doğal büyüme hormonunu artırma

böyle yanlış tutumlara girme d.wolf benseni aklı selim bir insan bilirim. nedemek ingiltere ile burdaki besinler aynı değil git bak bakalım çek çok nerelere ne ihraç ediyorlar.

Meyveli içecekler
Sakızlar
Meyveli yoğurtlar
Dondurulmuş tatlılar
Sofralık tatlandırıcılar
İlaçlar
Çocuk şurupları ve antibiyotikler
Düşük kalorili gıdalar
Sporcu içecekleri
Çikolatalar
Nane şekerleri
Dondurmalar
Kahvaltılık gevrekler
Konserve meyvelerin içinde


ne yani bu besinler türkiyede yokmu artı araştırınız lütfen yapay tatlandırıcılar neyin içinde yokki...
 
ya sen anlamıyorsun yada anlamak istemiyorsun...bak, sınıflandırma yaptıgın besin grupları zaten tüm ülkelerde mevcut..mesela en basitinden, sakızlar diyorsun...ordaki sakız çeşitleriyle veya ordaki sakızlarda kulanılan katkı maddeleriyle burdaki sakızlarda kullanılan katkı maddeleri birebir değil...ordan bile aspartam nasiplenir emin ol...şekerli yiyecekler diyorsun?..burda zaten sürüsüyle örnek var..obezitenin en büyük nedeni de şekerli besinler ve fast food tur...o yüzden asparyam(yapay tatlandırıcılar )ortaya cıkmıştır..çünkü aspartam insan agıonda şekerle aynı tat hissini uyandırıyor..

burda da aspartamın sınırı aşımadıgı sürece sorun olmayacagından bahsediliyor...umaım bu sefer anlaşılmıştır...

[FONT=Arial,Helvetica,sans-serif]Yapay tatlandırıcılar zararlı mı, yararlı mı?[/FONT]

Günümüzde ABD'de onaylanan 3 çeşit enerji içermeyen yapay tatlandırıcı vardır. Diğer tatlandırıcılar üzerindeki araştırmalar ise halen sürüyor

axsag02.jpg
TAYLAN KÜMELİ / bir kibrit kutusu lezzet


Vücudumuzun başlıca enerji kaynağını oluşturan karbonhidratlar sınıfında yer alan şeker vazgeçemediğimiz tatlardan biridir. Şeker ve şekerli gıdaları aşırı miktarda tüketmek ise bu besinlerin yüksek enerji değerleri nedeniyle obezitenin en önemli nedenlerinden biridir. Ayrıca obeziteyi takip eden şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp - damar hastalıkları da unutulmamalıdır. Diş çürüklerinin de altında yatan en önemli neden şüphesiz şekerli besinlerin çok tüketilmesidir. Özellikle obezite ve şeker hastalığı gibi durumlarda şeker tüketimi sınırlandırılmakta, şekerin yerine kalorisi düşük veya olmayan bazı yapay tatlandırıcılar kullanılmaktadır.
Enerji vermeyen bu tatlandırıcılar aynı zamanda besleyici değeri olmayan, çok düşük kalorili veya alternatif tatlandırıcılar olarak da bilinmektedir. Tatlandırıcılar tek başına veya besinlerin içinde kullanılmaya başlanmadan önce Besin ve İlaç Örgütü (FDA) tarafından yoğun olarak test edilmektedir. Her şeyden önce iyi bir tatlandırıcı nasıl olmalı derseniz; şeker gibi ağızda tatlı tat bırakmalı, herhangi bir şekilde ağızda acı - metalik tat bırakmamalıdır. Kolay çözünmeli ve çözündükten sonra renksiz, kokusuz, ısıya dayanıklı, kalorisi düşük olmalıdır. Tatlandırıcılar iki gruba ayrılmaktadır.

1 Enerji içerenler
Fruktoz, Sorbitol, Mannitol, Ksilitol

2 Enerji içermeyenler
Aspartam, Asesülfam-K, Sakarin, Siklamat

Günümüzde ABD'de onaylanan 3 çeşit enerji içermeyen yapay tatlandırıcı vardır. Bunlar aspartam, sakarin ve asesülfam K'dır. Diğerleri hakkındaki araştırmalar ise beklenmektedir. FDA tarafından onaylanan sukralaz, alitama ve siklamat için ise araştırmalar mevcuttur.

Hangileri ölçülü alınmalı?
Sorbitol günlük alım miktarı 30 gramı geçtiğinde hazımsızlığa ve ishale yol açabilir. Ağızda metalik ve acı bir tat bırakan sakkarin 19 yy sonlarında 'toluen'den sentezlenmiştir. FDA, 1977'de yüksek dozda sakarin alımının hayvanlarda üriner sistem tümörlerine neden olduğu ortaya çıkınca insanlarda sakarin kullanımının kanser ile ilişkisi olabileceği riski nedeniyle kullanımı yasaklamıştır.
Fakat daha sonraları Amerikan Tıp Konseyi, kısıtlı kullanımın (2,5 mg / kg / gün) sağlık üzerine güvenli olabileceğini bildirmiştir. Yine araştırmalarda sakarinin zararsız olmadığı, epitel dokuda yapısal değişikliklere neden olabileceği bulunmuştur. Aşırı siklamat alımı diareye neden olmaktadır.

http://www.milliyet.com.tr/content/saglik/sag014/axsag02.html
 
Aspartam yapay tatlandırıcı şoku İngiltere Avam Kamarası Gıda ve Çevre Komisyonu Başkanı Williams, aspartamın kansere neden olduğuna dair deliller bulunduğunu belirterek, bu maddeyi içeren ürünlerin yasaklanmasını istedi Komisyon Başkanı Liberal Demokrat Milletvekili Roger Williams, aspartamın kansere neden olduğuna dair güvenilir deliller bulunduğunu belirterek, bu maddeyi içeren ürünlerin satışının yasaklanmasını istedi. Williams, İtalya'da yapılan bir araştırmada, düzenli olarak aspartam verilen farelerde tümörlerin ortaya çıktığını söyledi.
İngiliz milletvekili, aspartamın kullanılmasına izin veren yetkililerin, ana görevleri olan halkın sağlığını koruma konusunda başarısız olduklarını belirtti. Bazı İngiliz bilim adamları da Komisyon'un çağrılarına destek vererek, aspartam içeren gıda maddeleri ve ilaçların raflardan kaldırılması çağrısı yaptı.
İngiliz basınına göre Williams, dünya çapında her 15 kişiden birinin her gün aspartam içeren ürünleri tükettiğini, bunların büyük kısmını da çocukların oluşturduğunu söyledi. Milletvekili, aspartamın, diğer birçok ürünün yanı sıra, çocukların tercih ettiği kahvaltılık gevrekler, çikolotalar ve bazı çocuk şuruplarında kullanıldığını belirtti.

Nelerde var?

İngiliz Daily Express gazetesi, haberi "Tatlandırıcıda kanser bağlantısı" başlığıyla manşetinden verirken, Daily Mail gazetesi de aspartam içeren ürünlerin listesini yayımlayarak aileleri çocuklarını bu yapay tatlandırıcının kullanıldığı ürünlerden uzak tutmaya çağırdı. Gazeteye göre bazı türleri aspartam içeren ürünler şöyle:

Meşrubatlar
Meyveli içecekler
Sakızlar
Meyveli yoğurtlar
Dondurulmuş tatlılar
Sofralık tatlandırıcılar
İlaçlar
Çocuk şurupları ve antibiyotikler
Düşük kalorili gıdalar
Sporcu içecekleri
Çikolatalar
Nane şekerleri
Dondurmalar
Kahvaltılık gevrekler
Konserve meyveler

Nasıl kanser yapıyor?

Williams'ın açıklamasına göre, aspartamın içinde bir metil ester ve iki aminoasit (fenilalanin ve aspartik asit) bulunuyor.
Tatlandırıcı üreten şirketler, bu maddelerin gıda ve içeceklerde doğal olarak bulunduğunu belirtirken, bunların aspartam halinde tüketilmesinin insan sağlığına zararlı olduğunu gizliyor. Wililams'a göre, yiyeceklerde bulunan fenilalanin ve aspartik asit, başka aminoasitlere bağlı halde oldukları için sağlığa zarar vermiyor.
Aspartamdaki fenilalanin ve aspartik asitse, midedeki enzimler tarafından ayrıştırılıyor. Serbest kalan fenilalanin, metabolizma tarafından "diketopiperazine" adı verilen bir kanserojen maddeye dönüştürülüyor.
Aspartik asit de, "excitotoxin" adlı toksik maddeye dönüşüyor. Bu madde, sinir hücrelerinin zarar görmesine veya ölmesine yol açıyor. Aspartamın içindeki üçüncü madde olan metil ester ise en zararlısı. Vücut, metil esteri, iyi bilinen bir zehir olan metanole dönüştürüyor.

Aspartam nedir?

Besin değeri olmayan, enerji içermeyen tatlandıcılardır. (Sakkarin, aspartam, asesulfam potasyum (asesulfam-K), siklamat, alitam, sukraloz) Avrupa, yılda 2 bin ton aspartik asit ve fenilalanin aminoasitlerinden oluşan bir tatlandırıcıyı yani aspartamı tüketiyor. Çay şekerine göre 200 kat daha tatlı bir madde. Tüm dünyada yılda 9 bin ton üretiliyor. 2004'te 146 milyon ton olan dünya şeker tüketiminin bir kısmını karşılayan tatlandırıcılar aslında gıda sektöründe önemli bir açığı kapatıyor. Tatlandırıcıların ana maddesini oluşturan aspartamın zehir olduğu iddiası da dilden dile dolaşıyor.

UZMANLAR NE DİYOR?

İzin maddesi var
- Prof. Dr. Tanju Besler (Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Beslenme ve Diyabetik Bölümü Başkan Yardımcısı):
"Aspartam ile ilgili dünyada zaman zaman bir kıyamet koparılıyor. Bilimsel bir dayanağı olup olmadığının ayrıntısıyla incelenmesi gerekir. Tarım Bakanlığı'nın gıda mevzuatında bile aspartam kullanımına ilişkin izin maddesi var. Bu konu, Avrupa entegrasyonuyla paralel gidiyor. Aspartamın kullanım dozları vardır. Belirlenen dozların kullanılmaması durumunda, nörolojik bazı değişikliklere neden olabileceği biliniyor. Bu söylentilerin bilimsel dayanağını incelemek gerekli. Dikkatli olmak gerekiyor."

http://www.number1forum.com/forum/saglik/86795-aspartam-yapay-tatlandirici-soku.html
 
Gıdalarda çok kullanılan 3 madde kansere yol açabiliyor ve ölümlere neden oluyor. ABD ve İngiltere'de yasak olan sodyum benzoat, aspartam ve siklomat, Türkiye'de turşudan bisküviye kadar pek çok gıdaya konuluyor.Gıdalarda kullanılan 3 katkı maddesi kansere ve hastalıklara yol açıp, ölümlere neden olabiliyor.

http://www.ozmena.com/saglik/abd-ve-ingilterede-yasaklanan-katil-urunler-170998.html

MARKETLERDE SATILAN ÖLÜMCÜL 3 E GIDALAR!.

Gıdalara katıldığında zehirli maddelere dönüşen bu katkı maddeleri, 3 E olarak adlandırılıyor. E 221 Sodyum Benzoat, E 951 Aspartam ve E 952 Siklomat’ın daha az kullanılmaya özen gösterilmesi ve market alışverişlerinde ürünlerin üzerlerinin mutlaka okunması gerekiyor.

Gıdalarda çok kullanılan 3 madde kansere yol açabiliyor ve ölümlere neden oluyor. ABD ve İngiltere'de yasak olan sodyum benzoat, aspartam ve siklomat, Türkiye'de turşudan bisküviye kadar pek çok gıdaya konuluyor.Gıdalarda kullanılan 3 katkı maddesi kansere ve hastalıklara yol açıp, ölümlere neden olabiliyor.

Gıdalara katıldığında zehirli maddelere dönüşen bu katkı maddeleri, 3 E olarak adlandırılıyor. E 221 Sodyum Benzoat, E 951 Aspartam ve E 952 Siklomat’ın daha az kullanılmaya özen gösterilmesi ve market alışverişlerinde ürünlerin üzerlerinin mutlaka okunması gerekiyor.

EGZOZ GAZINDA DA VAR

Lösemili Çocuklar Vakfı’nın (LÖSEV), 3 ayda bir çıkardığı “Ispanak”adlı dergi, bu konuda bir araştırma yaparak, katkı maddesi kullanan insanları uyarmaya çalıştı. Bu üç katkı maddesiyle ilgili verilen bilgiler şöyle: Benzoik asitten oluşan Sodyum Benzoat kolalı ve gazlı içeceklerde, hazır turşu ve soslarda, bazı bisküvi ve alkolsüz içeceklerde küflere karşı koruyucu olarak kullanılıyor.

Bu madde, sitrik asit ile birleşerek Benzen’e dönüşüyor. Benzen sigara ve egzoz gazında da bulunan bir kanserojen madde. Dünyada birçok bilimsel merkez benzoatlarla ilgili çalışmaları geliştirmiş ve bunlar sonuçlanana kadar kullanılması önerilmiyor. AB maddenin kullanımına sınır getirdi. Türkiye’de ise birçok gıda maddesinde yer alıyor. Ancak miktarları konusunda yapılan bağımsız denetimler hakkında bir bilgi bulunmuyor.

ALZHEIMER’A YOL AÇIYOR

Suni bir tatlandırıcı olan aspartam, çay şekerinden 200 kat daha tatlandırıcı bir madde. Aspartamın içinde bulunan fenil alanin ve metanol, vücutta bağırsaklardan emildikten sonra çok zehirli bir madde olan formaldehite dönüşüyor. Formaldehit kanserojen olarak biliniyor ve piyasada diyet içeceklerde, sakızlarda, şekerlerde, hazır gıdalarda, bir çok diyet ürününde, soslarda bulunuyor.

40 mg/kg dozu aşıldığında hamile kadınlarda düşüklere, beyin anomalilerine, zeka geriliklerine yol açıyor ve ileri yaşlarda Alzheimer hastalığına da neden oluyor. Kısa dönemde dikkat dalgınlığı, geçici hafıza kayıpları, görme bozuklukları ve kronik yorgunluk sendromu ortaya çıkabiliyor. Araştırmalarda aspartamın vücuttaki serotonin maddesini etkileyerek davranış bozukluklarına neden olduğu gösteriliyor. Uzun dönemde ise lösemi, lenf kanseri ve böbrek kanserlerine neden olabiliyor.

TÜRKLER'İN GÜNAHI NE?

Siklomat ise içeceklerde ve diyet ürünlerinde kullanılan çok kuvvetli bir suni tatlandırıcı. Yüksek dozda ve uzun süre alındığında hayvanlarda mesane kanserine, farelerde kromozom anomalilerine yol açıyor. ABD ve İngiltere’de yasaklanmasına rağmen Türkiye’de kullanılıyor.

TARIM İLAÇLARI KESİN KANSER YAPIYOR

Hacettepe Üniversitesi Kanser Kurumu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Güllü, katkı maddelerinin bilim camiası olarak hiç birini sevmediklerini söyledi. Güllü, “Bu maddelere onkologlar asla sıcak bakmazlar ve uyarırlar. Ama özellikle bu üç katkı maddesi için elimizde bir bilimsel kanıt olması gerekiyor. En azından bin kişinin bu maddeler için 10 yıl denetlenmesi gerekiyor. Elimizde böyle bir çalışma yok. Kesin konuşamayız ama ‘kanser yapabilir’ diyebiliriz" dedi.

Güllü, tarım ilaçlarının kesin kanser yaptığını belirterek, insanların bu katkı maddelerini içeren ürünleri tercih etmemeleri gerektiğinin vurgusunu yaparak, “Her şey orijinal, organik haliyle tüketilmeli. Suni gübreyle yetiştirilmiş gıdalardan da yemesinler. İçeriğine baksınlar ve mümkünse almasınlar. Konserve de tercih edilmemeli" dedi. Diğer ülkelerde yasaklanan maddelerin Türkiye’de kullanılmasına ilişkin de “Bunun başka bir yolu varsa biz de kullanmayalım. Onlar istemiyorlar ve kullanmıyorlar. Ya da o maddelerin yerine kullanılacak başka bir yol buldular. O yolu biz de bulalım" diye konuştu.
 
sütü sabah kullanmak gerek en iyisi değil mi? ben sütü çok seviyorum. ve sabah kahvaltısında 700 ml civarında içerim bu da 20 21 gramlık kazein protein alımını sağlar. kazeinler geç sindirildiği içinde sabah kahvaltısı ile öğle yemeğini 4 saat aralıklı yiyorum. bu 4 saat içinde karbonhidratlı ufak bi ara öğün sıkıştırıyorum. sabah 8 , 8:30 kahvaltı . 12,30-13,00 gibi de öğle yemeğini yiyorum.

sabah 8 gibi , uyku bittikten sonra içilen süt GH salımını azaltırmı.

mesela önceleri gece alıyordum , bu GH olayını öğrendikten sonra 10 11 den sonra (gece) yemek yemeyi kestim , tabi süt filanda içmiyorum :)
 
Sütün fazla kullanımı derken ne kadar bi fazlalıktan bahsediyoruz burda ? Ben günde 1-1.5 litre içiyorum ergenlik çağında oldugum için.Doğru mu yanlış mı kafam karıştı şimdi.
 
sütün içinde GH artırıcı bir çok madde var..google da aratınca da bulunur kolaylıkla..süt içmeden büyüme olur mu yahu :-))

Sütün fazla kullanımı derken ne kadar bi fazlalıktan bahsediyoruz burda ? Ben günde 1-1.5 litre içiyorum ergenlik çağında oldugum için.Doğru mu yanlış mı kafam karıştı şimdi.
 
Tryptophan Çok Daha Zararlı ?!

Yazıda tryptophan'ın sentetiğinin çok zararlı olduğu ve beyin zararı iltihabına neden olduğu yazıyor. Bence Aspartam'dan çok daha önemli bir mesele ki her protein dozunda 350-550 mg arası bulunuyor.
Bu amino asit hindi,tavuk,yumurta.. gibi doğal ürünlerde doğal olarak bulunmakta.

"1989 yılında L-tryptophan isimli çok bilinen bir maddenin genetik mühendisliği uygulanmış bir türü 37 Amerikalı’nın ölümüne ve 5000 kişininde sakatlanıp ölümcül ve ızdıraplı bir kan hastalığına yakalanmasına (eosinophilia myalgia syndrome ‘’EMS’’) sebep olmuştur."
http://www.gidasayfasi.com/haber-451-GDO-vucut-zarar-besin-dogal.html


"Büyük bir yan etki göstermesinin nedeni ise japon bir firmanın üretimin seri olması için maddenin genetik kodlarıyla oynamasıdır.fakat insanları hasta eden etken madde hala bilinmemektedir.
bu tür ürünler kullanırken dikkatli olmakta fayda var."
http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=triptofan

Bu yazılara birçok sitede rastladım.Aspartam da elbet zararlı:
http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=aspartam ve multipl skleroz ilişkisi

Ama Tryptophan üzerine neden kimse endişelenmiyor anlamış değilim.Bunla ilgili yeni bir başlık açacaktım, konuyla alakalı olduğundan burada da yazma gereği duydum.

Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 11:06 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 10:34 ----------

Tryptophan için açtığım başlık:
https://www.bodyforumtr.com/vbforum/protein-tozlar-nda-bolca-bulunan-t37235.html?p=385149
 
süt genetik olarak bizlerde gaz yapaıyor şişkinlik oluşturuyor ama süt ürünleri öyle değil zaten mark satılan sütler uht yani hiç bir besin değeri yok gibi onun yerine roka ve dere otu daha iyi kals kaynakları beraberinde karbonhidratlar zaradan başka birşey değil lazım ama çok az
 
Aspartam özellikle şeker hastaları için tehlikeli. Hastalarında retinopati
olduğunu düşünen hekimlerle konuştuk, aslında hastalarındaki semptomların nedeni aspartamdı. Aspartam kan şekerinin kontrolden çıkmasına yol açıyor.
Bu nedenle şeker hastası proteinde bulunan diğer amino asitler olmadan aspartik asit ve fenilalanin maddelerinin nörotoksik hale gelmesi nedeniyle hafıza kaybından şikayet ediyor. Aspartik asit ve fenilalanin kan beyin bariyerini aşıyor ve beyin nötronlarını harap ediyor,
şeker hastalarında (şeker hastası olmayan hastalarda da) çeşitli tipte beyin hasarı,
nöbet hali, depresyon, manik depresyon, panik ataklar, öfke ve şiddete neden oluyor .


BENİM BURADA AKLIMA TAKILAN SORU ŞU CARNİFİTİN İÇİNDEDE FENİALANİN VAR VE O ZAMAN BU DEMEK OLUYOR Kİ ŞEKER HASTALARI CARNİFİT KULLANAMAZ ???
 
doğal yoldan gh salgısını arttırmanın en iyi yolu yoğun ve az dinlenmeli bir aantrenmandır.

ayrıca kırmızı kasları hedefleyen yuksek tekrarlı setlerinde testosteronu oldukça yukselttiği soylenir.
 
3. Kalsiyum GH faaliyetlerini azaltmaktadır. Naturel kalsiyum ise en yoğun sütte ve süt ürünlerinde bulunmaktadır. GH amaçlı bir çalışma ve diyet rejiminde süt ve süt ürünlerinin kullanılmaması önerilmektedir.





Bu yorum ne çelişkidir arkadaş

yıllardır süt boy uzatır vs dendi şimdi gelmiş calsiyum engeller diyorsun ? çelışkinin ... koymuşsunuz tabi yazı size ait degil size bir sözlüm yok
 
süt ve süt ürünleri harç her olay yapılır ama kalsiyum içeren protein kaynakları biz Türkiyede yaşayan VG cilerin başlıca kaynaklarından onun GH ye olumsuz etkisi çok kötü olmuş.

edit: süt içerdiği kalsiyum ve fosfor nedeniyle kemikleri uzatır ve büyütür bu vücudun en olarak büyümesi değil boy uzamasıdır tyabii boy uzaması içinde GH ye ihtiyaç duyulur ama bizim gibi VG ciler için GH ye normal insandan fazla ihtiyaç duyulur şöyleki

Süt:fosfor+kalsiyum=kemik gelişimi ve uzaması
GH:Vücudun boy ve en olarak büyümesi

boyunun uzamasını isteyen kişi GH ye değil aldığı kalsiyum,fosfor miktarına bakar GH 2. plana atılır önemlidir tabii ki ama boy uzaması için süt ürünleri,GH den daha öndedir.
 
Son düzenleme:
saraçoğlu dün söyledi
uzamak için balığın sırtındaki sihay eti yiyin diyor
sadece balık yerseniz kemik erir diyor
bence çocuklara kalsiyum desteğiyle beraber, yada bazik yapıcı gıdalarla beraber balık yedirilmeli
kalsiyum desteği olmazsa vucut asitleşip kemiiklerden kalsiyum çekiyor
sadece siyah etini yemekte faydalı olur
 
kalsiyum olayına açıklık getirmek lazım bozokaydın litrelerce süt içtiğinden bahsediyordu.

Süt, hacim almak için gunluk tüketilmesi mantıklı olan bir ürün. Fakat, avantajlarının yanında dezavantajları da olan bir ürün.

Sütten elde edilen kalsiyumun emilim oranı diğer kalsiyum kaynaklarına göre daha geride kalıyor. Bu yuzden, aslında cok iyi bir kalsiyum kaynagı gibi görünse de, aslında diğer kalsiyum kaynakları daha guvenilir ve daha etkili olabilir.

Protein ve karbo değerleri açısından kütle almaya elverişli oldugundan, vücudun kolay su tutmasını saglar ve bu da hacim artışı saglamada etkili olacaktır. Bu da onun saglamıs oldugu avantajlardan biri.

Sütteki laktozun hidrolize işleminden dolayı sindirimi daha güçtür diğer kalsiyum kaynaklarına göre ve sindirim emzimlerini nispeten daha fazla yorabilir.

3. Kalsiyum GH faaliyetlerini azaltmaktadır. Naturel kalsiyum ise en yoğun sütte ve süt ürünlerinde bulunmaktadır. GH amaçlı bir çalışma ve diyet rejiminde süt ve süt ürünlerinin kullanılmaması önerilmektedir.


Bu yorum ne çelişkidir arkadaş

yıllardır süt boy uzatır vs dendi şimdi gelmiş calsiyum engeller diyorsun ? çelışkinin ... koymuşsunuz tabi yazı size ait degil size bir sözlüm yok


Vücutta ne kadar yagsız kas kütlesi fazla olur ise, o kadar vücut daha hızlı bir metabolizma ile çalışır ve ne kadar yuksek bir kas kütlesine sahip olursanız, o kadar kilo alıp-verme dengesini daha kontrollu saglarsınız. Fakat, aşırı süt tüketimi nispeten yag oranının aşagılarda olmasını engelleyecegi için, GH faaliyetlerini olumlu etkilemede, daha yagsız beslenme şeklini benimseyenler için biraz sorun cıkarabilir. Vucutta yag oranı arttıkça, hormonal denge daha da karmaşık bir hal alabilir ve testesteron büyüme hormonun etkisini artırdıgı için, yag oranı düşük + kas kütlesi yuksek olan bir vücudun testesteron hızı yuksek ve dolayısıyla buyume hormonu da daha efektif çalışır. Oysa, siz vücudun yag oranını yukselttiginizde testesteron nispeten daha az efektif çalışır ve bu yuzden bu da büyüme hormonunun çalışma sistemini de biraz olumsuz etkileyebilir.

Kısacası, sütün aşırı tüketiminde zararlar ortaya cıkabilir ama normal tüketimlerde herhangi bir sorun teşkil edecegini düşünmüyorum.



D. Wolf ben gece uyumadan önce çinko kullanıyorum. Fakat onun yerine Benexol B12 mı kullanayım sizce ? Hangisi daha yararlı olur ?

B vitaminleri gece yatmadan önce de ve gun içinde de alınabilir. Bu, daha hızlı bir protein sentezleme ve daha etkili bir kullanma yuzdesi saglayabilir.

Çinko bir mineral ve B 12 bir vitamindir, ikisinin de etkileri farklı, fakat ikisi de sihrili degnekler değillerdir. Sadece, büyümeyi cok az da olsa tetikleyen yardımcı katalizörlerdir.

yatmadan önce çinko alınabilir, yanına da biraz B vitamini de alınabilir.


saraçoğlu dün söyledi
uzamak için balığın sırtındaki sihay eti yiyin diyor
sadece balık yerseniz kemik erir diyor
bence çocuklara kalsiyum desteğiyle beraber, yada bazik yapıcı gıdalarla beraber balık yedirilmeli
kalsiyum desteği olmazsa vucut asitleşip kemiiklerden kalsiyum çekiyor
sadece siyah etini yemekte faydalı olur

Açıkcası bunu ilk defa duydum. Balıgın sırtındaki sihirli olay neymiş acaba? Nedir bu balıgın sırtının besin degerleri? Cok mantıklı gelmedi bana cunku gramajı zaten cok dusuk olan bir balık sırtının, etkisi ne kadar yuksek olabilir ki?

Sadece balık yerseniz kemik nasıl erir acaba? Bunu söyleyen insanın beyin hücrelerinde sorun olmalı bence. Balık, hem muhteşem bir protein kaynagı hem de aynı zamanda etkili bir kalsiyum + doymamıs yag kaynagı. Bu bilgiler bile bu tezi çürütmeye fazlasıyla yeter.

Bu tarz bilgilere itibar etmek bizlere yakısmaz, lütfen biraz daha mantıklı dusunerek yorumlar yazalım.
 
Son düzenleme:
ama sütün miktarı ne olmalı yani neyden sonra aşırıya giriyor günde kaç L ?

birde öyle bir demişşiniz ki sütü böyle fastfood ggibi aşırı yag yapan bir şey gibi anlatmışşınız ben şahsımca günde en az yarım litre içerim ne bir yaglanma oldu ne bir şey tabi yine dedigim gibi süt boy uzatmaz demeye getiriyorsunuz ? bu dogru mu
 
ama sütün miktarı ne olmalı yani neyden sonra aşırıya giriyor günde kaç L ?

birde öyle bir demişşiniz ki sütü böyle fastfood ggibi aşırı yag yapan bir şey gibi anlatmışşınız ben şahsımca günde en az yarım litre içerim ne bir yaglanma oldu ne bir şey tabi yine dedigim gibi süt boy uzatmaz demeye getiriyorsunuz ? bu dogru mu

Bir yorum yazarken önce düzgün okumasını ögrenin, ilk defa bu tarz bir cevapla karşılaşıyorum. Bilimsel olarak, akıllarda soru kalmaması için, baglantılar kurarak detaylı yazmaya çalıştım ama görüyorum ki, pek etkili olmamış üzerinizde.

Fastfood gibi bir tanım oradan cıkarıyorsanız, siz bence bastan bir daha okuyun bu forumu. Ya da detaylı bilgileri nasıl anlayacagınızın yollarını arayın şimdiden.

Ayrıca, nerden cıktı boy uzatmaz konusu? Benim yorumumu okudugunuzdan emin misiniz?

Miktar konusunda sunu söyleyebilirim: bu vücuda baglı bir değişken aralıgında oynayacak bir degerdir. Kiminin laktoz tolerans duzeyi yuksektir ve gunde 1 lt'den fazla sütü içebilir rahatlıkla. 0,5 lt gibi değerler vücuda herhangi bir yan etkisi olmayacak miktarlardır. 2 lt ve üstünü içtiginizde, eger içilen süt düşük laktozlu değilse o zaman sindirim problemleri yaşanabilir.

Kısacası, sütün miktarını artırmak gibi bir amacınız varsa, düşük/laktozsuz sütleri tercih edip, miktarları artırabilirsiniz. Böylece, sindirim konusunda daha az sorunlar yasanabilir.
 
Back
Yukarı