Selam;
Sevgili DEXONİA ve Değerli Arkadaşlar,
MF'in Nisan 2011 sayısında yayınlanmış kendisiyle ilgili tanıtımsal görsel içeriği, hazır tembelliğim üzerimde değilken paylaşmak istiyorum. (MF'den ALINTIDIR)
Aktaracağım tüm bilgileri bu kıstasta değerlendirmenizi rica edeceğim.
Başlıyoruz....
"BU SPOR BENİM HAYATIM; KENDİMİ BU SPORA ADADIM" M.I
KISA KISA
Doğum Tarihi: 01.01.1973
Doğum Yeri: Mardin, Kızıltepe
Yaşadığı Şehir: İzmir
Boy: 1.68
Kilo: Yarışma Kilosu 70kg, Sezon Dışı 78kg. Tarihe dikkat edersek, O günden bugüne 5 kilo arttırmış yarışma kilosunu. 5 kilo daha kas kazanmış. Ki daha da arttırmayı planlıyor.
Kariyer Başarıları: 8 Türkiye Şampiyonluğu, 1 Almanya Şampiyonluğu, 1 Almanya International Şampiyonluğu ve Şampiyonlar Şampiyonluğu, 1 Avrupa Üçüncülüğü, 1 Avrupa Şampiyonluğu, 2 Dünya Şampiyonluğu ve 30'a yakın diğer önemli dereceler.
"Mardin'de vücut geliştirme diye bir sporun varlığından bile habersiz bir çocuk vardı; Vita yağı tenekelerine beton harcı doldurup, ağırlık çalışıyordu. Bu çocuk, yıllar sonra Avrupa ve Dünya şampiyonluğu unvanlarını elde edecek olan Mahmut IRMAK'tı. Kendi deyimiyle yaptığı her şeyi, sabırla bir kumbaraya atmış, biriktirmiş ve şimdi harcıyordu.
Mahmut IRMAK'ın bu spora başlama hikâyesi oldukça ilginç; herkes ünlü bir sporcudan etkilenir ya, o aksine belediyede çalışan bir işçiden etkilenmiş. Bir yaz mevsiminde, logar kapağını açan işçinin kollarına takılmış gözleri...
Anlattığına göre işçinin kolları neredeyse Mr.Olympia'ya katılan sporcuların kolları gibiymiş. Irmak, o an hala gözlerimin önünde diyor: " Kovayı çekerken gözüm adamın koluna takıldı damarlar parmağım kadardı. Belediyede çalışan asgari ücretli birisiydi. Bu ne kol demekten kendimi alamadım, omuzları da çok iyiydi. Oysa bu adamın vücut geliştirme sporuyla alakası olamazdı çünkü bulunduğumuz yerde bu sporu yapacak mekan yoktu. O kol dün gibi aklımda, işte ben o görüntüden yola çıktım."
Mahmut Irmak sürekli hoplayan zıplayan hareketli bir çocuk olduğunu anlatıyor. SBu spora da doğuştan bir ilgisi varmış besbelli. Yaşadıkları ilde, Urfa'da spor salonu yokmuş ama bu Irmak'ı yıldırmamış. Vita yağ tenekelerinin içini beton harcıyla doldurmuş ve onları tıpkı birer ağırlık gibi kaldırarak, yaptığı işin tam olarak ne olduğunu bilmese de kol vücut çalışmış kelimenin tam anlamıyla. Kısa bir süre sonra yaşadığı yerde bir karate salonu açılacağını duymuş Irmak. Bir arkadaşının marangoz olan babasından destek almış ve karateye başlamış. Karateyle olan macerası tam 7 yıl sürmüş. O dönemde bile yaşıtlarına göre -yaşı sadece on ikiymiş- çok kaslı olan vücuduyla dikkat çekiyormuş Irmak.
Irmak'ın spor kariyerinde ikinci bir dönüm noktasıysa İzmir'e taşınmaları olmuş. Vücut geliştirmeyle uğraşan bir yakınları varmış, onunla yolları kesişmiş. Irmak ilk defa bu sporu yapmaya başlamış, ancak bu masraflı spor onu bir hayli zorluyormuş.
Yakınları 'Sen karatene devam et' diyormuş hatta....
Irmak kısa bir süre ara vermiş çok sevdiği bu spora ve bir markette işe başlamış. Ancak yine çok uzak kalamamış ağırlıkların çağırısından. Giysilerinin saklayamadığı kaslı yapısı, marketin et reyonundan sorumlu olan bir kişinin dikkatini çekmiş, onu almış, bir spor salonuna götürmüş ve işte esas hikaye tam olarak böyle başlamış....
ANTRENMANA GİTMEK İÇİN GÜNDE 20 KİLOMETRE
Irmak, o günden sonra kendini tamamen adamış bu spora. Antrenmana gidip gelebilmek için günde 20 kilometre yürüyor. Antrenmandan sonra da eve gelip, sabaha kadar çalışıyor, yeni hareketler deniyormuş. Zaten ona yol gösteren fazal biri de yokmuş.
Neyi nasıl yapması gerektiğini daha çok kendi buluyormuş. Tüm bu çalışmalardaki en büyük motivasyon kaynağıysa elbette ki, spora duyduğu büyük aşk olmuş: " Bu spor çok zor, bu spora aşık olmak lazım. Şimdi iki ay deneyip bırakıyorlar..."
40 YARIŞMANIN HEPSİNDE DERECE
Irmak, bundan sonraki aşamada müsabakalara katılmaya başlamış. Bu müsabakalara hiç hazırlanmadan katılıyor ve hep dördüncü oluyormuş.Dördüncülükten sıkılan Irmak, bir gün hazırlanmaya karar vermiş. ve bundan sonra -2001 ve 2002'de ilk şampiyonluklarını elde etmiş- birinciliği kimseye kaptırmamış. 40'ın üzerinde müsabakaya katılmış ve hepsinde de derece elde etmiş.
2010 yılı içinde 3 derece yapan Irmak, 2 tane Avrupa bir tane de Dünya şampiyonluğu elde etmiş. Ancak artık, ona fazla bir getirisi olmayan derecelerin peşinde olmadığını, para ödüllü yarışmaları kazanmak istediğini de açıkça itiraf ediyor. Bu noktada kanayan bir yarasına dokunmuş oluyoruz Mahmut Irmak'ın: "Bu sporu 20 yıldır yapıyorum yeni yeni getirisi oluyor.
Klasik vücut geliştirmede para ödülü alamayacağımı biliyordum, bir kez daha bayrağımızı kaldırayım, bir kez daha İstiklal Marşını okutayım diye 3 kilo kas kaybettim ve derece aldım."
Irmak'a göre Vücut Geliştirme Federasyonu üstüne düşeni yapmıyor."Türkiye'de sporcuya destek yok, rekor kırdığım halde sponsorum yok yurt dışında olsam el üstünde tutulurdum..."
"BU SPORU SEVECEKSİN, ÖNCELİKLE VE ÖNCELİKLE SABIR. BEN KUMBARA GİBİ DÜŞÜNDÜM HER YAPTIĞIMI... BİRİKTİ HEP ORADA; BEN ARTIK KUMBARAMI AÇTIM, ORADAN HACIYORUM."
"BEN ÖLÇÜLERİMLE ÇOK RAHAT OYNUYORUM. AZERBAYCAN BAKÜ'DE DERECEYE ÇIKTIM, KASTAN 3 KİLO VERDİM. BAŞKASI OLSA BUNU YAPMAZDI; 3 KİLO KAS YAPMAK İÇİN İNSANLAR UZUN ZAMAN HARCIYORLAR..."
Mahmut Irmak'la son yarışmasından iki ay sonra buluştuk, bizi kırmadı, doğal olarak yarışma formundan biraz uzak, dinlenme dönemindeydi ama yine de onu çalışırken seyretmek keyif verdi. Biz sorduk o da içtenlikle cevapladı...
M&F: Şimdiki hedeflerini neler?
C:2011 Kasım ayında Hindistan'da yapılacak olan IFBB Dünya Şampiyonası'nda 75 kg'da yarışıp dünya şampiyonu olmak. 2012'de IFBB Amateur Arnold Classic ve Amateur Olympia'da iyi dereceler elde etmek.
S:Antrenman programınızı ne sıklıkla değiştiriyorsunuz?
C:Genelde sabit antrenman yaparım, sezon dışı zamanda gelişimim durduğunda, yarışma zamanı diyetteyken definisyonum durduğunda değiştiriyorum.
S:Kiminle Çalışıyorsunuz?
C:Yalnız Çalışırım
S:Motivasyon taktikleriniz nelerdir?
C:Kendimle baş başa kalmak beni motive eder.
S:Tabi beslenme de çok önemli, nasıl bir beslenme programınız var? Günlük beslenme programınız nasıl ve yarışmaya ne kadar kala diyete giriyorsunuz?
C:Protein ağırlıklı beslenir az karboınhidrat tüketirim, genelde bir beslenme düzenim yok, günde üç öğün yerim. Yarışmaya 30 gün kala diyete girerim.
S:Sizce Türkiye'de bu spor hak ettiği ilgiyi görüyor mu?
C:Türkiye'de maalesef bu spor henüz hak etttiği ilgiyi göremiyor, umarım ileriki yıllarda bu sporun ve sporcunun değeri bilinir ve ilgi görür.
S:Spora başladığınız zamanlarla bu gün arasında ne fark var?
C:Eskiye nazaran daha bilinçli ve bilimsel yaklaşılabiliyor. Beslenme ve antrenman teknikleri daha farklı ve daha iyi.
S:Mr.Olympia'da bir Türk yarışmacı görebilir miyiz?
C:Önümüzdeki on yıl içerisinde Mr.Olympia'da bir Türk olabilir, fakat ilk 10'da bir derece gelmez.
S:Sizin bir idolünüz var mı?
C:Bir idolüm yok ama beğendiğim iyi sporcular var.
S:Bu spor dışında neler yapıyorsunuz?
C:Bu spor benim hayatım, kendimi bu spora adadım.
S:Aileniz bu spora nasıl bakıyor?
C:Ailem, ne yaptığımı bilen biri olduğumu bildiklerinden bu sporu yapmama karşı değillerdi, ancak en başlarda pek de sıcak bakmadılar. Avrupa ve Dünya Şampiyonluklarımdan sonra biraz daha ılımlı bakmaya başladılar.
S:Ailenize yeterince vakit ayırabiliyor musunuz?
C:Evet, aile bağlarımız çok güçlü, aileme oldukça fazla vakit ayırıyorum.
S:Kıyafet seçmekte zorlanıyor musunuz?
C:Evet, çok zorlanıyorum. Özellikle ceket, gömlek ve kot pantolonlarda seçim yapmak zor oluyor. 2-3 beden büyük alıp terzinin yolunu tutuyorum.
S:Türkiye'de ya da dünyada örnek aldığınız sporcu var mı?
C:Türkiye'de örnek aldığım sporcu yok, dünyada vücut geliştirmede kusursuz gördüğüm Shawn Ray'dir.
Saygılarımla,