Yüksek Karbonhidrat Agırlıklı Beslenmenin Zararları

Konusu 'Beslenme' forumundadır ve heldic tarafından 5 Aralık 2011 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 8 üye.
  1. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    son yapılan bir calısmada kan sekeri yüksek olan kisiler daha yaslı gösterdigi saptanmıs
     
    xzgrx bunu beğendi.
  2. R10
    Offline

    R10 Üye

    Katılım:
    16 Ağustos 2011
    Mesajlar:
    924
    Beğenileri:
    1.301
    Ödül Puanları:
    0
    işte bu kulağa çok mantıklı geliyor. sen bu kadar ısrarcı olduktan sonra ketojenik diyet deneyesim vardı ama sürekli yağ ağırlıklı beslenemeyeceğimi de biliyordum. bakalım bu şekilde bir diyet deneyip sonuç alabilecek miyim...
     
  3. ZeusS_
    Offline

    ZeusS_ Yeni Üye

    Katılım:
    10 Ekim 2011
    Mesajlar:
    1.122
    Beğenileri:
    1.892
    Ödül Puanları:
    0
    Sevgili R10 bende uzun süre ağırlık çalışırken beni zayıf düşürürmü diye ketojenik beslenme türlerinden hep kaçındım, fakat büyük bir risk alarak 2 sini beraber denediğimde müthiş bir sonuç aldım ;)

    İşin aslı şu ki senin kas depolarındaki ve karaciğerinde ki gücün zaten sabit, hızlı Kh yiyip antremana çıkmak size çok ahım şahım bir + vermiyor!!!
    Ben bunu denedim gördüm!
    Hızlı Kh ı yediğinde 15-20 dk içinde zaten tamamı kana geçmiş oluyor; yarım saate vardığımızda bu enerji zaten kandan çekilmeye başlamış (hemde insülin gibi çok tehlikeli bir hormon ile) karaciğere doğru yol almış oluyor zaten...
    Yani hızlı Kh alıp 10dk sonra antremana çıkacaksın ki ancak o zaman sana bir derece fayda versin, o da en fazla 1-2 set fazladan yaparsın bu!!!

    Ama Vg cileri bilirsin dolu mideyle antremana çıkmazlar, en az 2 saat sonra antremana çıkarlar!
    2 saat önce sen hızlı Kh yesen ne ketojenik yesen ne, enerji depoların doluysa ki doludur zaten o yediğin hızlı Kh göbeğe doğru yol alacak...

    Yani hızlı Kh yeme ile güç ilişkisi gerçekten psikolojik başka hiç bir şey değil ;)

    Ben yavaş Kh yiyorum, yağ yiyorum protein yiyorum, bunlar sayesinde benim enerji depolarım zaten sürekli dolu tutuluyor!
    Bende çıkıp bu kapasitem neyse onunla antremanımı çıkartıyorum ;)
    Hiçte zorlanma yaşamıyorum, ve psikolojik olarakda rahatlıyorum yani yediğim yemekle değil kendi kapesitemle antremanı çıkarttığımın bilincine varıyorum!
    Aslında önceden de öyle çıkartıyordum fakat mental anlamda bunun bilincinde değildim...
    Bu yüzden mesela önceden biraz az öğünle gittiğim an motivasyon problemleri oluyordu...
     
    xzgrx ve heldic bunu beğendi.
  4. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    glikojen depolarımız her zaman doluyor hic 1 gram karb yemesek bile

    1 2 saatlik normal agırlıkta antremanı cıkaracak kadar depomuz zaten her zaman var
     
    xzgrx bunu beğendi.
  5. ZeusS_
    Offline

    ZeusS_ Yeni Üye

    Katılım:
    10 Ekim 2011
    Mesajlar:
    1.122
    Beğenileri:
    1.892
    Ödül Puanları:
    0
    Sevgili heldic, bu başlığın gerçekten de baştan aşağı bir şaheser.

    Sayende, arşivimize oldukça sağlam dökümanlar eklemiş oluyoruz.
    Bu tip çalışmalarının devamı dileği ile ;)
     
    heldic bunu beğendi.
  6. ercan gürgöze
    Offline

    ercan gürgöze Üye

    Katılım:
    3 Mart 2011
    Mesajlar:
    2.027
    Beğenileri:
    1.332
    Ödül Puanları:
    123
    yine desteksiz yağdırmalar başlamış...))))

    bir kere skalaya endekslenince insanın atası sayılan "lucy" yaklaşık 3 milyon yıl önce (ki lucy evrim halkasında eksik olan taştı , ve afrika da bulunmasını müteakiben konu netleşmiştir) tamamen otobur olup , meyva ,yaprak ile beslenmekteydi...yani kısaca atalarımız "otoburdu" ....ve " a grubu"...)))

    ayrıca , o taş devirleri ile nitelenen çağlarda dahi "tahıl "tüketilmekte ve değirmenler ,tahıl kalıntıları vb hepsi bulunmuştur...

    insanlık tarihinin en önemli olayı "toba -tuba olayı" dır ( yaklaşık 75.000 yıl önce, endonezya tarflarında yanardağ patlaması neticesi atmosferin toz ile dolması...ancak, bu süreçte bile bitkiler,tahıllar yetişmiş ,hayvanlar bunarı yiyerek ayakta kalmıştır...yani, insanın salt et ile beslenmesi masalı sadece masaldır!...zaten, hayvanlar "bufallo, fil ,geyik vb " ot yemese nasıl hayatta kalabilirlerdi ?!...
     
    Azi ve Danny Boy bunu beğendi.
  7. ZeusS_
    Offline

    ZeusS_ Yeni Üye

    Katılım:
    10 Ekim 2011
    Mesajlar:
    1.122
    Beğenileri:
    1.892
    Ödül Puanları:
    0
    @ercan gürgöze

    Desteksiz dediğiniz kişiler sürekli bilisel makaleler ve araştırmalarla konuşuyor.
    Buna karşın sizin tezlerinizde henüz bir çalışma paylaştığınızı ben hiç göremedim ne yazık ki.

    Yaklaşık 5milyon yıldır hepçil besleniyoruz.
    Otçul olduğumuzu iddia etmişsiniz; yanlış bir bilgilendirme!
    Tam 5milyon yıldır hepçiliz.

    Mesele bu hepçilliğin, et ve ot besinlerini %50 şeklinde kullanan bir hepçillik mi, yoksa et yada ot ağırlıklı bir hepçillik mi olduğu konusudur.

    Bütün bilimsel araştırmalar gösteriyor ki 4,5milyon yılı aşkın bir süredir %80ni et kaynaklarına dayalı bir beslenme sürdürüyoruz.
    Gerileyip körelen apandist bunun en çarpıcı örneği!
    Eğer okumadıysanız bahsettiğim makaleyi buradan ulaşabilirsiniz.
    https://www.facebook.com/notes/evri...comment_id=3732607&offset=0&total_comments=13

    Lütfen tezlerinizi kendi cümlelerinizle içtihat vermek yerine, bilimsel verilere dayandıralım. :)
     
    xzgrx bunu beğendi.
  8. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    insan hepcildir zaten

    eger et yemese cok önemli vitamin ve amino asitleri o zamanlarda alıp gelisemezdi

    su an bilimsel calısmalar sonucu kaju mercimek bulgur v.s beraber yeniyorsa aynı amino zincirini tamamlayabilir belki de fakat


    milyon milyar yıl önceki adam tarlanın bir kösesine bugday bir kösesine mercimek dikeyim mi diyecek

    ayrıyeten yerlesik hayatta olmadıgı icin tarım da yapamaz kendi diktigini bir baska hayvan yada daha güclü bir insan alıp yer

    millete heba olsun diyemi tarım yapacak ?

    insan oglu da diger canlılar gibi dısarda buldugunu yiyordu en kolayını ne eline gecerse

    oturup degirmen mi yapacak tı ? ilk caglarda

    ot toplardı meyve yerdi avlanırdı hepsi bu

    insan oglunun alısık oldugu beslenme sekli diger hepciller ile aynı onun dısına cıkıldıkca hastalıklar olusuyor
     
    ccmssx bunu beğendi.
  9. ZeusS_
    Offline

    ZeusS_ Yeni Üye

    Katılım:
    10 Ekim 2011
    Mesajlar:
    1.122
    Beğenileri:
    1.892
    Ödül Puanları:
    0
    Makalenin tamamını okumak isteyenler için verdim fakat konumuzla alakalı olan kısmını görsellik açısından bir kez daha paylaşalım.

    [​IMG]

    Et temelli bir diyete sahip Homo ergaster türünden bir av görüntüsü; günümüzden 1.8 MYÖ
    Atalarımızın et yemeye başlamayla birlikte, insanın beyin kapasitesi de birdenbire hızla büyümeye başlamıştır. Bunun sebebi, az miktar bir etten bile alınabilecek bol enerji ve proteinin beynin büyümesi için gerekli olan her şeyi sağlıyor olmasıdır. Çünkü sinir bilim ile ilgili yazılarımızdan da görebileceğiniz gibi, beyin vücudumuzdaki en masraflı, en sıkıntılı, en çok enerji harcayan organıdır. Bu organın enerji ihtiyaını karşılamak, sadece ot temelli bir beslenmeyle başarılabilecek bir durum değildir. Bu sebeple diğer hayvanların beyinleri (ve ot temelli beslenen atalarımızın beyinleri) küçük kalmış ve büyümesi yönünde bir seçilim baskısı olsa da, bu büyüme gerçekleşememiştir. Bunun haricinde ot temelli beslenme ne kadar sınırlanırsa (sadece yaprak yemek gibi), canlının enerji üretimi de o kadar kısıtlanır. Bu sebeple sadece ağaç yapraklarıyla beslenen tembel hayvanlar, bu kadar yavaş hareket etmektedirler. Kendilerinin günlük yaşamda hareket edebilmeleri için gerekli enerjiyi bile üretemezler! Ancak hızlanmak yerine, çok yükseklere tırmanabilme yetenekleri sayesinde, hayatta kalmayı başarmış ve hızlanmaya yönelik bir evrim geçirmemişlerdir. Bu, apayrı bir konudur.
    [​IMG]

    Modern insanın atalarındaki önemli basamaklardan biri olup, ateşi de kontrol etmeyi ilk olarak başaran Homo erectus türü avını tüketirken; günümüzden 1.5 MYÖ...
    Üstelik ette, yeşil bitkilere kıyasla çok daha yoğun olarak bulunan hayvansal proteinler ve daha da önemlisi vitaminler, beynimizin biyokimyasal yapısı, büyümesi ve gelişmesi için çok önemlidir. Eskiden bunları alamayan atalarımız, et temelli beslenmeyle birlikte bunları alabilmeye başlamıştır. Elbette et yemek, beynimizin evrimleşebilmesi için tek sebep değildir, yoksa et yiyen tüm hayvanlarda beynin irileşmesini beklerdik. İnsan Zekasının Evrimi: Neden Sadece İnsanın Beyni Bu Kadar Evrimleşmiştir? başlıklı yazımızda, et temelli beslenme haricinde hangi koşulların varlığı sayesinde beynimizin evrimleştiğini açıklamıştık. Fakat kolaylıkla söyleyebiliriz ki, eğer ki et gibi yüksek enerji düzeyine sahip beslenmeye geçmemiş olsaydık, beynimizin bu kadar evrimleşebilmesi muhtemelen hiçbir zaman mümkün olmayacaktı.
    [​IMG]

    Beynimizdeki evrimin hız kazanmasıyla et ağırlıklı beslenmeye geçişimiz üst üste çakışmaktadır.
    Ette bol miktarda protein, vitamin, mineral ve yağ asitleri bulunur. Bu sayede insanların sadece zeka gelişimi tetiklenmemiş, boyları da hızla uzamaya başlamıştır. Günümüzden 5-6 milyon yıl önce yaşayan insan türleri 1 metre civarındayken, Homo habilis'ten birkaç yüz bin yıl sonra evrimleşen Homo ergaster'in çocuk yaştaki boyu 1.8 metrenin üzerine çıkabilmiştir. Günümüzde ise bilindiği gibi ergenlik sonunda ulaşılan boy 1.8 metre civarındadır. Kısaca, 10-12 yaşındaki bir çocuğun 1.8 metre boyunda olduğunu düşünebilirsiniz.
    [​IMG]

    Boy uzunluğundaki artış da evrimsel süreçte et temelli diyete geçmemiz ile tam olarak üst üste çakışmaktadır.
    Et yiyip de zekası evrimleşmeyen diğer hayvanlardan bir diğer farkımız da, zekamızın evrimleşmesinin tetiklenmesiyle birlikte algısal becerilerimizin gelişmesi, bu sebeple de alet kullanabilmeye başlamamızdır -ki buna yukarıdaki yazımızda değinmiştik. Diğer hayvanlar, yakalayacakları et için çok uzun çabalar harcayıp, günü kurtarmayı hedeflerken insan türleri güçlü sosyal bağlar kurarak ve alet kullanarak az enerji ile çok et avlayabilmiştir. Bu sayede fazladan enerjiyi başka yönlere harcamayı başarabilmiştir. Yani bir çita 21 saat uyuyup 3 saat avlanırken, insan türleri 3 saat avlanıp 21 saat başka işlere odaklanmışlardır. Bu "başka işler" içerisinde yer alan sosyal ilişkiler sayesinde sosyal yapıları çok daha gelişmiş ve yerleşik yaşama geçmeye başlamışlar, adım adım daha gelişmiş bir yapıya evrimleşmeye başlamışlardır.
    Tabii unutmamak gerekir ki et merkezli yemek biçimine geçişimiz, şekere olan tutkunluğumuzu da yok etmemiştir. Sonuçta beynin yapısal evrimi için gereken şey proteindir; ama beynimiz günlük yaşamda şeker ile çalışır. Bu sebeple insan, meyve ve sebzeleri tüketmeye devam etmiş; bitkilerin sadece bol yeşil gövdelerini yemeyi bırakmıştır. Bu yeşil gövdelerde bol miktarda selüloz bulunur ve apandiks organı, tüm atalarımızda ve kuzenlerimizde selülozu sindirmek üzere özelleşmiş hücreleri barındırıyordu ve hala da barındırır. Ancak yeşil gövdeleri bırakmamızla birlikte apandiks organı da atalarımızda ve bizde körelmeye başlamıştır ve 2,5 milyon yıl sonunda neredeyse işlevsiz bir hale gelmiştir; gittikçe de küçülmektedir.
    Tabii ne olursa olsun, atalarımız bu besinlere ulaşmak için çok ciddi çabalar sarf etmektelerdi. Bir bizonun peşinden mızraklar ve gürzlerle koşmak, onu yere indirip öldürmek, kilometrelerce geri, kampa taşımak kolay bir iş değildir. Benzer şekilde ağaçlara günlük olarak tırmanıp meyve-sebze toplamak kolay değildir. Bu ikisinin kombinasyonu sebebiyle atalarımızın dayanıklılığı, kardiyovasküler sağlıkları, kas-yağ dengeleri, günümüz maraton koşucuları ile neredeyse aynı düzeydeydi. Günümüzde halen vahşi türler gibi avlanan insan kabilelerinde, "modern" dünyanın şişko ve yağlı (illa şişman olması şart değil ama fiziksel aktivitesi yok denecek kadar az) insanlarına göre çok yüksek fiziksel yetiler bulunmaktadır. Günümüz insan kabilelerinden bazıları, tam 8 saat boyunca bir geyiğin peşinden koşup avlanabilirler.
     
    heldic ve xzgrx bunu beğendi.
  10. ercan gürgöze
    Offline

    ercan gürgöze Üye

    Katılım:
    3 Mart 2011
    Mesajlar:
    2.027
    Beğenileri:
    1.332
    Ödül Puanları:
    123
    Sn Zeuss, herhalde burayı sağdan soldan alcağım buna vakit ayıracağım zaman çerçevesinde çöplüğe çevirmemi beklemiyorsundur...sağdan soldan alınan şeyleri stick etmek , bilimsellik falan değildir !...)

    sadece , ana fikri, bir mesaj vermeye çalışıyoruz ...arif olan anlar ve araştırma yapar ve neyin ne olduğunu bulur dağarcığına ekler ...bakın , "toba olayı "diyorum (?!) ,biraz araştırsanız zaten bunun buzul çağı tetikciisi olup olamayacağını veya detaylı şekilde araştırırsanız dünyanın hiç de öyle standart tipte çağların her yerde olmadığını vb vb zaten kendiniz de kolayca farkedersiniz...

    ayrıca, konunun "zeka "ile ne ilgisi var ?!...zeka son derece farklı , geniş içinde türlü sosyo ekonomik çevre parametreleri barındıran bir kavram...et yemek ile zeka gelişmesini savunmak bugün için geçersiz olan bir konu...(isteyenler IQ konsunu ve faktörlerini araştırabilirler ...bu mantıkla gidilecek olsa "beslenmesinin çoğunu hayvansal gıdalar oluşturan babunların salt ot yiyen gorillerden çok çok zeki olmaları beklenirdi... yok böyle bi şey arkadaşlar ...) bu işler o kadar basit değil...

    bilmem açık oldu mu?!...)

    neyse , hata bende ki böyle bir konuya yorum yazdık...(
     
  11. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    ercan gürgöze


    o yazının tamamında bahsediyordu saj vejeteryanlıgı din gibi gören bir kesim onlara 1 kelime dahi ögretemezsiniz sizde onlardansınız

    sizi zaman makinesi ile tas devrine götürsek dahi inanmazsınız
     
  12. ZeusS_
    Offline

    ZeusS_ Yeni Üye

    Katılım:
    10 Ekim 2011
    Mesajlar:
    1.122
    Beğenileri:
    1.892
    Ödül Puanları:
    0
    @ercan gürgöze

    Bu iş bu şekilde olmaz ne yazık ki.
    Yönetim bundan oldukça usandı.

    Siz çalışmalarınızı koyacaksınız, biz koyacağız; makaleler ve veriler yarışacak, fikirler yarışacak.
    Okuyanlarda 2 tezinde sunduğu makaleleri okuyacak ve kendi aklına göre bir çıkartım yapacak.

    Bana cevaben bir ileti yazmışsınız ama cevap verdiğiniz cümleler benim cümlelerim değil, makalenin cümleleri.
    Bizati makalenin içinde geçen sözcükler.

    Buna herkesin alışması lazım artık.
    Artık yönetim tartışmaların böyle yapılmasını istiyor.
    Başlık kilitlemekden gerçekden usandılar.

    Veriler konuşacak şahıslar değil ;)
     

Sayfayı Paylaş