derkrieger
Üye
Merhaba değerli arkadaşlar. Buradaki ilk mesajım. Daha önce başka bir sitee yayınladığım bir yazı ile başlıyorum.
1) TEMEL BAZI KAVRAMLAR
Savunma sanatları ile uğraşan insanların dikkat etmesi gereken, üzerinde çalışması gereken birden fazla konu vardır. Ben bunları kabaca attributes ve teknik olarak iki kısma ayırmak istiyorum. Bundan başka konular da belki bunlara eklenebilir ama şimdilik sadece bu ikisini ele alalım.
Attributes nedir?
Attributes Türkçe özellikler olarak çevirilebilecek bir İngilizce kelimedir. Bununla kastedilen dövüşçünün esneklik, denge, kuvvet, kondisyon gibi özellikleridir. Direkt olarak sanatın-sporun teknik kısmı ile alakası olmayan, sportif faaliyet sonucu kazanılması beklenen özelliklerdir. Tabii ki dövüş sanatları ile ilgilenenlerde kendisine özgü bazı özelliklerin daha baskın olması beklenebilir, mesela esneklik gibi.
Her neyse bu “attribute” kısmını gözden kaçıran sanatlar kesinlikle ciddiye alınmamalıdır. Eğer bir insan kuvvetin önemsiz olduğunu iddia edenlere rastlıyorsa, orayı şeytan görmüş gibi hızlı bir şekilde terk etmelidir.
Attributes önemli bir meseledir ve vazgeçilmezdir.
Teknik nedir?
Teknik sanata spora ait vuruş-kırış-boğuş gibi alt kümleri olan insan vücuduyla yapılan dövüşme hareketlerdir.
Örneğin WTdeki pak sao bir teknikdir, veya boksdaki jab bir teknikdir vs. Bazı teknikler sanatın kendisini ele vermektedir, örneğin MT çalışan insanları tekmelerinde tanıyabilirsiniz veya wt çalışanları da kendi tekniklerinden. En azından bir fikriniz olacaktır.
Şimdi “teknik” bu ise bir şahıs ortaya çıkıp abuzittin-do tekniği ulan deyip, yapması zor, faydası da şüpheli bir tekmeyi “teknik” olarak bize sunarsa bunu kabul edecek miyiz?
HAYIR !!
Bir yumruk çeşidinin veya tekniğin gerçekten “teknik” olarak kabul edilmesinin objektif kriterleri olmalıdır. Evvela bu teknikler insan bedenine ve reflekslerine ters olmamalıdır, mümkünse “yapılabilir” bir hareket olarak kalmalıdır.
İkinci olarak ise bu tekniğin sahada belli bir başarı yüzdesi olması gerekir. Bunun yolu da o tekniğin denenmiş ve onaylanmış olması gereklidir.
Bunun yolu ise gerçek sokak dövüşü veya müsabakadır. Bu ikisine hiç girmemiş olan bir şahsın ise en azından sparring-randori (ama ikisini de adam gibi yapmak kaydıyla) yoluyla bu teknikleri denemesi elzemdir.
Yani bir kol-bacak hareketinin “gerçekten” teknik olabilmesi için bunun uygulanabilir olması, denenmiş olması ve insan vücut ve fizyonomisine uygun olması gerekir. Bu yüzden benim geliştirdiğim abuzittin-do savunma sanatında uygulanmasını planladığım “amuda kalkarak rakibin dizine yapılan el darbesi” aslında teknik-meknik değildir, düpedüz yalandır, yalan!
Bu kategoriye WTde öğretilen bong sao’yu veya bazı sanatlarda öğretilen ve parmakların 1. veya 2. boğumlarıyla yapılan vuruşları ekleyebiliriz.
Gerçekten teknik olarak kabul edilmesi gereken ise örneğin boks teknikleridir. Bir kroşe dünyanın en kolay uygulanan ve öğrenilen tekniğidir belki AMA çok da ETKİLİDİR.
Yine sparring veya randorisiz (ve müsabakasız) teknik öğreniyorum da yalandır, bunlar öğretildiği şekilde uygulanamayacaktır, bu sorunda hususan Ninjutsu ve Akido’da ve tabii ki WTde rastladığımız bir sıkıntıdır. Sparringsizlik yani. Halbuki tekniğin teknik olabilmesi uygulanabilirliğidir. Bu ise doğru kas hafızasına bağlıdır. Bunun da yolu tekniklerin gerçekçi olarak çalışılarak öğrenilmesidir. Stresli bir kavga ortamında zaten kontrol dışına çıkmış vücudun, adrenalin altında öğrenmediği hiçbir şeyi uygulayamayacağını hatırlatayım.
Yani; Manş’ı geçmek istiyorsan EN AZINDAN havuza girip çalışmalıdır.
devam edecek...
2) PEKİ DOĞRU ANTRENMAN NEDİR ?
Doğru antrenman teknik+attribute’ün doğru bir şekilde geliştirilmesidir. Bu iki unsuru bilimsel verilere ters düşmeden, insanları sakatlamadan onlara doğru spor ve dövüş alışkanlıkları kazandıran, gerçekçi olması gereken bedensel çalışmalardır.
Mesela yumruğunu yavaşça atıp orada donan-kalan bir uke-partner-ortak söz konusu ise doğru antrenman yapılmıyordur.
Yine rakibin yeterlikleri-özellikleri hakkında hatalı kabullenimler varsa o zaman da doğru antrenman yapılmıyordur.
Örneğin durup kalan uke’nizin kolunu rahatlıkla bükebiliyorsanız zannetmeyin ki o hareketi dışarıda uygulayabilirsiniz. Aynısını bir inşaat amelesine yapın da göreyim sizi !!! Evet amele ile dövüşeceğini düşünerek antrenman yapan kazanır.
Mesela Lat Sao bu sınırlamalardan muzdariptir. Evvela karşımızdakinin WTci olduğunu kabul deriz. Sonra da onun sadece yarım-gönül atılmış wtyumruklarıyla dövüşeceği öngörüsü başlar. Olmaz ki; Boztepe’nin Cheung ile dövüşmesinde, Shaw Brothers filmlerindeki gibi kolları ile garip kung fu hareketi yapan iki hoca mı gördünüz? Hayır, gördüğünüz, WTci bile olsa güçlü olan-bunu da bilen dövüşçünün diğer yumuşak-WCciyi alıp yere çalmasını gördünüz. Başınıza sokakta aynısı gelirse sebebi Impulse değil, kötü antrenman alışkanlıklarınızdır.
Doğru antrenman dogmatik olamaz. Bunu sağlamanın yolu da evvela dürüst olmaktır, kendinize ve öğrencinize. İlaveten (müsabakaya katılmayan öğrencileriniz için/müsabakasız sanatlar için) sparringdir.
Ve attribute gelişimidir. Attribute’ü gözden kaçıran YANLIŞ yapmış olur. “Güç gerektirmez” diyen da yanlış yapar, her dövüş sanatı güç-kuvvet gerektirir, ya da şöyle diyelim güç olursa daha kolay uygulanır. Aslında bu VT için de geçerlidir. VT dedim yani Yip Man’ın da yaptığı orijinal “bikbik”ten bahsediyorum. Diğerleri zaten “güvenilir” ve “sahih” değil ki?
3) TAMAM ANLADIK; NEDEN Wing Tsun DÜŞMANLIĞI YAPIYORSUN?
WT düşmanı değilim, bu sanatı bazı ekollede hala yapmayı düşünebileceğimi defaatle söyledim Bazılarının ise kapısından bile geçmeyeceğimi de söyledim. Ayrıca selfdefans veya müsabıklık içi WTden (bence) daha iyi alternatiflerin de mevcut olduğunu da söyledim.
YANİ wt düşmanı değilim ama ciddiye alınması gereken, hakikatlere dayanan bazı eleştirilerim de var !!! Gördüğüm kadarıya benzeri eleştirileri onlarca insan da dile getirmektedir.
İlkin; Türkiye’de “öğretilen” WT “köksüz” bir WTdir, İpMan ile alakası pek “kalmamış” hibrid bir şeydir.
Öğretilene dikkat ediniz, çünkü WTnin öğretilen kadar bir de öğretilmeyen, gizli tutulan ve ancak özel derslerle seminerlerle belki öğrenilebilecek teknikleri-silahları mevcuttur.
HATTA tahta adam gibi faydalı bir ALET bile öğrenciye pek öğretilmez memleketimizde. Yani şimdi bizde 2.TGye gelmiş insanların Wooden Dummy ve formlarını, uzun sopayı ve çift bıçağı bildiklerini mi sanıyorsunuz? Hmm belki biraz biliyorlardır ama Türkiye’de bütün organizasyonlar içinde bunları bilen adam sayısı belki 1dir belki 0dır.
O kadar uzağız VT gerçeğinden. Bunun sebebi de kökeni EWTO olan yanlış WTnin bizde kök salmasıdır, maalesef.
Hem orijinal teknik-drill-silah EKSİKLİĞİ vardır hem de bunlara ilaveten orijinal olmayan drill ve teknik BOLLUĞU vardır.
Mesela bu uydurmasyonlardan biri LAT SAOdur. 2. TG adamların dahi kökenini Sifu’ları Boztepe’den ÖĞRENEMEDİKLERİ bu drill Filipin kökenli bir drilldir. İp Man hayatında asla lat-sao yapmamıştır.
Ayrıca, garip bir yer dövüşü eklentisi vardır. Bu da “olmamış” bir eklentidir. İyiliği-kötülüğü biryana (ki ÇOK KÖTÜDÜR) İp Man hayatında ASLA sizinki gibi “yer dövüşü” yap-ma-mış-tır.
Görüldüğü gibi bu sakatlıklar atılırsa ben VTyi çok severdim
ama WTyi ARTIK sevemem
Ki işin business kısmına girmeyelim. İsteyenler ilgili threadlerden okusunlar.
Şimdi bu "karman-çorman" yapısı ile WT yukarıda anlattığım manada çok az "tekniği" bünyesinde barındırır.
Çünkü teknikleri gerçekçi değildir, bunları öğrenme ve çalışma usullari de gerçekçi değildir. (yani sanal abuzittin-do'dan çok da farklı değildir)
Yumruklarında ciddi bir power-generation (yani güç yaratılması) sorunu vardır. Tekmeleri ve tekme savunmaları da çok etkili değildir. Yer dövüşü ise "hiç olmamıştır". Sparring vs. ile direnç gösteren bir rakibe karşı uygulama gösterilmez.
devamı için; http://www.mucadelesporlari.com/thread-926.html
veya http://www.mucadelesporlari.com/thread-755.html
4) PEKİ NEDEN MT, BJJ, BOKS, KYOKUSHIN, KUDO, ASHIHARA, JUDO,SAMBO...?
Özel bir nedeni yok.
Sadece şu; bu sporları yapanların öğrendiği "şey"in test edilmesi, ve müteakiben onaylanması veya terk edilmesi mümkündür ve bu şimdiye kadar n defa yapılmıştır.
Bu sporları yapanların belli bir selfdefans yeterliği (teknik) ve fiziksel gelişim (attribute) kazandıkları şüphe götürmez bir gerçektir.
Bu sporların kendi öğrencisine yaklaşımı da dürüsttür; 3. şahıslara tavrı da !
Kapalı kapılar ardında, gizli-gizemli teknikleri bulunmaz, antrenmanlı-tecrübeli şahısların birbirleri üzerinde başarıyla 100000lerce defa deneyip başardıkları teknikleri vardır.
Son olarak bu sayılanları kötü-yetersiz bulanlar bu iddialarını ragatlıkla ispatlama şansına sahiptirler, bu fırsat onlara verilmektedir, hem de büyük bir alçakgönüllülükle!!
5) AMACIN NE PEKİ?
Amaç bellidir!
İnsanımızın ve onlarla beraber kendimin doğru ve etkili bir şekilde spor-sanat yapmalarına katkıda bulunmak.
Bu "doğru" çalışmanın yolu bellidir; hem attribute hem de "teknik" anlamında gelişim sağladığı "tespit edilmiş" "ispatlanmış" sporların-sanatların tercih edilmesidir !
İspattan ziyade syleme dayanan, efsanevi-gizemli retorik-sanatlardan ise uzak durulması ŞARTTIR.
Yine, bazı okul ve grupların "business" uygulamalarının da düzeltilmesi gereklidir. bazısı martial arts işini boşlarken "financial arts" da grandmasterlığı çoktan kapmışlardır. dövüş yeterliği ve tecrübesinde beyaz kuşak iken parasal konularda 8. dan seviyesine gelmiş kurtlardan bahsediyorum. E bunlar kendini değiştirmeyeceğine göre, biz de daha "adil" daha "fair" olanları tanıtmakla yükümlüyüz.
örneğin Aikido'da para vererk çok hızlı öğrencilerini yükselten, onlara kısa sürede siyah kuşak "veren" organizasyonlardan çokça şikayet edilmektedir. Bu aikido için iyi bir gidişat olamaz, aslında hiç bir martial art için iyi bir gidişat olamaz bu!!
WT uygulamalarını biliyorsunuz.
ara soru:: peki hangilerinin etkinliği ve başarısı tespit edilmiş ispatlanmıştır?
müsabakası olan sporların önemli bir kısmı.
özellikle de Muay Thai, Boks, Kick Boks, Judo, BJJ, SAMBO bu dallardan sayılması gereklerdir.
ayrıca Enshin de oldukça ilginç güzel bir tam vuruşlu daldır, tavsiye edilir.
KUDO ise geleceği çok parlak olan bir başka daldır. Dünya'da oldukça takdir gördüğünü yakinen bildiğim bir spor dalıdır, bu forumda da talebeleri ve hocaları var.
Kalifiye hocasına ulaşabilen varsa MMA okulları da çok iyi olur.
Güreş de ihmal edilemeyecek bir spordur. Hatta çocuğunu yazdırmaya giden veli kendisini de yazdırabiliyorsa güzel olurdu, aynı tavsiyeyi JUDO için de yapayım.
ekle: Kyokushin ve Ashihara eklenmezse ayıp olur.
Bu son sayılan sporların-sanatların hepsini ayrı ayrı tavsiye ediyorum.
1) TEMEL BAZI KAVRAMLAR
Savunma sanatları ile uğraşan insanların dikkat etmesi gereken, üzerinde çalışması gereken birden fazla konu vardır. Ben bunları kabaca attributes ve teknik olarak iki kısma ayırmak istiyorum. Bundan başka konular da belki bunlara eklenebilir ama şimdilik sadece bu ikisini ele alalım.
Attributes nedir?
Attributes Türkçe özellikler olarak çevirilebilecek bir İngilizce kelimedir. Bununla kastedilen dövüşçünün esneklik, denge, kuvvet, kondisyon gibi özellikleridir. Direkt olarak sanatın-sporun teknik kısmı ile alakası olmayan, sportif faaliyet sonucu kazanılması beklenen özelliklerdir. Tabii ki dövüş sanatları ile ilgilenenlerde kendisine özgü bazı özelliklerin daha baskın olması beklenebilir, mesela esneklik gibi.
Her neyse bu “attribute” kısmını gözden kaçıran sanatlar kesinlikle ciddiye alınmamalıdır. Eğer bir insan kuvvetin önemsiz olduğunu iddia edenlere rastlıyorsa, orayı şeytan görmüş gibi hızlı bir şekilde terk etmelidir.
Attributes önemli bir meseledir ve vazgeçilmezdir.
Teknik nedir?
Teknik sanata spora ait vuruş-kırış-boğuş gibi alt kümleri olan insan vücuduyla yapılan dövüşme hareketlerdir.
Örneğin WTdeki pak sao bir teknikdir, veya boksdaki jab bir teknikdir vs. Bazı teknikler sanatın kendisini ele vermektedir, örneğin MT çalışan insanları tekmelerinde tanıyabilirsiniz veya wt çalışanları da kendi tekniklerinden. En azından bir fikriniz olacaktır.
Şimdi “teknik” bu ise bir şahıs ortaya çıkıp abuzittin-do tekniği ulan deyip, yapması zor, faydası da şüpheli bir tekmeyi “teknik” olarak bize sunarsa bunu kabul edecek miyiz?
HAYIR !!
Bir yumruk çeşidinin veya tekniğin gerçekten “teknik” olarak kabul edilmesinin objektif kriterleri olmalıdır. Evvela bu teknikler insan bedenine ve reflekslerine ters olmamalıdır, mümkünse “yapılabilir” bir hareket olarak kalmalıdır.
İkinci olarak ise bu tekniğin sahada belli bir başarı yüzdesi olması gerekir. Bunun yolu da o tekniğin denenmiş ve onaylanmış olması gereklidir.
Bunun yolu ise gerçek sokak dövüşü veya müsabakadır. Bu ikisine hiç girmemiş olan bir şahsın ise en azından sparring-randori (ama ikisini de adam gibi yapmak kaydıyla) yoluyla bu teknikleri denemesi elzemdir.
Yani bir kol-bacak hareketinin “gerçekten” teknik olabilmesi için bunun uygulanabilir olması, denenmiş olması ve insan vücut ve fizyonomisine uygun olması gerekir. Bu yüzden benim geliştirdiğim abuzittin-do savunma sanatında uygulanmasını planladığım “amuda kalkarak rakibin dizine yapılan el darbesi” aslında teknik-meknik değildir, düpedüz yalandır, yalan!
Bu kategoriye WTde öğretilen bong sao’yu veya bazı sanatlarda öğretilen ve parmakların 1. veya 2. boğumlarıyla yapılan vuruşları ekleyebiliriz.
Gerçekten teknik olarak kabul edilmesi gereken ise örneğin boks teknikleridir. Bir kroşe dünyanın en kolay uygulanan ve öğrenilen tekniğidir belki AMA çok da ETKİLİDİR.
Yine sparring veya randorisiz (ve müsabakasız) teknik öğreniyorum da yalandır, bunlar öğretildiği şekilde uygulanamayacaktır, bu sorunda hususan Ninjutsu ve Akido’da ve tabii ki WTde rastladığımız bir sıkıntıdır. Sparringsizlik yani. Halbuki tekniğin teknik olabilmesi uygulanabilirliğidir. Bu ise doğru kas hafızasına bağlıdır. Bunun da yolu tekniklerin gerçekçi olarak çalışılarak öğrenilmesidir. Stresli bir kavga ortamında zaten kontrol dışına çıkmış vücudun, adrenalin altında öğrenmediği hiçbir şeyi uygulayamayacağını hatırlatayım.
Yani; Manş’ı geçmek istiyorsan EN AZINDAN havuza girip çalışmalıdır.
devam edecek...
2) PEKİ DOĞRU ANTRENMAN NEDİR ?
Doğru antrenman teknik+attribute’ün doğru bir şekilde geliştirilmesidir. Bu iki unsuru bilimsel verilere ters düşmeden, insanları sakatlamadan onlara doğru spor ve dövüş alışkanlıkları kazandıran, gerçekçi olması gereken bedensel çalışmalardır.
Mesela yumruğunu yavaşça atıp orada donan-kalan bir uke-partner-ortak söz konusu ise doğru antrenman yapılmıyordur.
Yine rakibin yeterlikleri-özellikleri hakkında hatalı kabullenimler varsa o zaman da doğru antrenman yapılmıyordur.
Örneğin durup kalan uke’nizin kolunu rahatlıkla bükebiliyorsanız zannetmeyin ki o hareketi dışarıda uygulayabilirsiniz. Aynısını bir inşaat amelesine yapın da göreyim sizi !!! Evet amele ile dövüşeceğini düşünerek antrenman yapan kazanır.
Mesela Lat Sao bu sınırlamalardan muzdariptir. Evvela karşımızdakinin WTci olduğunu kabul deriz. Sonra da onun sadece yarım-gönül atılmış wtyumruklarıyla dövüşeceği öngörüsü başlar. Olmaz ki; Boztepe’nin Cheung ile dövüşmesinde, Shaw Brothers filmlerindeki gibi kolları ile garip kung fu hareketi yapan iki hoca mı gördünüz? Hayır, gördüğünüz, WTci bile olsa güçlü olan-bunu da bilen dövüşçünün diğer yumuşak-WCciyi alıp yere çalmasını gördünüz. Başınıza sokakta aynısı gelirse sebebi Impulse değil, kötü antrenman alışkanlıklarınızdır.
Doğru antrenman dogmatik olamaz. Bunu sağlamanın yolu da evvela dürüst olmaktır, kendinize ve öğrencinize. İlaveten (müsabakaya katılmayan öğrencileriniz için/müsabakasız sanatlar için) sparringdir.
Ve attribute gelişimidir. Attribute’ü gözden kaçıran YANLIŞ yapmış olur. “Güç gerektirmez” diyen da yanlış yapar, her dövüş sanatı güç-kuvvet gerektirir, ya da şöyle diyelim güç olursa daha kolay uygulanır. Aslında bu VT için de geçerlidir. VT dedim yani Yip Man’ın da yaptığı orijinal “bikbik”ten bahsediyorum. Diğerleri zaten “güvenilir” ve “sahih” değil ki?
3) TAMAM ANLADIK; NEDEN Wing Tsun DÜŞMANLIĞI YAPIYORSUN?
WT düşmanı değilim, bu sanatı bazı ekollede hala yapmayı düşünebileceğimi defaatle söyledim Bazılarının ise kapısından bile geçmeyeceğimi de söyledim. Ayrıca selfdefans veya müsabıklık içi WTden (bence) daha iyi alternatiflerin de mevcut olduğunu da söyledim.
YANİ wt düşmanı değilim ama ciddiye alınması gereken, hakikatlere dayanan bazı eleştirilerim de var !!! Gördüğüm kadarıya benzeri eleştirileri onlarca insan da dile getirmektedir.
İlkin; Türkiye’de “öğretilen” WT “köksüz” bir WTdir, İpMan ile alakası pek “kalmamış” hibrid bir şeydir.
Öğretilene dikkat ediniz, çünkü WTnin öğretilen kadar bir de öğretilmeyen, gizli tutulan ve ancak özel derslerle seminerlerle belki öğrenilebilecek teknikleri-silahları mevcuttur.
HATTA tahta adam gibi faydalı bir ALET bile öğrenciye pek öğretilmez memleketimizde. Yani şimdi bizde 2.TGye gelmiş insanların Wooden Dummy ve formlarını, uzun sopayı ve çift bıçağı bildiklerini mi sanıyorsunuz? Hmm belki biraz biliyorlardır ama Türkiye’de bütün organizasyonlar içinde bunları bilen adam sayısı belki 1dir belki 0dır.
O kadar uzağız VT gerçeğinden. Bunun sebebi de kökeni EWTO olan yanlış WTnin bizde kök salmasıdır, maalesef.
Hem orijinal teknik-drill-silah EKSİKLİĞİ vardır hem de bunlara ilaveten orijinal olmayan drill ve teknik BOLLUĞU vardır.
Mesela bu uydurmasyonlardan biri LAT SAOdur. 2. TG adamların dahi kökenini Sifu’ları Boztepe’den ÖĞRENEMEDİKLERİ bu drill Filipin kökenli bir drilldir. İp Man hayatında asla lat-sao yapmamıştır.
Ayrıca, garip bir yer dövüşü eklentisi vardır. Bu da “olmamış” bir eklentidir. İyiliği-kötülüğü biryana (ki ÇOK KÖTÜDÜR) İp Man hayatında ASLA sizinki gibi “yer dövüşü” yap-ma-mış-tır.
Görüldüğü gibi bu sakatlıklar atılırsa ben VTyi çok severdim

Ki işin business kısmına girmeyelim. İsteyenler ilgili threadlerden okusunlar.
Şimdi bu "karman-çorman" yapısı ile WT yukarıda anlattığım manada çok az "tekniği" bünyesinde barındırır.
Çünkü teknikleri gerçekçi değildir, bunları öğrenme ve çalışma usullari de gerçekçi değildir. (yani sanal abuzittin-do'dan çok da farklı değildir)
Yumruklarında ciddi bir power-generation (yani güç yaratılması) sorunu vardır. Tekmeleri ve tekme savunmaları da çok etkili değildir. Yer dövüşü ise "hiç olmamıştır". Sparring vs. ile direnç gösteren bir rakibe karşı uygulama gösterilmez.
devamı için; http://www.mucadelesporlari.com/thread-926.html
veya http://www.mucadelesporlari.com/thread-755.html
4) PEKİ NEDEN MT, BJJ, BOKS, KYOKUSHIN, KUDO, ASHIHARA, JUDO,SAMBO...?
Özel bir nedeni yok.
Sadece şu; bu sporları yapanların öğrendiği "şey"in test edilmesi, ve müteakiben onaylanması veya terk edilmesi mümkündür ve bu şimdiye kadar n defa yapılmıştır.
Bu sporları yapanların belli bir selfdefans yeterliği (teknik) ve fiziksel gelişim (attribute) kazandıkları şüphe götürmez bir gerçektir.
Bu sporların kendi öğrencisine yaklaşımı da dürüsttür; 3. şahıslara tavrı da !
Kapalı kapılar ardında, gizli-gizemli teknikleri bulunmaz, antrenmanlı-tecrübeli şahısların birbirleri üzerinde başarıyla 100000lerce defa deneyip başardıkları teknikleri vardır.
Son olarak bu sayılanları kötü-yetersiz bulanlar bu iddialarını ragatlıkla ispatlama şansına sahiptirler, bu fırsat onlara verilmektedir, hem de büyük bir alçakgönüllülükle!!
5) AMACIN NE PEKİ?
Amaç bellidir!
İnsanımızın ve onlarla beraber kendimin doğru ve etkili bir şekilde spor-sanat yapmalarına katkıda bulunmak.
Bu "doğru" çalışmanın yolu bellidir; hem attribute hem de "teknik" anlamında gelişim sağladığı "tespit edilmiş" "ispatlanmış" sporların-sanatların tercih edilmesidir !
İspattan ziyade syleme dayanan, efsanevi-gizemli retorik-sanatlardan ise uzak durulması ŞARTTIR.
Yine, bazı okul ve grupların "business" uygulamalarının da düzeltilmesi gereklidir. bazısı martial arts işini boşlarken "financial arts" da grandmasterlığı çoktan kapmışlardır. dövüş yeterliği ve tecrübesinde beyaz kuşak iken parasal konularda 8. dan seviyesine gelmiş kurtlardan bahsediyorum. E bunlar kendini değiştirmeyeceğine göre, biz de daha "adil" daha "fair" olanları tanıtmakla yükümlüyüz.
örneğin Aikido'da para vererk çok hızlı öğrencilerini yükselten, onlara kısa sürede siyah kuşak "veren" organizasyonlardan çokça şikayet edilmektedir. Bu aikido için iyi bir gidişat olamaz, aslında hiç bir martial art için iyi bir gidişat olamaz bu!!
WT uygulamalarını biliyorsunuz.
ara soru:: peki hangilerinin etkinliği ve başarısı tespit edilmiş ispatlanmıştır?
müsabakası olan sporların önemli bir kısmı.
özellikle de Muay Thai, Boks, Kick Boks, Judo, BJJ, SAMBO bu dallardan sayılması gereklerdir.
ayrıca Enshin de oldukça ilginç güzel bir tam vuruşlu daldır, tavsiye edilir.
KUDO ise geleceği çok parlak olan bir başka daldır. Dünya'da oldukça takdir gördüğünü yakinen bildiğim bir spor dalıdır, bu forumda da talebeleri ve hocaları var.
Kalifiye hocasına ulaşabilen varsa MMA okulları da çok iyi olur.
Güreş de ihmal edilemeyecek bir spordur. Hatta çocuğunu yazdırmaya giden veli kendisini de yazdırabiliyorsa güzel olurdu, aynı tavsiyeyi JUDO için de yapayım.
ekle: Kyokushin ve Ashihara eklenmezse ayıp olur.
Bu son sayılan sporların-sanatların hepsini ayrı ayrı tavsiye ediyorum.
Son düzenleme: