Çok güzel şeyler yazılmış,öyleki konuya nerden nasıl gireceğimi şaşırdım,yazılanların hepsine katılıyorum şimdi yazıcaklarım sadece yazılanlara bir ekleme olabilir umarım toparlayabilirim.
Yağlanıp yağlanmamakta etken kalori miktarı bu kesin.Ben şimdi olaya farklı bir açıdan bakarak kafaları biraz karıştırıcam.Hem kas gelişiminde hemde kilo alımında insülinin etkisi tartışılmaz,yerinde ve zamanında tetiklediğimiz insülin ile kas gelişimimize fayda sağlıyoruz,diğer yandan aşırı insülin dalgalanmaları yağlanmayı kolaylaştırıyor.
Burda insülinin görevini yapıyor,yüksek yada düşük glisemix index ile beslenmede önemli olankalori miktarından çok glikojen depolarımızın durumu daha çok önem taşıyor.
İnsülinin birinci görevi kandaki glükozu kaslara ve karaciğere taşıyarak orda hücre içersine depolamak,fakat yüksek glisemix le beslendiğimizde bir problem ortaya çıkıyor oda bu depoların çok çabuk dolması,karaciğer ve kaslarda yeterli depolama alanı kalmadığı halde halen kanda glikoz bulunuyorsa insülin bu sefer ikinci görevini yaparak bu fazla glikoz u yağ hücrelerine depoluyor,ve bunu yaparkende ben daha bugünki kalorimi almadım bunu yağ yapmıyim demez ve yağ olarak depolar.
Yaa Bekci bukadar yazdında nedemek istiyorsun derseniz
Gi yüksek yada düşük beslensenizde sonuçta etken kalori miktarıdır.
Fakat yüksek gi li besin alırken bunun miktarıda önem taşıyor,
2000 kaloriyle diyet yapan birisi,normal 500 kalorilik bir öğününü yer,üstünede 500 kalorilik bir baklava yerse günün geri kalanında kalan 1000 kaloriyi yemese bile o andaki kandaki glikoz oranı çok aşırı yükseldiği için o gün sadece 1000 kaloride alsak başka hiç birşey yemesekte bu yediğimizin ihtiyaç fazlası kesinlikle yağ olarak depolanıcaktır.insülin günlük kaloriye bakmaz,kandaki anlık glikoz oranına bakar bu yüksekse ve kullanıcak depolucak biyer bulamazsa yağ olarak depolar.
Fakat yine aynı 2000 kaloriyle beslenen birisi bunu gün içersine yayarak sadece tatlı cips baklava v.s gibi besinlerden alarak gün içersinde azar azar alırsa kesinlikle yağ depolamayacaktır çünki azar azar alınan bu besinleri insülin kaslarda veyahut karaciğerde depolamak için mutlaka yer bulucaktır.bozulan @doxux un dediği gibi sadece sağlığı olucaktır.
Ve sabahları 6 yumurta beyazını omlet yapıp yiyorum bi kaç saat sonrada sütlü yulaf ezmesi ...Öglen: dışardaysam yemiyorum ve akşam 5-7 arası eve geldigimde 200-250 gr tavuk-hindi yağsız tuzsuz tabiki.. Veya ton balığı salatası yapıyorum.. Yada Yanında 2-3 dilim bugday ekmegi.. Antreman sonrası protein tozundan sonra nerdeyse her zaman diyebilirim yine tavuk hindi ton balıgı seçeneklerinden birini kullanıyorum..
Bu arada spora genelde akşam gidiyorum yani 9 dan sonra gelmemde 11-11.30 buluyor bazen 12.. Yemek yediğim zaman daha geç uyuyorum direk yemek yiyip yatmıyım diye.. Ve spor salonunda ayrıntılı ölçüm yapıyorlar toplam 54 kilo kas, kollarımda bacaklarımda yağ oranları %14 ama gövdemde %19 .. 7.6 kg yağ var gövdemde gövdem dışımda bi sıkıntı yok yani vucuttta.. Bu ay sonunda ölçüme giricem mutlaka yine yazarım sonuçları.. Hedefim yağ oranını %12 ye indirmek ve 4-5 kilo kadar kas kazanmak sizce bu mümkünmü 6 ay gibi sürem var... Boy 1.68..
Peki doxux hocam dediklerine yüzde 100 katılıyorum. Kalori hesabı en önemlisi fakat burda adam junk food beslenerek bile sadece 1.3 kg kas kaybetmiş. Ben definasyonda kg x2 şeklinde proteinde bile kas kaybı yaşadığımı düşünüyorum bunu nasıl halledicexKişisel deneyimler önemli tabi ama düşük gi'den yüksek gi beslenmeye geçen insanla ilgili başka bir çok şeyi bilmek lazım. En başta kalori alımları nasıl oldu? Çünkü düşük glisemik indeksli beslenirken yüksek glisemik indeksli beslenmeye geçmek bana beslenmeye dikkat edilen bir dönemden dikkat edilmeyen bir döneme geçişi gösteriyor olabilir. Durum böyleyse alınan kalori miktarında da artış olmuş olabilir. Mantık hataları arasında en sık düşüleni "post hoc fallacy" yani "bundan sonra, öyleyse bunun yüzünden" hatasıdır. Belki sadece daha az hareket ettikleri içindir, belki kalori miktarını sabit tutmadıkları içindir. Bütün veriler sabitken sadece gi farkı olacak şekilde beslenen insanlarda yapılan çalışmalarda çok ciddi farklılık gözükmüyor çünkü.
Selahattin Dönmez'e baktım, ne dediğini bilen birisine benziyor. Onun glisemik indeks ve glisemik yükü anlattığı bir yazısını buldum. http://www.sdonmez.com/NewsDetail.php?NewsID=1003 Karşı çıkacağım hiçbir şey yok ama yazısına kalorinin önemini anlatarak başladığını dikkate almak lazım. "Ve en önemli anahtar nokta olarak; az kalori almak epigenetik mekanizmaları bile düzenleyerek genetik olarak şişmanlamaya yatkınlığımız olsa dahi zayıf kalmamızı sağlayabilmektedir." Bundan sonra yediklerimizin glisemik indeksinin zayıf ve sağlıklı kalmaya "destek" olduğunu söylüyor. Tamamen katılıyorum. Öncelikle kalori alımı kontrol altında tutulacak. Ben de glisemik indeksin önemsiz olduğunu iddia etmiyorum. Sadece önem sırasında geriden geliyor. Özellikle bizim gibi bol proteinli beslenen insanlar için glisemik indeksin etkisi diğer insanlardan daha da düşük çünkü protein mide boşalmasını yavaşlatarak glisemik yükü azaltır. Yoksa düşük glisemik indeksli gıdalar genellikle daha besleyicidir, daha uzun süre tok tutar, mikro besin içerikleri daha yoğundur ve ağırlık düşük glisemik indeksli gıdalara verilmelidir, ben öyle yapıyorum. Benim karşı çıktığım şu, glisemik indeksten çok daha önemli olduğu halde glisemik indeks kadar günlük kalori ihtiyacını konuşmuyoruz ve bu durum, konuya hakim olmayan kişilerin kalori miktarının önemini atlamasına yol açıyor. Günde kaç kalori aldığını bilmeyen bir çok insan sadece ekmeği veya tatlıyı, meyveyi kesip kilo vereceğini zannediyor ve veremeyince şaşırıyor.
Başlıktaki soruya dönecek olursak, yağlandıran kalori fazlasıdır. Glisemik indeks düşük, kalori miktarı yüksekse yağlanırız. Kalori miktarı düşük, glisemik indeks yüksekse çok aç hissederiz, şeker dalgalanmaları sağlığımızı tehdit eder, yetersiz lif aldığımızdan sindirim sorunları yaşarız, büyük ihtimalle yediğimiz uyduruk besinler yüzünden vitamin-mineral eksikliği çekeriz ama yağlanmayız. Bunun eğlenceli bir denemesini yapan bir adam var şurada: http://edition.cnn.com/2010/HEALTH/11/08/twinkie.diet.professor/index.html Bir beslenme uzmanının kendi üzerinde yaptığı deney bu. 10 hafta boyunca kek, şekerleme, çeşitlilik olsun diye cips falan yiyor ama aldığı kalori miktarını 1800'de tutuyor. 10 hafta sonunda 12 kilo vermiş, LDL'si (kötü kolesterol) 20 düşmüş, HDL'si (iyi kolesterol) 20 artmış, trigliseridi 39 düşmüş, vücut yağ oranı ise %33.4'ten %24.9'a düşmüş olarak diyeti bitiriyor. Bu sadece tek bir deney, tek kişi üzerinde olduğu için buradan bir kanun çıkmaz ve deneyi yapan adam da bunun tehlikeli, kimseye önermeyeceği bir beslenme şekli olduğunu özellikle belirtiyor. Sadece bir ipucu olarak görmek lazım.