Beslenmede karbonhidrat

Konusu 'Çeşitli Makaleler' forumundadır ve dishiwelet tarafından 24 Ocak 2012 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 7 üye.
  1. dishiwelet
    Offline

    dishiwelet Üye

    Katılım:
    23 Eylül 2009
    Mesajlar:
    885
    Beğenileri:
    528
    Ödül Puanları:
    103
    Cinsiyet:
    Bayan
    Meslek:
    fitness antrenörü
    Yer:
    antalya
    Karbonhidratlarla ilgili genel bir yargı var. “Karbonhidrat alımı yağlanmaya sebep olur.” Ama doğru bu değil! Çok fazla yağ alımı yağlanmaya sebep olur. Bir çay kaşığı yağda ortalama 36 kalori vardır. Fakat bir çay kaşığı karbonhidratta yalnızca 16 kalori vardır. Bu 16 kalorilik enerjinin yağa dönüşmesi ise oldukça zordur. Çünkü herhangi bir aktivite sırasında (spor, yürüyüş, temizlik, televizyon izlemek ve hatta uyumak) harcadığımız enerji öncelikle karbonhidratlardan temin edilir.
    1 gram karbonhidratın yağ olarak depolanması için, kesinlikle yakılamaması gerekiyor. Eğer aşırı fazla karbonhidrat aldıysanız ve enerji olarak harcayamıyorsanız bu karbonhidratlar vücutta glikojen olarak depolanır. Eğer glikojen depolarınız tamamıyla dolu ve enerjiye de ihtiyacınız yoksa o zaman düşükte olsa karbonhidrattan aldığınız enerjiyi, vücut yağı olarak depolama ihtimaliniz var. Yağ olarak depolanacak enerji miktarı, bazal metabolizma ve karbonhidratların yakılıp yakılmamasına göre değişir. Sağlıklı bir diyet yapan ve ortalama bir metabolizmaya sahip bir insan, aldığı karbonhidratları yağ olarak depolamaz. Yağlar ise, vücut yağı olarak depolanmaya hazırdır. 1 gram karbonhidratta 4, 1 gram proteinde 4, 1 gram yağda 9, 1 gram alkolde ise 7 kalori bulunur.
    Ne zaman ne yakıyoruz: Vücudumuzun kullandığı farklı enerji kaynakları vardır. Bir insan, düşük seviye bir egzersiz yapıyorsa (yürümek ya da iş yerinde çalışmak olabilir) öncelikle yağları yakar. Orta seviye bir egzersiz yapıyorsa (uzun mesafe yürüyüş, ata binmek örnek gösterilebilir) harcanan enerjinin %10-%30 gibi bir oranı yağlardan sağlanır. Eğer üst-seviye bir egzersiz yapıyorsanız (bisiklet, sürat koşuları, yüzme veya spor salonundaki antrenmanınız örnek olabilir) harcadığınız enerjinin büyük bir bölümü glikojen depolarından sağlanacak. Yalnız unutmayın, bunlar miktarlar değil oranlar. Yani aktif olarak antrenman yapmak, yürümekten daha fazla yağ yakar.
    Çalışan ve çalışmayan vücutlar, glikojeni farklı şekillerde depolar. Uzun süre, belli aralıklarla antrenman yapan vücutlar biyokimyasal olarak diğerlerinden farklılıklar gösterir. İyi çalıştırılmış kas grupları, çalıştırılmamış kas gruplarına göre %20-%50 daha fazla glikojen tutar. Örnek olarak antrenman yapmamış 100 gram ağırlığındaki kas 13 gram glikojen muhafaza ederken, aynı ağırlıktaki antrenman yapmış kas 35-40 gram glikojen tutabilmektedir. Çok fazla karbonhidrat yüklediğinizde (mesela powerlifting müsabakasından önceki gün aşırı miktarda karbonhidrat aldığınızda) kaslarınız ortalama 40 gram glikojen tutar. Buda normal bir insanın 13 gram tuttuğunu göz önünde bulundurursak çok daha iyi bir rakamdır. Bu yüzden karbonhidrat almaktan korkmayın! Vücudunuzda glikojen bittiğinde, hüsrana uğrarsınız. Antrenmanınızı iyi bir şekilde tamamlayamazsınız. Karbonhidrat depolarınız boşaldığında, düşünsel ve fiziksel olarak zayıflarsınız. Çünkü beyninizde glikojen kullanır. Üstelik beyninizde hiç glikojen deposu bulunmaz. Herhangi bir anda, vücudunuzda enerji olarak kullanılmaya hazır 1800 kalori değerinde glikojen bulunur.
    Ortalamak olarak;
    Kaslarda: 1400 kalori
    Karaciğerdeki Glikojen: 320 Kalori
    Kan Şekeri (glikoz): 80 Kalori
    ---------------------------
    Fakat vücut glikojeni direk enerji olarak kullanmaz. Önce parçalanır ve glikoza dönüşür. Glikoz enerjinin kullanıldığı formdur. Glikojen sadece enerjinin depolanmak için bulunduğu glikozlardan oluşan polisakkarid bir depolama molekülüdür. Bu doğal enerji depoları, ne kadar süre yorulmadan idman yapabileceğinizi belirleyen ana faktördür. Karaciğerdeki glikojen ise, gerektiğinde kana karışarak kan şekerini (glikoz) belli bir seviyede tutarak beyine her zaman gerekli glikojenin ulaştığından emin olur.
    Peki, aldığımız tüm bu kompleks karbonhidratlar şekere (glikoz) dönüşüyorsan neden karbonhidrat yerine direk şeker almıyoruz? Kulağa mantıklı gelse de bir sorun var. Şeker “çabuk enerji” sağlar. Başka bir deyişle, şeker zaten karbonhidratların en basit haline parçalanmış şeklidir. Yani vücutta şeker olarak tutulamazlar. Ya kullanılırlar, yada saklanmak için daha kompleks bir karbonhidrata dönüştürülürler. Fakat vücut ilk seçenek olarak onu kullanmayı deneyecektir. Bu yüzden şeker seviyemiz arttığında insulin devreye giriyor ve fazla şeker kaslarda kullanılmaya hazır olarak depolanıyor. Bu yüzden akşamları şeker yiyen çocuklar yatağa gitmekte zorluk çekiyorlar. Fakat, antrenmandan önce karbonhidrat almadıysak, insulinin şeker degrasyonunda rol oynamasından dolayı, aldığımız şekerin verdiği enerji kısa sürede biter ve yorgunluk başlar.
    Sanırım sistemin nasıl işlediğini anlamaya başladık. Karaciğerdeki glikojen, kan şekerini dengede tutmak için antrenman boyunca kana salınıyor. Fazla şekerin var olması, aynı zamanda pankreasa insulin salgılaması için sinyal gönderiyor ve şeker fazlası kaslara hücum ediyor. Buna göre, glikojen “depolanan enerji”dir. Bir kompleks karbonhidrat olarak glikojen, şekerlerine ayrıldıktan sonra vücutta enerji olarak kullanılır. Ama insulin salgılanmasını tetiklemez. Çünkü kompleks karbonhidratlar yavaş yavaş parçalanarak kanda ani bir şeker yükselişine neden olmaz.
    Antrenman sırasında biraz şeker almanın hiçbir zararı olmaz. Çünkü insülin çalışma süreci çokta hızlı değildir. Zaten vücut antrenman sırasında geçişim (ozmos) sürecinde olduğu için, çok fazla şeker almazsınız. Vücuttaki su, alçak konsantrasyondaki yerden, yüksek konsantrasyondaki yerlere doğru hareket eder. Başka bir deyişle, sindirim sisteminizdeki yüksek şeker yoğunluğuna sahip noktalar gereken suyu kaslardan çeker, oksijen molekülünden bir hidrojen elektronu koparır ve elektron taşınma zincirinde ATP oluşumu için kullanır ve sindirim sistemi devam eder.

    kaynak: www.sagliksifa.com
     
  2. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    maalesef bu yazınıza katılamıyorum


    insülinin görevi nedir ? yag depolamak ?

    insulini ne yukseltir Yaglar mı karbonhidratlar mı ?

    cevap karbonhidratlar ? O zaman yaglanmaya ne sebeb olur yaglarmı karbonhidratlar mı ?


    ayrıyeten yagların ve proteinlerin depolanması karbonhidratlar kadar kolay degil


    buda yapılan bir calısma diyetteki yag oranı arttırıldıkca kilo verilmeside artıyor Karbonhidrat agırlıklı daha az kalori alınmasına ragmen kilo kaybı daha az

    bu sekilde bir sürü calısma ekleyebilirim


    [​IMG]
     
    Azi, dishiwelet ve Dynamo bunu beğendi.
  3. ZeusS_
    Offline

    ZeusS_ Yeni Üye

    Katılım:
    10 Ekim 2011
    Mesajlar:
    1.122
    Beğenileri:
    1.892
    Ödül Puanları:
    0
    Yanlışlar la doğruların bir birine çorba olduğu bir yazı olmuş...

    Vücutta yağ depolamaya yarayan hormon insülindir...

    Hızlı şekerler kadar tehlikeli olmasa da kompleks Kh lar da insülin salgılatır...
    Hatta çok az bir miktar olsa da proteinler bile salgılatır!!!
    Asıl glisemik indeksi sıfır olan asla salgılatmayan şey yağlardır!!!

    Yağların yağlanma yaptığı dünyanın en büyük yalanıdır!
    Endüstri bunun yalan olduğunu bildiği halde yıllarca işine geldiği için bunu kullanmıştır...

    Yağların vücudun enerji sisteminde değerlendirmek çok yanlış olur; bize göre aynı protein gibi birer yapı taşıdır!
    Vücüdumuzun da hücrelerimizin de büyük bölümü su ve yağdır!!!
    Vücudun sağlıklı yağlara ihtiyacı var çünkü çok farklı şeylerde sürekli kullanıyor, sadece enerji verici olarak dar bir şekilde gören bizleriz...
    Vücut kesinlikle böyle dar bir spektrum da bakmıyor yağlara ;)
     
    dishiwelet ve Azi bunu beğendi.
  4. wrestler
    Offline

    wrestler Super Moderator Yönetici Super Moderator

    Katılım:
    4 Şubat 2007
    Mesajlar:
    3.231
    Beğenileri:
    3.368
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    TOKAT
    karatay diyetine göre düşünürsek, k.h. almayan bir kişi insülin seviyesini daima alt seviyelerde tutacak, vücut gerekli enerjiyi yağlardan karşılayacak.

    Ancak yağlardan enerji elde etmek için gereken süre uzun. Yazıdaki gibi, uyurken, tv izlerken problem yok.

    Fakat ani yapılan, yüksek tempolu, güç gerektiren hallerde yağların sindirimi bu hıza ayak uyduramayacak. Bu durumda enerjisiz kalmış olmayacak mıyız?

    Antrenmanlarda enerji olarak glikoz kullandığımıza hepimiz hemfikirizdir herhalde.
    Yazıdan yola çıkarak 1800 kalorilik (1800/4= 450 gr karbonhidrat eder)glikojen depomuzu
    antrenmanda harcadık. Bunu geri doldurmak için tekrar karbonhidrat almamız gerekecek.

    450 gr k.h. almak için karatay diyetinde yazılanları yapamayız.

    Ben böyle bir mantık yürütüyorum. Bu mantığa göre karatay diyetini kafamda tam oturtamıyorum.

    Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
     
    Big_Hammer, Pappy, Azi ve diğer 1 kişi bunu beğendiniz.
  5. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    vucud yenen herseyden surekli glikojen depolarini doldurmakta ve yag yakim nabiz hizinda calistiginiz zaman direk yaglar yag asiti olarak kullaniliyor ve yaglar kaslarda laktak birikimi yapmadigi icin yorulmaniz daha gec oluyor

    ama cok agir antremanlar yapacaksaniz antremandan onceki ogun princ yada meyve yenebilir
     
    dishiwelet ve Azi bunu beğendi.
  6. SAVAŞ74
    Offline

    SAVAŞ74 Üye

    Katılım:
    20 Eylül 2010
    Mesajlar:
    1.331
    Beğenileri:
    1.287
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    İstanbul
    sevgili @wrestler, karatay diyeti profesyonel sporcular için geçerli bir diyet değil. (bence)
    zira ağır antremanlar için karbonhidrat gerekli..

