Bence burada bir yanlışlık söz konusu. İnsan koşuya uygun yaratılmadı demek çok kolay ve basit bir dusunce yapısıdır. Bu gun bu tarz dayanıklılık ve aerobik sporlarının ne sertlerinden biri ultramaratonlardır. Malesef ülkemizdede pek az biliniyor.
Bir maraton koşucusunun, koştuğu mesafeyi dusunun. 42 km ve simdi Koşarak ülke değiştiren insanları düşünün. gunluk 50-60 km koşan insanları dusunun hatta 48 saat hiç durmadan koşan insanlar vardır ve bu mümkündür.
Senenin bazı dönemlerinde, ultramaraton yarışmaları duzenlenir. Gobi çölünde bile duzenleneni vardır.
Tabi bu gozumuze cok zor geliyor değilmi? Mesela bir koşucu ultamaraton ile koşarak ülke değiştirmesi veya 300-400 kmlik bir çöl etabını koşarak tamamlaması gibi.
Bunun bisiklet ile yapılanıda pek meşhurdur zaten, fransa bisiklet turu. Yani insan bedenı koşmaya uygun yaratılmadı demek çok anlamsız bir dusunce.
Zaten eski çağlarda insanların yaşam şekillerine bakınca, bu gunku atletizm i fazlasıyla görüyoruz.
Genellikle avlanmak ve savunmak amaçlı sürat koşularına benzeyen kaçma ve kovalama, göç etme, savunma amaçlı hızlı geri çekilme, saldırmak için koşmak.
Bu gun karşınıza bir köpek bile çıksa, hırlayarak size yaklaşsa emin olun mucadele edemeyeceğinizi anlasanız, yürümessiniz, ne kadar yorgun olursanız olun o anda öyle bir güç gelirki, belki farkında olmadan usain bolt u bile geçebilirsiniz
.
işin esprisi bir yana sürat koşuları, jogging, hafif tempo koşular tam sporculara uygun bir egzersizdir.
yürüyüş ise daha çok, koşmakta zorlanan insanlar için uygulanmalıdır.
Ayrıca koşunun alternatiflerinden birisi ise bisiklettir.
Genişletmek için tıkla...