Ayak bilekleri

Konusu 'Vücut Geliştirme & Fitness' forumundadır ve pehli_13 tarafından 13 Aralık 2007 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 12 üye.
  1. wrestler
    Offline

    wrestler Super Moderator Yönetici Super Moderator

    Katılım:
    4 Şubat 2007
    Mesajlar:
    3.231
    Beğenileri:
    3.368
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    TOKAT
    -Bana cevap hakkı doğuyor saydam..
    -Burası bir vücut geliştirme sitesi ve avatarımda bu site için çok ilginç ya da aykırı bir avatar değil.
    -Bu konuda daha yazı yazmak istemiyorum.
    -İyi günler...
     
  2. FleXoR
    Offline

    FleXoR Özel Üye

    Katılım:
    5 Aralık 2005
    Mesajlar:
    7.083
    Beğenileri:
    10.235
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Antrenör - Yazar
    Yer:
    Kırklareli & sivas
    genel itibari ile ödem

    Özellikle derialtı ve kaslardaki doku aralıklarında, seröz boşluklarda serbest sıvının toplanması, ödemin tespitini mümkün kılar.

    Dolayısıyla ödem, klinikte hücre dışı ve damar dışı sıvı miktarının artışını ifâde eder. Seröz boşluklarında sıvı toplanması ile birlikte olan genelleşmiş ödemlere “anazarka” adı verilir. Derialtı ödemi, derinin şiş ve gergin hâliyle farkedilir, bacak alt ucundaki kemik çıkıntısı üzerinde deriye parmakla bastırılır ve bir müddet beklenirse o bölgedeki doku aralıklarında bulunan sıvının itilmesinden dolayı parmak kaldırıldıktan sonra bir çukurluk kalır. Ödem aşikar hâle gelmeden evvel hücre dışı sıvı miktarı ve vücut ağırlığı süratle artar. Bu artış beden ağırlığının % 10’unu geçtikten sonra parmakla bastırılmakla çukurluk teşekkülü görülür.

    Normalde de doku aralıklarında bulunan ve artışı ile ödemi artması sağlayan sıvı, dolaşan kandan gelmektedir. Dolayısıyla ödem sıvısı terkip bakımından kan plasmasına çok yakındır.
    Bikarbonat, klor, sodyum ve klor gibi elektrolitler, glikoz, üre, kreatinin, amino asitler ihtivâ eder. Protein muhtevası ise ödeme yol açan sebebe göre değişiklik gösterir.

    Ödem yaygın ve lokalize olur. Yaygın ödemlerin oluş mekanizmasını iki gruba ayırabiliriz:

    1. Böbreklerin tuz ve suyu az ıtrah etmeleri sonucu plasmada birikime uğrayan su ve tuzun dokulara ve doku aralıklarına geçmesiyle meydana çıkan ödemler.

    2. Plasma ile dokular arasında su ve molekülleri hareket ettiren kuvvetler dengesinde husûle gelen değişiklikler netîcesinde doku aralıklarında su ve tuz toplanmasına bağlı olan ödemler. Normalde kılcaldamarların arter (atardamar) kısmına suyu plasma ile doku arasında hareket ettiren kuvvetler plasma tarafı lehine bir fazlalık gösterirler ve bu kuvvetin tesiriyle su ve berâberinde birçok kristalloitler yarı geçirgen bir zar olan kılcaldamar duvarından doku aralıklarına sızar. Kılcaldamarların venöz (toplardamar) ucunda ise denge, doku lehine değişir ve kılcaldamarlardan süzülmüş olan su ve diğer moleküller damarlara geri döner. Doku aralıklarında kalan su ve diğer maddeler lenf sıvısını teşkil eder ve dokudan lenf damarları ile uzaklaşırlar. Bu, su ve elektrolit alışverişinde rolü olan faktörler ve süzülme-emilme olayını ayarlayan kuvvetler şunlardır:
    1. Kılcaldamarlardaki kan basıncı: Tansiyona yâni sistemik kan basıncına bağlı olarak azalıp çoğalabilir. Eğer kan basıncı değişmezse küçük atardamarların kasılması kılcaldamarlardaki kan basıncının ve kan akımının azalmasına sebep olur.