    makaleye gelince, yazılanlara tam olarak katılmıyorum ki, çoook yanlış bir cümle ile başlıyor.
    @Zeuss'un söylediği doğru; dünyanın en büyük yalanıdır bu, yağların yağ yaptığı yalanı. yağlar tabii çoook fazla tüketilirse (2500 kalori ihtiyaç iken 3500 kalori tüketilirse) kalori nedeniyle yağ olarak depolanacaktır, zira insülin her ne kadar düşük seviyede de olsa kanda hala bulunmaktadır ve fazla gelen kaloriyi elbette yağ olarak depo edecektir....fakat yağlara gelene kadar karbonhidrat denen bir şey var. ayrıca çok fazla yağ tüketmek de öyle her babayiğidin harcı değildir. :)

    araçların çevreye verdiği zarar şeklinde bir örnekle gidecek olursak, tabii ki toyota pirius bile çevreye zararlıdır. ama 12 silindirli 5000 motorlu bir araç varken, pirius'a zararlı demek, en hafif tabirle insafsızlıktır.
     
    Son düzenleme: 24 Ocak 2012
    Big_Hammer, Pappy, dishiwelet ve diğer 2 kişi bunu beğendi.
  7. dishiwelet
    Offline

    dishiwelet Üye

    Katılım:
    23 Eylül 2009
    Mesajlar:
    885
    Beğenileri:
    528
    Ödül Puanları:
    103
    Cinsiyet:
    Bayan
    Meslek:
    fitness antrenörü
    Yer:
    antalya
    bu makaledeki bazı seylere bende katılmıyorum sadece paylasmak istedim düsünceler nelerdir diye yazdım:) yag olayına bende katılmıyorum asırı alınmadıgı sürece vücut icin cok önemlidir her ne kadar ben yaglı yiyemesemde:)
     
    Pappy ve Azi bunu beğendi.
  8. ZeusS_
    Offline

    ZeusS_ Yeni Üye

    Katılım:
    10 Ekim 2011
    Mesajlar:
    1.122
    Beğenileri:
    1.892
    Ödül Puanları:
    0
    Vücut gerçekten de ister tahıl ağırlıklı beslensin isterse ketojenik sürekli şarjda olan bir tel gibi sürekli depolarını doldurmaktadır, ilk önceliklerinden biri budur!

    Ben ağırlık öncesi Kh alımını tamamen psikolojik görüyorum, kendi deponuzla kendi kapasitenizle antremanınızı çıkartmanız kendinizi daha iyi tanımanızı sağlayacaktır...

    Antremandan önce kompleks Kh alımı tartışılabilir ancak tutup da hızlı Kh almak...
    Bana çok saçma geliyor, zaten kana çok hızlı karışıyor, insülini fırlatıp yağa dönüştürülmesi zaten en fazla yarım saat!
    Yani mantıken bir kere hızlı Kh yiyorsan 5-15dk sonra antremana çıkman gerekir ki henüz kandayken yağa dönüşmeden ondan faydalanabilesin...

    Bu konuyu başkaca başlıklar da da gelin tartışalım bakalım ne sonuç bulacağız biz önyargılı değiliz dedik...
    Ama ses çıkmadı...

    Benim şahsi kanaatim; normal öğün düzenleriniz ne ise beslenme şekliniz ne ise devam edin ve antremanınızı yapın.
    Antremandan hemen önce öğün yapmam lazım, hızlı Kh almam lazım gibi düşünceler bence psikolojik!
    Ben ketojenik besleniyorum henüz ağırlık antremanlarımda bir güç düşüşü ya da zorlanma filan hiç yaşamadım...
    Sadece antreman çok sert geçtiyse hemen ardından ufak bir miktar hızlı Kh alırım o da kortizol durdurucu ne olur ne olmaz diye ve fazla miktarda değil ;)
     
    dishiwelet ve Azi bunu beğendi.
  9. moothy
    Offline

    moothy Üye

    Katılım:
    18 Temmuz 2011
    Mesajlar:
    1.724
    Beğenileri:
    1.308
    Ödül Puanları:
    123
    ZeusS_

    Peki KH sız beslenme ile kilo almak mümkün mü?yani belli bir kiloya ulaşmak isteyenler ne yapıcak?
     
