Dukan Diyeti Örneği Yağlarınıza veda edin.

yağlar sadece düşük kan şekeriyle yakılıyorsa ben nasıl belimi 108 cm den 79 cm ye indirdim biri bunu açıklarmısın

yağı sadece besinlerin kendi yağından aldım örneğin balığı ızgara yaptım kendi yağında pişirdim tavuğu eti aynı şekilde extra yağ katmadım sonuçta ortada 1 senedirde kilomu koruyorum neen bu kadar ezbercisin illa senın dediğinmi doğru olucak bu kadar kişi bilgisizmi sağlıksızmıyız biz

Kompleks karbonhidratlar


Ekmek
Pirinç
Makarna
Kurubaklagiller
Sebzeler
Tahıl ürünleri Sporcuların beslenmelerinde kompleks karbonhidratlar olan pilav, makarna, ekmek, kurubaklagiller, sebzeler ve diğer tahıl ürünleri muhakkak bulunmalıdır.
Sporcular için karbonhidratlar neden önemlidir?

Egzersiz sırasında enerjinin temel kaynağı karbonhidratlardır. Yiyeceklerle alınan karbonhidratlar, karaciğer ve kaslarda glikojen olarak depolanır. Kaslarda 300-400 gram, karaciğerde 75-100 gram kadar glikojen deposu bulunmaktadır. Sporcular, yüksek karbonhidratlı beslenme ile glikojen depolarını yaklaşık 1.5-2 kat kadar arttırabilirler. Sporcularda glikojen depolarının çok azalması veya tükenmesi (antrenman sonrasında veya yetersiz karbonhidrat alımı nedeni ile olabilir) kronik yorgunluk veya sürantrene durumlarına neden olabilmektedir.
Sporcuların karbonhidrat gereksinimi ne kadardır?

Spor yapmayan kişilere, enerjinin karbonhidrattan gelen oranının % 50-55 civarında olması önerilirken, sporcularda bu değerler % 60-65’e, çok yoğun antrenmanlarda ve dayanıklılık sporcularında ise %70’e kadar çıkmaktadır. Sporcuların glikojen depoları ne kadar fazlaysa performansları o kadar yüksek olmaktadır. Sporcuların, azalan veya boşalan karbonhidrat depoları ile antrenmana devam etmeye çalışmaları, sakatlanma ve yaralanma risklerini arttırmaktadır.


Sık ve Az Yiyin
Düzenli beslenmede ana-öğünler arasında 3 saat ara ile ara-öğünler bulunmalıdır. Bu durumda ana öğünler daha hafif yenmelidir. Meyve ve tatlı yemeğin hemen sonrasında değil ara-öğünler olarak tüketilmelidir.



Kolesterol Her Ette Bulunur

*Her türlü hayvansal gıdada bulunduğu gibi Devekuşu , Hindi ve Tavukta da kolesterol vardır. Ancak bu etler daha düşük kolesterol düzeyine sahip oldukları için tercih edilmektedirler. Etin sindirilmesi dahil, ortaya çıkan "üre" gibi yan ürünleri de bedeninize yorgunluk ve bitkinlik vereceğinden hergün et yememenizde fayda var.


Kolesterol Yaşlı Gösteriyor
Yapılan araştırmalar kolesterol düzeyi yüksek erkeklerin, gerçek yaşlarından daha büyük göründüklerini gösterdi. İngiliz bilim adamları yaptığı araştırmalar sonucunda, sigara, içki, uykusuzluk ve kötü yaşam kalitesi gibi faktörlerin, insanların olduğundan daha yaşlı görünmesinde önemli rol oynadığını, ancak asıl sorunun, kolesterolden kaynaklandığını belirtti. Yüksek kolesterolün kan damarlarını tıkayarak organlara daha az kan gitmesine yol açıyor ve erken yıpranmalarına neden oluyor.


günde ortalama 40 gr civarı yağ almamız yeterlı fazlası gerekmıyor bu 40 gr civarı yağda zaten besınlerde bulunuyr extra yağa pek gerek kalmıyor
Toplam günlük kalori gereksinimi*mizin yüzde 10′undan daha az bölümü, ne cins olursa olsun yağlardan karşılanmalıdır.

1gr yağda 9 kalori var yağ kan şekerini yükseltmiyor diye gunluk kalori ihtiyacımızdan fazlasınımı alalım yanı ben gunde 3 bın kalorı harcıyorsam yerıne 4 bın koyarsam yağ olarka ben kılo almıycakmıyım bunumu söyluyorsun bıze pekı bu fazladan 1000 kalori nereye gıdıyor?

Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 09:57 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 09:41 ----------

Şekerler
glikoz 100
fruktoz (meyve şekeri) 23
laktoz (süt şekeri) 46
maltoz 105
sukroz (toz şeker) 65
bal 58

glisemik indeks meyvedeki en azı yasaklanmasına sebep yok sonuçta sabah akşam meyve tuketmıyoruz


Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 10:01 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 09:57 ----------

Sınıflandırma Gİ düzeyi Örnekler

Düşük Gİ 55 veya daha az barbunya, nohut, kuru fasülye, mercimek, fındık, elma, portakal (çoğu meyve ve sebze), makarna, Kepekli (siyah) ekmek

Vasat Gİ 56 - 69 esmer pirinç, şeker kamışı, çavdar ekmeği, muz (ham), dondurma, fırında patates

Yüksek Gİ 70 veya daha yüksek patates, beyaz ekmek, beyaz pirinç, beyaz şeker, işlenmiş meyve suları, muz(olgun), karpuz, krakerler, mısır cipsi, mısır gevreği

kaynak vikipedi meyveler her yerde meyvenın gh si düşük olduğu vurgulanıyor meyve ile sofra şekerini karıştırmayalım.


