S
sthammer
Guest
Bu bölümdeki bütün başlıkları incelediğimde böyle genel kapsamlı bir başlık olmadığını fark ettim. Dün Revolt'un yaptığı paylaşım da ilham kaynağı oldu. Siz de kendi mesleğinizle ilgili veya bilim, tarih, edebiyat, sanat, spor vb. konularda bilgilerinizi paylaşın, ufkumuz genişlesin. Bir çeşit Bodyforumtr Genel Kültür sözlüğü diyebiliriz ancak daha seviyeli paylaşımlar yapmaya da dikkat edelim thums:
Başlangıcı yapalım
Teutoburg Ormanı Savaşı
Varus savaşı diye bilinen savaş M.S. 9'ncu yılda Almanya'nın kuzeyindeki Bramsche bölgesinde Roma İmparatorluğu'na bağlı güçler ile Germenler arasında meydana gelen savaş. "Hermann" ya da "Teutoburg Ormanı Savaşı" olarak da bilinir. Roma İmparatorluğu Ordusunun hezimetiyle sonuçlanan savaş, Romalıların Ren nehrinin doğusundan çekilmeleriyle sonuçlanmıştır. Savaş, günümüz Almanyası ve Alman kültürünün gelişimini hazırlayan sürece önemli katkıda bulunmuştur.
Roma Lejyonları, Alman bir kabile lideri tarafından Teutoborg ormanına götürülür. Ormanın göbeğinde bir Roma kampı olup, Cermen kabile lideri onlara kaşiflik yapmaktadır. Tüm ordular ormana girdiği zaman ormanın her iki yanından da askerler lejyon kolonuna akın etmeye başlamıştır. Romalılar düzeni bozmayarak ilerlemeye çalışmış, gün batmadan önce kampa ulaşmak istemişlerdir. Çünkü Roma kumandanları, kampa ulaşırlarsa, barbarların duvarları aşamayacaklarını biliyordur. Ancak kampa ulaşana kadar tüm ordular tamamen dağılmıştır.
Give Me Back My Legions
Augustus'un komutan varus'a sövgüsünün latincesi 'Quintili Vare, legiones redde!'
Ayrıntılı bilgi için;
https://latinceastroloji.blogcu.com/teutoburg-savasi-clades-variana-varusschlacht/11315633
https://tr.wikipedia.org/wiki/Teutoburg_Orman%C4%B1
Deportivo'lu Türkler [Türk Gibi Güçlü]
İspanya ligindeki maçları izlerken dikkat ettiniz mi, Deportivo'nun sahasında hep bir Türk bayrağı bulunuyor. Ya tribünlerde ya da stadın başka bir yerinde.
Neden dersiniz? Hiç düşündünüz mü? İste hikâyesi:
Deportivo La Coruna'nın kale arkasındaki Türk bayrağının anlamı, Galesia bölgesinin takımıdır, eskiden Türkler'in orada yaşadigi rivayet edilir!
Deportivolu taraftarlar ile Celta Vigolu taraftarlar birbirlerini hiç sevmiyorlarmış. Aşağı yukarı 20 yıl önce Celta Vigolular bu nedenle Deportivolular'a Türk demeye başlamışlar, ama hakaret anlamında. Deportivolu taraftarlar bunu hiç hakaret olarak algılamamışlar. Hatta kendi deyimleri ile ´Türk gibi güçlü´ görünmekten çok hoşlanmışlar.
Iste bu yüzden her maçlarinda en az bir Türk bayrağı açıyorlar.
Konuyla alkalı 25 AralIk 2005 tarihli hürriyet gazetesindeki Mehmet çiftçinin haberi şöyleydi;
Celta Vigo ile Deportivo La Coruna'nin karşı karşıya geldiği ve 3-0 kazandığı maçta kendilerini Türk olarak gören 5 bin Deportivo taraftarı, "En büyük Türkiye" diye bağırarak komsu Vigo kentini inletti.
Geçtiğimiz hafta sonu İspanya'da çok ilginç bir derbi maçı vardi. Galicia bölgesinin iki güçlü takımı Celta Vigo ile Deportivo La Coruna karşı karşıya geldi. Bu derbiyi ilginç kılan olay ise, iki kentin taraftarlarının yüzyıllardır birbirleri ile çekişmeleri, kin beslemeleri... Celta Vigo'lular, Deportivo'lulara, Türklere verdikleri destek nedeniyle, Deportivo'lular da Celta'lılara Portekiz'lilere yakinliklarindan dolayı, "hain" yakıştırmasi yapıyorlar.