    Azi bunu beğendi.
  10. ZeusS_
    Offline

    ZeusS_ Yeni Üye

    Katılım:
    10 Ekim 2011
    Mesajlar:
    1.122
    Beğenileri:
    1.892
    Ödül Puanları:
    0
    Kh beslenmek diye bir şey yok biz hiç böyle bir şey söylemedik, tekrar tekrar başa dönmeyelim arkadaşlar...

    Doğru Kh ile insülin direnci olmadan yaşamak var ;)

    Doğru Kh ların hipertrofiye yardımcı olduğunu defalarca yazdım ;)
     
    dishiwelet, Azi ve Dynamo bunu beğendi.
  11. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir

    yag almak istiyorsanız kh olmadan yaglanmak cok zor
     
    dishiwelet, Azi ve hellbeat35 bunu beğendi.
  12. moothy
    Offline

    moothy Üye

    Katılım:
    18 Temmuz 2011
    Mesajlar:
    1.724
    Beğenileri:
    1.308
    Ödül Puanları:
    123
    kilo aldırıcı KH ların kullanmıyorsunuz işte :) Kh sız beslenmiyorsunuz ama mesela kepekli pirinç,patates haşlama,makarna da tüketmiyorsunuz,dogru diye tabir ettiğiniz KH lar bu sporda hacim kazanmak sonra Define olmak isteyenlerin hedeflerine uygun mu değil mi onu sormak istedim aslında
     
    Azi bunu beğendi.
  13. ZeusS_
    Offline

    ZeusS_ Yeni Üye

    Katılım:
    10 Ekim 2011
    Mesajlar:
    1.122
    Beğenileri:
    1.892
    Ödül Puanları:
    0
    Yağdan kilo almamak için evet o saydığın Kh ları almıyoruz, sağlıklı olanları alıyoruz, kastan kilo almak için protein ve yağ alıyoruz :)
     
    dishiwelet, Azi ve moothy bunu beğendi.
  14. BeachBoy
    Offline

    BeachBoy Üye

    Katılım:
    13 Ekim 2005
    Mesajlar:
    1.657
    Beğenileri:
    4.430
    Ödül Puanları:
    123
    Özellikle bulk dönemlerde kandaki proteinden maksimum kazanım sağlamak için gün içinde birkaç kez kan insülin değerlerini tavan yaptırmamız gerekiyor. Bu dönemlerde komplex karbonhidratlar kadar basit karbonhidrat almıda önem arz ediyor.

    Ben düşük karbonhidratlı diyetlerde de glikojen depolarının aynı şekilde dolduğu fikrine katılmıyorum. Bunu söylememdeki sebep özellikle definasyon dönemlerinde düşük karbonhidratlı beslendiğimde idmanlarda aşırı zorlanmam ve performans düşüklüğü yaşamamdan anlıyorum.

    Bu olayı basite indirgeyerek örnekleyim:

    Bir otobüse yüksek oktanlı dizel koysanız da aracınız gider 10 numara yağ koysanızda gider. Fakat iki yakıttan da aynı performansı beklemek pek mantıklı olmaz. Yağ ve karbonhidrat kıyasını da böyle görüyorum.
     
    Big_Hammer, Pappy, dishiwelet ve diğer 1 kişi bunu beğendiniz.
  15. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir

    zaten enerji degisimi olması lazım ilk baslar kendinizi gucsuz hissetmeniz normal en az 1 ay surdurmeniz lazım
     
    Azi bunu beğendi.
  16. BeachBoy
    Offline

    BeachBoy Üye

    Katılım:
    13 Ekim 2005
    Mesajlar:
    1.657
    Beğenileri:
    4.430
    Ödül Puanları:
    123
    Vucut yağ durumuma göre definasyonum en az 4 ay sürüyor.
     
    Pappy ve Azi bunu beğendi.
  17. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir

    nasıl bir beslenme uyguluyordunuz ? yag alımını az yapıyorsanız oda iyi degil
     
    Azi bunu beğendi.
  18. wrestler
    Offline

    wrestler Super Moderator Yönetici Super Moderator

    Katılım:
    4 Şubat 2007
    Mesajlar:
    3.231
    Beğenileri:
    3.368
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    TOKAT
    Karatay diyetine göre;
    Glisemik indeksi (Gİ) düşük karbonhidratların (KH)alımı öneriliyor.
    Sebebi; 1) kan şekerini , dolayısıyla insülini aniden yükseltmemesi.
    2) çabuk sindirilmedikleri için tokluk hissinin uzun sürmesi. Böylece insülin seviyesinin aniden inip-çıkmasının önüne geçilmesi.

    Buradan yola çıktığımızda Karatay diyetine göre, glisemik indeksi tablosunda düşük Gİ'si olan (0-55 arası) KH leri tüketebiliriz.

    Benim aklıma gelen birkaç gıdanınkini araştırdım;
    fruktoz (meyve şekeri) 23
    çavdar ekmeği 41
    bal 58 - 126 ( Farklı kaynaklarda farklı değerler var. )
    bulgur 48 - 65 ( Farklı kaynaklarda farklı değerler var. )
    spagetti-beyaz 41

    Tekrar Karatay diyetine bakarsak, fruktoz yasak. Ama Gİ si 23. Zaten kitapta verdiği listedeki meyveler de (üzüm,şeftali,kayısı,portakal,çilek,kiraz) aynı şekilde. Peki niye fruktoz yasak??

    Yine balın içerdiği fruktozun aniden kana karışması sebebiyle hızlıca kana geçer diyor. Ama fruktoz yavaş sindirilen KH lerin içinde..Bal neden yasak (doğal olmadığı cevabını geçerek soruyorum)??

    Bulguru tüketebiliriz. Kitapta bulgurdan bahsetmemiş. Çavdar ekmeğini yemeyin yazmış, burada Gİ si 41 ama doğruluğundan emin değilim. Aynı şekilde spagetti de öyle..

    Ben buradan sonuç olarak, meyveleri ve balı (Gİ sinin 58 olduğunu düşünerek ki öyle olduğu kanaatindeyim, 126 olmaz gibi geldi bana) harcayabildiğimiz enerji oranına göre istediğimiz şekilde tüketebiliriz. Çok enerji harcayan (antrenman yapan bizler) çok yiyebilir, çünkü aldığını harcıyor.

    Bunlar kitabı okuduktan sonra bende oluşan sorular.
    Bir de güvenilir bir kaynaktan glisemik indeksi tablosu bulan arkadaşlardan bizlerle paylaşmalarını rica ediyorum.
     
    Son düzenleme: 25 Ocak 2012
    Pappy, ZeusS_ ve dishiwelet bunu beğendi.
  19. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    fruktoz yani meyve şekeri dünya saglık örgütü tarafından en tehlikeli seker olarak kabul edilmis

    Canan hoca kanser yaptıgından bahsediyor
     
  20. wrestler
    Offline

    wrestler Super Moderator Yönetici Super Moderator

    Katılım:
    4 Şubat 2007
    Mesajlar:
    3.231
    Beğenileri:
    3.368
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    TOKAT
    Kanser yaptığından bahsediyor derken;

    Kan şekerini ani yükseltmesinden ötürü dolaylı yoldan kanser yaptığından bahsediyor diye hatırlıyorum.

    Direk 'kanser yaptığından bahsediyor' derseniz kanserojen (azor boya vs. gibi) bir madde gibi algılanıyor.

    Bakarsanız, fruktoz düşük Gİ ye sahip ve kan şekerini ani yükseltmez. (Bunu ben demiyorum. Kaynaklar böyle diyor. )

    WHO nun, fruktozun en tehlikeli şeker olarak kabül etmesinin nedenini yazar mısınız?
     
    Pappy bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş