Es Es,
Beni baska tarafiyla dinlemeye alisanlar gurubuna sen de katildin BRAVO!. Simdi hem sana biraz bilgi vereyim, hem de kimin antrenman bilimini katlettigini gorelim...
1) Ben "kardiyo kas calistirmaz" demedim, "kasi gelistirmez" dedim. Gelisme ile maksadim, yagsiz kas kitlesinin hacimce artmasi idi, anlamayanlara daha derin aciklamak icin soyluyorum
Antrenman biliminde herseyden once kuvvet ve guc ayni anlamda kullanilir. Anlami, bir direnci yenebilme becerisidir. Senin bahsettigin o dakikada katedilen mesafe, bazi kardiyo makinalarinda popolarini hoplatarak terleyen uyeleri sevindirmek icin yazilmis bir bilgidir ve anlami "is verimi"dir. Kuvvet'in, "kuvvette devamlilik, patlayici kuvvet, maksimal kuvvet" olmak uzere 3 turu vardir. Kardiyo egzersizleri, kuvvette devamliliga katkida bulunurlar ancak kasin patlayici ya da cabuk kuvvetine ve maksimal kuvvetine hic bir fayda etmezler. Kaslari enine kesit olarak buyuten ve bu nedenle bazal metabolizmayi arttiran tur aktiviteler, genellikle anaerobik olarak yapilan ve 8-12 tekrarlardan olusan patlayici ya da maksimal kuvet antrenmanlaridir, dayaniklilik antrenmanlari degil. Cunku ortalama bir dayaniklilik kosusunda birak 8-12 tekrari, binlerce tekrar yapilir. (ortalama bir gunde bir insan yaklasik 3000 ila 5000 arasi adim atmaktadir. Bir kosu idmaninda bu rakam 10000'lere cikabilir.) Simdi soyler misin bana 5-10 bin takrar ile yapilan bir antrenman kasta nasil hipertrofi yapabilir?
Bu arada ufkunu acman icin soyluyorum, eger:
http://www.tekirdag-gsim.gov.tr/modules.php?name=Content&pa=showpage&pid=81&page=2
adresine gidip biraz okursan, kafadan sallamak yerine antrenman bilimini daha dogru olarak ogrenmis olursun!!! Merak etme ucretsiz, ve TURKCE
2) Simdi gelelim istasyon calismasina.
Fizyoloji konusunda bu kadar dokturdugune gore, en azindan birkac kaynak karistirmissin, buna vesile oldumsa ne mutlu bana. Ancak tereciye tere satmaya kalkisirsan geri teper onu da soyleyeyim.
Hic antrenmanin "SEVIYELENMESI" kuralini duydun mu? Beni affet, ingilizce karsiligini soylemeliyim cunku bu forumu izleyip de yabanci kaynaklardan ogrenen arkadaslar ne demek istedigimi anlayamayabilirler. Bu kuralin adi PROGRESSION'dir. Bu su demektir: Her bir program dizaynini, 7'den 77'ye gore ayarlayabilmelisin. Diyelim ki senin o 60 yasindaki amca ile istasyon calismasi yapacagim. Dinlenmeleri, calisma tekrar sayisini, set sayisini, agirliklari vs. vs. gibi degiskenleri sirf futbolcular, basketbolcular oyle calisiyor diye ayni mi tutmaliyim? Oyle yapsaydim birak 11 senelik antrenor tecrubesini, 1 ay bile calisamazdim herhangi bir muessesede.
Boyle yapmak yerine, antrenman degiskenlerini kisinin seviyesine gore ayarlar ve zamana yayarak kisi ilerledikce degiskenleri zorlastirirsin. Baslangicta daha hafif agirliklarla (basketbolcunun kaldirdigi 100 pound yerine 30 pound gibi), istasyon icindeki egzersizler arasinda biraz daha fazla dinlenme ile (voleybolcu 30 saniye dinleniyorsa amca 1 bucuk dakika dinlenebilir), daha az sayidaki bir istasyon ile (6 yerine 3 istasyon gibi) ve toplamda guresci 8 egzersiz yapiyor ise amca 5 egzersiz yapacak sekilde pekala bu programi ayarlayabilirsin. Seninki kuru bahane!!!
