salvadore_xp
Üye
Kavgaya başladığınızda ilk yumruk ya da tokat savrulduktan sonra artık ok yaydan çıkmıştır. Neticede kimse çocuk değil ve gururu olan, onuru için yaşayan varlıklarız. Ben body bulding'in de bu yönünü seviyorum. Dışarıdan çok güçlü görüyorsunuz, aslında güçlüsünüz; belki bir tokatta birinin boynunu bile kırarsınız. Ama hantal ve yavaş kalırsınız. Bir arkadaşım vardı; body yapmadan önce çok iyi box yapardı. Kendini body'e verdi ve 6 ayda müthiş hacim aldı. Yalnız çok çabuk yorulur ve bilekleri kas katı kesilir kalırdı. Kendisinin yarısı kadar biri nakavt etti. Kafası da 1 hafta sargılı gezdi, sonra zaten box'u bıraktı.
Size bir anektot anlatmak istiyorum. 6ay önce başımdan geçen bir olay.
Bizim alt katta 40 yaşında, bekar yaşayan, belediyede çalışan ve kendini içkiye vermiş bir insan var. Sesi boru gibidir; yani alttaki konuşmalarının hepsi kulağıma gelir ve kendisini de sevmediğim için kinim ve nefretim birikir durur. Birgün birkaç arkadaş film izlerken televizyonun sesi aşağı gitmiş. o da bizim kapıyı tekmelemeye başlamış. Biraz geç farkettim tekmeleri. Kapıyı bir açtığımda üzerime saygalarını püskürten, küfürler savuran ve böğüren bir mahluk. Ben hiç tepki vermedim ve sadece sert sert suratına baktım. Adam daha sonra yumuşadı yumuşadı ve "benim hiç sesim yukarı geliyor mu, dellendirmeyin beni" dedi. Yalnız başta anaavrat küfretti. Adam ondan sonra bir daha yukarı çıkmadı. Belki de özür dileyim, süklüm püküm olacağımı düşündü. Aslında ben bunu kaldıracak bir adam değildim. Yalnız adamın deli olduğunu çok iyi biliyorum. Çok rahat bir vuruşta ona yeri öptürebilirdim. Ondan iri ve güçlüydüm; eminim kondisyonluyumdurda. Ama deli yediği dayağı hazmetmeyecek ve çekinmeden silah kullanabilecek bir yapıda. Eminim evde de bir ruhsatsız silahı vardır. 6 ay geçti bu olayın üzerinden. Hala hazmedemedim küfürlerini. Tekrar gelse de rahatlatsam kendimi diye fırsat kolluyorum. Ne kadar ilginçtir ki mantıklı, sabırlı ve iradeli davrandım. Belayı def ettim. Ama içimdeki onurlu, yenilgiyi hazmetmeyen dürtülerimi dizginleyemedim. Bu yazıları yazarken bile klavyenin tuşlarının sesi aşağı gitse de yukarı çıksa, eksik kalan düellomuza son noktayı koysak diyorum. Vallahi karakter ve davranışlar çelişmemeli. Hakikaten içinize atıp da kendinizi yiyecekseniz enazından onu yeme şansınız varken yemeyi deneyin. Ya da içinizdeki hırslı, yenilmez ve geri adım atmaz egolarınızı terbiye etmeyi öğrenin de belayı savdıktan sonra sizi kemirmesin...
Size bir anektot anlatmak istiyorum. 6ay önce başımdan geçen bir olay.
Bizim alt katta 40 yaşında, bekar yaşayan, belediyede çalışan ve kendini içkiye vermiş bir insan var. Sesi boru gibidir; yani alttaki konuşmalarının hepsi kulağıma gelir ve kendisini de sevmediğim için kinim ve nefretim birikir durur. Birgün birkaç arkadaş film izlerken televizyonun sesi aşağı gitmiş. o da bizim kapıyı tekmelemeye başlamış. Biraz geç farkettim tekmeleri. Kapıyı bir açtığımda üzerime saygalarını püskürten, küfürler savuran ve böğüren bir mahluk. Ben hiç tepki vermedim ve sadece sert sert suratına baktım. Adam daha sonra yumuşadı yumuşadı ve "benim hiç sesim yukarı geliyor mu, dellendirmeyin beni" dedi. Yalnız başta anaavrat küfretti. Adam ondan sonra bir daha yukarı çıkmadı. Belki de özür dileyim, süklüm püküm olacağımı düşündü. Aslında ben bunu kaldıracak bir adam değildim. Yalnız adamın deli olduğunu çok iyi biliyorum. Çok rahat bir vuruşta ona yeri öptürebilirdim. Ondan iri ve güçlüydüm; eminim kondisyonluyumdurda. Ama deli yediği dayağı hazmetmeyecek ve çekinmeden silah kullanabilecek bir yapıda. Eminim evde de bir ruhsatsız silahı vardır. 6 ay geçti bu olayın üzerinden. Hala hazmedemedim küfürlerini. Tekrar gelse de rahatlatsam kendimi diye fırsat kolluyorum. Ne kadar ilginçtir ki mantıklı, sabırlı ve iradeli davrandım. Belayı def ettim. Ama içimdeki onurlu, yenilgiyi hazmetmeyen dürtülerimi dizginleyemedim. Bu yazıları yazarken bile klavyenin tuşlarının sesi aşağı gitse de yukarı çıksa, eksik kalan düellomuza son noktayı koysak diyorum. Vallahi karakter ve davranışlar çelişmemeli. Hakikaten içinize atıp da kendinizi yiyecekseniz enazından onu yeme şansınız varken yemeyi deneyin. Ya da içinizdeki hırslı, yenilmez ve geri adım atmaz egolarınızı terbiye etmeyi öğrenin de belayı savdıktan sonra sizi kemirmesin...