KÖTÜ YA DA YÜKSEK GLİSEMİK İNDEKS DEĞERİNE SAHİP GIDALAR

* Çaya atılan şeker, glikoz, reçel, bal, pancar
* Beyaz ekmek, beyaz undan yapılan gıdalar, kek, poğaça, beyaz undan makarna, bisküviler
* Patates, patates püresi, patates kızartması,
* Mısır, cipsler, kraker, mısır gevreği
* Pirinç
* Alkollü içecekler

İYİ YA DA DÜŞÜK GLİSEMİK İNDEKS DEĞERİNE SAHİP GIDALAR

Bu gruba giren gıdaların alımında da günlük kalori toplamı göz edilmelidir. Sınırsız alımdan değil yeterli alımdan bahsedilebilir.

* Yoğurt, meyveli yoğurt
* Yeşil sebzeler
* Sebze ve meyveler (domates, kiraz, vişne, kayısı, kuru kayısı, marul, lahana, mor lahana, brokoli, karnabahar, semiz otu, ısırgan otu, ıspanak....)
* Süt ve süt ürünleri
* Meyveleri mümkün olduğunca kabukları ile alalım, meyve suyu içecek isek şeker katılmamış/doğal olanlarını tercih edelim
* Kepek ekmeği, çavdar ekmeği, tam buğday ekmeği
* Şekersiz tam tahıl ürünleri
* Nohut, kuru baklagiller, barbunya
* Mercimek, bezelye
* Şekersiz marmelat
* Kivi, üzüm, armut, şeftali, erik, elma, portakal, greyfurt
* Fruktoz (meyve şekeri)
* Taze fasulye, bezelye
* Fındık, yer fıstığı, ceviz
* Bulgur, integral makarna

Sonuç: Beslenmek, zevkli ve gerekli bir sanattır. Uygun beslenme ile çok güzel eserler oluşturabiliriz ve eserin kalıcılığını sağlayabiliriz.

* Gıdalar ilaçlar gibidir, fazla alınırlar ise zararlı etkileri ortaya çıkar, az alınırlar ise sağlıklı yaşamamız için eksik durumlar oluşur
* Glisemik indeksi düşük gıdalar daha sağlıklıdır, bizi daha uzun süre tok tutarlar, pankreasımızı ve vücudumuzu daha az yorarlar
* Glisemik indeksi yüksek gıdaları tek başına almayalım, diğer gıdalar ile ve mümkün ise yemeğin sonuna doğru alalım
* Sık sık ve sebze-meyve açısından zengin beslenelim. Bol posalı/lifli beslenelim.
* Tüm gıdalar bizim içindir hepsinden alalım; toplam günlük kalorimizi yaklaşık belirleyelim ve aşmayalım. Ayrıca glisemik indeks değerini de göz önüne alalım.
* Toplam günlük yaklaşık kalori miktarını günlük aktivitemiz ve doktorumuz tayin edecektir
* Günlük ve haftalık aktivite artışlarımız, uygun ve yeterli beslenme yanında, bizim ana sağlık kaynaklarımızdır.
 
Son düzenleme:
  • Like
Reactions: Azi
Arkadasım Bilimsel Calısmalar Göstermelisin Ordan Burdan Kopyala Yapıstır Degil

Sık Yemenin Yanlıs Oldugunu Kanıtlayan Bilimsel Calısmalar.

Sayfalar Pubmed den alınma Pubmed nedir ?

MEDLINE® ve diğer bilimsel dergilerin 1950'lere kadar uzanan 16 milyonun üzerinde biyomedikal makalesini içeren PubMed®, Birleşik Devletler Ulusal Tıp Kütüphanesi (U.S. National Library of Medicine® - NLM) 'nin bir servisidir. Geniş bir arama olanağı da sunan PubMed, makale özetlerinin yanı sıra tam metinlere bağlantılar ve diğer bağlantılı kaynaklara da erişim imkanı verir.
1997 yılında bu konu ile ilgili yapılmış en büyük araştırmada 1-17 arasında değişen öğünlerin sonuçları incelenmiş ve sık sık atıştırmak ile kallavi öğünler tüketmek arasında herhangi bir fark bulunamamış

Meal frequency and energy balance.


Abstract

Several epidemiological studies have observed an inverse relationship between people's habitual frequency of eating and body weight, leading to the suggestion that a 'nibbling' meal pattern may help in the avoidance of obesity. A review of all pertinent studies shows that, although many fail to find any significant relationship, the relationship is consistently inverse in those that do observe a relationship. However, this finding is highly vulnerable to the probable confounding effects of post hoc changes in dietary patterns as a consequence of weight gain and to dietary under-reporting which undoubtedly invalidates some of the studies. We conclude that the epidemiological evidence is at best very weak, and almost certainly represents an artefact. A detailed review of the possible mechanistic explanations for a metabolic advantage of nibbling meal patterns failed to reveal significant benefits in respect of energy expenditure. Although some short-term studies suggest that the thermic effect of feeding is higher when an isoenergetic test load is divided into multiple small meals, other studies refute this, and most are neutral. More importantly, studies using whole-body calorimetry and doubly-labelled water to assess total 24 h energy expenditure find no difference between nibbling and gorging. Finally, with the exception of a single study, there is no evidence that weight loss on hypoenergetic regimens is altered by meal frequency. We conclude that any effects of meal pattern on the regulation of body weight are likely to be mediated through effects on the food intake side of the energy balance equation.

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/9155494
Aradan zaman gecip 2010 yılında gene bir calısma yapılıyor.

Increased meal frequency does not promote greater weight loss in subjects who were prescribed an 8-week equi-energetic energy-restricted diet.

There have been reports of an inverse relationship between meal frequency (MF) and adiposity. It has been postulated that this may be explained by favourable effects of increased MF on appetite control and possibly on gut peptides as well. The main goal of the present study was to investigate whether using a high MF could lead to a greater weight loss than that obtained with a low MF under conditions of similar energy restriction. Subjects were randomised into two treatment arms (high MF = 3 meals+3 snacks/d or low MF = 3 meals/d) and subjected to the same dietary energy restriction of - 2931 kJ/d for 8 weeks. Sixteen obese adults (n 8 women and 8 men; age 34.6 (sd 9.5); BMI 37.1 (sd 4.5) kg/m2) completed the study. Overall, there was a 4.7 % decrease in body weight (P < 0.01); similarly, significant decreases were noted in fat mass ( - 3.1 (sd 2.9) kg; P < 0.01), lean body mass ( - 2.0 (sd 3.1) kg; P < 0.05) and BMI ( - 1.7 (sd 0.8) kg/m2; P < 0.01). However, there were NS differences between the low- and high-MF groups for adiposity indices, appetite measurements or gut peptides (peptide YY and ghrelin) either before or after the intervention. We conclude that increasing MF does not promote greater body weight loss under the conditions described in the present study.

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19943985
Bunların üzerine New York Times bu konuyu ele alıyor.

The Claim: Eat Six Small Meals a Day Instead of Three Big Ones

The notion behind eating smaller, more frequent meals is simple: spreading out one’s daily calories over six meals stimulates the metabolism, keeping it going at a faster pace and thereby burning more calories.

Some studies have found modest health benefits to eating smaller meals, but often the research involved extremes, like comparing the effects of two or three large daily meals with those of a dozen or more snacks. Six meals, according to some weight-loss books and fad diets, is a more realistic approach.

http://www.nytimes.com/2010/03/23/health/23really.html?_r=1&src=sch&pagewanted=all
Konu ile ilgili yapılan diger calısmalar.

Metobolizmanın yavaslaması ancak 60 saatin sonunda görülmüş.

Leucine, glucose, and energy metabolism after 3 days of fasting in healthy human subjects.


Abstract

Adaptations of leucine and glucose metabolism to 3 d of fasting were examined in six healthy young men by use of L-[1-13C]leucine and D[6,6-2H2]glucose as tracers. Leucine flux increased 31% and leucine oxidation increased 46% after 3 d of fasting compared with leucine flux and oxidation after an overnight fast. Glucose production rate declined 38% and resting metabolic rate decreased 8% during fasting. Plasma concentrations of testosterone, insulin, and triiodothyronine were reduced by fasting whereas plasma glucagon concentrations were increased. We conclude that there is increased proteolysis and oxidation of leucine on short-term fasting even though glucose production and energy expenditure decreased.

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/3661473
Hatta tam bir çelişki olarak, kısa süreli oruçlarda metabolizma hızı artar. 36-48 saat sonrasında %3.6-10 arasında artış görülmüş.

Enhanced thermogenic response to epinephrine after 48-h starvation in humans.

Abstract

The effects of 48-h starvation on the physiological responses to a 30-min infusion of epinephrine at 25 ng.min-1.kg body wt-1 were studied in 11 normal-weight healthy young subjects. Starvation led to considerable alterations in basal metabolism including a significant (mean 3.6%) increase in resting metabolic rate. During the infusions, plasma epinephrine concentration rose less in the starved state (+1.47 nmol/l) than in the normally fed state (+1.73 nmol/l) (SE 0.06 nmol/l; P less than 0.05). The maximum increments (mean +/- SE) in heart rate induced by epinephrine were 11.9 +/- 1.3 beats/min in the normally fed state and 20.1 +/- 2.0 beats/min in the starved state (P less than 0.001); the corresponding mean increments in blood glycerol concentration were 0.07 and 0.14 mmol/l (SE 0.01 mmol/l; P less than 0.01). The increase in the metabolic rate above base line during the final 10 min of the epinephrine infusion was 0.58 +/- 0.18 kJ/min in the normally fed state and 0.78 +/- 0.14 kJ/min in the starved state (P less than 0.01). The chronotropic, lipolytic, and thermogenic effects of infused epinephrine were therefore enhanced by prior starvation, despite the lower plasma epinephrine levels.

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/2405717
Resting energy expenditure in short-term starvation is increased as a result of an increase in serum norepinephrine.



Abstract
BACKGROUND:

The effects of food restriction on energy metabolism have been under investigation for more than a century. Data obtained are conflicting and research has failed to provide conclusive results.
OBJECTIVE:

The objective of this study was to test the hypothesis that in lean subjects under normal living conditions, short-term starvation leads to an increase in serum concentrations of catecholamines and thus to an increase in resting energy expenditure.
DESIGN:

Resting energy expenditure, measured by indirect calorimetry, and hormone and substrate concentrations were measured in 11 healthy, lean subjects on days 1, 2, 3, and 4 of an 84-h starvation period.
RESULTS:

Resting energy expenditure increased significantly from 3.97 +/- 0.9 kJ/min on day 1 to 4.53 +/- 0.9 kJ/min on day 3 (P < 0.05). The increase in resting energy expenditure was associated with an increase in the norepinephrine concentration from 1716. +/- 574 pmol/L on day 1 to 3728 +/- 1636 pmol/L on day 4 (P < 0.05). Serum glucose decreased from 4.9 +/- 0.5 to 3.5 +/- 0.5 mmol/L (P < 0.05), whereas insulin did not change significantly.
CONCLUSIONS:

Resting energy expenditure increases in early starvation, accompanied by an increase in plasma norepinephrine. This increase in norepinephrine seems to be due to a decline in serum glucose and may be the initial signal for metabolic changes in early starvation.

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/10837292
Bilim bize göstermiştir ki, metabolizma öğün sayısına bağlı değildir. Biz de bedenlerimizi dinlemeye devam edip, gazetelerdeki sağlıklı yaşam haberlerini daha çok sorgulamalıyız.

Bilimsel Calısmaların gösterdiklerine bakarsak zırt pırt yemek yemenin bir etkisi yok hele hele yag yakımında 3 büyük ögün yapmamız bizim icin iyi

3 4 saatlik aclık sırasında leptin growth glukogan gibi hormonlar salgılanır Bunlar yagların seker keton yag asidine dönmesi icin salgılanan hormonlar insülin ile ters hareket ederler ne kadar insülin o kadar az leptin glukogan ve growth Kilo vermeye calısan mantıklı birisi insülini az salgılatmak ister.


