kapanmıstır Kolestrollu ve yag dan bol beslenirsek steroid ler icin lazım olan kolestrol vucuda alınmıs olur ve vucud testesteron yapar.

    Omega 3 omega 6 konusu ise Omega 3 den zengin beslenmeliyiz

    Dogal yumurta peynir balık tereyagı omega 3 den zengin

    tahıllar ve bitkisel yaglar omega 6 dan zengindir ve vucudun dengesini omega 6 dan yana bozar bu yuzden omega 6 iceren besinleri az tuketmeliyiz hergun 1000mg deha epa ya deng gelecek sekilde balık yagı almalıyız

    Burda da tas devri diyeti tahıl ve aycicek kalone mısırozu gibi omega 6 dan yuksek yagları yasaklayarak dogru yapıyor
     
  6. serkan1984
    Offline

    serkan1984 Üye

    Katılım:
    12 Haziran 2006
    Mesajlar:
    448
    Beğenileri:
    341
    Ödül Puanları:
    73
    tamam hocam sen haklsın devam et ......
     
    AngryHun bunu beğendi.
  7. Cattleya
    Offline

    Cattleya Yeni Üye

    Katılım:
    21 Ekim 2011
    Mesajlar:
    275
    Beğenileri:
    233
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Aydın
    Bu konu 13 sayfa nasıl böyle uzadı şaşmamak elde değil
     
  8. AngryHun
    Offline

    AngryHun Üye

    Katılım:
    2 Şubat 2010
    Mesajlar:
    1.166
    Beğenileri:
    1.132
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Kimyager
    Yer:
    İstanbul
    Cidade de Deus ve heldic 7 gün uzaklaştırma almış.inşallah 7 günün sonunda tekrar hortlamaz konu :)
     
    Danny Boy, sultanmehmed ve Al Neri bunu beğendi.
  9. YesiLZeytin
    Offline

    YesiLZeytin Üye

    Katılım:
    26 Nisan 2009
    Mesajlar:
    313
    Beğenileri:
    198
    Ödül Puanları:
    53
    Fruktozun, metabolize olurken yağa dönüşme süreci kolay olan ve iç organların yağlanmasında etkili olan bir şeker türü olduğunu daha önce birçok kaynakta okumuştum. Bu açıdan bakıldığında fruktoz çok masum olmayan bir şeker türüdür.

    Tavuk etinde hormanal ilaç kullanımı kırmızı ete göre daha fazladır. Ayrıca Türkiye'de kırmızı ette kullanılan hormonal ilaçlar diğer ülkelerdeki besiciliğe göre daha düşük miktardadır diye okuduğumu hatırlıyorum.

    Canan Karatay'ın önerdiği beslenme şekliyle ilgili geçen bir haber okumuştum, Sağlık Bakanlığı el koydu bu duruma diyordu haberde. Sonra detaylarına baktım haberin, bakanlığın elle tutulur doğru dürüst bir sebebini göremedim, sadece elde yeterli veri yok en iyisi biz alışkanlıklarımızı değiştirmeyelim diyordu.
     
  10. ercan gürgöze
    Offline

    ercan gürgöze Üye

    Katılım:
    3 Mart 2011
    Mesajlar:
    2.027
    Beğenileri:
    1.332
    Ödül Puanları:
    123
    peki "canan karatay'ın " var mı elle tutulur fazla bi şeyi?!...(

    olay tamamen çarpıtmalar üzerinde kurulu , tabi ki her tarafca ,tek taraflı değil!...

    fruktoz , zararlı diye bi genelleme yapılabilir mi hiç ?!...zararlı olan fruktoz , "şeker hastaları" ve "gdolu besinlerden elde edilen ,rafine fruktoz tiplemeleri "dense tabi denecek fazla birşey yok!...


    ama, adam sağlam ,ensülin, enzim sistemi sağlam çalışıyor ,sen kalkıp ona "meyva yeme " dersen olmaz!...(

    tam tersi "karaciğerin " fonsiyonel görevlerini yapması , hele performans işleri yapanların "ani ,ekstrem enerji kayıplarının "yerine konması için için " şeker türveleri "nin de belirli oranlarda alınması doğru nokta iken...
     