İspanya'nın kuzeyinde Portekiz sınırına yakın olan iki kent insanı, bu yakıştırmadan son derece memnun. Vigo kentinin takımı Celta'da çok sayıda Portekiz taraftar derneği var. Buna karşılık La Coruna'nın takımı Deportivo'da Türkleri, Türk bayrağını göndere çekecek kadar ateşli Türk dernekleri kurulmuş. Bu yüzden olsa gerek, Deportivo La Coruna'nın her oynadığı maçta sahaya asılmış çok sayıda Türk bayraği görebilirsiniz. Ayrica Deportivo'lu futbolseverlere, "Türkler" adi takılmış. (LOS TURCOS)
Biz de bu ilginç hikâyeyi hem dinlemek, hem de bu tarihe mal olmuş derbiyi izlemek için Vigo kentine geldik. Stadı dolduran 20 bin kisinin 5 bini Deportivo La Coruna taraftarıydı. Yani Celta taraftarlarına göre 5 bin Türk ile 15 bin Portekiz'li takımlarına destek veriyordu.
Karşılaşmanın başlamasına az bir süre kala bu hikaye ile ilgili çok sayıda yazı yazmış gazeteci Alberto Torres ve Türk taraftar derneklerinden birinin kurucusu olan Ricardo (La Pasion Turca) ile söyleşiye oturduk...
Alberto, La Coruna taraftarlarınin nasıl Türk olduklarını anlatmaya başladı:
Barbaros Hayrettin Paşa, Akdeniz'e hükmettiği sıralarda İspanya sahillerine kadar ulaşmış. O sırada Ispanya'da yiğitliği ile ünlü Galicia bölgesinin delikanlılari, Barboros'a büyük destek vermişler. Bu işbirligini içlerine sindiremeyen komşu kent Vigo'nun halkı ise La Coruna'ya Türklerle ortaklığa girmelerinden dolayı, onlara "Türkler" adini takmışlar. Bu ad sporda, özellikle de futbolda günümüzde büyük bir rekabete dönüşmüş. Buna karşılık, La Coruna halkı da Celta Vigo taraftarlarına yakınlığı ve iyi ilişkileri nedeniyle Portekiz'li yakıştırması yapmışlar. (*Gerçekten de Barbaros Hayrettin Paşa, Katolik İspanyolların kırıma uğrattıkları Yahudi'leri kurtarmış ve Türkiye'ye getirmiştir, Türkiye'deki Musevilerin büyük kısmının kökeni buradandır ve büyük şükran duyarlar - Dipnot Dr.Steelhammer)
La Coruna'da çok sayıdaki taraftar derneklerinden biri olan La Pasion Turca derneğinin başkanı Ricardo ise Türk bayrağına sahip çıkmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiriyor. Ricardo, Deportivo La Coruna'nın Şampiyonlar Ligi'nde Yunan takimi Panathinaikos'la oynadigi maçta açtıkları 20 metreyi aşan Türk bayrağını anlatırken, "Inanın Riazor Stadi'nda yüzlerce Türk bayrağı vardı. Stadın bir ucundan diğer ucuna bir Türk bayrağı astık. Yunanlılar sahaya çıktıklarında dev Türk bayrağının yani sıra yüzlerce atesli taraftarı ellerindeki ay yıldızlı bayrakları görünce neye uğradıklarını şaşırdılar. Dünyanın hiçbir yerinde kendi ulusunun bayrağının dışında, başka ülke bayrağına bu kadar çok sahip çıkan bir taraftar grubu bulamazsınız" dedi.
Ricardo ayrıca Türk bayrağına Deportivo Kulübü yaşadıkça sahip çıkacaklarını ve Celta'nın Deportivo ile 2. yarıda oynayacağı maçta Türk bayrakları ile tam bir gövde gösterisi yaparak stadı "Türkiye" diye inleteceklerini söyledi.
Alberto ile Ricardo'yu dinledikten sonra Celta'nin Deportivo taraftarlarına ayırdığı bölüme geçtim. İnsan kendini adeta milli maçta hissediyordu. Celta'lılar "Türkler dışarıya" diye tezahürat yaparken, Deportivo'lular da sürekli "En büyük Türkiye" diye bağırıyordu. Onlara Türkiye'den geldiğimi söyleyince birden etrafımda yüzlerce La Coruna taraftarının beni selamlamak için elini uzattığını gördüm. Karşılaşmayı Deportivo, yani Türkler 3-0 kazandı. Sevinç sokaklara taştı. Türk bayrakları bu kez Vigo kentinde dalgalanmaya başlamıştı.
https://www.youtube.com/watch?v=OtdhZn4j4CY
https://www.youtube.com/watch?v=CUlIcZHIY84
alıntı kaynak
https://forum.cmfmfan.net
Açıkçası ben 90'lı yılların sonunda fotomaç ya da fanatik gazetesinde görmüştüm bu haberi
'Revolt' isimli üyeden
Başlangıcı yapalım
Teutoburg Ormanı Savaşı
Varus savaşı diye bilinen savaş M.S. 9'ncu yılda Almanya'nın kuzeyindeki Bramsche bölgesinde Roma İmparatorluğu'na bağlı güçler ile Germenler arasında meydana gelen savaş. "Hermann" ya da "Teutoburg Ormanı Savaşı" olarak da bilinir. Roma İmparatorluğu Ordusunun hezimetiyle sonuçlanan savaş, Romalıların Ren nehrinin doğusundan çekilmeleriyle sonuçlanmıştır. Savaş, günümüz Almanyası ve Alman kültürünün gelişimini hazırlayan sürece önemli katkıda bulunmuştur.
Roma Lejyonları, Alman bir kabile lideri tarafından Teutoborg ormanına götürülür. Ormanın göbeğinde bir Roma kampı olup, Cermen kabile lideri onlara kaşiflik yapmaktadır. Tüm ordular ormana girdiği zaman ormanın her iki yanından da askerler lejyon kolonuna akın etmeye başlamıştır. Romalılar düzeni bozmayarak ilerlemeye çalışmış, gün batmadan önce kampa ulaşmak istemişlerdir. Çünkü Roma kumandanları, kampa ulaşırlarsa, barbarların duvarları aşamayacaklarını biliyordur. Ancak kampa ulaşana kadar tüm ordular tamamen dağılmıştır.
Give Me Back My Legions

Ayrıntılı bilgi için;
https://latinceastroloji.blogcu.com/teutoburg-savasi-clades-variana-varusschlacht/11315633
https://tr.wikipedia.org/wiki/Teutoburg_Orman%C4%B1
Deportivo'lu Türkler [Türk Gibi Güçlü]
İspanya ligindeki maçları izlerken dikkat ettiniz mi, Deportivo'nun sahasında hep bir Türk bayrağı bulunuyor. Ya tribünlerde ya da stadın başka bir yerinde.

Neden dersiniz? Hiç düşündünüz mü? İste hikâyesi:
Deportivo La Coruna'nın kale arkasındaki Türk bayrağının anlamı, Galesia bölgesinin takımıdır, eskiden Türkler'in orada yaşadigi rivayet edilir!
Deportivolu taraftarlar ile Celta Vigolu taraftarlar birbirlerini hiç sevmiyorlarmış. Aşağı yukarı 20 yıl önce Celta Vigolular bu nedenle Deportivolular'a Türk demeye başlamışlar, ama hakaret anlamında. Deportivolu taraftarlar bunu hiç hakaret olarak algılamamışlar. Hatta kendi deyimleri ile ´Türk gibi güçlü´ görünmekten çok hoşlanmışlar.
Iste bu yüzden her maçlarinda en az bir Türk bayrağı açıyorlar.
Konuyla alkalı 25 AralIk 2005 tarihli hürriyet gazetesindeki Mehmet çiftçinin haberi şöyleydi;
Celta Vigo ile Deportivo La Coruna'nin karşı karşıya geldiği ve 3-0 kazandığı maçta kendilerini Türk olarak gören 5 bin Deportivo taraftarı, "En büyük Türkiye" diye bağırarak komsu Vigo kentini inletti.
Geçtiğimiz hafta sonu İspanya'da çok ilginç bir derbi maçı vardi. Galicia bölgesinin iki güçlü takımı Celta Vigo ile Deportivo La Coruna karşı karşıya geldi. Bu derbiyi ilginç kılan olay ise, iki kentin taraftarlarının yüzyıllardır birbirleri ile çekişmeleri, kin beslemeleri... Celta Vigo'lular, Deportivo'lulara, Türklere verdikleri destek nedeniyle, Deportivo'lular da Celta'lılara Portekiz'lilere yakinliklarindan dolayı, "hain" yakıştırmasi yapıyorlar.
İspanya'nın kuzeyinde Portekiz sınırına yakın olan iki kent insanı, bu yakıştırmadan son derece memnun. Vigo kentinin takımı Celta'da çok sayıda Portekiz taraftar derneği var. Buna karşılık La Coruna'nın takımı Deportivo'da Türkleri, Türk bayrağını göndere çekecek kadar ateşli Türk dernekleri kurulmuş. Bu yüzden olsa gerek, Deportivo La Coruna'nın her oynadığı maçta sahaya asılmış çok sayıda Türk bayraği görebilirsiniz. Ayrica Deportivo'lu futbolseverlere, "Türkler" adi takılmış. (LOS TURCOS)
Biz de bu ilginç hikâyeyi hem dinlemek, hem de bu tarihe mal olmuş derbiyi izlemek için Vigo kentine geldik. Stadı dolduran 20 bin kisinin 5 bini Deportivo La Coruna taraftarıydı. Yani Celta taraftarlarına göre 5 bin Türk ile 15 bin Portekiz'li takımlarına destek veriyordu.
Karşılaşmanın başlamasına az bir süre kala bu hikaye ile ilgili çok sayıda yazı yazmış gazeteci Alberto Torres ve Türk taraftar derneklerinden birinin kurucusu olan Ricardo (La Pasion Turca) ile söyleşiye oturduk...
Alberto, La Coruna taraftarlarınin nasıl Türk olduklarını anlatmaya başladı:
Barbaros Hayrettin Paşa, Akdeniz'e hükmettiği sıralarda İspanya sahillerine kadar ulaşmış. O sırada Ispanya'da yiğitliği ile ünlü Galicia bölgesinin delikanlılari, Barboros'a büyük destek vermişler. Bu işbirligini içlerine sindiremeyen komşu kent Vigo'nun halkı ise La Coruna'ya Türklerle ortaklığa girmelerinden dolayı, onlara "Türkler" adini takmışlar. Bu ad sporda, özellikle de futbolda günümüzde büyük bir rekabete dönüşmüş. Buna karşılık, La Coruna halkı da Celta Vigo taraftarlarına yakınlığı ve iyi ilişkileri nedeniyle Portekiz'li yakıştırması yapmışlar. (*Gerçekten de Barbaros Hayrettin Paşa, Katolik İspanyolların kırıma uğrattıkları Yahudi'leri kurtarmış ve Türkiye'ye getirmiştir, Türkiye'deki Musevilerin büyük kısmının kökeni buradandır ve büyük şükran duyarlar - Dipnot Dr.Steelhammer)
La Coruna'da çok sayıdaki taraftar derneklerinden biri olan La Pasion Turca derneğinin başkanı Ricardo ise Türk bayrağına sahip çıkmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiriyor. Ricardo, Deportivo La Coruna'nın Şampiyonlar Ligi'nde Yunan takimi Panathinaikos'la oynadigi maçta açtıkları 20 metreyi aşan Türk bayrağını anlatırken, "Inanın Riazor Stadi'nda yüzlerce Türk bayrağı vardı. Stadın bir ucundan diğer ucuna bir Türk bayrağı astık. Yunanlılar sahaya çıktıklarında dev Türk bayrağının yani sıra yüzlerce atesli taraftarı ellerindeki ay yıldızlı bayrakları görünce neye uğradıklarını şaşırdılar. Dünyanın hiçbir yerinde kendi ulusunun bayrağının dışında, başka ülke bayrağına bu kadar çok sahip çıkan bir taraftar grubu bulamazsınız" dedi.
Ricardo ayrıca Türk bayrağına Deportivo Kulübü yaşadıkça sahip çıkacaklarını ve Celta'nın Deportivo ile 2. yarıda oynayacağı maçta Türk bayrakları ile tam bir gövde gösterisi yaparak stadı "Türkiye" diye inleteceklerini söyledi.
Alberto ile Ricardo'yu dinledikten sonra Celta'nin Deportivo taraftarlarına ayırdığı bölüme geçtim. İnsan kendini adeta milli maçta hissediyordu. Celta'lılar "Türkler dışarıya" diye tezahürat yaparken, Deportivo'lular da sürekli "En büyük Türkiye" diye bağırıyordu. Onlara Türkiye'den geldiğimi söyleyince birden etrafımda yüzlerce La Coruna taraftarının beni selamlamak için elini uzattığını gördüm. Karşılaşmayı Deportivo, yani Türkler 3-0 kazandı. Sevinç sokaklara taştı. Türk bayrakları bu kez Vigo kentinde dalgalanmaya başlamıştı.