Konuyu sen ben olarak polemige cekmeyelim Konumuz dukan diyeti Ben kilo verdim sen verdin degil bilimsellige dönelim

Bana sık yemenin metobolizmayı hızlandırdıgına dair Pubmed linkleri ver bilimsel calısmaları ortaya koy


Baska Bir Bilimsel Calısma Yapılmıs

Bugunku normal beslenme yani sizin gibi ve yüksek yaglı ve düsük karbonhidrat grubunu karsılastırmıslar Diyet 12 hafta sürmüs ve 2 haftada 1 grupları kontrol etmisler. 60 katılımcı katılmıs

Sonuclar

Düsük karbonhidrat Alan Grup 13.6 Lb Kilo Kaybı yasıyor
Düsük Yag Alan grup ise 7.5 Lb kilo kaybı yasıyor

Düsük Karbonhidrat Grubu içinde tüm lipid düzeyleri önemli ölçüde olumlu değişiklikler vardı.

Düsük karbonhidratlı diyet düsük yaglı diyet ile karşılaştırıldığında 12 hafta boyunca anlamlı olarak daha fazla kilo kaybı neden oldu. Kan lipid düzeyleri gruplar arasında anlamlı bir fark vardı, ama düsük karbonhidrat diyet grupu içinde olumlu değişiklikler gözlendi.


In the United States, obesity is a major clinical and public health problem causing diabetes, dyslipidemia, and hypertension, as well as increasing cardiovascular and total mortality. Dietary restrictions of calories and saturated fat are beneficial. However, it remains unclear whether replacement of saturated fat with carbohydrates (as in the US National Cholesterol Education Program [NCEP] diet) or protein and monounsaturated fat (as in our isocaloric modified low-carbohydrate [MLC] diet, which is lower in total carbohydrates but higher in protein, monounsaturated fat, and complex carbohydrates) is optimal.
METHODS:

We randomized 60 participants (29 women and 31 men) to the NCEP or the MLC diet and evaluated them every 2 weeks for 12 weeks. They were aged 28 to 71 years (mean age, 44 years in the NCEP and 46 years in the MLC group). A total of 36% of participants from the NCEP group and 35% from the MLC group had a body mass index (calculated as weight in kilograms divided by the square of height in meters) greater than 27. The primary end point was weight loss, and secondary end points were blood lipid levels and waist-to-hip ratio.
RESULTS:

Weight loss was significantly greater in the MLC (13.6 lb) than in the NCEP group (7.5 lb), a difference of 6.1 lb (P = .02). There were no significant differences between the groups for total, low density, and high-density lipoprotein cholesterol, triglycerides, or the proportion of small, dense low-density lipoprotein particles. There were significantly favorable changes in all lipid levels within the MLC but not within the NCEP group. Waist-to-hip ratio was not significantly reduced between the groups (P = .27), but it significantly decreased within the MLC group (P = .009).
CONCLUSIONS:

Compared with the NCEP diet, the MLC diet, which is lower in total carbohydrates but higher in complex carbohydrates, protein, and monounsaturated fat, caused significantly greater weight loss over 12 weeks. There were no significant differences between the groups in blood lipid levels, but favorable changes were observed within the MLC diet group.


http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15505128
 
Son düzenleme:
konu zayıflama ise, burda göz önüne alınması gereken en önemli temel nokta; " az yenmesi ", türü ne olursa olsun...

düşük "enerji girdisi "ve oluşturulacak açık neticesi zayıflama gerçekleşir !...

bu arada hatırlanması gereken en önemli noktalar:

**"zayıflama kapsamlı diyetler , türü ne olursa olsun, zayıflama amaçlı diyetler, kilo verdirici dietler uzun süreli yapılmamalı "...zararlıdır , yıpratıcıdır !...

**organizmada protein yakımı neticesinde oluşacak asit külleri !..."asit külleri ,dönüşümleri " vücut için her zaman zararlıdır...ph- mümkün olduğunca "bazik "ortama yakın olmalıdır...)
 
Biz diyetisyenlerden sık sık duyarsınız bunu: “Az az ve sık sık beslenin, günde 5-6 öğün yiyin.” Peki, nedir az az ve sık sık beslenme? Ana öğünler olan kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeğinin yanı sıra bu öğünlerin arasına yerleştirilmiş hafif ara öğünler ve akşam yemeğinden birkaç saat sonra yenen yine küçük bir gece öğününden oluşan beslenme planıdır. Yani bu beslenme şeklinde her 2-3 saatte bir, az da olsa bir şeyler yenir.
Bu beslenme planının en önemli amacı; kan şekerini dengede tutarak, ani düşüşleri önlemektir. Ani kan şekeri düşüşleri, açlık ataklarına neden olduğu gibi, sağlığınızı ve gün içindeki performansınızı da olumsuz yönde etkileyecektir. Örneğin kahvaltı yaptıktan sonra öğle yemeğine kadar hiçbir şey yemiyorsanız, öğün yaklaştıkça kan şekeriniz düşecek, bu da o öğünde normalde yemeniz gerekenden daha fazla yemenize sebep olacaktır. Bu aşırı yenilen yemekten sonra da hem midenizin aşırı dolu olmasının verdiği rahatsızlık, hem de kan şekerinizdeki ani yükselme, performansınızda düşüşe sebep olacağı gibi, fazla kilo olarak size geri dönecektir.
Aynı şey diğer öğünler için de geçerlidir. Öğle yemeğinden sonra akşam yemeğine kadar bir şey yemezseniz akşam yemeği vaktine doğru açlık hissetmeye başlayacaksınız ve bu da motivasyonunuzu olumsuz etkileyecek, aç oturduğunuz akşam yemeğinde de yine gerektiğinden daha fazla yiyeceksiniz.
Akşam Yemeğinden Sonra Bir Şey Yememek Doğru Değildir

Akşam yemeğinden sonra hiçbir şey yememek de bilinenin aksine kesinlikle yanlış bir davranıştır. Örneğin, saat 7-8 gibi yediğiniz bir akşam yemeği sonrası sabaha kadar aç kalmak, kan şekerinizde aşırı düşüşlere neden olur. Bu da güne mide bulantısı, baş dönmesi, baş ağrısı, yorgunluk gibi birçok sorunla başlamanıza neden olabilir. Üstüne üstlük bir de kahvaltı yapmadan evden çıkarsanız yaşayacağınız sorunları ve gün içindeki açlık atakları riskini daha da artırmanız kaçınılmazdır.
Az ve Sık Yemeniz Metabolizmanızı Hızlı Tutar

