Sexi Erkek Nasıl Olunur?

Keşke başlığı "Sex'in ahlaki boyutu" diye açsaydım.
Bir kitapta kadınların en çok erkeğin bakışlarından etkilendiğini söylemiştim. Bu bakışı hep beraber canlandırmaya çalışalım. Eminim kendin emin, özgüveni yerinde ve ortama hakim bir edayla bakıyor olmalı. Hep kadınlar yönetilmeyi severler derler. Feminist bir bakış açısıyla çok çirkin bir tutum olarak görünebilir. Ama gerçekten de kadınlar yönlendirilmeli, kontrol edilmeyi ve yerine göre sınırlandırılmayı seviyor. Tüm deneyim ve gözlemlerimde bunu sürekli görmekteyim. Bu açıdan bakarsak istenilen bir erkek olmanın yolu çok hoş bir six-pack dar bir kalça, geniş çatı ve standartın üstü bir boydan geçmiyor. Yani karasan'ın tabiriyle Bu ancak bir fantazi kaynağı olur.
Türkiye'de de çok fazla fantazi kaynağı olacağını da sanmıyorum. Belki yurt dışında sizin six-packlerinize dokunabilmek için sizi yatağına davet eden çıkacaktır.
Karasan Çok rahat b ir ailede büyüdüğünü ve özgür bir ortamda yetiştiğini yazılarından anlayabiliyorum. Ama inan benim yetiştiğim ortamda senin özgürlüğünün "ö" sü bile yoktu. Mantıksal açıdan ne kadar doğru gelse de duygusal açıdan bekarete dair dediklerine bir türlü katılamıyor ve hazmedemiyorum.
Senin gibi perpektifi geniş insanların bu forumda olduğu bilmek ve bilgi haznenden yararlanabilmek çok güzel.

 

Vallahi genellemelerde hatalar olması kaçınılmaz, yani Amerika görüntüde tutucu olmakla birlikte uygulamada, aile içinde coçuklara yapılan cinsel taciz ve tecavüzlerin alıp başını gittiği bir ülke, özellikle kırsal kesimde bunun böyle olduğu artık Amerikan filmlerinde bile sıklıkla işlenen bir konu.
B.B. King senin neyi savunduğunu gerçekten anlamadım.
Yani ille çok somut birşeyi savunman gerekmiyor, mesela ben Türk kızları için tam olarak böyledir demiyorum, sonuçta İstanbul'da ki, İzmir'deki kızlar farklıdır, Giresun'daki kızlar farklıdır, Kars'taki Erzurumdaki kızlar farklıdır.
İlle bir kalıba sokmak istemiyorum, ancak kızları şekillendiren bir toplum baskısı olduğu kesin.
Gray Wolf, bence senin yaptığın biraz, olayları kendi inançlarına göre değerlendirmek, yan ABD'nin Avrupa'dan çok daha iyi durumda olduğunu düşünüyorsun ve onları gurur duyduğun atalarımızla özdeşleştiriyorsun.
Bu da tabii oralarda yaşanan sapıklıkları ve aile olgusunun ne durumda olduğunu görmeni engelliyor.
About Schmidt isimli filmde, emekli olan 65 yaşındaki orta düzey yönetici konumdaki bir Amerikan vatandaşının nasıl hayat içerisinde bir kenara itildiği, Amerika'nın kanayan yarası olarak gösteriliyordu.
Her seçim, her yol yanında kazanımları ve kaybedilenleri getirir.
Bizim toplumumuzda hala toplu yaşam, kollektif değerler ön planda, batı toplumlarında ise bireyselleşme, mücadele ön planda.
İkisininde artı ve eksileri var.
Batıda kişi kendini tanıma, değerlendirme, sorgulama ve yaratıcılık anlamında önemli aşamalar kaydederken, bir bilim adamı için gerekli olan eleştirel düşünce, mevcut düzenin dışında birşeyler geliştirme becerisi verirken, sosyal anlamda yalnızlaşabiliyor, aile bağlarının ve toplumun sıcak, rahatlatan sıcaklığından oluyor.
Bizim gibi kollektif yaşamın yüceltildiği toplumlarda ise, insanlar kalabalık yaşadıkları için toplumun dayatmalarını üzerinden yontup atamıyor, tam manasıyla birey olmak, kendini bulmak ve gerçekleştirmek anlamında büyük zorluklarla karşılaşıyor, ancak yalnızığın sızı ve soğuğuyla mücadele etmek durumunda kalmıyor.
Tabii en güzeli bir sentez yapmak, hem birey olmak, kendini bulmak, değerlerini sorgulamak ve kendi doğrularını oluşturmak, ama aynı zamanda toplumdan, aile sıcaklığından kopmamak.
B.B King yazımı sonlandırırken sana bir eleştiri yapayım, yaşadıklarının sana kazandırdıklarına benim bir diyeceğim yok, ancak ortaya bir laf atıyorsun, bunu yadırgadım.
Bana söylüyorsun gibi bir düşüncem olmadı ama bana söylemesen bile,
"2-3 rus kızla takılmakla,kulaktan dolma palavralarla,televole tarzı programlarda,filmlerde gördüğünüz görüntülerle bir şey bilemezsiniz."
Tarzı sözcükler son derece saldırgan, ve açıkcası rus ve ukraynalı örneğini ben verdiğim için pek ala üzerime alınabilirim, ben yurtdışına çıktım ancak yurtdışında yaşamadım, ancak tatil köylerinde toplamda 7-8 ay kadar 72 milletten insanla tanışma, fikir alışverişinde bulunma olanağım oldu, ve bu fikir alışverişlerinin altını çiziyorum, sadece vücut sıvısı paylaşmak değildi çok şükür.
Gene İstanbulda yabancı kız arkadaşlarım oldu, onları yaşadıkları ortamlarda BM kampını kıskandıracak çeşitlilikte değişik milletten insanla diyaloğum oldu, hala da expatinturkey isimli grubun aktiviteleri aracılığıyla yabancılardan oluşan toplulukla diyaloğum devam etmekte.
Bana yönelik konuştuğuna ihtimal vermiyorum, ama yurtdışında yaşamadan da emin ol çok sayıda insanla tanışma, fikir paylaşma ve ufkunu geliştirme olanağın olabiliyor, yanılgıya düşme

