BESLENME AÇISINDAN DEPRESYON NEDENLERİ
Beyin- spesifik besleyici maddeler- depresyon
Beyin 1.5 kg ağırlığında olup erişkin vücudunun %2’sini oluşturur. Buna karşılık beyin kan dolaşımındaki besleyici maddelerin yüzde %30’unu tüketir (normal dokuların 15 katı). Eğer beyin ihtiyacı olan spesifik besleyici maddeleri yeteri kadar alamazsa biyokimyası değişir ve işlevleri bozulur; başta huzursuzluk, yorgunluk ve depresyon olmak üzere çeşitli belirtilere yol açar
Omega yağ asitleri- sinir dokusu
Beyinin %60’ı yağdır. Beyinin %40’ını ya da beyin yağlarının üçte ikisini poliansatüre (çoklu doymamış) yağ asitleri oluşturur.
Beyinin %17’sini omega-3 yağ asitlerinden (dokozahekzoenoik asit), %13’ü ise omega-6 yağ asitlerinden (araşidonik asit) oluşmuştur. Sinaptik bağlantılarda ve gözün fotoreseptörlerinde dokozahekzoenoik asit kullanılır.
Depresyonlu kişilerde omega-3 yağ asitlerinin unsurları olan eikozopentoenoik asit ve dokozahekzoenoik asit düzeyleri düşük bulunmuştur(25-30).
Eikozopentoenoik asit düzeyi azaldıkça depresyonun derecesi de artmaktadır.
Çift kör bir çalışmada manik-depresif hastalara yüksek doz (9.6 g) omega-3 yağ asidi verilmiş; depresyon skorları %48 oranında düşmüştür
Başka bir çalışmada klasik antidepresif ilaç tedavisine cevap vermeyen hastaların yarısından fazlasında omega-3 yağ asitlerinin aktif maddelerinden biri olan eikosapentaenoik asit günde 1 gram verildiğinde semptomlar bariz düzelmiştir(32). Benzer bir çalışmada da aynı sonuç elde edilmiş(33).
Omega-3 yetersizliğinde beyin dokusundaki fosfatidilserin düzeyleri düşer.
Fosfatidilserin eksikliği de depresyona neden olur(34-36).
Omega-3 yetersizliğinde serotonin ve dopamin(→norepinefrin veya norepinefrin) gibi iki önemli nörotransmitterin düzeyleri düşer. Omega-3 yetersizliğinde kan-beyin seddinin geçirgenliği artar. Bu durum istenmeyen toksik maddelerin beyin hücrelerine geçmesine neden olur(37,38).
23 ülkede 14532 kişi üzerinde yapılan çok merkezli bir çalışmaya göre Balık yağı alan ya da balık tüketen kadınlarda doğum sonu depresyon belirgin olarak daha düşük bulunmaktadır(39).
Omega-3 ya da balık tüketiminin artması demans ve Alzheimer riskini de azaltmaktadır(40,41).
Depresyon-kolesterol
Kolesterolü düşük olan kişilerde serotonin düzeyleri de düşük bulunmuştur.
Kolesterol eksikliği serotonin metabolizmasını bozarak depresyona yol açabilir.
Kolesterolden fakir diyetler ve kolesterol düşürücü ilaçlar (statinler) depresyonu ve intihar eğilimini artırabilir(42-44).
Depresyon-B12 vitamini
B12 vitamini yetersizliği olanlarda en az iki kat fazla depresyon riski vardır.
B12 vitamini MAO inhibisyonu yaparak nörotransmitterleri artırır(61-64). B12 vitamini takviyesi depresyonu hızla düzeltir (1 mg/gün). B12 vitamini eksikliğine bağlı kansızlık gelişmeden önce de depresyon oluşabilir.
(b12 sadece hayvansal gıdalarda oldugunu unutmayalım )
Rafine şeker- insülin direnci -depresyon
Stephen Gyland 1950’li yıllarda yaptığı çalışmasında 1307 hipoglisemili hastada % 86 oranında depresyon saptamıştır(86).
Yeni tanı konulmuş diyabetik hastalarda (%4.9) depresyon sıklığı normal populasyona (%3.8) göre %30 daha fazladır(87,88). Bu bulgu depresyonun tip II diyabet riskini artırdığını düşündürmektedir. Depresyonlu şahıslarda glükoz tolerans bozukluğu da sıktır. Glükoz tolerans bozukluğunun düzeltilmesinin depresyonu iyileştirip iyileştirmediği konusunda bir çalışma yapılmamıştır.
Depresyon-probiyotik
Kefir hafif bir sinir yatıştırıcı ve depresyon azaltıcıdır. Kefir hafif bir gevşeme ve uyku hali verir. Kefirin depresyonu azaltıcı etkisi triptofan, magnezyum ve kalsiyum içeriğinin yüksek olmasına bağlanmaktadır(89). Benzer özellikler yoğurtta da mevcuttur.
Depresif hastaların birçoğunda kabızlık ve sindirim sorunları (bağırsak flora bozukluğu, pis koku, yağlı ve açık renkli dışkı, sindirilmemiş gıdalar) sıktır. Probiyotikler sindirim sorunlarının giderilmesinde de faydalıdırlar.
Magnezyum yetersizliği -depresyon
Magnezyum yetersizliği depresyondan psikoza çeşitli psikatrik semptomlara neden olabilmektedir(85).
Magnezyum eksikliğinin-insülin direnci
İnsülin magnezyumu hücre içine sokarak orada depolar. İnsülin direnci varsa magnezyumu depolayamazsınız ve depolayamadığınız magnezyumu idrarla atarsınız. Magnezyum eksikliğinin en önemli etkisi kasları gevşetmektir.
Magnezyum eksikliği bütün enerji oluşturan mekanizmaları bozar.
yazının tamamı yapılan calısmaların kaynakları ben bir kısmını kopyaladım uzun olsa kimse okumaz
http://www.beslenmebulteni.com/bes/file/depresyontedavisi.doc
simdi konuyu toplarsak
yagsız bir beslenme ile beynin ihtiyacı olan yag asitlerini nerden almayı dusunuyorsunuz omega 3 yag asitlerini vucud kendisi üretemiyor Tahıllardaki omega 3 ve omega 6 dengesine bakarsak omega 6 dan yana kaymıs durumda bu saglık ve beyinin kimyası icin iyi degil.
kolestrol sadece hayvansal gıdalarda bulunur bitkisel gıdalarda kolestrol bulunmaz. yagdan ve hayvansal gıdalardan kıt beslenen kisiler depresyona girmeye meyilli olabilirler .
b12 sadece hayvansal gıdalarda vardır. tahıl üzerine beslenmeleri kurulu kisilerde depresyon riski artar.
ketojenik diyetlerde seker oranı cok dusuk oldugu icin insulin direnci olmaz depresyona riskine karsı kendimizi korumus oluruz
Son düzenleme: 11 Ocak 2012