Bu beslenme şeklinin bir diğer amacı da metabolizmanın yavaşlamasına engel olmaktır. Dizüstü bilgisayarınızı veya cep telefonunuzu düşünün. Şarjı bitmek üzereyken enerji kullanımlarını azaltırlar değil mi? Işıklarını kısarlar, performanslarını düşürürler. İşte metabolizmamız da aynen böyledir; biz ona enerji vermezsek elindeki enerjiyle kendini idare etmek için otomatik olarak çalışma düzeyini düşürür ve yavaşlar. Yani normal performansta çalışması için metabolizmamıza yeterli enerjiyi vermemiz gerekiyor.
Bunların yanı sıra, az ve sık beslenme şeklinde, aç kalmaya izin verilmediğinden dolayı mide ve bağırsaklarda her zaman sindirilmesi için bir miktar yiyecek olur ve bunlar sindirilirken vücut bir yandan da enerji harcar. Bu da sizin hiç çaba harcamadan yaptığınız bir egzersiz gibi düşünülebilir; dolayısıyla kilo kontrolüne bir miktar yardımcı olur.
Sonuç olarak; ana öğünleri kesinlikle atlamayıp bu öğünlerin arasına da 1 porsiyon meyve veya 1 bardak süt veya 1 kâse yoğurt veya birkaç kepekli gıda gibi kan şekerini dengede tutacak küçük ara öğünler eklemek, izlenecek en doğru beslenme planıdır.
 
  • Like
Reactions: Azi
Bu calısmada da gösterdigi gibi kalori azalttıkca kilo verirsiniz ister low carb ister low fat yapın O tartısılmaz fakat daha cok yag ve terazi kaybına low carb diyetleri sebeb oluyorsa kan sekeri stabil gittigi icin aclık krizleri olmuyorsa kan degerleri düzeliyorsa neden low fat uygulayıp kendimize iskence edelim.

Diger sorunuz

1gr yağda 9 kalori var yağ kan şekerini yükseltmiyor diye gunluk kalori ihtiyacımızdan fazlasınımı alalım yanı ben gunde 3 bın kalorı harcıyorsam yerıne 4 bın koyarsam yağ olarka ben kılo almıycakmıyım bunumu söyluyorsun bıze pekı bu fazladan 1000 kalori nereye gıdıyor?
Onuda acıklayayım Kanda insülin değerleri vardır bu 5 in altında olmalıdır normal saglıklı bireylerde Ama obez kisilerde 20 ve üzerine kadar cıkmaktadır. insülin yükseldikce vucud yag yakmaya degil depolamak ister insülin yakma degil depolama hormonu.

Biz insülini düsürdükce vucudumuz daha cok enerji yakar insüline etki etmeyen ise yaglardır yani yag yedikce yag yakarsınız cunku insülin düzeyiniz düser Buda kalori saymanın ne kadar hatalı oldugunu gösteriyor

Kolestrol yaslandırmaz genclestirir Bu konuda da bilimsel calısma eklemelisiniz Ben savundugum hersey icin bilimsel calısma ekliyorum. Eklemdiginiz sürece havada kalacaktır yazdıklarınız.


Cidade de Deus

Kan sekeriniz ani olarak düsüp acıkmazsınız. Ani olarak düsüp acıkıyorsanız sabah kahvaltısında bir sorununuz vardır Sabah kahvaltısında kan sekerini hızlı yükselten yiyecekler yerseniz eger İnsülin salgılanır ve kan sekeriniz cabuk düser ve acıkırsınız. Ama sabah kahvaltısını 3 tam yumurta kasar peyniri yesillik sekersiz cay tereyagı zeytin badem ceviz ile yaparsanız bu sizi aksama kadar tok tutacaktır.

Aclık cekmenin diger sebebide kan insülin seviyesinin yüksek olması yani insülin direnci obez kisilerin insulinleri zaten yüksek o yüzden cabuk aclık cekerler Besinlerin sindirim süreleri var sabah yag protein sebze agırlıklı bir beslenme uzun süre de sindirilir ve aclık cekilmez.

Cidade de Deus

Sonuç olarak; ana öğünleri kesinlikle atlamayıp bu öğünlerin arasına da 1 porsiyon meyve veya 1 bardak süt veya 1 kâse yoğurt veya birkaç kepekli gıda gibi kan şekerini dengede tutacak küçük ara öğünler eklemek, izlenecek en doğru beslenme planıdır.
Benim gibi bilimsel calısmalar cıkarmalısın benim cıkardıgım Pubmed sayfalarındaki calısmalar sizin tam aksinizi iddaa etmekte . Bazı diyetisyenlerin dediklerini degil bilimsel calısmalar gösterinki yazdıklarınıza inanalım ve havada kalmasın.



ercan gürgöze

Düsük karbonhidrat fakat yüksek kalori alan grupun yüksek karbonhidrat düsük kalori alan gruba göre daha cok kilo vermesini neye baglıyorsunuz ? Düsük karbonhidrat alan grup daha cok kalori almasına ragmen daha cok kilo vermis ? Nerde bu kalori hesabı ?


**"zayıflama kapsamlı diyetler , türü ne olursa olsun, zayıflama amaçlı diyetler, kilo verdirici dietler uzun süreli yapılmamalı "...zararlıdır , yıpratıcıdır !...

**organizmada protein yakımı neticesinde oluşacak asit külleri !..."asit külleri ,dönüşümleri " vücut için her zaman zararlıdır...ph- mümkün olduğunca "bazik "ortama yakın olmalıdır...)

Haklısınız da bizim uyguladıgımız diyetler zayıflama kapsamlı degil yasam felsefesi Vucudun ph derecesini neler ayarlar yedigimiz sebzeler sular mı ?

Gösterdigim calısmaların kaynagı Amerika Birlesik Devletlerinin Ulusal Tıp Kütüphanesi

MEDLINE® ve diğer bilimsel dergilerin 1950'lere kadar uzanan 16 milyonun üzerinde biyomedikal makalesini içeren PubMed®, Birleşik Devletler Ulusal Tıp Kütüphanesi (U.S. National Library of Medicine® - NLM) 'nin bir servisidir. Geniş bir arama olanağı da sunan PubMed, makale özetlerinin yanı sıra tam metinlere bağlantılar ve diğer bağlantılı kaynaklara da erişim imkanı verir.



Baska Bir Bilimsel Calısma Daha Yapılmıs. S. Daniel Abraham Center for Health and Nutrition, Ben-Gurion University of the Negev, Beer-Sheva, Israil de

322 obez kisi almıslar bunları 3 grupa ayırmıslar 3 grupun birine kısıtlı kalorili düsük yag diyeti verilmis. Kısıtlı kalorilik Akdeniz Diyeti Verilmis 3. grupa ise serbest kalorili yani kısıtlama olmayan Düsük karbonhidrat Yüksek Yag diyeti verilmis

Bu kisiler 2 sene boyunca takip edilmisler . 1 sene sonunda diyete uyum yüzde 95.41 olmus 2. sene sonunda yüzde 84.6

Diyet Sonuclarına bakalım
Düsük yag alan ve kalori sınırlaması olan grup 2.9 kilo vermis
Akdeniz Diyeti yapan ve kalori sınırlaması olan grup 4.6 kilo vermis
Düsük karbonhidrat yüksek yag tüketen ve kalori sınırlaması olmayan grup 5.5 kilo vermis


Sonuc

Akdeniz ve düşük karbonhidratlı diyetler, düşük yağlı diyetlere etkili alternatifler olabilir. Düsük karbonhidratlı Diyet grubu kalori saymamasına ragmen düsük yag ve akdeniz diyetine karsı daha cok kilo kaybına yol acmıstır.


Abstract

BACKGROUND:

Trials comparing the effectiveness and safety of weight-loss diets are frequently limited by short follow-up times and high dropout rates.
METHODS:

In this 2-year trial, we randomly assigned 322 moderately obese subjects (mean age, 52 years; mean body-mass index [the weight in kilograms divided by the square of the height in meters], 31; male sex, 86%) to one of three diets: low-fat, restricted-calorie; Mediterranean, restricted-calorie; or low-carbohydrate, non-restricted-calorie.
RESULTS:

The rate of adherence to a study diet was 95.4% at 1 year and 84.6% at 2 years. The Mediterranean-diet group consumed the largest amounts of dietary fiber and had the highest ratio of monounsaturated to saturated fat (P<0.05 for all comparisons among treatment groups). The low-carbohydrate group consumed the smallest amount of carbohydrates and the largest amounts of fat, protein, and cholesterol and had the highest percentage of participants with detectable urinary ketones (P<0.05 for all comparisons among treatment groups). The mean weight loss was 2.9 kg for the low-fat group, 4.4 kg for the Mediterranean-diet group, and 4.7 kg for the low-carbohydrate group (P<0.001 for the interaction between diet group and time); among the 272 participants who completed the intervention, the mean weight losses were 3.3 kg, 4.6 kg, and 5.5 kg, respectively. The relative reduction in the ratio of total cholesterol to high-density lipoprotein cholesterol was 20% in the low-carbohydrate group and 12% in the low-fat group (P=0.01). Among the 36 subjects with diabetes, changes in fasting plasma glucose and insulin levels were more favorable among those assigned to the Mediterranean diet than among those assigned to the low-fat diet (P<0.001 for the interaction among diabetes and Mediterranean diet and time with respect to fasting glucose levels).
CONCLUSIONS:

Mediterranean and low-carbohydrate diets may be effective alternatives to low-fat diets. The more favorable effects on lipids (with the low-carbohydrate diet) and on glycemic control (with the Mediterranean diet) suggest that personal preferences and metabolic considerations might inform individualized tailoring of dietary interventions. (ClinicalTrials.gov number, NCT00160108.)


http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/18635428


PubMed calısması




Baska Bir Calısma Kuzey Carolina Duke Universitesi Medikal Center da yapılmıs

Center for Health Services Research in Primary Care, Department of Veterans Affairs Medical Center, and Duke University Medical Center, Durham, North Carolina 27705, USA.

120 kilolu kisi alınmıs

Düsük Yaglı Düsük Kolestrollu Beslenme icin bir grup
Yüksek yag yüksek kolestrollu beslenme icin bir grup ayrılmıslar

Düsük karbonhidrat tüketeten grupa günlük 20 gram karbonhidrattan az verilmis. Düsük yag ile beslenen grupa ise <% 30 enerji yağdan, <300 günlük kolesterol mg verilmis

2 grupa da egzersiz önerilmis.

24 hafta bu 2 grupu incelemeye almıslar.

Düsük karbonhidrat alan grup düsük yag alan grupa göre daha fazla tartı ve yag kaybı yasamıs.



serum trigliserid düzeylerinde düsük karbonhidrat yapan grupta daha büyük düşüşler yasanmıs (değişikliği, vs -0.31 mmol / L [-74,2 mg / dL vs -27,9 mg -0.84 mmol / L. / dL, p = 0.004)


Buna ek olarak, katılımcıların sağlıklı olduğu ve sadece 24 hafta boyunca takip edildi. 2 grupta da saglıksız bir gözlemlenme olmamıs.