  11. YesiLZeytin
    Offline

    YesiLZeytin Üye

    Katılım:
    26 Nisan 2009
    Mesajlar:
    313
    Beğenileri:
    198
    Ödül Puanları:
    53
    Canan Karatay'ın elle tutulur bir şeyi olup olmadığına kitabını okuyarak kendin karar verebilirsin, zira ben kimseyi savunma pozisyonunda değilim. Bana garip gelen Sağlık Bakanlığının kullandığı yöntemdir.

    Genelleme yapmak olmaz demişsin ama attığın postun tamamı genellemelerle dolu. Aşağıdaki genellemelerini dayanaklandırabilir misin, yoksa ezberden mi konuşuyorsun?

    ama, adam sağlam ,ensülin, enzim sistemi sağlam çalışıyor ,sen kalkıp ona "meyva yeme " dersen olmaz!...(

    tam tersi "karaciğerin " fonsiyonel görevlerini yapması , hele performans işleri yapanların "ani ,ekstrem enerji kayıplarının "yerine konması için için " şeker türveleri "nin de belirli oranlarda alınması doğru nokta iken...
     
    AngryHun, Rpac ve ZeusS_ bunu beğendi.
  12. ercan gürgöze
    Offline

    ercan gürgöze Üye

    Katılım:
    3 Mart 2011
    Mesajlar:
    2.027
    Beğenileri:
    1.332
    Ödül Puanları:
    123
    bu genelleme falan değil ki ?!...))))

    bunlar, biyoloji, lisede fen bölümü okuduysanız (?) lise temel biyoloji konusudur ve ayrıca eğer antrenörlük vb yapıp ,performans sporcusu yetiştiriyorsanız ve bu sporcular "radikal ,ekstrem enerji kayıplarına uğrama konsuna maruz iseler ve glikojen depoları boşalmaya yakınken " bu bütün antrenörler tarafından bilinen bir konudur...


    ayrıca, karaciğeri aşırı derecede yormak iyi birşey değildir!...) zaten , bu gariban organ bi sürü görevi varken, bir de enerji için proteinlere (bunların ektsra yüklenmek ne kadar doğrudur ?!

    karaciğerin bazı görevler::

    -----------
    1. Safrayı salgılamak.
    2. Kemikler oluşuncaya kadar alyuvarları oluşturmak.
    3. Yaşlanmış alyuvarları kupfor hücreleri ile (ak yuvarlarla) yok etmek ve hemoglobinden demiri üretmek.
    4. Kan şekerini düzenlemek.
    5. Zararlı (Zehirli) maddeleri etkisiz duruma getirmek.
    6. Amonyağı üre ve ürik asite dönüştürmek,
    7. A, D, K B12 vitaminlerini, Fe, Cu, amino asit, yağ, glikojeni depolamak.
    8. ****** A' dan A vitaminini oluşturmak.
    9. Pıhtılaşma için gerekli olan protrombin ve fibrinojeni üretmek.
    10. Pıhtılaşmayı önleyen Heparini üretmek.
    11. Proteinleri, karbonhidrat ve yağlara dönüştürmek.
    12. Vücut sıcaklığını düzenlemek.

    ------------
    bu kadar işlem arasında bir de yoğun olarak "proteinlerden " enerji elde edilmesi için "harcanan işlemlerde "karaciğer yanısra böbrek "sistemleri yoğun olarak zorlanırlar... proteinler ihtiyaçtan fazla ise, fazla amino asitler karaciğerde yağ ve karbonhidrat yapımında kullanılır ve depo edilir. Diyetle alınan protein yetersiz ise vücut amino asit havuzu için gerekli olan düzey vücut proteinlerinin yıkımı ile yerine konur. Enerji alımının yetersiz olması halinde ise amino asit havuzu önemli bir enerji kaynağı oluşturur. Enerji temininde depodan kullanılan protein ve amino asitler diyetle yerine konulmaktadır.
    Protein yıkımlanması

    a. Kullanılmayan proteinler hücrede sindirimie benzer bir tarzda yıkımlanır.
    b. Amino asit ürünleri, tekrar kullanım için amino asit havuzuna gelir.
    c. Gereksiz AA’ler (NH2) ürik asite indirgenerek karbon zincirine katılır ve:

    ? Glukoz sentezinde,
    ? Yağ asiti sentezinde,
    ? Kreb's siklüsünde kullanılır.

    ------------------

    insan ve insan sindirim sstemleri, biomekanizması söz konusu ise ,bütün bu yukardaki protein-enerji ikilemi işlemler "karbonhidrat "tan özellikle "karbonhidrattan / fruktozdan" enerji elde edilmesinden çok daha girift ve uzun süreli, ve yıpratıcıdır...)
     
  13. YesiLZeytin
    Offline

    YesiLZeytin Üye

    Katılım:
    26 Nisan 2009
    Mesajlar:
    313
    Beğenileri:
    198
    Ödül Puanları:
    53
    Lise biyoloji kitabında vücudun enerji kaynağı olarak önce karbonhidratları, onlar bittikten sonra yağları, yağlar da bittikten sonra proteinleri kullanmaya başladığı yazar. Sence bu bilgi doğru mu? Eğer bu bilgi doğruysa neden insanlar kas kaybetmemek için bu kadar takla atıyorlar? Nasıl olsa enerji açığı oluştuğunda vücut karbonhidratları ve yağları bitirmeden proteinlere geçmeyecek değil mi?

    Bir diğer husus; proteinlerden enerji elde etmeye zorlayarak vücudu yormak yerine direk karbonhidrat alalım diyorsun. Peki vücuda daha çok zarar veren protein vasıtasıyla enerji üretmek mi yoksa karbonhidratlarla yükselen insülin mi? Bu konuda kesin verilere dayalı bir bilgi elinde mevcut mu? Seçimi neye göre yapmalıyız?

    Bu konunun en ateşli savunucularından birisi Coyote'ydi, onun da söyleyeceği bir şeyler vardır sanırım.
     
    Son düzenleme: 16 Aralık 2011
    ccmssx bunu beğendi.
  14. WX
    Offline

    WX Üye

    Katılım:
    29 Mart 2011
    Mesajlar:
    100
    Beğenileri:
    29
    Ödül Puanları:
    38
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    denizli
    çekirdek kilo nası yapmaz :) simdi yapmaz diye yicez iyice yaglanacaz :)
     
  15. Danny Boy
    Offline

    Danny Boy Yeni Üye

    Katılım:
    1 Temmuz 2010
    Mesajlar:
    3.251
    Beğenileri:
    8.716
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Medical Laboratory Technician-Public Relations Spe
    Yer:
    İstanbul-Скопје-Београ&#1076
    bılgıde bır yanlıslık var sanırım gozden kacırdın lısede bıyoljı kıtabı madem su an ornek

    ozman olay su sekılde oluyor

    karbonhıdrat ->protein->yag
     
    Al Neri ve AngryHun bunu beğendi.
  16. YesiLZeytin
    Offline

    YesiLZeytin Üye

    Katılım:
    26 Nisan 2009
    Mesajlar:
    313
    Beğenileri:
    198
    Ödül Puanları:
    53
    Ben sayısal öğrencisiydim ve liseyi bitireli en az 10 sene olmuştur, hatırladığım kadarıyla proteinler en son tercih edilen enerji kaynakları olarak yazıyordu kitaplarda.

    Benim yanıldığımı düşünüyorsan bir lise kitabından uygun metnin fotoğrafını çekip ekleyebilir misin? Biz de ne yazdığını görmüş oluruz böylece. Veya liseye giden bir arkadaş varsa o da fotoğraf ekleyerek yardımcı olabilir.

    Bunun haricinde aklıma takılan başka bir konu daha var. Vücutta insülin minimum seviyede tutulduğu durumda yağlanma nasıl gerçekleşir, bu sürecin mekanizması vücutta nasıl işlemektedir. Bu konuyla ilgili de arkadaşların görüşlerini merak ediyorum.
     
  17. Danny Boy
    Offline

    Danny Boy Yeni Üye

    Katılım:
    1 Temmuz 2010
    Mesajlar:
    3.251
    Beğenileri:
    8.716
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Medical Laboratory Technician-Public Relations Spe
    Yer:
    İstanbul-Скопје-Београ&#1076
    internette birçok lise biyolojisi konularını araştırdım ve sonuç :

    Enerji vericiler: Karbonhidrat, yağ, protein
    Enerji verimi: Yağ, protein, karbonhidrat
    Yapıcı-onarıcı: Protein, yağ, karbonhidrat
    Düzenleyiciler: Protein, vitamin, mineraller, su
    Açlık anında kullanım sırası: Karbonhidrat, yağ, protein
    Sindirim kolaylığı: Karbonhidrat, protein, yağ


    bu sekılde ıslıyormus sıstem :)
     
    AngryHun ve YesiLZeytin bunu beğendi.
  18. ercan gürgöze
    Offline

    ercan gürgöze Üye

    Katılım:
    3 Mart 2011
    Mesajlar:
    2.027
    Beğenileri:
    1.332
    Ödül Puanları:
    123
    ancak , "açlık,kıtlık " anında belirtilen kullanım sırası doğru değil, daha doğrusu pek doğru değil...

    zira, şiddetli açlık,kıtlık durumunda, uzun vadede dışardan "karbonhidrat alınmadığı durumda " vücut otomatik defans mekanzimasına geçer ve "yağları en sona saklar!..." ancak, az da olsa belirgin miktarda karbomhidrat alımıyla vücuda giren karbonhidratta sorun yok ,devam ediyor şeklinde metabolizma bir anlamda kandırılarak yağ yakımı belli ölçüde efektif hale getirilir...

    yağ yakımı en zor olandır, vücut bunu idareli, sona saklayan bir mekanizmaya sahiptir...) yağlar , açlığa, kıtlığa karşı bedenlerin ana sigortasıdır ...)
     
  19. YesiLZeytin
    Offline

    YesiLZeytin Üye

    Katılım:
    26 Nisan 2009
    Mesajlar:
    313
    Beğenileri:
    198
    Ödül Puanları:
    53
    Evet; demek ki ne anlıyoruz, lisedeki biyoloji kitaplarının söylediklerine yüzde yüz itibar etmemek gerekir. Yanlış yazdıkları için değil, bizim durumumuzla birebir benzerlik göstermediği için. O soruyu sormamın nedeni bunu anlatmaya çalışmaktı.
     
    Danny Boy bunu beğendi.
  20. ZeusS_
    Offline

    ZeusS_ Yeni Üye

    Katılım:
    10 Ekim 2011
    Mesajlar:
    1.122
    Beğenileri:
    1.892
    Ödül Puanları:
    0
    Lise bilgileri bir yana modern biyolojiyi takip etmeliyiz arkadaşlar...

    Ketojonik diyete şiddetle karşı çıktığım dönemde bunun sebebi; bu diyetin homosapiensin bir beslenme türü değilde beyinin açlık halindeki uyguladığı prosedürlerden bir tanesine dayandığını düşünmemden kaynaklanıyordu...

    Aşağıdaki video da bunu izleyerek anlayabilirsiniz...

    Fakat bu diyeti araştırdıkça gördüm ki; evet benim düşündüğüm gibi açlık halindeki prosedüre dayanıyor bu kısımda yanılmamışım fakat, zannettiğim kadar kıt besin değerleri ve kıt bir beslenme spektrumuna sahip olmadığını, hatta kas gelişimini amaçlayan sporculara yönelik kitlerinin mevcut olduğunu gördüm :)

    Sonuç olarak söyleyebilirim ki; bu diyet kesinlikle sağlıksız ve kıt bir beslenme görüşüne sahip değildir, oldukça sağlıklı bir diyettir!
    Kas inşası ile uğraşmayan kilolu insanlar için kesinlikle kullanılabilir bir diyettir.

    Kas inşasıyla uğraşan sporculara ise kesinlikle kas kaybettirmez çünkü çok güzel hazırlanmış sporcu kitleri vardır....
    Amma velakin kas inşasını kesinlikle yavaşlatır; video da da izleyeceğiniz üzere genel metabolizma hızının düşürülmesi evet ömrü belki uzatır ama hertürlü faliyeti yavaşlattığı yani vücut bütün olarak kendi hızını yavaşlattığı için kas yapımı da yavaşlayacaktır...
    Yani 1 ayda yapacağınız kas kütlesini 3 ayda yapmanıza sebebiyet verebilir!

    Ancak dediğim gibi kas kaybı yaşatır mantığı kesinle hurafedir; 1 gram bile kas kaybetmezsiniz çünkü gerçekten de diyetin çok özenle hazırlanmış sporcu kitleri mevcut!
    Tam aksi kendi istediği kas kütlesine ulaşmış definasyon ile iyice ortaya çıkarmak isteyen sporcular için bu diyet tam bir nimettir ;)

    [YOUTUBE]https://www.youtube.com/watch?v=fnco6k-wna8&feature=youtu.be[/YOUTUBE]
     
    magicbaris, ormeka, Azi ve diğer 4 kişi bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş