1- ...kahvenin spordan önce yararlı olduğunun söylendiğini gördüm,yağ yakımını hızlandırdığı söyleniyor.bu ne kadar doğrudur...
2 ....herkesten duyduğum bir laf kahvenin yağ tuttuğu...
1. Sorunuz;
Kahve'nin yağ yakma özelliği içinde bulunan kafein maddesi ile ilgilidir.
Kafein ile vücudu yağ yakma moduna geçirebilmek için yüksek oranda kahve içilmesi, dolayısıyla vücuda yüksek miktarda kafein'in girmesi gerekir. Ama bu oldukça tehlikeli bir iştir.
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu bir
makalesinin sonunda kafein'in kilo kontrolü için kullanılmaması gerektiğini belirtmişti. Çünkü kilo kontrolü için yüksek doz gerekiyor ve bu da kalp sorununa yol açıyor.
Ancak kafein'in Parkinson hastalığı riskini azalttığı yönünde bulgular da mevcut...
Enerji içeceklerinde ki
yüksek risk'i de atlamamak gerekir...
2.Sorunuz;
Kahvenin yağ tuttuğu veya kilo aldırdığı bir çeşit efsanedir. 3'ü bir arada gibi bazı içeçeklerin içinde çeşitli katkı maddeleri bulunmaktadır belki bunlar bayanlarda selülit/yağ sorunlarını tetikleyebilir ama normal bildiğimiz klasik kahvenin kilo aldırması mümkün değildir. Yüksek şekerle içilen kahveler tabii ki bir takım kilo problemleri yaratabilir.
Muscle And Fitness dergisinde bunun için bir makale vardı. "Yasal Doping Kafein" adı altında...
Kafein her evde bulunan yasal bir uyuşturucudur! Duvar yazısı gibi oldu ama doğru...
Tabii "
Dünya Sağlık Örgütü" (WHO) böyle düşünmüyor! Dünya Sağlık Örgütü, ciddi madde bağımlılığında görülen fiziksel ve sosyal etkilerle
(sapıtma demek istiyor) kafein tüketiminde görülen etkilerin benzer olduğuna dair hiç bir bulgu yoktur demekte ancak bana göre yanılıyor lakin gün içinde belirli oranda kahve tüketmediği için sapıtan, sinirli davranışlarda bulunan bir yığın kişi bulunmaktadır. Bu kişiler çay veya kahve tükettiklerinde çevreleri ile daha uyumlu ve zihinsel performansları daha açık şekilde güne devam edebilmektedirler. Aynı sigara gibi...
Kafein'i yasal yapan ve diğer
uyuşturucu maddeler ile arasına set çeken en önemli özelliği tüketilmediğinde krizlerin en fazla 2 hafta sürmesidir. Kimyasal literatür de "
Trimetilksantin" familyasına ait bir alkali olarak geçer ve bu madde aslında çok ilginç alanlarda kullanılabilir! Yüksek miktarlarda tüketilip birden bırakıldığında ise başağrısı ve yorgunluk en tipik yan etkileridir. (Tabii ki geçicidir...)
Aynı zamanda bir zehirdir!
10 gramdan fazlası bir kişiyi
öldürmek veya
komaya sokmak için yeterlidir!. Bu da aşağı yukarı 80-100 fincan kahveye
(evde denemeyin!) eşdeğerdir.
Migren hastaları, etken maddesi kafein olan Migren haplarını kullanırken, baş ağrıları geçmese dahi günlük hap alım limitlerini kesinlikle aşmamalıdırlar. Migren hapı kullananlar gün içinde kahve, çay ve çikolata tüketimlerini de gözden geçirmelidirler...
Peki kafein tüketmek ne kadar mantıklı?
Elbette ki konu
body building olduğunda kafein'in her zaman özel bir yeri vardır. Kafein en başta kondüsyonu arttırır, dikkati keskinleştirir ve bunu da beyinde ki
adenozin adlı kimyasalı bloke ederek gerçekleştirir.
(Aslında bu kimyasalı ters yönde taklit eder/detaya girmiyorum...) Enerji miktarında artışa yol açar, kişi kendini güçlü ve dinamik hisseder, body building ile uğraşanların arayıp da bulamadıkları şey aslında kafein de gizlidir de denilebilir. Buraya kadar bir sorun yok, ancak yüksek dozları ciddi kalp çarpıntısına kadar işi götürebilir hatta kalbi zayıf olanlar da daha ciddi komplikasyonlara (kalıcı hasar) neden olabilir...
Kafein'i yazının başında da belirttiğim gibi en başta bağımlılık yapan bir madde olarak değerlendirmeliyiz.
(Psikotrop Madde) Olaya bu açıdan yaklaşırsak "bağımlılık" faktörünün tıp'da istenmeyen bir olgu olduğu, orta ve uzun vade de değişken sonuçları olabileceğini akılda tutmak gerekir.
Çünkü bir madde "
Merkezi Sinir Sistemi" üzerinde etki gösteriyorsa bağımlılık potansiyeli var demektir.
Peki bir maddenin bağımlılık özelliği olup/olmadığını nasıl anlarız?
Çok basit; kişinin bir maddeyi periyodik olarak kullanması ve belirli bir süre sonra o maddeden çok daha fazla ister duruma gelmesi ve onsuz yapamaması bağımlılığın en büyük kanıtıdır.
(Şeker'de bağımlılık yapar...) Tahmini fikrim dünyada ki insanların yüzde 60'ı sabahları kahvaltıdan önce ya da sonra mutlaka kahve içer... Örneğin Türk insanı çay'sız yapamaz. Ancak çay'da ki kafein kahveye oranla oldukça azdır.
Forumun
şu bölümünde Despo'nun kafein ile ilgili bir yazısı var ancak tıbbi araştırmalar devamlı geliştiği ve güncellendiği için bazı bilgilerinde zamanla değiştiğini görebiliyoruz. Örneğin o yazıda; hamilelik döneminde günlük olarak tüketilen 300 mg. kafeinin olumsuz etkisinin olmadığı belirtilmekte ancak son yapılan araştırmalar bunun riskli olabileceğini söylüyor...
Daily Mail gazetesinde çıkan bir habere göre kafein anne karnında ki bebeklerde
lösemi riskini arttırabiliyor. Kafein'in anne karnında ki bebeğin DNA'sına zarar verebileceğini konusunda bir takım endişeler mevcut!
Kişisel fikrim, hamilelerin kesinlikle ama kesinlikle kafein içeren içecek ve yiyecekleri tüketmemeleri gerekmektedir. Hamilelik dönemlerinde canları kakao veya kahve çektiklerinde kafeinsiz kakao/kahve tercih etmelerinde büyük yarar vardır.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Tekol'ün 2008 yılında Hürriyet gazetesinde çıkan güzel bir yazısı var,
inceleyiniz...
Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü 2003'te kafein ve efedrin veya çeşitli kombinasyonları, hızlı yağ yakma etkisinin yanında paranoya ve ölüme de neden olduğu için engellemişti...
Acıbadem Hastanesi'nin internet sitesinde "
Kafein Bağımlılığı" ile ilgili güzel bir yazı mevcut. Okunmasını öneririm...
Kafein masum bir madde değildir, çay, kahve, cola, çikolata gibi besinler tüketirken ölçüyü mümkün olduğunca düşük tutmanızda veya kafeinsiz kakao/kahve tüketmenizde büyük yarar vardır...
Bu çok ayrıntılı bir konu bir ara kafein'in beyinde yarattığı tahribata da değinirim...