Kauss
Üye
Size yarın daha da farklı makaleler ve üni araştırmaları bulabilirim. Yalnız siz yanlı dediğiniz dergi makalelerine inanmayacağınız için hiç bir şey değiştirmez. Ortada bir gerçek var ki bu ürün mitokondride yağların yakılmasına yardımcı bir üründür. Bu bir fat burner ürün değildir. Sizin beklentiniz bir termo. ürünle aynıysa zaten siz burada baştan hata yapıyorsunuz. O dergiler dışında sizde bana okunabilecek bir şeyler öğretebilecek başka dergi bulursanız sevinirim. Sizin burada o dergileri kaynak kabul edip etmemeniz beni ilgilendirmez. Bu makaleler sonuçta bilimsel araştırmalara dayanılıyor. Gidip adamlar biz l-carnitine satışlarını arttıralım X üniversitesi y doktoru adı altında bir makale yazalım diye bir şey yapmıyorlar. Bir diğer nokta ise genel olarak supplementler kişiden kişiye göre değişiklik gösterir sizde bilirsiniz. Sizde işe yarayan bir ürün bende işe yaramaz. Bu demek değildir ki bu ürün kötüdür diye. Siz bu ürünü yağ yakıcı diye kullanırsınız ben NO seviyesini arttırır diye kullanırım. Ki öyle de kullandım.
L’carnitine 1905 yılında iki Rus bilim adamı (Gulewitcsh ve Krimberg) tarafından kas dokudan izole edilen bir bileşik olarak keşfedilmiştir ve bu keşiften sonra, latince et anlamına gelen “carnis” ismi verilmiştir (Baumgartner ve Blum, 1997a). 1927 yılında L’carnitinein kimyasal yapısı onaylanmıştır. 1935 yılında, Leipzig Üniversitesi’nden Prof. Dr. Strack L’carnitine hakkında ilk makaleyi yayımlamış ve yıllarca süren L’carnitinein fizyolojik fonksiyonları ile ilgili araştırmaların temelini oluşturmuştur.
Carter ve arkadaşları 1952 yılında, L’carnitinei besleyici bir element olarak tanımlamışlardır (Anonymous, 2003b). 1952’de, Fraenkel ve Freidman adlı iki araştırıcı, Tenebrio molitor’un (un kurdu) metaformoz aşamasında vitamin ihtiyacı üzerine yaptığı çalışmada, L’carnitinein gelişme için esansiyel olduğunu tespit etmişlerdir. L’carnitinei Vitamin BT olarak adlandırmışlardır (Bumgartner ve Blum, 1997a; Bremer, 1983; Ferrari ve ark., 1992). 1958 yılında Fritz, L’carnitinein mitokondride yağların yakılmasını arttırdığını ve yağ asitleri oksidasyonunda önemli bir rol oynadığını saptamıştır (Anonymous, 2003b).
Karnitinin D ve L sınıflandırılması ilk kez 1962’de Kaneko ve Yoshida tarafından yapılmıştır. Doğal olarak bulunan L formu “fizyolojik karnitin” olarak tanımlanmıştır. 1973’de ilk kez, L’carnitine eksikliğinde meydana gelen primer rahatsızlıkların teşhisiyle ilgili çalışmalar yapılmıştır. 1950 ve 80’li yıllar arasında L karnitinin metabolik fonksiyonları üzerine birçok araştırma yapılmış, 80’li yıllardan sonra ticari olarak bulunabilen bir ürün halini almıştır. L’carnitinele ilgili araştırmalar günümüzde halen devam etmektedir (Bumgartner ve Blum, 1997a; Bieber, 1998).
L-Karnitin; beyin, kalp ve iskelet sisteminde doğal olarak bulunan vitamin benzeri bir besindir. En önemli görevi; hücre içinde yağ asitlerini mitokondiriye taşıyarak kalp ve iskelet kasları için gerekli olan enerjinin sağlanmasında yardımcı olmaktır. L-Karnitin en büyük kaynağı mısır olan bir besindir. Günlük diyetinde yeterli miktarda mısır olmayan insanlarda L-Carnitine eksikliği kaçınılmazdır. (1,3)
Bu da üreme hakkında ufak bir yazı;
Spermleriniz daha çabuk büyümek ve yumurtaya doğru giden uzun yolculukta daha hızlı kuyruk çırpabilmek için bu amino aside ihtiyaç duyar. İtalyan araştırmacılar 4 ay boyunca günde 3 gram L-Carnitine alan erkeklerin sperm sayılarının ve kalitelerinin arttığını; partnerlerinin hamilelik oranında ise %20 artış olduğunu belirledi.
L’carnitine 1905 yılında iki Rus bilim adamı (Gulewitcsh ve Krimberg) tarafından kas dokudan izole edilen bir bileşik olarak keşfedilmiştir ve bu keşiften sonra, latince et anlamına gelen “carnis” ismi verilmiştir (Baumgartner ve Blum, 1997a). 1927 yılında L’carnitinein kimyasal yapısı onaylanmıştır. 1935 yılında, Leipzig Üniversitesi’nden Prof. Dr. Strack L’carnitine hakkında ilk makaleyi yayımlamış ve yıllarca süren L’carnitinein fizyolojik fonksiyonları ile ilgili araştırmaların temelini oluşturmuştur.
Carter ve arkadaşları 1952 yılında, L’carnitinei besleyici bir element olarak tanımlamışlardır (Anonymous, 2003b). 1952’de, Fraenkel ve Freidman adlı iki araştırıcı, Tenebrio molitor’un (un kurdu) metaformoz aşamasında vitamin ihtiyacı üzerine yaptığı çalışmada, L’carnitinein gelişme için esansiyel olduğunu tespit etmişlerdir. L’carnitinei Vitamin BT olarak adlandırmışlardır (Bumgartner ve Blum, 1997a; Bremer, 1983; Ferrari ve ark., 1992). 1958 yılında Fritz, L’carnitinein mitokondride yağların yakılmasını arttırdığını ve yağ asitleri oksidasyonunda önemli bir rol oynadığını saptamıştır (Anonymous, 2003b).
Karnitinin D ve L sınıflandırılması ilk kez 1962’de Kaneko ve Yoshida tarafından yapılmıştır. Doğal olarak bulunan L formu “fizyolojik karnitin” olarak tanımlanmıştır. 1973’de ilk kez, L’carnitine eksikliğinde meydana gelen primer rahatsızlıkların teşhisiyle ilgili çalışmalar yapılmıştır. 1950 ve 80’li yıllar arasında L karnitinin metabolik fonksiyonları üzerine birçok araştırma yapılmış, 80’li yıllardan sonra ticari olarak bulunabilen bir ürün halini almıştır. L’carnitinele ilgili araştırmalar günümüzde halen devam etmektedir (Bumgartner ve Blum, 1997a; Bieber, 1998).
L-Karnitin; beyin, kalp ve iskelet sisteminde doğal olarak bulunan vitamin benzeri bir besindir. En önemli görevi; hücre içinde yağ asitlerini mitokondiriye taşıyarak kalp ve iskelet kasları için gerekli olan enerjinin sağlanmasında yardımcı olmaktır. L-Karnitin en büyük kaynağı mısır olan bir besindir. Günlük diyetinde yeterli miktarda mısır olmayan insanlarda L-Carnitine eksikliği kaçınılmazdır. (1,3)
Bu da üreme hakkında ufak bir yazı;
Spermleriniz daha çabuk büyümek ve yumurtaya doğru giden uzun yolculukta daha hızlı kuyruk çırpabilmek için bu amino aside ihtiyaç duyar. İtalyan araştırmacılar 4 ay boyunca günde 3 gram L-Carnitine alan erkeklerin sperm sayılarının ve kalitelerinin arttığını; partnerlerinin hamilelik oranında ise %20 artış olduğunu belirledi.
Son düzenleme: