Canan Karatay dan VG ci Karataycılara Uçan Tekme

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
su ayrı, süt ayrı mı sayın heldic? anne sütü homojen değil mi? bunu bir bütün olarak almayacaksak neyi alacağız? tam tersi anne sütünün %50'si yağdır demek yanıltıcıdır. böyle söylediğiniz zaman insanlar anne sütünün yarısının yağdan oluştuğunu anlayacaklardır. anne sütünün %2-%4'ü yağdır. o zaman protein ve karbonhidratı da saymayalım ve anne sütünün %100'ü yağdır diyelim.
 
Anne sütünü örnek alacaksan karbonhidrat ağırlıklı beslenmen gerekir, anne sütünde 7 gr karbonhidrat , 4 gr yağ var, yani kolun kadar etmeyen, sürekli yatan, hareketsiz bebek enerji için 4 gr karbonhidrat alıyor bünyeye, o nedenle bebeğe göre devasa cüssesi olan ve sürekli hareket halinde olan,enerji ihtiyacı bebeğe göre çok çok fazla olan yetişkinlerin karbonhidratı kat kat fazla alması gerekir, keto beslenmeye anne sütü örneği çok ters, anne sütünü örnek göstermesi gereken biziz.
 
suyun besin degerimi var karpuz yedin karpuzun icindeki suyu koyuyormusun

besinlerine bak

Anne sutunun 50 kalori ise bunun yarisi yagdan yuzde 20 30 u karbonhidrattan gerisi proteinden gelir

Insan beslenmesinin de yarisi yagdan yuzde 30 proteinden yuzde 20 si karbonhidrattan gelmeli

Tipki anne sutundeki gibi

Senin demenle insan beslenmesinin yuzde 60 i sudur yuzde 20 si yagdir mi diyecez suyu saymayacakmiyiZ ?

Ne zamandir besinlerdeki su besin degeri olarak sayiliyor

Anne sutunun besin degerlerine bakin su hic bir zaman sayilmaz

Sayin karakas goz gore gore yalan soyluyorsunuz Dogru birseyi kabul etmemek icin kivirmaniz gercekten komik

Inek sutude homojenize besin degerlerinde yuzde oranina bakilirken su diye birsey mi var isinize gelmeyen tarafdan bakiyorsunuz cevir kazi yanmasin
 
o zaman anne sütü %50 yağdan oluşuyor demeyeceksiniz. insanları yanıltmayacaksınız. besin değerinden bahsedin, kabul edeyim. siz böyle söylediğiniz zaman eminim insanların tamamına yakını anne sütünün yarısının yağdan oluştuğunu sanıyordur. asıl siz insanları yanıltıyorsunuz.
 
Olgun sütün ise %88’i su, %55’i yağ, %37’si karbonhidrat ve %8’i proteindir. Anne sütündeki laktoz bebeğe enerji verirken, bağırsaklarda bakteri üremesini önleyen bir ortam ouşturur.

Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 19:47 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 19:45 ----------

butun kaynaklarda yag orani yuzde 55 der

O zaman herseyde suyu yazin

Karpuz besin degeri yuzde 40 i karbonhidrattan derken altinda su oranimi yaziyor


Yaniltmaci olan kabullenemeyen sizsiniz anne sutunde besin oraninin yuzde 55 i yaglardan gelir

Bahsettigimiz zaten besin degerleri su besin degerinden ne zamandir sayilir olmus ?
 
Olgun sütün ise %88’i su, %55’i yağ, %37’si karbonhidrat ve %8’i proteindir. Anne sütündeki laktoz bebeğe enerji verirken, bağırsaklarda bakteri üremesini önleyen bir ortam ouşturur.

verdiğiniz oran %188 yapıyor sayın heldic. bilmem farkında mısınız? fizik kurallarını bile alt üst ettiniz. tebrik ederim. ayrıca verdiğiniz örnekten kalorilerimizin %37'sini karbonhidratlardan almamız sonucu çıkıyor. bu da bütün söylediklerinizle çelişiyor.
 
orda soylenen yuzde 88 i sudur

Anne kalan yuzde 12 besin degeridir onun da yuzde 55 i yagdir

Sizin gibi mantiksizlik yapip suyu kimse besin degerinden saymaz fakat kivirmak icin kabul etmis gibi davraniyorsunuz
 
lütfen şahsi ithamlarda ve hakaretlerde bulunmayınız sayın heldic. burada seviyeli bir tartışma ortamı yürütmeye çalışıyorum. sahi bu agresiflik niye?

ayrıca %55 yağ ise %37 de karbonhidrattır. sırf bu bile yürüttüğünüz mantığın ne kadar yanlış olduğunu ortaya koyuyor.
 
orda soylenen yuzde 88 i sudur

Anne kalan yuzde 12 besin degeridir onun da yuzde 55 i yagdir

Sizin gibi mantiksizlik yapip suyu kimse besin degerinden saymaz fakat kivirmak icin kabul etmis gibi davraniyorsunuz

12 gramın 3 gramı yağsa yüzde 25 etmiyo mu ? Nasıl yüzde 55 oluyo :D
 
anne sutu 30 kalori ise

Bunun yuzde 55 i yagdan gelmekte cogu trigliserid ve kolestrolden bol

Yaglarin insan hayati icin ne kadar onemli oldugunu gosteriyor

Sizin bahsettiginiz 0 yag sacmaliginin ne oldugunu gormeniz icin yazdim
 
%0 yağ diyen kişinin saçmaladığını sizden önce ben söylerim merak etmeyin.

fakat anne sütünü bir bütün olarak ele alacaksak yağ oranının %2-%4 olduğunu değiştiremezsiniz.

Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 20:24 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 20:13 ----------

dolabımdaki pınar sütün besin değerlerine baktım üzerinde % 3.1 protein, % 3.4 yağ,% 4.7 karbonhidrat yazıyor. yani benim dediğim şekilde sütü bir bütün olarak almışlar. %88.8'i de su oluyor. pinar.com.tr den de bakabilirsiniz. sizin mantığınızla yazılsaydı %35 yağ yazardı üzerinde. anne sütünü kuru madde olarak ele alamazsınız. bir bebek onu içerken bir bütün olarak içiyor, suyunu ayrı, yağını ayrı, proteinini ayrı, karbonhidratını ayrı değil. bu bir bütün olarak anne sütünü oluşturur.
 
Son düzenleme:
insan etobur bir yaratıktır yalanı

insanın mide, sindirim ve bağırsak sistemi et yemek için uygun değildir. bugün kolon kanserinin bir numaralı sebebi... bla bla bla

insan, et elde etmek için, yani avlanmak için müsait bir yaradlılışa sahip değildir.

-hızlı hareket edemez
-çevik değildir
-gelişmiş görme ve... bla bla bla

et tüketimi insanlığın son dönemlerinde silah yapımının öğrenilmesi... bla bla bla

Anlaşılan o ki başlık açmaya cesaretiniz yok, konu buradan çorba bir şekilde devam edecek...

İnsanoğlunun hepçilliğinde et ağırlıklı beslenme olduğu gerçeğini, sadece tek başına apandistin bu kadar gerilemiş olması ve beyinin gelişmişliği net bir biçimde açıklar!

Siz evrim bilgisinin neresindesiniz?!?!

Sindirim sistemimiz et tüketmeye uygun değil demişsin; gülüyorum sadece bilakis ot tüketmeye uygun değil!
Ot sindiriminde önemli rol oynayan apandistin bu kadar gerilemesi ve körelmesi çok uzun süre et ağırlı bir beslenme olduğunun kanıtıdır.

Avlanmak için müsait değil ve sadece son dönemde avlanmıştır demişsin; oku bakalım öylemiymiş???

Türkiye nin en kaliteli ve bilimsel Evrim bilimi sayfalarından olan "Evrim Ağacı" sayfasının makalesi.

Önce bu sayfa kimin nesiymiş bunu tanıtalım;

Bu Yaşam Görüşünde İhtişam Var! (Evrim Ağacı, ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu (BİYOGEN) olarak başlattığımız, Türkiye'de Evrim bilincini arttırmayı hedefleyen aydınlanma hareketidir.)

Şimdi makaleyi sunalım;


Et temelli bir diyete sahip Homo ergaster türünden bir av görüntüsü; günümüzden 1.8 MYÖ
Atalarımızın et yemeye başlamayla birlikte, insanın beyin kapasitesi de birdenbire hızla büyümeye başlamıştır. Bunun sebebi, az miktar bir etten bile alınabilecek bol enerji ve proteinin beynin büyümesi için gerekli olan her şeyi sağlıyor olmasıdır. Çünkü sinir bilim ile ilgili yazılarımızdan da görebileceğiniz gibi, beyin vücudumuzdaki en masraflı, en sıkıntılı, en çok enerji harcayan organıdır. Bu organın enerji ihtiyaını karşılamak, sadece ot temelli bir beslenmeyle başarılabilecek bir durum değildir. Bu sebeple diğer hayvanların beyinleri (ve ot temelli beslenen atalarımızın beyinleri) küçük kalmış ve büyümesi yönünde bir seçilim baskısı olsa da, bu büyüme gerçekleşememiştir. Bunun haricinde ot temelli beslenme ne kadar sınırlanırsa (sadece yaprak yemek gibi), canlının enerji üretimi de o kadar kısıtlanır. Bu sebeple sadece ağaç yapraklarıyla beslenen tembel hayvanlar, bu kadar yavaş hareket etmektedirler. Kendilerinin günlük yaşamda hareket edebilmeleri için gerekli enerjiyi bile üretemezler! Ancak hızlanmak yerine, çok yükseklere tırmanabilme yetenekleri sayesinde, hayatta kalmayı başarmış ve hızlanmaya yönelik bir evrim geçirmemişlerdir. Bu, apayrı bir konudur.


Modern insanın atalarındaki önemli basamaklardan biri olup, ateşi de kontrol etmeyi ilk olarak başaran Homo erectus türü avını tüketirken; günümüzden 1.5 MYÖ...
Üstelik ette, yeşil bitkilere kıyasla çok daha yoğun olarak bulunan hayvansal proteinler ve daha da önemlisi vitaminler, beynimizin biyokimyasal yapısı, büyümesi ve gelişmesi için çok önemlidir. Eskiden bunları alamayan atalarımız, et temelli beslenmeyle birlikte bunları alabilmeye başlamıştır. Elbette et yemek, beynimizin evrimleşebilmesi için tek sebep değildir, yoksa et yiyen tüm hayvanlarda beynin irileşmesini beklerdik. İnsan Zekasının Evrimi: Neden Sadece İnsanın Beyni Bu Kadar Evrimleşmiştir? başlıklı yazımızda, et temelli beslenme haricinde hangi koşulların varlığı sayesinde beynimizin evrimleştiğini açıklamıştık. Fakat kolaylıkla söyleyebiliriz ki, eğer ki et gibi yüksek enerji düzeyine sahip beslenmeye geçmemiş olsaydık, beynimizin bu kadar evrimleşebilmesi muhtemelen hiçbir zaman mümkün olmayacaktı.


Beynimizdeki evrimin hız kazanmasıyla et ağırlıklı beslenmeye geçişimiz üst üste çakışmaktadır.
Ette bol miktarda protein, vitamin, mineral ve yağ asitleri bulunur. Bu sayede insanların sadece zeka gelişimi tetiklenmemiş, boyları da hızla uzamaya başlamıştır. Günümüzden 5-6 milyon yıl önce yaşayan insan türleri 1 metre civarındayken, Homo habilis'ten birkaç yüz bin yıl sonra evrimleşen Homo ergaster'in çocuk yaştaki boyu 1.8 metrenin üzerine çıkabilmiştir. Günümüzde ise bilindiği gibi ergenlik sonunda ulaşılan boy 1.8 metre civarındadır. Kısaca, 10-12 yaşındaki bir çocuğun 1.8 metre boyunda olduğunu düşünebilirsiniz.


Boy uzunluğundaki artış da evrimsel süreçte et temelli diyete geçmemiz ile tam olarak üst üste çakışmaktadır.
Et yiyip de zekası evrimleşmeyen diğer hayvanlardan bir diğer farkımız da, zekamızın evrimleşmesinin tetiklenmesiyle birlikte algısal becerilerimizin gelişmesi, bu sebeple de alet kullanabilmeye başlamamızdır -ki buna yukarıdaki yazımızda değinmiştik. Diğer hayvanlar, yakalayacakları et için çok uzun çabalar harcayıp, günü kurtarmayı hedeflerken insan türleri güçlü sosyal bağlar kurarak ve alet kullanarak az enerji ile çok et avlayabilmiştir. Bu sayede fazladan enerjiyi başka yönlere harcamayı başarabilmiştir. Yani bir çita 21 saat uyuyup 3 saat avlanırken, insan türleri 3 saat avlanıp 21 saat başka işlere odaklanmışlardır. Bu "başka işler" içerisinde yer alan sosyal ilişkiler sayesinde sosyal yapıları çok daha gelişmiş ve yerleşik yaşama geçmeye başlamışlar, adım adım daha gelişmiş bir yapıya evrimleşmeye başlamışlardır.
Tabii unutmamak gerekir ki et merkezli yemek biçimine geçişimiz, şekere olan tutkunluğumuzu da yok etmemiştir. Sonuçta beynin yapısal evrimi için gereken şey proteindir; ama beynimiz günlük yaşamda şeker ile çalışır. Bu sebeple insan, meyve ve sebzeleri tüketmeye devam etmiş; bitkilerin sadece bol yeşil gövdelerini yemeyi bırakmıştır. Bu yeşil gövdelerde bol miktarda selüloz bulunur ve apandiks organı, tüm atalarımızda ve kuzenlerimizde selülozu sindirmek üzere özelleşmiş hücreleri barındırıyordu ve hala da barındırır. Ancak yeşil gövdeleri bırakmamızla birlikte apandiks organı da atalarımızda ve bizde körelmeye başlamıştır ve 2,5 milyon yıl sonunda neredeyse işlevsiz bir hale gelmiştir; gittikçe de küçülmektedir.
Tabii ne olursa olsun, atalarımız bu besinlere ulaşmak için çok ciddi çabalar sarf etmektelerdi. Bir bizonun peşinden mızraklar ve gürzlerle koşmak, onu yere indirip öldürmek, kilometrelerce geri, kampa taşımak kolay bir iş değildir. Benzer şekilde ağaçlara günlük olarak tırmanıp meyve-sebze toplamak kolay değildir. Bu ikisinin kombinasyonu sebebiyle atalarımızın dayanıklılığı, kardiyovasküler sağlıkları, kas-yağ dengeleri, günümüz maraton koşucuları ile neredeyse aynı düzeydeydi. Günümüzde halen vahşi türler gibi avlanan insan kabilelerinde, "modern" dünyanın şişko ve yağlı (illa şişman olması şart değil ama fiziksel aktivitesi yok denecek kadar az) insanlarına göre çok yüksek fiziksel yetiler bulunmaktadır. Günümüz insan kabilelerinden bazıları, tam 8 saat boyunca bir geyiğin peşinden koşup avlanabilirler.
 
kafatası büyüklüğüyle evrimsel gelişmişliğin ne alakası var ZeusS? o zaman filler, buffalolar, gergedanlar falan evrimsel olarak insanlardan çok daha gelişmiş varlıklardır. bu saydığım hayvanlar da et değil ot yiyor dikkatini çekerim.

aynanın karşısına geç ve ağzını açıp dişlerine bir bak derim. bir de etobur hayvanların dişlerine bak derim. hele ki insan ateşin bulunmadığı zamanlarda o dişleriyle çiğ etleri nasıl parçalayabiliyorlardı onu da sizin mantığınıza bırakıyorum.

bilerek başlık açmadım, çünkü karşımda buna değecek bir kitle yok. aslında burada yazdıklarım bile vakit kaybı benim için.

copy/paste makaleler koymuyorum buraya sizler gibi. ona bakarsan vejataryen sitelerinden buraya bir copy/paste bombardımanı yaparım, ete radyoaktif atık muamelesi yapılmış olur. her bilimsel görüşün karşıtı olabilir. fakat sizler tartışma kültürünü bilmiyorsunuz ve söylenen her şeyi kendinize saldırı kabul edip karşı saldırıya geçiyorsunuz.

hoş, aylardır ben sizi rezil etmekten, siz de rezil olmaktan bıkmadınız.
 
Hep aynı tezler ortaya sürülüyor. Bence iki tarafta yeni çıkarımlarda bulunmayacak, yeni tezler üretmeyecek ise tartışmayı devam ettirmenin gereği yok. Artık bu ve benzer başlıklara bilgi edinmek için değil merakımdan giriyorum çünkü ortada yeni bir şey yok.
 
kafatası büyüklüğüyle evrimsel gelişmişliğin ne alakası var ZeusS? o zaman filler, buffalolar, gergedanlar falan evrimsel olarak insanlardan çok daha gelişmiş varlıklardır. bu saydığım hayvanlar da et değil ot yiyor dikkatini çekerim.

Yok artık yaaaaaaaaaaaa :D :D :D :D :D :D :D hyper_

Sözü geri alıyorum; evrim biliminin neresindesiniz değil, biyolojinin neresindesiniz :D

Evrimsel anatomi, karşılaştırmalı anatomi ve tür içi genetik sürüklenme konularını şiddetle araştırıp öğrenmeni tavsiye ederim çünkü; daha temelde eksikliklerin var ;)

Bu saydıklarımı öğrenip temelini doğru attıkdan sonra şu alıntı da söylediğin cümle ile ne kadar komik bir duruma düştüğünü saptayacaksın ;)

Senin iş; ara tür denilince "centuar" gibi mitolojik yaratıklar zannedenlerle aynı hesap oldu :D

Birde rezil etme felan demişsin; hiç öyle bir amacımız yok, çünkü alıntı da ki gibi temelden sıkıntılar ile sen bunu kendi kendine yapıyorsun zaten :D

Akşam akşam beni güldürdün ya, Allahda seni güldürsün ;)
 
Bilgi vermek değil de, sadece bir birine laf geçirmek derdinde olan arkadaşlar sayesinde bu tür başlıklar her zaman kilitleniyor. Yine öyle olacak.

Yalnız, başlıkları sabote etmeye çalışan, karşısındakinin yazdıklarını çarpıtarak kafa karıştırmaya çalışan arkadaşların farkındayız. Bu konuda da bazı yaptırımlar uygulanacak artık.

Spora yeni başlamış ve bir şeyler öğrenmek için bu foruma gelen üyelerin kafasını karıştıracak laf salatalarıyla, çarpıtmalarla burayı doldurmaya kimsenin hakkı yok. Kişisel hırslarınızı, şahsi tartışmalarınızı başka ortamlara saklayın artık. Sporcu ruhuna bu hareketler yakışmıyor.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back
Yukarı