https://www.youtube.com/watch?v=OtdhZn4j4CY
https://www.youtube.com/watch?v=CUlIcZHIY84
alıntı kaynak
https://forum.cmfmfan.net
Açıkçası ben 90'lı yılların sonunda fotomaç ya da fanatik gazetesinde görmüştüm bu haberi

'Revolt' isimli üyeden
GUY FAWKES
Guy Fawkes veya diğer bilinen adıyla Guido Fawkes (13 Nisan 1570 – 31 Ocak 1606), York şehrinde doğmuştu ve Katolik bir İngiliz askeriydi. 5 Kasım 1605'teki barut komplosunda, Parlamento Binasını havaya uçurmakla görevliydi.
İngiliz tarihinin en büyük "vatan haini" olarak kabul edilen Fawkes, 1593’te Katolik oldu ve İspanyol ordusunun Hollanda’da bulunan birliğine katıldı. Kısa zamanda askeri zekâsıyla sivrilen Guy, 1604’te yurduna döndü. Burada Robert Catesby ve diğer komplocularla tanıştı. Muhafazakâr Protestan Kral I. James'e, kraliyet ailesine ve tüm diğer aristokratlara karşı yapılan ve İngiliz tarihinde "Barut komplosu" olarak bilinen olayda aktif olarak rol aldı. İngiltere devlet yönetiminde ve Katolik monarşik rejimde kökten bir devrime gitmek amacıyla toplanan on iki komplocu, Westminister Sarayı’ndaki İngiliz Parlamento Binasını, o yılki -her sene ekim ya da kasım ayında tekrarlanan- aristokrasi zirvesinde havaya uçurmaya karar verdi. Komploculardan birinin saray çevresinden bir tanıdığına, 5 Kasım 1605 günü saraydan uzak durmasını tavsiye eden bir mektup göndermesi sonucu komplo ortaya çıkınca; Fawkes, 5 Kasım gece yarısı parlamento mahzenlerinde bol miktarda dolu barut fıçısıyla yakalandı. Çeşitli işkencelere maruz bırakılarak yandaşlarının adlarını vermek zorunda bırakıldı. Çıkarıldığı mahkemede vatan hainliğinden hüküm giyen Fawkes, 31 Ocak 1606’da sarayın karşısında asılarak idam edildi.
İngilizler, tarihlerindeki bu olayı ülkenin demokrasi zincirinde önemli bir halka olarak kabul ederler. Her yıl 5 Kasım gecesi, Birleşik Krallık ve krallığa ait diğer eyaletlerde komplonun başarısızlığa uğratılmış olması, Guy Fawkes Gecesi olarak şenliklerle kutlanır. Şenliklerde havai fişekler patlatılır, büyük fıçılar ateşe verilerek caddelerde yuvarlanır ve bu büyük vatan haininin cezalandırılmasını kutlamak için Guy Fawkes maskesi takılmış kuklalar yakılır. Günümüzde politikadan çok, eğlence amaçlı yapılan bir kutlamadır
Sadizm'in İsim Babası
Donatien Alphonse François le Marquis de Sade(d. 2 Haziran 1740 - ö. 2 Aralık 1814), Fransız aristokrat ve felsefe yazarı. Erotik edebiyat'ın önemli yazarlarındandır, genellikle sert pornografik yazılar yazardı.
Yaklaşık 29 yılını hapishanede, 13 yılını akıl hastanesinde geçirmiştir ve en önemli eseri Sodom'un 120 Günü'nü hapishanede yazmıştır. Bir diğer önemli eseri de Justine'dir. Sadizm'in kökeninin onun yazdıklarına dayandığı bilinir.
Yazılarında ahlakı, yasayı, dini öğeleri dikkate almadan aşırı özgürlüğü (hatta ahlaksızlığı) ve en iyinin zevk olduğunu savunuyordu. Sade, 32 yıl farklı hapishanelerde ve akıl hastanesinde hapsedildi; onbir yıl Paris'te (on yılı Bastille'de geçti), bir ay Conciergerie'de, iki yıl kalede, bir yıl Madelonnettes'de, üç yıl Bicêtre'de, bir yıl Sainte-Pélagie'de ve 13 yıl Charenton akıl hastanesinde. Yazılarının çoğunu tutuklu olduğu dönemde yazdı. "Sadizm" kavramı adından türetilmiştir.
Ayrıntı için kaynak https://tr.wikipedia.org/wiki/Marquis_de_Sade
Son düzenleyen: Moderatör: