Kesinlikle, insan kendini telkin ederek bir yere varamaz.
Yani kendinize 1500 kere, bağlanmayacağım, bu sefer kendimi kaptirmayacagim deseniz bile eğer düşünce yapınızı değiştirmezseniz aynı şeyleri sil baştan yaşarsınız.
Bu aynı, beslenme ve egzersiz alışkanlıklarını değiştirmeden kilo vermek gibi, sonuç değişmez.
Prensipler, buna sahip insanların her zaman değeri bilinir ve saygı görürler.
Prensipler, daima dikkat çeker ve ilgi uyandırır, ve kişilik sınırlarınızı somutlaştırır.
Size somut bir örnek, şirkette katiyen kola, meyva suyu içmiyorum, bu şirketimizde çay dağıtan bayanı çok etkilemiş.
Sıcaklarda bile içmiyorsun, hepimiz zararını bile bile içiyoruz dedi bana.
Bunlar basit şeylerdir, ancak prensipleri alt alta koyunca,ortaya siz çıkarsınız.
Karşınızdaki, sizin sınırlarınızı yoklar.
Bugün spor yapma, arkadaşını boşver, şunu sonra yaparsın gibi...
Her bozduğunuz prensip sizi zayıflatır, silikleştirir.
Bayanlarda kendinden vazgeçme çok daha ağırlıklı, hatta belki, en temelde, kendini oluşturup somutlaştırma sıkıntısı çok yaygın.
Benim, şu şu hobilerim var, özel alanım var, özel dostlarım, planım programımım var diyemeyen insan kolayca tüketilir.
Bana çok kızar birlikte olduğum insanlar, ne kadarda kendi doğrularına bağlısın diye, ancak bilirim, bu aslında beni özel kılar.
Ne cinsellik için, ne hoş görünmek için bunları geri plan atmamakla gurur duyuyorum.
Kendine ihanet etmeyen insanlardanda aynı saygıyı görür, ama bir kere ödün verip, başkasının dümen suyuna girdiğinizde, silikleşir, ve kolayca geri plana atılırsınız.
Kimse rüzgarla dans etmekten hoşlanmaz ki, somut, net bir varlıkla bilrikte olmak ister her kişi, kadın ya da erkek...
Genişletmek için tıkla...