Bunlar için lifli sebze gerekli ve ben dönüşümlü olarak buharda brokoli ve karnabahar tüketiyorum. Yemeklerin yanında az miktarda turşu kullanıyorum. Karb olarak bulgur ve yulaf kullanıyorum. Biz sadece kas kütlesine bakarak hata yapıyormuşuz. Ben bunları yapmaya başladığımdan beri genel enerjim arttı. Tek oturuşta 1400gram tuvalette bırakıp çıkıyorum. (girmeden önce ve çıkınca tartılarak bu sonucu buluyorum)
Bizde böyle kas kütlesi falan konuşuluyor ya yabancılarda genelde diğer sağlık kriterleri konuşulur ve daha çok kütle daha çok kas muhabbeti arada bir konuşulur. Romanya'da bir eleman vardı ter temiz fight club vücudunun biraz daha kütlelisi bir formu vardı. Adam proteinini karbonhidratını alıyordu ama bunlarda ayrıntıya girmiyordu. Vitamin ve mineral kovalıyordu. Çocuğun dişleri ve cildi resmen "ben çok sağlıklıyım" diyordu. Bizim genç kızlarda o kadar temiz cilt yok yani.
Supplementte supplement, pirinç-tavuk protein-karbonhidrat, daha fazla kütle daha fazla ağrı gibi fetişlerle meşgul olup ne ortaya kütle koyabiliyoruz nede sağlıklı kalabiliyoruz. Resmen ayrıntılarda boğuluyoruz millet olarak yani.
Çalıştığım salonda insanlar meyve suyu içer gibi whey içiyorlar. Hatta koşar adım dolaba gidip wheyi kafaya diken bile var. Ciltleri bozuk, sırtları sivilce tarlası gibi. Çünkü karaciğerleri supplemente yaslanmaktan falza mesai yapıyor.
Ayrıca supplement dünyası kara kutu gibi. Belkide senin içeriği iyi dediğin şey mikro düzeyde androjenik yan etkiyle sana katkı sağlıyordu bilemiyorsun. Sonuçta bunların amacı para kazanmak, niye olmasın?
Supplement alacağım zaman illa markaya bakacaksam hammaddenin avrupa çıkışlı olmasına ve markanın idealist olmasına bakarım. Bu adamlarda bu isteklere cevap veriyor.
Bu konu üzerine konuşulacak çok şey var ama konuşarak bir şey düzelmiyor. Herkes kendini kurtarmaya bakmalı.
Son düzenleme: 6 Mart 2020