Estağfirullah, neden yanlış anlayım. Düşünceni güzel bir üslupla ve açıkca ifade ettiğin için asıl teşekkür ederim.
Glisemik indeks konusunda evet düşük glisemik indeksli besinleri tercih etmemiz elbette daha iyi olur. Ama meyvelerin posa içeriği yüksek olduğundan genel anlamda glisemik indeksleri düşük. Acıkma konusunda ise meyvelerin protein içeren süt ürünleri ile tüketilmesi tokluk hissini artırdığından, acıkma konusu problem olmaktan çıkıyor aslında.
Bir de son yıllarda glisemik indeks yerine glisemik yük kavramının daha mantıklı olduğu ifade ediliyor.
Örneğin beyaz ekmeğin de glisemik indeksi yüksek, haşlanmış patatesin de. Ancak 1 dilim beyaz ekmek ile 1 tabak haşlanmış patates kan şekerini aynı oranda yükseltmiyor. Bu yüzden gramajın/porsiyonun önemli olduğu ve glisemik yükün daha doğru bir yaklaşım olduğu düşünülüyor. Ben de bu şekilde düşünüyorum.
Eki Görüntüle 46236
Eklediğim görselde besinlerin glisemik indeks ve glisemik yükleri yer alıyor. Porsiyon ölçüleri fazla olmasına karşın çoğu besinin glisemik yükü oldukça düşük.
Mukayese açısından örnek vereyim.
150 g pişmiş bulgurun glisemik yükü 12 olarak geçiyor. Bulgur glisemik indeksi düşük besinlerden biri biliyorsun. Ama glisemik indeksi yüksek olan 120 g muzun glisemik yükü 13 olarak geçiyor. Yani gramajlar yakın ve glisemik yükleri de çok yakın.
Yine de Hurma ve üzüm gibi meyvelerde miktara dikkat etmekte fayda var. (Veya bu meyveler antrenman sonrasında ya da sabah kahvaltısında tüketilebilir.)
Eğer profesyonel bir sporcuda amaçlanan yağ yakımı ise yağ oksidasyonunu düşürmemek adına antrenman öncesi tamamen glisemik indeksi düşük besinler tercih edilebilir. Bu sebeple glisemik indeksi yüksek meyveler böyle sporcularda antrenman öncesi tercih edilmeyebilir. Ama müsabık olmayan sporcularda, posalı meyvelerin(meyve suları hariç) glisemik indeks açısından sakıncalı olabilir şeklinde düşünülüp tüketilmemesi taraftarı değilim.(tamamen şahsi düşüncem
)
Genişletmek için tıkla...