A low-carbohydrate, ketogenic diet versus a low-fat diet to treat obesity and hyperlipidemia: a randomized, controlled trial.
Yancy WS Jr, Olsen MK, Guyton JR, Bakst RP, Westman EC.
Source

Center for Health Services Research in Primary Care, Department of Veterans Affairs Medical Center, and Duke University Medical Center, Durham, North Carolina 27705, USA.
Abstract
BACKGROUND:

Low-carbohydrate diets remain popular despite a paucity of scientific evidence on their effectiveness.
OBJECTIVE:

To compare the effects of a low-carbohydrate, ketogenic diet program with those of a low-fat, low-cholesterol, reduced-calorie diet.
DESIGN:

Randomized, controlled trial.
SETTING:

Outpatient research clinic.
PARTICIPANTS:

120 overweight, hyperlipidemic volunteers from the community.
INTERVENTION:

Low-carbohydrate diet (initially, <20 g of carbohydrate daily) plus nutritional supplementation, exercise recommendation, and group meetings, or low-fat diet (<30% energy from fat, <300 mg of cholesterol daily, and deficit of 500 to 1000 kcal/d) plus exercise recommendation and group meetings.
MEASUREMENTS:

Body weight, body composition, fasting serum lipid levels, and tolerability.
RESULTS:

A greater proportion of the low-carbohydrate diet group than the low-fat diet group completed the study (76% vs. 57%; P = 0.02). At 24 weeks, weight loss was greater in the low-carbohydrate diet group than in the low-fat diet group (mean change, -12.9% vs. -6.7%; P < 0.001). Patients in both groups lost substantially more fat mass (change, -9.4 kg with the low-carbohydrate diet vs. -4.8 kg with the low-fat diet) than fat-free mass (change, -3.3 kg vs. -2.4 kg, respectively). Compared with recipients of the low-fat diet, recipients of the low-carbohydrate diet had greater decreases in serum triglyceride levels (change, -0.84 mmol/L vs. -0.31 mmol/L [-74.2 mg/dL vs. -27.9 mg/dL]; P = 0.004) and greater increases in high-density lipoprotein cholesterol levels (0.14 mmol/L vs. -0.04 mmol/L [5.5 mg/dL vs. -1.6 mg/dL]; P < 0.001). Changes in low-density lipoprotein cholesterol level did not differ statistically (0.04 mmol/L [1.6 mg/dL] with the low-carbohydrate diet and -0.19 mmol/L [-7.4 mg/dL] with the low-fat diet; P = 0.2). Minor adverse effects were more frequent in the low-carbohydrate diet group.
LIMITATIONS:

We could not definitively distinguish effects of the low-carbohydrate diet and those of the nutritional supplements provided only to that group. In addition, participants were healthy and were followed for only 24 weeks. These factors limit the generalizability of the study results.
CONCLUSIONS:

Compared with a low-fat diet, a low-carbohydrate diet program had better participant retention and greater weight loss. During active weight loss, serum triglyceride levels decreased more and high-density lipoprotein cholesterol level increased more with the low-carbohydrate diet than with the low-fat diet.
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15148063
 
Son düzenleme:
))))))))) )

tabi ki " düşük karbonhidrat "alan grup ,diğer yağlı ,proteinli gruba göre daha az kilo verir ...

bunun için deneye mi ihtiyaç duymuşlar?!...(

"yağ ve proteinlerden " enerji tüketmekte vücut "sindirim "için ,ayrıca "karbonhidrat "yani hafif tipte ,hemen konverte olan maddelere göre sindirim için daha fazla ekses enerji kullanır !...

kısaca :

------------------------------------

günlük kalori ihtiyacınız = bazal metabolizma + sindirim süreçleri çin gerekli enerji (ki bu yenilen besinlerin tipine göre değişir!...protein, yağların sindirimi için ı için daha fazla enerji gerekir !:::) + günlük aktivizasyon için gerekli enerji (yaşam türü, spor vb)

-------------------------------------

karbonhidratlardan aldığınız enerjinin sindirim için gereken enerji kaybı x ise , protein ve yağların sindirimi için gerekecek sindirim enerji kaybu" 5 x 'tir!...zira, karbonhidratlar çok kolay ve kısa ,zahmetsiz sindirilirler !...adama, sindirim için fazla enerji harcatmazlar!..

kısaca , ağır yemek yendiği zaman , bunun sindirimi için daha fazla " sindirim süreç enerjisi "gerekir !...
 
Son düzenleme:
  • Like
Reactions: Azi
Selam;

Sevgili Arkadaşlar,

Merkezde koordinat belirleyerek, herkesin bu odakta toplanmasını, kati bir ferman niteliğinde sunmak, tartışmacı konumundaki her bireyin düşünebilen dimağına yapılmış bir saygısızlıkmış gibi algılıyorum. İsmen hedef belirtip, kimseyi tesir altına almak, üzerinde otorite oluşturmak gibi niyetim de açıkçası yok ve hiç olmadı bugüne kadar. Ben sadece kendimce bildiklerimi doğru bir şekilde aktarmakla mükellef oldum vesselam. Herkese karşı eşit mesafede ve eşit saygı çerçevesinde bir tutum izleyerek bu yazımı kaleme alıyorum öncelikle bunu bilmenizi isterim.

Mümkün mertebe insanlarımız, kendi perspektifleri vesileleri ile hayata karşı algı kanallarını koordine ederler. Bu sayede gelişi güzel bir süreçten çok, planlı ve programlı yaşantı hikâyeleri karşımıza çıkar. Farklı uygulamalarını da görürüz farklı insan ilişkilerimizde. Mühim olan, insanların belli bir disiplini kendi ailevi mirasından gelen kodlara göre uygun bir dizilimle oturtmuş olmasıdır spor hayatına.

“Bu kısma kadar yazdıklarım kendi şahsi fikirlerime aracılık etmektedir. Aşağıda bulacağız kısa bir bölüm ise, vaktiyle Sevgili jimraynor’a sözünü ettiğim (Beslenme Kitabından alıntıdır)

-Karbonhidrat şişmanlatıcı mıdır?


Sporcuların bazıları çok az karbonhidratla beslenir. Çünkü kilo alacaklarını düşünür. Özellikle kilonun kısıtlayıcı olduğu sporlarda (cimnastik, güreş, kürek… siklet sporları) sporcular enerji için karbonhidrat(bisküvi, ekmek ve mısır gevreği) yemek ister, karbonhidratı şişmanlatıcı diye düşündükleri için kısıtlar. Önceden, diyetisyenler bile karbonhidratın şişmanlatıcı olduğuna inanırlardı. Halbuki, karbonhidratlar kilo aldırmaz! Aşırı yağ kilo yapar, ekmek üstüne sürülen tereyağı, yağlı makarna veya sandviçlerde bulunan mayonez gibi. Bir çay kaşığı yağda yaklaşık 36kkal, bir çay kaşığı karbonhidratta ise 16 kkal vardır. Fakat vücuda alınan fazla karbonhidratlar, egzersizde yağdan önce yandığı için yağın yanmasını sınırlandırır, yağlar depo edilir.

Vücudumuzda karbonhidrat depoları dolu iken de yakılmayan karbonhidratlar yağ olarak depo edilir, bu metabolik dönüşüm %23 oranındadır. Diğer taraftan fazla alınan yağlar da vücut yağı olarak kolayca depo edilir. Diyette alınan fazla yağın vücut yağına dönüşümü alınan kalorinin %3’ü oranındadır.(Sims ve Danforth 1987). Aşırı yeme durumlarında karbonhidratları yağlara tercih etmekte yarar vardır. Hem ertesi gün kaslar yakıtla dolu olacaktır hem de bu, daha iyi performans demektir. Ama şunu da unutmamalı ki karbonhidratların sürekli fazla tüketilmesi kilo almaya yol açar. Gilkojen depoları dolduğunda, fazla kaloriler yağ olarak depolanır( Hill ve ark.1992).

Kendi izlenimlerim:

Sağlık ile arasındaki bağlantıyı, bu zamana kadar her 6 ayda bir yaptırdığım kapsamlı Check-up tarzı sağlık taramalarıma dayanarak söylemek gerekirse, karbonhidratların ve vaktiyle aldığım yüksek oranda kullandığım protein oranının, karaciğer ve böbrek üzerinde çok ciddi bir hakimiyet kurduğuna rastlamadım. SGOT, SGPT değerleri Sınırdan 10-11 sayı aşağıdaydı. Örnek Maksimal sınır 40 ise, 29-30 arasında idi değerlerim.

Daha sonra Protein miktarını düşürmeye çalıştım. Çok fazlasının böbreği aşırı yorduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalmıştım. Son olarak kademeli karbonhidrat azaltımı metoduyla, kg başına “1, 1.5 arasında” bir diyet gerçekleştirdim. Konumu takip edenler görecektir. Geldiğim noktayı ilk baştan, şu anda içerisinde bulunduğumuz ve bitirmek üzere olduğumuz Ocak ayına kadar olan fotoğraflarımı gözlemleyerek görebileceklerdir. Maksimal verim elde ettim. Neredeyse 0’a yakın kas kaybı ile bu süreci atlattım. Ergojenik yardım almadan.(Sadece Supplementler)

Benim genel izlenimlerim böyleydi. Her zaman bende yağları savunurum, yağların, hele ki sağlıklı yağlar diye tabir ettiğimiz yağların hayatımızda olması çok önem arz etmektedir. Farklı diyet metotları mevcuttur. Kontrol edilebilirliği, içeriğinin hesaplanması bakımından, kademeli karbonhidrat azaltımı başarıya ulaşma konusunda daha bir yardımcıdır. “Şahsi görüşüm”

Herkese kucak dolusu sevgiler, iyi çalışmalar dilerim. Sağlıcakla kalınız.

Saygılarımla,
 
Son düzenleme:
Sevgili Fitness Model değişik ve hoş bir yazı olmuş ;)

Örnekler ve alıntılar verdiğin kitap da yağlar yerilirken, kendi izlenimlerinde yağlara düşman olmadığını söylemişsin...

Dikkati çeken bir nokta da: kaynak verdiğin kitabı kötülemek amaçlı değil ama, araştırma tarihleri hep 80-90lı yıllar...
2002 yılında beslenme piramidi değişti, insülin direncinin metabolik bir bozukluk olduğu kabul edildi ve alzheimer hastalığı tip2 diyabet olarak adlandırılmaya başladı, hastalığı ismi değişti!!!
İnsülinin mitojen özelliği bütün dünyaca kabul edildi...

Bu gelişme ve değişimleri dikkate almamak çok yanlış olur diye düşünüyorum ;)
 
Harcanan kalorinin alınan kaloriden fazla olması hesabı geçerli olmakla birlikte, tek başına çok sığ bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum. Çünkü tek başına bu hesabı yaparsanız yağ yakmak yerine sadece kilo kaybedersiniz. Önemli olan vücudu yağ yakmaya zorlamaktır, özellikle kaslara dokunmadan. Bilhassa biz sporcular için.

Vücut akşama kadar aldığınız ve harcadığınız kalorilerin çetelesini tutup ona göre akşam yağ yakmalıyım veya kas yapmalıyım diye davranmaz. Bu metabolik süreçler gün içinde devamlılık arz edecek şekilde her ana yayılmıştır. Bu yüzden anlık olarak yağ yakımına etki eden şeyler çok önemlidir. Bunların içinde en önemlisi ise tartışmasız insülin hormonunun işlevidir. Bu da bizi doğrudan tükettiğimiz karbonhidratların çeşidine ve miktarına götürmektedir.

Bütün ömrü boyunca birincil enerji kaynağı olarak karbonhidratları kullanan birisinin aniden karbonhidratları sıfırlaması çok zor olacağı için bu işi aşama aşama yapması ve doğru zamanda doğru karbonhidratı tüketmesi vücut yağ ve kas yapımı açısından çok önemlidir. Karbonhidratların azaltılması insülin direnci gibi yağ yakımının önündeki kimi engelleri de zamanla giderecektir.
 
Bende fitness yaparken uyguladığım bir diyet protein ağırlıklı bir diyet programı dukan diyeti herkese rahatlıkta önerebilirim.
Kas yapıyor ve vücuttaki yağları düzenli bir şekilde yakıyor. İsterseniz uzman bir diyetisyen dukan diyetini anlatıyor aşağıdaki video izleyebilirsiniz.
 
Back
Yukarı