şimdi öncelikle vücudun işleyişini anlayalım.vücudumuzun genetik,yaşam tarzı,yaş,boy ve kilo,sağlık durumu vs. vs. bir çok etmene bağlı olarak ortaya çıkan,vücudun tam dinlenme anında sadece kendisi için kullandığı enerjiden oluşan bir bazal metabolik hızı var,bunu aldık kenara koyduk.gün içinde yaptığımız ekstra işler var,yani yaşamın gereği.kimimiz oturarak çalışıyor kimimiz gün boyu ayakta.kimimiz sporla ilgileniyor kimi spordan uzak.bu ekstra hareketlere kaynak olması için vücudun sadece kendi ihtiyacının dışında bir enerji ihtiyacı var.bunu da alalım bir köşeye.
vücudun tüm bunları karşılayabilmesi ve dengede kalabilmesi için gereken enerji değeri(kalori)bazal metabolizma hızının ve ekstra yapılanların toplamı demektir.senin bazal metabolizma hızın 2500 kalori,gün içinde ortalama hareketli bir yaşam yaşamaktasın ona da mesela 500 kalori gerekiyor.elimize çıkan sonuç nedir,3000 kalori.
yukarıdaki tüm her şeyin sabit kalacagını varsayarsak biz 3000 kaloriyle beslenmeye devam edersek vücudumuz kendi ihtiyacını bu enerjiyle sürdürebilir.vücutta sürekli devam eden yapım ve yıkım işlemleri eşit olur.kabaca ne kilo alırız ne de kilo veririz.
varsayalım ki sen bugün 2500 kalori alıyorsun.şimdi ne oldu,bu günlük 500 kalorilik bir açık var.vücut bu açığı bu enerjiyi bir yerden sağlamak zorunda.o enerji vücutta bir şekilde bulunmak zorunda.vücut ne yapıyor öncelikle geçici depolarını kullanıyor bir şekilde o enerjiyi buluyor,yoksa yaşamını sürdüremez.sen uzun süreçte bu şekilde 500 kalorilik açık vermeye devam edersen ve vücudun geçici depoları tükenirse vücut ne yapacak?bir yerden enerji bulmak zorunda yaşamını sürdürebilmek için. bu durumda vücut depolanmış yağları yakmaya başlıyor.işte yağ yakımı budur.
tam tersini düşünelim sen 3500 kaloriyle besleniyorsun.ne oldu vücuda htiyacından fazla enerji giriyor.bu enerjiyi vücut bir şekilde kullanmak zorunda.enerji yapım reaksiyonlarında kullanılıyor.yaşam hareketsizse ağır fiziksel şartlar yoksa kaslara ekstra yük bindirilmiyorsa bu enerjinin çok büyük çoğunluğu zor şartlarda kullanabilmek için yağ olarak depolanıyor,az bir kısmı da kas kütlesi olarak bize dönüş yapıyor.
normal bireylerde çok kaba tabirle işleyiş bu şekilde.fakat biz idman yapıyoruz.biz de bu işleyiş nasıl olacak?bunun için idmanda bizim ne yaptığımıza bakalım.bir şekilde kaslara çekebileceğinden fazla yük bindiriyoruz,alıştığından fazla çalıştırıyoruz,zarar veriyoruz.vücut bu zorlamalardan ötürü yaşamına devam etmek için şartlara uyum sağlamak zorunda.işte kasları büyümeye iten durum budur.
peki bu işlem nasıl olur?sen kasa zarar verdin,vücut o kas hücrelerini bir an önce eski haline getirmeli,sıradaki zorlama için hazır hale getirmeli.işte normal dengedeki bir vücutta proteinler daha doğrusu amino asitler burada kullanılır(sadece bu iş için demiyorum tabiki).zarar gören kas hücrelerini onarmakta.peki kas gelişimi için sadece bu proteinler yeterli midir?
yukarıda bir yerde yapım ve yıkım işlemlerinden bahsettik.şimdi basit mantık,kas KÜTLESİ kazanmak demek varolanın üstüne bir şey koymak demektir değil mi?bunun en optimal ve en hızlı şekilde gerçekleşmesi için de fazlalık enerji gerekir.yani vücuda ihtiyacından kullandığından fazla kalori(tükettiğimiz protein+karbonhidrat+yağların toplamı) vermek gerekir.
yani sonuç şuraya çıkıyor,eğer bu büyüme işlevini en olası şekilde yapmak istiyorsak vücudu ne proteinden mahrum bırakabiliriz ne de toplam alınan kaloriden.vücut bu enerji fazlasını yıkılan kasları onarıp daha hacimli hale getirerek,geriye daha fazla enerji varsa da bu fazlalık enerjiyi sonra el altında bulundurabilmek için depolayarak dengeler.
şimdi bunları anlattık,sona gelelim.birkaç ekstrem senaryodan bahsedelim.bu senaryolar normal yaşantıda pek mümkün olmayacağı gibi bu senaryolara karşı vücudun vereceği tepkiler de aşağıda yazacağı gibi siyah-beyaz şeklinde olmayacaktır.fikir vermesi açısından kabaca örnek veriyorum.ağır spor yapan bir bireyimiz olsun.
mesela bu bireyin vücudunda kalori fazlası var,bu kalorilerin tamamı yağ ve karbonhidratlardan oluşuyor.vücut dışarıdan hiç protein almıyor.ağır spor sonucu hasar alan kasları tam olarak tamir edemeyecek fakat kalori fazlası olduğu için bu kaloriyi yağ olarak da depolamak zorunda kalacak.sonuç kas gelişimi düşük yağ kazanımı yüksek.uzun vadede overtraining,aksak işleyişli bir vücut.
mesela bu bireyin vücudunda kalori eksiği var.alınan mevcut kalorilerin de tamamı proteinden ve bir miktarı yağdan gelmekte.vücut ağır spor sonucu oluşan hasarı tamir edebilecek,fakat kalori eksiğinden dolayı genel olarak yıkım reaksiyonları fazla olacağı için net bir şekilde kas kazanımına kendisini programlayamayacak. sonuç yağ yakımı yüksek kas gelişimi düşük.uzun vadede az olan kas gelişimi de duracak,kas kaybı da başlayacak.aksak işleyişli bir vücut.
bunlar günlük hayatta pek olası senaryolar değil.fakat zıtları örnek veriyorum ki yapılması gereken/ana fikir anlaşılsın.şimdi geç kardeşim uzun uzadıya yazmayı,ben ortalama bir bireyim kısaca ben ne yapmalıyım dersen:
vücudunun ihtiyacını buluyorsun,üstüne 300-400 kalori ekliyorsun.bu ulaşman gereken toplam kalori.peki bunu nasıl dolduracaksın?öncelikle yeterli kaliteli yağını alıyorsun.vücudun işleyişi için gereklidir.kas onarımını sağlamaya yetecek kadar proteini alıyorsun.üstünü temeli complexlerden oluşmak üzere karbonhidratla dolduruyorsun.bunlar kaba hesabı.peki ince hesabı unutmalı mıyız?kesinlikle hayır.yeşilliğimizi unutmuyoruz,vitamin/minerallerimizi unutmuyoruz,suyumuzu unutmuyoruz,tükettiğimiz karbonhidratlarda yeteri kadar lif/fiber olduğundan emin oluyoruz.
yani kısacası herşeyi kararında yapıyoruz,vücudumuzu hiçbir şeyden mahrum bırakmamaya çalışıyoruz.bunlar ortalama bilgiler.birey vücudunu tanıdıkça kendine özgü dokunuşlarını elbet yapacaktır.(bunu da belirtiyorum ki aslında hepsinin temeli benzer prensiplere dayanan 1001 farklı türlü diyetin takipçileri ama bak ben böyle yapıyorum oluyoo demesin diye.)