    2. Plasma kolloitlerinin (dağılmış haldeki moleküllerin ve maddelerin) osmotik basıncı: Buna onkotik basınç adı da verilir. Molekülleri büyük olan proteinler kılcaldamar duvarından geçemez ve % 95’i damar içinde kalarak plasma ve hücreler arasının onkotik basınçları arasındaki önemli farkı husûle getirir. Bu fark su alış-verişini sağlayan başlıca faktördür. Kapiller sıvı basıncı onkotik basıncı geçtiği zaman dokulara sıvı geçişi, onkotik basınç galip geldiği zaman ise sıvının dokulardan damara geçişi söz konusudur. Plasmada protein miktarının azalması sıvının damar dışına çıkışının artmasına ve doku aralıkları sıvısının artmasına ve böylece de ödeme sebep olur.

    3. Hücrelerarası sıvının kolloit osmotik basıncı: Normalde plasma protein muhtevâsı doku sıvısındakinin 20 katıdır. Damar duvarını geçirgen hâle getiren durumlarda veya doku aralıklarındaki proteinlerin lenf ile uzaklaştırılmasında bir güçlük ortaya çıktığı zaman doku sıvısındaki protein miktarı artar ve buna bağlı olarak doku aralıklarında sıvı toplanması olur.

    4. Doku aralıklarındaki mekanik basınç: Damar dışı sıvıyı alacak olan doku aralıklarının hacmi sınırlıdır. Bu hacim sınırlılığı belli miktardan fazla sıvı toplanmasına izin vermez. Ancak birçok kereler vücûdunda ödem husûle gelmiş olan kişilerde doku aralıklarının mekanik direnci de azalacağından, ödemin yeniden teşekkülü kolay olur. Dokuların alış-verişinde bu dört faktörden başka, lenf akımının da rolü vardır. Çünkü hücrelerarası sıvı miktarı kısmen lenf drenajına da bağlıdır. Böbrekteki süzülme bozuklukları eğer emilmedeki buna mütenasip bir değişmeyle berâber değilse vücuttaki su miktarının önemli derecede artış veya azalışına sebep olur. O halde vücuttaki toplam su miktarının ayarlanmasının yapıldığı başlıca organ olan böbreğin hastalıklarında birçok ödemlerin ortaya çıkması gâyet tabiîdir. Ödemleri oluş mekanizmalarına göre çeşitli sınıflara ayırmak mümkündür:


    1. Kapillerdeki hidrostatik basıncın artmasına bağlı ortaya çıkan ödemler: Uzun süre ayakta durmak, tromboflebit, tümörler, damar balonlaşmaları gibi sebeplerle toplardamarların baskı altında kalması ödeme yol açar.

    2. Kapiller geçirgenlik artmasına (doku sıvısında osmotik basınç artmasına) bağlı ödemler: Normalde proteinleri geçirmeyen kapiller duvarları bakteri, kimyâsal ısı, mekanik etkilerden dolayı proteinleri daha fazla geçirir hâle gelirse damar dışı sıvı içerisine proteinler geçerek doku sıvısının osmotik basıncını arttırır. Doku sıvısında osmotik basıncın artması berâberinde doku dışına sıvı kaçmasını da getireceğinden ödem meydana gelir. İlâç allerjileri, böcek sokmaları, yanma ve donma sonrasında ortaya çıkan ödemler bu tip ödemlerdendir.

    3. Plasma onkotik basıncının azalmasına bağlı ödemler: Uzun süren açlık halleri ve böbreklerden protein kaybının fazla olduğu böbrek hastalıklarında onkotik basıncı düşen plazmadan dokulararası sıvıya su kaçışı olur.

    4. Doku mekanik direncinin azalmasına bağlı olanlar: Kısa zamanda fazla kilo kaybedenlerde ve ihtiyarlarda ortaya çıkan bâzı tip ödemler böyledir.

    5. Lenfa drenajının bozulmasına bağlı olarak ortaya çıkan ödemler: Lenf damarlarının kanser hücreleri tarafından işgali, iltihaplanması, parazitlerle tıkanması gibi durumlarda ortaya çıkar. Ödem tıkanan lenf damarları grubunun akımını sağladığı bölgede sınırlıdır. Bunlardan en enteresan olanı lenf damarlarının “Filaria Bancrofti” adlı parazitle tıkanması netîcesinde meydana gelen ödemdir. Bu hastalığa “fil hastalığı” adı verilir ve tuttuğu organı aşırı boyutlara vardırmasıyla tanınır.

    6. Böbrek faktörünün başta geldiği ödemler: Böbreğin normalde ıtrah edebileceğinden fazla tuz alınması, böbreğin tuz ıtrah vazifesinin bozulması veya hormonal sebeplerle böbreğin tüpçüklerinden aşırı tuz emilmesi de ödeme sebep olur.

    7. Birkaç faktörün birlikte rol oynadığı ödemler:

    8. Sebebi bilinmeyen ödemler. Yukarıdaki bilgilerden de anlaşılabileceği üzere ödem bir hastalık değildir, bir belirtidir. Ödem görüldüğü zaman mutlaka sebebi araştırılmalı ve tedâvi edilmelidir.

    burada kırmızı olarak işretlediğim yerler bizim spora ait ödem oluşan yerde kan basıncını yükseltmek yanlış olur bu yanlışta yukarıda açıklanmış ödemin artması pompalanan kandandır diye bu durumda aktif faliyetler yerine lokal pomat ve istihrahat önerimdir.
     
    Son düzenleme: 24 Aralık 2007
    themertyildiz, Racegold, charnich ve diğer 2 kişi bunu beğendi.
  3. FleXoR
    Offline

    FleXoR Özel Üye

    Katılım:
    5 Aralık 2005
    Mesajlar:
    7.083
    Beğenileri:
    10.235
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Antrenör - Yazar
    Yer:
    Kırklareli & sivas
  4. pehli_13
    Offline

    pehli_13 Üye

    Katılım:
    30 Ağustos 2007
    Mesajlar:
    32
    Beğenileri:
    4
    Ödül Puanları:
    0
    eyvallah arkadaşlar

    Lütfen forum kurallarını okuyunuz aksi takdirde eyvallah (flexor)
     
    Son düzenleyen: Moderatör: 27 Aralık 2007
  5. mysticc
    Offline

    mysticc Üye

    Katılım:
    19 Şubat 2009
    Mesajlar:
    1
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    tek cozumu

    calfına yuklenceksın aşilinde calf gıtcek ancak oyle ama max%20 25 olur da sana yeter zaten ama=)
     
  6. hacker
    Offline

    hacker Üye

    Katılım:
    14 Şubat 2009
    Mesajlar:
    72
    Beğenileri:
    2
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    öğrenci
    Yer:
    istanbul
    mesela roberto carlos yada ahmed barusso gibi yapabilirsin onların bilekleride kütük gibidir yakından ama kalfları çok gelişmiş olduu için ön planda olan şeyler kalflar
     
  7. zahir
    Offline

    zahir Üye

    Katılım:
    17 Şubat 2009
    Mesajlar:
    13
    Beğenileri:
    4
    Ödül Puanları:
    0

    merhaba felixmaurice,

    Özel mesaj atmaya çalıştım ancak mesaj kutunuz doluymuş almadı mesajımı...mümkünse siz bana özel mesaj atar mısınız...ayak bileği kalın olan arkadasa bir spor ayakkabı önermişsiniz..Benim de sorunum kalın ayak bilekleri yalnız ben bayanım ve ayak bileklerimin kalınlıgı kemik yapısından değil,yağdan dolayı...gerçi kilolu değilim 50 kiloyum ama vucut yapım armut tipi ve aldıgım kilo kalça ve bacaklara gittiğinden dolayısıyla ayak bileklerim de kalınlaşıyor.aynı ayakkabıyı benim için de önerir misiniz?mümkünse markasını verebilir misiniz? tesekkurler
     
  8. the warrior
    Offline

    the warrior Üye

    Katılım:
    11 Ağustos 2015
    Mesajlar:
    56
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    16
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    ögrenci
    Yer:
    istanbul
    arkadaslar bende ayak bileği güçlendirip yere daha sağlam basmak istiyorumda bu ayak o flexor kası ile mi ilgili bide bana sağlamlığımı arttıracak bi hareket gösterebilirmisiniz
     

Sayfayı Paylaş