Simdi gelelim bu programin yag yakip yakmamasi uzerine soylediklerine. Ben zaten hicbir zaman "istasyon calismalari ESNASINDA kilo veriliyor" demedim. Yag yakimi, asil kisi dinlenirken, yani gunun geri kalan 23 saati sirasinda olmaktadir! Cunku daha onceki yazilarimda defalarca kaynak vererek soyledigim gibi, her ne kadar siddeti daha buyuk ve suresi daha kisa olsa da, agirlik calismalari kardiyo calismalarina gore BAZAL METABOLIZMA'yi daha fazla hizlandirmaktadirlar. O nedenle asil yag yakimi antrenman SIRASINDA degil, SONRASINDA gerceklesmektedir.
Sakatlik konusuna gelince. Bence sakatlayici hareket, ya da sakatlayici antrenman bicimi yoktur. Sakatlayici YAPILIS BICIMI ya da SAKATLAYICI OGRETICI vardir. Eger sen hayatinda hic egzersiz yapmamis birisine tipki senin dedigin gibi bir sporcunun istasyon calisma ornegini verip, bir de ustune ustluk adami "yahu kagittakileri aynen uygula iste, anlarsin yaparken" deyip de form gostermeden birakip gidersen tabii ki sakatlanir. Akil var mantik var.
3) Sen sanirim verdigim referanslarin hicbirisini okumadin. O nedenle oturup da sana neden yag yakiminin "yag yakma zonu" diye tabir edilen dusuk tempoda ve uzun surede yapilan kardiyolar esnasinda degil de, deli danalar gibi calisan bir bazal metabolizmanin aktif oldugu DINLENME esnasinda meydana geldigini detaylariyla anlatamam. Ama dusunmeye baslaman icin sunu soyleyeyim. Sence topu topu bir saatlik (kardiyolarin genel suresi 1 saati gecmemektedir) bir yag yakimi mi daha fazladir? Yoksa YIRMI UC SAAT boyunca devam eden bir yag yakimi mi? Ben acikcasi 23 saati tercih ederim.
4) Eger bir beslenme kitabi acip okursan, proteinin gorevlerini soyle bulacaksin:
a) Buyume ve gelisme
b) Doku yapimi
c) Enzim yapimi
d) Antikor yapimi
e) Sivi dengesi
f) Asit-baz dengesi
g) Madde transferi
i) Kan pihtilasmasi
j) Enerji kaynagi
Bunlarin icerisinde "yag kaybetmeye yardim" gibi bir madde goruyor musun? Daha once soyledim, bir kez daha soyluyorum. Proteinin, karbonhidratlara gore daha fazla termik enerji verdigi dogrudur. Ama bunun vucudun harcadigi toplam kalorideki orani, 100'de 10'u gecmez. 100'de onluk etkiye bu kadar kafayi takmak yerine, diger %90'lik kisimla ilgilenmek daha mantikli degil mi?
Bu arada sormussun soyleyeyim, 20 senelik sporculuk hayatimda "HIC BIR DIYET UYGULAMADIM". Ve resimdeki gibi kuvvetli ve kondusyonluyum
5) Ben en azindan okuyarak ve arastirarak yorum yapiyorum. Cevreden duyduklarimla degil. Bu da bana "Nasil olsa bir suru celiskiler var, ne kadar dogru olabilir ki?!!" diye uzaktan ihkam kesip bilimi kucumsemek yerine, icine girip takdir etme eylemi vermistir. Bunu da BILMEYENLERE ogretmeye calisarak geri odemeyi dusundugum icin 15 adet makale ve yuzlerce referans ile buradayim. "YARASI OLAN GOCUNABILIR"
6) Makalelerimde ingilizce kelime yoktur, sadece Turkce karsiligi olmayan belki bir kac kelimeyi ingilizce olarak kullanmis olabilirim. Eger bana bir tane Turkce'de karsiligi olup da benim yabanci kelime kullandigimi gosterirsen senden ozur dileyecegim. Yanlislik olmasin, MAKALELERIM dedim! Buraya yazdigim her yazi degil.
Sanirim senin anlamini bilmedigin bazi Turkce egzersiz bilimi terimleri yuzunden beni suclamaktasin. Eger Turkce kokenli bir yazi bicimini bu kadar destekliyorsan, adi BODYFORUM olan bir forum sayfasinda neden yaziyorsun? Bir de once kendi yazdiklarimizi bir kontrol edelim, oyle konusalim. Yazinda kullandigin agresif, efa, omega, atp-pc, roller, bio.... kelimeleri Turkce mi?
7) Ben yazilarima bilimsel bir hava vermeye calismiyorum. Bu senin kendi fikrin, arastirmaci ya da okur olmadigin icin sen bunu anlayamazsin. Benim yazilarimin zaten bilimsel oldugu, yazilarin en sonunda bulunan, bastan sona okudugum en az 5 farkli kaynak kitaptan anlasilmaktadir. Bunu neden kanitlayayim ki? Zaten ortada
Benim tezlerimin, yorumlarimin sacma oldugunu dusunuyorsan, ya kendi tezlerinin dogrulugunu gosteren kaynak gosterirsin, ya da benim kaynaklarimi okuyup, olumsuz oldugunu dusundugun yerlerle ilgili yorum yaparsin. Sen bunlarin hicbirisini yapmadan bana muhatap olmaya calisiyorsun!
Madem sormussun, soyleyeyim:
Bilimsel egzersiz programi dizayni nedir?
Bir egzersiz uzmani tarafindan, kisinin egzersiz gecmisi, amaci, saglik durumu, fiziksel yeterlilik verileri, beslenme durumu ve hayat tarzi ozellikleri dikkate alinarak planlanmis egzersiz programidir. Eyeeseeyou'nun da bahsettigi gibi bu bolum, kisinin bir gunde harcadigi toplam kalorilerin %25'i kadarina etki etmektedir.
Vucudun saglikli fonksiyonu nasil olur?
Bir organizmanin butun sistemlerinin en etkili sekilde isleyebildigi vaziyet, saglikli fonksiyon etme vaziyetidir. Sindirim, bosaltim, solunum, sinir vb. sistemlerdeki organlarin saglikli ve tam gucle calisabilmeleri, saglikli fonksiyonu saglar. Buna tip dilinde homeostaz da denilir. (Bu terim Turkcedir, kaynak, Tip Sozlugu, yazan, Prof. Dr. Pars Tuglaci, 9. baski, Turkmen Kitabevi
) Vucut sistemlerini en az strese sokan bir yasam bicimi, en dengeli homeostaz'i saglar. Dengeli homeostaz, optimum bazal metabolizmadir. Optimum bir bazal metabolizma da, eyeseeyou'nun dedigi gibi bir gunde harcanan toplam kalorilerin yaklasik %60 ila 70'ine tekabul eder.
Vucut fonksiyonlarinin en yerinde calisabilmesi, ya da bazal metabolizmanin en optimal ve yag yakiminin en optimal seviyede olabilmesi, su faktorlere baglidir:
A) Duzenli araliklarla beslenebilme
B) Kisinin metabolik bireyselligine gore beslenmesi. Buna daha once dedigim gibi Metabolic Typing Diet deniliyor. Internette arastirma yapilabilsin diye yabanci ismini de kullaniyorum. Cunku henuz Turkiye'de bu konuda bir arastirma yoktur. Bu konuyu daha once Sarc4stic de sormustu, henuz tamamlamadigim bir yazim bitmeden buraya koymak istemedigim icin cevap vermemistim. Simdilik sunu soyleyebilirim, metabolik bireysellige gore beslenme demek, kisinin kokenine bakilarak karar verilen bir protein, karbonidrat ve yag oranlamasina gore beslenmek demektir. Bazilarimizin kolaya kacip "genetik" diye anlatmaya calistigi budur. Bu konuda yakinda cikacak olan "Doktorlar ve Medyanin, Beslenme Uzerine Bizlere Soylemedikleri" baslikli BILIMSEL
makalemde daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
C) Islenmis ve hazir yiyeceklerin diyette en az bulunmasi
D) Saglikli bir biyolojik uyku ritminin tutturulabilmesi (circadian rhythm, isteyen arastirabilir, ya da Uyku Uzerine Bir Soylesi baslikli yazimi okuyabilir)
E) Vucuttaki yagsiz kas kitlesinin miktari
Bu faktorleri tam tamina dogru olarak uygulayabilen birisi, gunluk toplam enerji harcama kekindeki en buyuk dilimi (%60-70) dogru calistirabildigi icin yaglari da en verimli olarak metabolize eder.
8 ) Sanirim bu forumda alinti yapmak moda, ben de bir alinti yapacagim. Bu sozu, dunyanin ilk vucutcularindan Eugene Sandow 1919 yilinda soylemistir:
VUCUDUNDAKI BUTUN IC ORGANLARI TAMAMEN SAGLIKLI OLMADAN HIC KIMSE KUVVET POTANSIYELINE TAM OLARAK ULASAMAZ!!
Vucudununun besinleri sindirme kalitesini bilmeden, vucut gelistirme dergilerinde ya da salonlarda gorerek, bu sporun uc sinirlarinda olan kisilerin tavsiyelerini uygulamaya kalkisanlar, hic bir zaman tam potansiyellerine ulasamayacaklardir.
Saygilar,
Serkan
Beni baska tarafiyla dinlemeye alisanlar gurubuna sen de katildin BRAVO!. Simdi hem sana biraz bilgi vereyim, hem de kimin antrenman bilimini katlettigini gorelim...
1) Ben "kardiyo kas calistirmaz" demedim, "kasi gelistirmez" dedim. Gelisme ile maksadim, yagsiz kas kitlesinin hacimce artmasi idi, anlamayanlara daha derin aciklamak icin soyluyorum

Bu arada ufkunu acman icin soyluyorum, eger:
http://www.tekirdag-gsim.gov.tr/modules.php?name=Content&pa=showpage&pid=81&page=2
adresine gidip biraz okursan, kafadan sallamak yerine antrenman bilimini daha dogru olarak ogrenmis olursun!!! Merak etme ucretsiz, ve TURKCE

2) Simdi gelelim istasyon calismasina.
Fizyoloji konusunda bu kadar dokturdugune gore, en azindan birkac kaynak karistirmissin, buna vesile oldumsa ne mutlu bana. Ancak tereciye tere satmaya kalkisirsan geri teper onu da soyleyeyim.
Hic antrenmanin "SEVIYELENMESI" kuralini duydun mu? Beni affet, ingilizce karsiligini soylemeliyim cunku bu forumu izleyip de yabanci kaynaklardan ogrenen arkadaslar ne demek istedigimi anlayamayabilirler. Bu kuralin adi PROGRESSION'dir. Bu su demektir: Her bir program dizaynini, 7'den 77'ye gore ayarlayabilmelisin. Diyelim ki senin o 60 yasindaki amca ile istasyon calismasi yapacagim. Dinlenmeleri, calisma tekrar sayisini, set sayisini, agirliklari vs. vs. gibi degiskenleri sirf futbolcular, basketbolcular oyle calisiyor diye ayni mi tutmaliyim? Oyle yapsaydim birak 11 senelik antrenor tecrubesini, 1 ay bile calisamazdim herhangi bir muessesede.
Boyle yapmak yerine, antrenman degiskenlerini kisinin seviyesine gore ayarlar ve zamana yayarak kisi ilerledikce degiskenleri zorlastirirsin. Baslangicta daha hafif agirliklarla (basketbolcunun kaldirdigi 100 pound yerine 30 pound gibi), istasyon icindeki egzersizler arasinda biraz daha fazla dinlenme ile (voleybolcu 30 saniye dinleniyorsa amca 1 bucuk dakika dinlenebilir), daha az sayidaki bir istasyon ile (6 yerine 3 istasyon gibi) ve toplamda guresci 8 egzersiz yapiyor ise amca 5 egzersiz yapacak sekilde pekala bu programi ayarlayabilirsin. Seninki kuru bahane!!!
Simdi gelelim bu programin yag yakip yakmamasi uzerine soylediklerine. Ben zaten hicbir zaman "istasyon calismalari ESNASINDA kilo veriliyor" demedim. Yag yakimi, asil kisi dinlenirken, yani gunun geri kalan 23 saati sirasinda olmaktadir! Cunku daha onceki yazilarimda defalarca kaynak vererek soyledigim gibi, her ne kadar siddeti daha buyuk ve suresi daha kisa olsa da, agirlik calismalari kardiyo calismalarina gore BAZAL METABOLIZMA'yi daha fazla hizlandirmaktadirlar. O nedenle asil yag yakimi antrenman SIRASINDA degil, SONRASINDA gerceklesmektedir.
Sakatlik konusuna gelince. Bence sakatlayici hareket, ya da sakatlayici antrenman bicimi yoktur. Sakatlayici YAPILIS BICIMI ya da SAKATLAYICI OGRETICI vardir. Eger sen hayatinda hic egzersiz yapmamis birisine tipki senin dedigin gibi bir sporcunun istasyon calisma ornegini verip, bir de ustune ustluk adami "yahu kagittakileri aynen uygula iste, anlarsin yaparken" deyip de form gostermeden birakip gidersen tabii ki sakatlanir. Akil var mantik var.
3) Sen sanirim verdigim referanslarin hicbirisini okumadin. O nedenle oturup da sana neden yag yakiminin "yag yakma zonu" diye tabir edilen dusuk tempoda ve uzun surede yapilan kardiyolar esnasinda degil de, deli danalar gibi calisan bir bazal metabolizmanin aktif oldugu DINLENME esnasinda meydana geldigini detaylariyla anlatamam. Ama dusunmeye baslaman icin sunu soyleyeyim. Sence topu topu bir saatlik (kardiyolarin genel suresi 1 saati gecmemektedir) bir yag yakimi mi daha fazladir? Yoksa YIRMI UC SAAT boyunca devam eden bir yag yakimi mi? Ben acikcasi 23 saati tercih ederim.
4) Eger bir beslenme kitabi acip okursan, proteinin gorevlerini soyle bulacaksin:
a) Buyume ve gelisme
b) Doku yapimi
c) Enzim yapimi
d) Antikor yapimi
e) Sivi dengesi
f) Asit-baz dengesi
g) Madde transferi
i) Kan pihtilasmasi
j) Enerji kaynagi
Bunlarin icerisinde "yag kaybetmeye yardim" gibi bir madde goruyor musun? Daha once soyledim, bir kez daha soyluyorum. Proteinin, karbonhidratlara gore daha fazla termik enerji verdigi dogrudur. Ama bunun vucudun harcadigi toplam kalorideki orani, 100'de 10'u gecmez. 100'de onluk etkiye bu kadar kafayi takmak yerine, diger %90'lik kisimla ilgilenmek daha mantikli degil mi?
Bu arada sormussun soyleyeyim, 20 senelik sporculuk hayatimda "HIC BIR DIYET UYGULAMADIM". Ve resimdeki gibi kuvvetli ve kondusyonluyum

5) Ben en azindan okuyarak ve arastirarak yorum yapiyorum. Cevreden duyduklarimla degil. Bu da bana "Nasil olsa bir suru celiskiler var, ne kadar dogru olabilir ki?!!" diye uzaktan ihkam kesip bilimi kucumsemek yerine, icine girip takdir etme eylemi vermistir. Bunu da BILMEYENLERE ogretmeye calisarak geri odemeyi dusundugum icin 15 adet makale ve yuzlerce referans ile buradayim. "YARASI OLAN GOCUNABILIR"

6) Makalelerimde ingilizce kelime yoktur, sadece Turkce karsiligi olmayan belki bir kac kelimeyi ingilizce olarak kullanmis olabilirim. Eger bana bir tane Turkce'de karsiligi olup da benim yabanci kelime kullandigimi gosterirsen senden ozur dileyecegim. Yanlislik olmasin, MAKALELERIM dedim! Buraya yazdigim her yazi degil.
Sanirim senin anlamini bilmedigin bazi Turkce egzersiz bilimi terimleri yuzunden beni suclamaktasin. Eger Turkce kokenli bir yazi bicimini bu kadar destekliyorsan, adi BODYFORUM olan bir forum sayfasinda neden yaziyorsun? Bir de once kendi yazdiklarimizi bir kontrol edelim, oyle konusalim. Yazinda kullandigin agresif, efa, omega, atp-pc, roller, bio.... kelimeleri Turkce mi?
7) Ben yazilarima bilimsel bir hava vermeye calismiyorum. Bu senin kendi fikrin, arastirmaci ya da okur olmadigin icin sen bunu anlayamazsin. Benim yazilarimin zaten bilimsel oldugu, yazilarin en sonunda bulunan, bastan sona okudugum en az 5 farkli kaynak kitaptan anlasilmaktadir. Bunu neden kanitlayayim ki? Zaten ortada

Madem sormussun, soyleyeyim:
Bilimsel egzersiz programi dizayni nedir?
Bir egzersiz uzmani tarafindan, kisinin egzersiz gecmisi, amaci, saglik durumu, fiziksel yeterlilik verileri, beslenme durumu ve hayat tarzi ozellikleri dikkate alinarak planlanmis egzersiz programidir. Eyeeseeyou'nun da bahsettigi gibi bu bolum, kisinin bir gunde harcadigi toplam kalorilerin %25'i kadarina etki etmektedir.
Vucudun saglikli fonksiyonu nasil olur?
Bir organizmanin butun sistemlerinin en etkili sekilde isleyebildigi vaziyet, saglikli fonksiyon etme vaziyetidir. Sindirim, bosaltim, solunum, sinir vb. sistemlerdeki organlarin saglikli ve tam gucle calisabilmeleri, saglikli fonksiyonu saglar. Buna tip dilinde homeostaz da denilir. (Bu terim Turkcedir, kaynak, Tip Sozlugu, yazan, Prof. Dr. Pars Tuglaci, 9. baski, Turkmen Kitabevi

Vucut fonksiyonlarinin en yerinde calisabilmesi, ya da bazal metabolizmanin en optimal ve yag yakiminin en optimal seviyede olabilmesi, su faktorlere baglidir:
A) Duzenli araliklarla beslenebilme
B) Kisinin metabolik bireyselligine gore beslenmesi. Buna daha once dedigim gibi Metabolic Typing Diet deniliyor. Internette arastirma yapilabilsin diye yabanci ismini de kullaniyorum. Cunku henuz Turkiye'de bu konuda bir arastirma yoktur. Bu konuyu daha once Sarc4stic de sormustu, henuz tamamlamadigim bir yazim bitmeden buraya koymak istemedigim icin cevap vermemistim. Simdilik sunu soyleyebilirim, metabolik bireysellige gore beslenme demek, kisinin kokenine bakilarak karar verilen bir protein, karbonidrat ve yag oranlamasina gore beslenmek demektir. Bazilarimizin kolaya kacip "genetik" diye anlatmaya calistigi budur. Bu konuda yakinda cikacak olan "Doktorlar ve Medyanin, Beslenme Uzerine Bizlere Soylemedikleri" baslikli BILIMSEL

C) Islenmis ve hazir yiyeceklerin diyette en az bulunmasi
D) Saglikli bir biyolojik uyku ritminin tutturulabilmesi (circadian rhythm, isteyen arastirabilir, ya da Uyku Uzerine Bir Soylesi baslikli yazimi okuyabilir)
E) Vucuttaki yagsiz kas kitlesinin miktari
Bu faktorleri tam tamina dogru olarak uygulayabilen birisi, gunluk toplam enerji harcama kekindeki en buyuk dilimi (%60-70) dogru calistirabildigi icin yaglari da en verimli olarak metabolize eder.
8 ) Sanirim bu forumda alinti yapmak moda, ben de bir alinti yapacagim. Bu sozu, dunyanin ilk vucutcularindan Eugene Sandow 1919 yilinda soylemistir:
VUCUDUNDAKI BUTUN IC ORGANLARI TAMAMEN SAGLIKLI OLMADAN HIC KIMSE KUVVET POTANSIYELINE TAM OLARAK ULASAMAZ!!
Vucudununun besinleri sindirme kalitesini bilmeden, vucut gelistirme dergilerinde ya da salonlarda gorerek, bu sporun uc sinirlarinda olan kisilerin tavsiyelerini uygulamaya kalkisanlar, hic bir zaman tam potansiyellerine ulasamayacaklardir.
Saygilar,
Serkan