Isı ile okside olmuş katı ve sıvı yağların yıkımına bağlı toksik etkilere yönelik ataştırma, sadece hayvanlar üzetinde ve hemen her zaman uç koşullar altında yürütülmüştür.
Çok-doymamış yağ astleri; anti-oksidan ajanların bulunması ile sınırlandırılabilen peroksidatif fenomenlerden dolayı, fiziko kimyasal değişiklere uğramaktadır. Ortamın doymamışlığı ve antiolsidanlar tarafından zengin olması nedenleriyledir ki, zeytinyağı çok öncelikli bir konujda bulunmaktadır. Yani zeytinyağında belirgin değişiklikler oluşturmak için son derece yüksek ısıda ve özellikle uzun süre kızartmaya gerek vardır.
Bucko (1969)yaklaşık 2 saat süre ile 170 C derece ısıtıldıktan sonra uygulanan çeşitli hayvansal ve bitkisel yağlar üzerinde yürüttüğü çalışmada; doymuş ve çok-doymamış yağların (inek yağı, domuz yağı, ayçiçek yağı) karaciğer bozuklukları oluşturduğu buna karşılık, zeytinyağı'nda böyle birşey görülmediğini vurgulamıştır.
çok daha uzun bi sürü 180C'de ısıtıldığı zaman, hayvansal ve bitkisel yağların tümünün ciddi karaciğer bozuklukları oluşturduğu bildirilmektedir (Alexander 1978)
Safra kanalları üzerine etki bakımından Charbonnier(1985)tarafından yürütülen bir çalışma, zeytinyağının'200 C derecede 3 saat ısıtıldığı zaman bile kolosistokinetik özelliklerini kaybetmedaiğini göstermiştir.
BU ÖNEMLİ:
ZEYTİNYAĞI'nın kızartma için kullanıldığı zaman, besine nüfus etme kinetiği üzerinde Varela ve ark. (1982, 1984) tarafından yapılan çalışmalar da önem taşımaktadır. Bu çalışmalar, hayvansal ve bitkisel yağların besinin çoğu yada tümüne nüfuz ettiğini,buna karşılık zeytinyağı'nın besine nüfuz etmediğini ve yüzeyde kaldığını göstermiştir.
Not:Kitaptan alıntı