 

Karasan abi sana ve ya başkasına laf sokma niyeti taşımıyordum.yanlış bir laf ettiysem özür diliyorum.

 

Salvodore_xp açık yürekli ifaden için teşekkür ederim, ben evet çok rahat ve özgür büyüdüm ancak babam beş vakit namaz kılan, Erzincanlı bir adamdı, ve duygusal olayım canımdı.
Ancak benim dinle aram yok, bunu bildiği halde ve elbette her dindar Müslüman gibi çocuğunun inanç sahibi olmasını istediği halde bana hiçbir baskı yapmadı.
Doğru olanda budur, baskı ve eziyetle din, inanç, iman olmaz.
Bu nedenle ben çevremdeki insanlardan çok farklı olarak kendimden farklı insanlara nefretle ya da irrite olarak bakmıyorum, anlayış ve saygı ile bakıyorum, aynısını da bekliyorum.
Askerde en sevdiğim dostum militan bir dindardı, hatta yakın dövüş bilgisi ve askerliğe olan yatkınlığından özel bir eğitim aldığına inanıyorum, onunla çok farklı düşüncede olduğumuz halde yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi, dine, hayata dair, bazen 2 saatlik uykumuzdan fedakarlık eder sohbet ederdik.
Kendi reklamımı yapmak istemem, ama egosu büyük bir adam olduğum için kendimden bahsetmek hoşuma gidiyor olabilir, ilgilenmeyenler okumayabilir.
Diyeceğim o ki, herkesin herkesten öğreneceği şeyler var, ve ne mutlu ki farklı bir ailede yetiştim, dilerim bende kendi evlatlarımı kendim gibi yetiştirebilirim.
Tabii bazı arkadaşlar, aman Allah muafaza, tam bir facia diyebilirler, ama ben durumdan memnunum, hani medeniyetler diyaloğu denen olayın olabileceğine inanıyorum, hem dünyaya açık, hemde kendi milletini tanıyan, ilgi duyan, milli bilinci olan ama dünyaya da merakla bakan insan olmaya çalışıyorum, birçok insandan daha çok başardığımı görüp mutluluk duyuyorum.

B.B King zaten bende ihtimal vermiyordum, ama genede dediğim konuyu düşün, yani tek bir doğru olmadığı için sana kendi, durumumu anlattım.

 

ben biraz alıngan bir insanım bu dediklerinden ben alındım anlayan anladı demişsn bu bn oluyrm zannedersem şimdi şunu söyliyebilirim ki ben televole falan isimlerini dahi bilmiyorum izlemem ilgi alanıma girmeyen birşey. ikinci olarak vay efendim tvden izlemişler konuşmasın falan demişsn evt konuşmasn da o ben değilim zannerdersem hayatımın yaklaşık yarısını yurtdışında geçirmek zorunda kalmış biri olarak senn gibi tatile gitmedm bn bnm babama nato görevi verdikleri için uzun süreli kosova almanya ve fransada(burda sadece 3+3 ay) yaşadım malum fransızcamız yok ve yüksek lisans için amerikada iki yıl kaldım sen naptın da bole kesin yorumlar yapıyosun anlaşılır değil bnde bağlamaz herkes kendine... bn o ülkelerde yaşarken almansa alman gibi bir amerikansa amerikan gibi yaşayarak onları anladım evt dediğn gibi ordaki kadınlar hadi gel yapalım demiyor sana bnde bole bişi demedm amma eğer bi kadın evli olsun olmasın bir erkekden hoşlandı mı affetmez gerisini siz düşünün. bazıları bunu geçeci bir zevk gibi dünyaya at gözlüğüyle bakarak algılıyorlar bnse aile kavramının bozulacağını söylüyorum ama ne hikmetse anlamıyor ve de üstüne üstlük bana kendim milletim gibi tanıdığım avrupalıları savunuyorlar fakat bn yiğidi öldürür hakkını yemem dediğim gibi american aile yapısının avrupadan farklı olduğunu ve bizimle örtüştüğünü söylememe rağmen anlamayan anlamıyor işte.
anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az.

ben bu forumda hiç kimseyle laf dalaşına girmem bn sadece yorum yaptım bnm düşüncelerimi anlayanlar vardır katılanlar vardır külliyen karşı çıkanlar vardır.ben herkese ve her düşünceye saygı gösterebilen bir kişiyim ve herkesin istediği gibi yaşaması taraftarıyım bir müsibet bin nasihattan iyidir demişler herkes herşeyi bnde dahil yaşayarak göreceğiz.
bu başlık için benden bu kadar...

 

biraz gerçekçi olalım
demek istediğimi anlayabilecek
düzeyde insanlar
olduğunuzu düşünüyorum
herkesin fikrine tercihine saygım var bu bir...
ama namusun bi zara hapsedilmiş
olmasındanda memnun değilim
nasıl diyebilirsiniz?
etrafımda gördüğüm 'kızlar'
her an başka birisiyle tanıştığım ortam gereğiyle
zarı elletmessen herşey mübahdır
ters olması kaç kişiyle yatıp kalktığının önemi yoktur
Çünkü bi zarı koruman seni namuslu yapmıştır
gönül rahatığıyla
evlenebilirsin
kocan olacak insana ben 'ilk' senin oldum diyebilirsin
burda sorguladığım ilk olmak nedir?
insanları kandırmak bu kadar mı basit olmalı
evet herkesin kendi değerleri
alan memnun satan memnun ama burda
aptal yerine konulan insanlara çok acıyorum
acıdığım başka insanlarda var
hepsi çevremde
hergün başkasıyla yatıp kalkmak
bazen konserden sonra
sırf biyerde uyuyabilmek için
adamı kafalayıp beraber olan hatunlar
ertesi gün uyandığında
rahat rahat çıkıp gidebilirsin o evden
evet bence kadınla erkek farklıdır
fizyolojik farklılıkların dışında
zaten farklı olmalıyız
ama ben kadınların erkekleşmesinde anlamıyorum
öte yandan hayatına giren sevdiği insanlarla beraber olan kadınlar var
hayatına giren her erkek için dikkatli olmalıdır bu kadınlar
çünkü çoğu erkek için yatıp kalkılacak
sevgili olunulacak
ama aileye karıştırılmayacak hatunlardır
ben hep dürüst olmayı seçtim
belkide bu yüzden etrafımdaki
saçma sapan muhabbetler bu kadar gerdi beni
ama söyle bişey var
ne düşünersek düşünelim
ne kurarsak kuralım
mutlaka bizim gibi birileri var bu hayatta
doğru birileri var...
o sözleri tartışma çıkarmaktan ziyade
biraz sorgulayın 'namus' kavramını diye söyledim
Saygılar...

 

Her halikarda kendinle barışıksın karasan, Ne mutlu sana.
B.B. King üslubunu hiç beğenmedim. Burada hiçbirimiz hiçbirimizin açığını yakalamak, lafı ağzına tıkmak ya da aşağılayıp küçük düşürmek derdinde değil. Fakat yazını çok hararetli yazmışsın.

 

arkadaşlar kimseye laf sokma niyeti taşımadığımı ve gene de yanlış bir şey söylediysem özür dilediğimi söylemiştim.lütfen uzatmayın.varsa yanlışım,tekrar özür diliyorum.

 

Konuyu biraz dağıtalım, zaten konu dışı, başlığın içine ketçap sıkanların başında ben geliyorum Salvadore_xp kusuruma bakma ne olur, ama ben de sohbetin böylesini severim, laf lafı açar, konudan konuya geçilir, gene şükür yazıyoruz, konuşurken bazen başladığım lafı unutur başka lafa geçerim.
Geleceğim nokta, tartışma adabı, getbig isminde amerikanın en büyük vücut geliştirme forumlarından bir tanesinde insanlar inanamayacağınız küfürler ediyorlar birbirlerine, her konuda konuşuyorlar ama bu sadece o konu içerisinde kalıyor.
Yani bir konuda birazda zaten deşarj olmak, rahatlamak için birbirine giren tipler, konu vücut geliştirme olduğunda, o tartışmaları yapmamışlar gibi bazen birbirlerine destek veriyorlar, ya da fikir paylaşıyorlar.
Bu durum da, mükemmel bir durum değil, yani bence o kadar küfürbaz ve alaycı olmak, saygısız olmak ama güzel bir şey var, adamlar olayı kişiselleştirmiyorlar, yani tartışmak onlarda çok uç noktalara gitmiyor kolay kolay, bizde öyle değil.
Bizim forumda mesela, politika ve dini konulara girmek yasaktır, çok doğru, çünkü olaylar çok tatsız yerlere gidebiliyor, keşke gitmese, keşke, benden farklıdır, olabilir, kendi düşüncesidir deyip, kendimizi ifade edebilsek.
Şu aşamaya kadar bence aslında genel anlamda güzel bir oaylaşım oluyordu ama gerilim çıktı, bence bu üzücü bir durum, çünkü burada yazan arkadaşlarımın hepsi (kimodedim'i henüz lise sonda) üniversite ve ya yüksek lisans mezunu, yabancı dil bilen insanlar, buna rağmen bu tür gerilimler olabildiğine göre, daha geniş katılımın olduğu bir ortamda tartışmak gerçekten hemen sansürlenecek noktaya geliyor, buna cidden üzülüyorum.

 

karasan çok şükür ki bu başlıkta hiç kimse hiç kimseye küfür ve ya hakarette bulunmuyor.

şahsen bu konulardan çok canı yanmış birisi olduğum için birazcık hararetli konuştum.

ülkemizde hiç haketmedikleri halde "rus" kelimesi "hayat kadını" kelimesiyle bir tutuluyor.

sevdiğim kızdan bahsederken "rus" olduğunu söylediğimde karşımdaki kişilerin bıyık altından pis pis gülmeleri canımı çok yakmıştır.

tek istediğim bu ön yargılardan kurtulmamız.

saygılar.

 

Anlıyorum, gene altını çizerek bana söylemediğini bildiğimi söylemek istiyorum, ama dikkat edersen, ben Rus kızlarının çok anaç, şikayet etmeyen, ağır başlı olduklarından dem vurdum, ki hepsini tanımıyorum elbet ama azımsanmayacak kadar gördüm, genelde durum bu, yani benim yazımda zaten bu önyargının çok zıttı bir yaklaşım vardı, bunun seni memnun etmesi gerekirdi diye düşünüyorum, sen neden gerildin anlayamadım.

 

Karasan, ben ve benim gibi çok fazla insan bu düşünceleri taşımaktadır. Gerçekten gelişim çağını tamamlayıp da bir birey olana kadar öyle taburlar, katı kurallar ve prensipler zoraki olarak kabullendiriyor ki artık sorgulamadan körü körüne bağlanma ve bağnazlık baş gösteriyor. Bahsettiğin forumları bilmiyorum; ama ortamı az çok tahmin edebiliyorum. Aslında bu kişiselleştirenlerin içinde sayılırım. Sürekli savunma mekanizman çalışır durumda. Fakat bunu ağır ağır aşıyorum. Zamanla da tamamen aşarım diye düşünüyorum. Enazından olduğum durumun farkındayım. Bunun kaynağını da anlayabiliyorum.

Sexilik kavramında adı geçen "şeytan tüyü" fikrine pek katılmıyorum. Benim çevremde şeytan tüyüm var diyenleri iyi bilirim. kısaca açıklayayım: 1 tanesi harbiden yakışıklı bir çocuk. Kızların ilgilenmesi normal; ama o kendini yakışıklı görmüyor ve şeytan tüyüm var diyor. Diğerinin de ağzı çok iyi laf yapıyor, o da sonucu şeytan tüyüne bağlıyor. Bunun gibi bir sürü insan biliyorum. Heralde şeytan tüyü diyince daha efsanevi ve büyüleci geliyor, kaynağı genlerde diye düşünüyorlar diye düşünüyorum.
Karasan, özellikle senin şeytan tüyüne dair fikrini merak ediyorum. Eminim yine bize göre en marjinal bir fikr gelecektir. Marjinalden kastım da orjinaldir. yanlış anlama sakın

 

salvadore_xp, öncelikle değerlerin insanı bir miktar katılaştırması normal, yani örnek olarak dindar bir Müslüman, elbette bara meyhaneye gitmez, zina yapmaz vs.
Bence önemli olan, kendi dışında, kendi inancındaki adamlara kafayı takmaması, yani düşünsene, ben diyelim ki herhangibir birisi için cehennemlik bir insanım, bu beni ilgilendirir.
Ancak enteresan bir şekilde, günahkar olarak görülen insanların birde cezalandırılması, üstüne ağır baskılar yapılması.
Gerekçe nedir, başkasının ahlakını bozacak, aklı karışacak.
Bu bende insan doğasına saygısızlıktır.
İrade, düşünce gücü, hatta dinsel bir argüman kullanayım nefis gibi donanımları var insanların.
Bu aynı, eşcinselleri dövüp, kötü örnek oluyorlar demeye benziyor.
İçinde olan zaten o yola sapar, ha, örnek görmeyen o yola hiç sapmaz, bastırarak yaşar ama genede yaşar bir şekilde.
Bence yaşayan yaşasın, inancı varsa günahının bedelini ödeyeceğini bilerek yaşar, inancı yoksa, inananlar en fazla, öbür dünyada cezasını çekecek der geçer.
Gidipte birde bu dünyada azap çektirmenin anlamı yok benim görüşüme göre.
Şeytan tüyü benim bildiğim ortada çok somut fiziksel özellikler yokken çok çekici, aranılan insan olmakta.
Mesela gidipte Brat Pitt'te şeytan tüyü var denemez, zaten adam kadınlara kaza yaptıracak kadar yakışıklı olarak algılanıyor (ben kendisine severim ama idol bir tip olarak görmüyorum) ama bayanlar genelde adama deli olduklarına göre aşırı yakışıklı bir adam denebilir.
Bu adamın olayı şeytan tüyü değil bence düpedüz yakışıklı olmak.
Biraz dağınık bir fikir paylaşımı olacak ama, şurası kesin, şeytan tüyü elbette metafizik bir olay değildir.
Yani birisinde sihirli tüy yok elbette, ama özel bir enerji vardır.
Mesela 1.65 boyunda, çok sempatik bir arkadaşım vardı lisede.
Şeytan tüyü vardı çocukta, hazır cevaptı, çok sevimli ve sokulgandı.
Sinirli birisine öyle bir yaklaşır, sinirini bile kırıcı olmadan dalgaya alırdı ki, kimse ona soğuk duramazdı.
Gene askerde böyle bir uzman çavuş tanıdım, o da kısa boylu, ne çirkin ne yakışıklı bir adam, ağzı çok bozuk, eğitimsiz, ama adamla kavga edemezdiniz.
Kızsanız bile öyle tatlılıkla gönlünüzü alırdı ki.
Mesela bir örnek, futbol oynuyorlar, kendisinden kıdemli bir uzman çavuş (yaşçada bir hayli büyük)
Şuna bak, adamı tahrik ediyor dedi, bu dediğim şeytan tüylü arkadaş için.
Bizimkisi bir saniye bile düşünmeden, boşal o zaman dedi.
Şimdi bu lafı ben desem böyle bir etki yaratmaz, ama ses tonu, umursamazlık, rahatlık öyle güzel birşerek tarif edilemez bir etki yaptı, karşısındaki adam da güldü.
Şeytan tüyü bu bence, özel bir kişilik özelliği birleşkesi, genellikle, kendini ciddeye almayan, kendisiyle barışık, çok hızlı düşünüp tepki veren, girişken, utanma çekinme gibi kompleksleri aşmış insanlar bence şeytan tüyüne sahip insanlardır.
Tabii bu da derece derecedir, mesela babamda vardı, ama bir miktar, yani canı istediği zaman herkesin gönlünü alır, ortamı harika hale getirirdi, ama bazen sinirine yenik düşerdi, ve bence bu şeytan tüyünün bir numaralı düşmanı
Olmazsa olmazı, sinir gerginlik ve gerilimle alay etme düşüncesi, insanları birbirinden uzaklaştıran her türlü enerjiyi bertaraf etme becerisi.
Kendimden örnek vereyim, bende yoktur, yakışıklı bir adamım, ağzım çok iyi laf yapar, ama frekansı tutturamadığım insanlar üzerinde etkim yoktur.
Şeytan tüyü olanda ise, kişinin dalga boyu sınırsızdır

 

Seytan tuyu konusuna ben girecektim, sen benim aklimdakini birebir yaziya dokmussun Karasan. Seytan tuyune sahip olmak ustune ustluk ogrenilebilecek bir ozellik. Bu konudan "coaching" yaparak para kazanan adamlar var. Illa hazir cevap olmaniz da gerekmiyor. Onemli olan karsi cinse flortlesmenin bir oyun oldugunu ve sizin bu oyunu oynamaya hazir oldugunuz mesajini verebilmek. Misal, bara gittiniz, herkesin icki aldigi en kalabalik yerde durdunuz, yavas yavas icki almaya davraniyorsunuz. Goz onunde oldugunuza gore siz baslatmasaniz bile mutlaka birleri sizinle muhabbete giricektir. Eger, bu durumda size sorulacak sorulari az cok onceden tahmin edip nuktedan ve oyuna davet eden cevaplari onceden hazirlayip yeri geldiginde kullanirsaniz, oyuna 1-0 onde baslarsiniz. Bu konuda okudugum bir kitap vardi, adini keske hatirlasam da bu konuda zorlanan arkadaslara yardimci olsam.
Eskiden kizlarla konusmada degil de hoslandigim kizla muhabbet olayinda elim ayagima dolanirdi. Bu teknikleri ogrenip uyguladiktan sonra FRP deyimiyle "level" atlamistim. Senaryolar yaratin ve calisin. Temel prensip bu. Cem Yilmaz deyimiyle ben karsi tarafa ne soylerim de nerede oldugunu unutur diye kurun kafanizda. Churchill bile yapistiracagi cevaplari onceden calisirken sizin bunu yapmamaniz icin hic bir neden yok. Bu arada bu teknikler, ilk tanismalarda ya da iliskiye ciddi anlamda baslayana kadar gecerli.

 

Bu arada B.B. Kinge cok yuklenmeyi de dogru bulmuyorum, ama milletce tartismayi beceremedgimiz bir gercek. Nedense onemsiz bir mevzuda dahi bir kivilcim Roma'nin yanmasina neden oluyor. Hatta Erman Toroglunun rezil bir programi vardi bir donem reyting kaygisina dayali, insanlarin birbirini patakladigi. Bilmem, hatirliyor musunuz?

 

Aneximandros sana hem katılıyorum hemde biraz katılmıyorum, yani insanın kendisini geliştirip modifiye edebileceğini biliyorum, bunu sürekli yapıyoruz, yapıyorum hatta.
Yani insan nasıl vücudunu değiştirebilirse, elbette olmadığı özellikleri çabalayarak kazanabilir.
Bernard Shaw, muhteşem bir düşünür olduğu kadar harika bir hatipmiş, ancak hayatı boyunca sahne ankasiyetesi ile yaşamış.
İrade ve çaba ile yapılamayacak şey yok, ancak tıpkı bizim sporda nasıl mezomorf arkadaşlar diğerleri kadar çabalamadan neredeyse otomatikman harika vücutlar inşa ediyorlarsa, şeytan tüyüde biraz böyle, insan çabayla çok başarılı bir çapkın, kadın avcısı, konuşmacı ve daha birçok şey olabilir, ama birde hiç çabalamadan, bu işe kafa yormadan çekimi yaratan insanlar vardır ki, bence gerçek şeytan tüyü budur.
Kızlar konusuna dönecek olursak her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır bence, mesela ben güzel espiri yapabilen ama genelde espirili olmayan birisiyim, benim sevdiğim ve kendime güvendiğim yaklaşım şekli hayata dair konularda derin muhabetler etmektir, bunu da karşımdakini tavlamak için yapmam, zaten derin muhabbet edemediğim kıza çok ilgi göstermem, olacağı varsa olur, ama derin muhabbet ettiğim bir kızlada daha ileri gitmek benim için zevk olur ve doğal olur(du) artık başı bağlı bir adam olarak sadece muhabbet boyutuyla idare ediyorum

 

Ben de sana hem katiliyorum, hem katilmiyorum Karasan . Ogrenilebilecek seylerden sadece bir tanesidir bu. Seytan tuyu var dedigimiz insanlarin bizden farki gerek mizaclarinin uygun olmasi, gerekse yasadigi kosullarin onlara farketmeseler bile daha cok pratik yapma imkani saglamis olmasidir. Kimse annesinin karnindan seytan tuyu ile dogmuyor bence (dedigim gibi mizac ayri bir konu, dogustan gelir ve sekillendirilmesi neredeyse imkansizdir). Bilincli ya da bilincsiz, seytan tuyune sahipligin kazanilabilecek bir ozellik oldugunu dusunuyorum ben.

 

"kendime güvendiğim yaklaşım şekli hayata dair konularda derin muhabetler etmektir" bunu yorumlarını okuyarak da anlamak mümkün karasan. Heralde konu hayata dair ise tabiricaizse bülbül kesiliyor olmalısın. Ben de konu duygusal konularda iyi pirim yaparım.

 

Her yigidin yogurt yiyisi farkli, bu konuda hak veriyorum. Benim bir arkadasim kahve icmeye davet eder damdan duser gibi. Kiz zaten ilgileniyorsa kabul eder, etmiyorsa da gelmez diye dusunur. Ben de apacik ilgimi belli etmeyi severim. Belli bir yastan sonra bazi seyleri soylemeye gerek kalmiyor ama hoslandiginiz kisiye davranisinizla sadece arkadasiniz olan bir kiza davranisiniz arasinda daglar kadar fark var, karsinizdaki insan da zaten bunun farkinda. Kapali norvec futbolu yerine kanatlardan sert ortaya dayali hizli futbolu tercih ediyorum ben. Biraz karsi tarafi urkutuyor baslarda, ama olsun. Bu arada benim de basim bagli, ben de muhabbet kismi ile idare ediyorum artik

 

Biraz önce de yorumda belirtmiştim. Benim çevremde şeytan tüyü olduğunu iddaa eden arkadaşların farkında olamakdıkları bir çekicilikleri var. konuşma, yüz güzelliği, sevimlilik, gülüşü, agresif duruşu, devinimsel ruh hali vs... Bu huy ve davranışlar kişiye çuk oturduğunda işte o zaman şeytan tüyü olarak tanımlanıyor. Karasan da cuk oturmasını genetiğe bağlıyor. Bana kalırsa çevrenin etkisi daha fazladır. Çünkü insanın beynini doğuştan boş bir levha olarak düşünürsek, ilk olarak ailede başlar bu levha dolmaya, daha sonra da yakın çevre. Bir süre sonra kişi benliğini ve kişiliğini elde ettiği zaman kendi çapında şeytan tüyüne sahip olmuş olur.