Beslenme ve insülin direnci

Şu insülin direncini nasıl yenebileceğimiz hakkında herkesin fikirlerine açığım.

Beslenmeme çok dikkat ederim. Bisküvi gazlı içecek cips pasta tatlı çörek börek yemem içmem. Çaya kahveye şeker atmam. Yemekleri tuzsuz yeriz.

SAdece biraz bitter çikolata yiyorum. O da sporda enerjim olsun diye. Tek bu.

Avakoda yağı içiyorum gümüş suyu içiyorum yine de insülin direnci düşmüyor.

2 tane de şeker ilacı kullanıyorum üstelik. ( galvus met+ thioctacid) İnsülin direnci hep yüksek. 10 civarı.

Kilo 108. Kullandığım antipsikotik ilaçlar var. Onlar yaptı zaten bu insülin direncini. Bunu biliyorum.

Aslında bir ara 6.5 a düştü. O aralar yaz dı ve yürüyüş yapıyordum. Acaba tek çare yürüyüş mü?

Bilgi sahibi olan kişilerin görüşlerine açığım.

 

Her gun duzeblnli egzersiz sart senin icin ayrica besleme aktivite en önemlisi
Kaslanman lazim ayrica yag oranin dustukle direncinede etki eder ttesto hormon iyi salgilanmasi lazim haftanin 5 gunu egzersiz kedin yapmalisin 2 ila 4 saat arasi gecmemeli oturman hareketli olmalisin surekli
Sekere tatliya una tuza pilava veda etmelisin 3 ogun beslenmelisin spor öncesi kuru yemis tuketebilirsin testo ya iyi gelir kuruyemiş zamanla insulin kirilir

 

Hareketli yaşam, sağlıklı beslenme, mutlu olduğunuz şeyleri yapmak. Hepsi bu. Onun dışında tıbbi yönler için doktorların görüşlerine uyun. Sonuç alamıyorsanız başka doktorlara danışın.

 

IF ve ketojenik diyet uygulamak,
açlık glukoz seviyen yüksekse öğün sonrası chromium gtf ve tarçın gibi desteklerde işe yarayabiliyor.

 

Tarçın ve diğer baharat türleriyle kendini yemeklerini süslendir ve uzun süre aç kal 2 hafta sonra düzene girer. Aç kalmaktan kastım IF yapabilirsin.

 

Evet arkadas en doğru seyleri yazmis.tebrikler

 

Yapılan yorumların hepsi genel geçer şeyler. Tarçın önerenler olmuş. Ancak Metformin ile kontrol edilemeyen insülin direncini tarçın ile açabileceğimizi düşünmek büyük bir hayal olur.

İnsülin direncinde asıl etkili olan şeker tüketimi değil, vücut yağı ve vücut yağından salgılanan hormonlar ve sitokinlerdir. Örneğin yağ dokusundan salgılanan ve obezlerde düzeyi artan rezistin, hücrelerde glikoz alımını ve insülin duyarlılığını azaltarak insülin direncine sebep olur. Rezistin gibi bazı hormonlar ve sitokinler de insülin direnci oluşumunu sağlar. Bu hormonlar ve sitokinlerin miktarı obezitede yani yağ kütlesi arttıkça artar ve SONUÇ=İNSÜLİN DİRENCİ

Bu nedenle yapılması gereken boy uzunluğuna göre optimum ağırlığa ulaşmak=vücut yağ miktarınızı azaltmak=zayıflamak

Hem insülin direnci hem de ağırlık kaybında egzersizin öneminin çok büyük olduğunu, sadece beslenme ile bu durumların düzeltilmesinin zor olduğunu Amerikan Diyet Akademisi belirtiyor. Bu nedenle öncelikle düşünmeniz ve yapmanız gereken haftalık 200-300 dk ve daha fazla süren egzersiz ile vücut ağırlığınızı azaltmanız. Başarılar dilerim.

 

İnsülin direncinin tedavisi tarçındır diye bir öneride bulunmadım,diyete eklenmesi gereken ve kan şekerine olumlu etkileri olduğu kanıtlanmış bir kaç besin ve destek önerdim.
Egzersiz her insanın hayatında olmalı evet ama beslenmeyle düzeltmek zor değil.Low carb,ketojenik ve IF'ile insülin direncinin hatta Tip-2 DM'un bile önemli ölçüde tedavi edildiğine dair bir çok araştırma ve pratikte karşılaştığım durumlar var.
İnsülin direnci,kronik inflamasyon/metabolik sendrom durumları ile de koreledir ve bunların başlıca sebepleri hareketsizlik,yanlış beslenme ve çevresel faktörler(stres,ağır metal,tarım ilaçları vs) burda detaylı bir şekilde açıklayıp,tartışabiliriz ama genel-geçer bir öneri istemiş arkadaş o yüzden küçük önerilerde bulunuyoruz.

İtiraz ettiğim konu önceliğiniz beslenmenizi düzenlemek olmalı.(Her insanın gün boyunca hareketli olması günde 30-45 dk yürüyüş yapması elzemdir ama tek başına çare değil) Karbonhidratları kısıtlamak,aralıklı oruç,olabildiğince doğal beslenme ve dengeli kalori alımı ile bu sorunu çözersiniz. (altta yatan başka bir neden yoksa)

--- Mesaj birleştirildi, 3 Ocak 2019 ---

 

İnsülin direncinin tedavisi tarçındır diye önerenler olmuş yazmamışım. ''Tarçın önerenler olmuş ancak metformin ile kontrol altına alamadıysanız tarçın ile alabileceğinizi düşünmeniz büyük bir hayal olur'' diyerek primer ve yardımcı tedavilere değinmişim. Yeterli protein ve enerji almadığı için recovery sağlayamayan ve kas ağrıları çeken bir sporcuya zerdeçal, zencefil gibi kas ağrılarını azaltabilecek bitkisel destekleri mi önerirsiniz yoksa ilk etapta beslenmenin düzene konulup, bu bitkisel ürünlerin tamamlayıcı olarak kullanılmasını mı önerirsiniz? Yukardaki metinde bahsettiğim olgu ile verdiğim örnek benzer.

İnsülin direnci ilerlemişse ve metabolik yanıt düşükse beslenmeyle düzeltmek zor olabilir. Bu sebeple klinikte metformin başlanabilir(örnek:konu sahibi üye).
Pratik tecrübelerinizi ve mesleğinizi paylaşırsanız yazdığınıza referans olarak sevinirim. Bu alanda eğitim alan bir beslenme uzmanı olmama rağmen ben genellikle pratik tecrübelerimden değil, çalışmalardan örnekler ve referanslar gösteririm. Söylediklerinizde beslenmenin önemine dikkat çekip, ketojenik diyetleri bu konudaki olumlu etkilerinin gösterildiği çalışmaları baz alarak gösterdiğinizden, söylediğinize karşıt bir çalışma ekleyim.
''A few relevant observations are as follows: (1) any diet type resulting in reduced energy intake will result in weight loss and related favorable metabolic and functional changes; (2) short-term LCHF studies show both favorable and less desirable effects; (3) sustained adherence to a ketogenic LCHF diet appears to be difficult. A non-ketogenic diet supplying 100–150 g carbohydrate/day, under good control, may be more practical. (4) There is lack of data supporting long-term efficacy, safety and health benefits of LCHF diets. Any recommendation should be judged in this light. (5) Lifestyle intervention in people at high risk of developing type 2 diabetes, while maintaining a relative carbohydrate-rich diet, results in long-term prevention of progression to type 2 diabetes and is generally seen as safe.''
2018 yılına ait bir derlemenin abstractı bu şekilde. Çalışmacı, düşük karbonhidratlı ketojenik diyetlerin uzun dönem etkinliği, güvenilirliği ve sağlık etkilerini destekleyecek verilerin yetersiz olduğunu belirtiyor. Son maddede ise tip 2 diyabet gelişme riski olan bireylerde yüksek karbonhidratlı diyetler sürdürülürken yaşam tarzı değişikliklerinin yapılmasının uzun dönemde tip 2 diyabet progresyonunun engellemesi ile sonuçlandığını belirtiyor. Burada dikkat edilirse benim söylediğim gibi ''yaşam tarzı değişikliği'' üzerinde duruluyor. Lifestyle interventions yani yaşam tarzı değişikliklerinin temelini ise egzersizin oluşturduğunu ancak bunun beslenme değişikliklerini de kapsadığını belirtmekte fayda var.
Kaynak: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5959976/pdf/394_2018_Article_1636.pdf

 

Son çalışmalarda yağ dokusununda inflamasyona sebep olduğu biliniyor,kilo vermek bu yüzden tedavide önemli bir süreç.Bu inflamasyon sonucu sitokin(savunma maddeleri) oluşumu insülin direnci tablosunu ağırlaştırabiliyor.Bu yüzden önerilen az karbonhidrat,düşük gi beslenme ve kilo verme(egzersiz+beslenme) tedavide öncelik olarak görülüyor.
Bunları egzersizin standart olarak yapıldığını ama hala sonuç alınamadığını düşünerek yazıyorum,tekrar ediyorum elzemdir,her insanın gün içinde 30-45 dk egzersiz yapması gerekir.Ama sadece egzersiz bile insülin direncini tedavi edebilir gibi bir anlam çıkıyor yazdıklarınızdan.Ben buna katılmıyorum,früktozu,GI yüksek gıdaları çıkartmadan,kalori ve karbonhidrat miktarını sınırlandırmadan insülin direnci tedavisi çok zor,yaş faktörünü de hesaba katarsak.

Yaşam tarzı değişikliğine katılıyorum,sigara-alkol kullanımı,
obezite,yüksek tansiyon,ldl kolesterol-trigliserid yüksekliği,tansiyon yüksekliği(metabolik sendrom) gibi sorunlar varsa öncelikli olarak çözülmesi gerekir,ama yüksek karbonhidratla beslenmenin kolesterol-trigliserid ve kardiyovasküler sistem üzerine olumsuz etkileri olduğunu bildiren araştırmalar da okumuştum.Yani metabolik sendrom belirtileri ile insülin direnci korele,bütünleyici bir tedavi benimsemek şart.Hareketsiz yaşamdan önce yanlış beslenmenin sonucu olduğu da aşikar.

insülin direnci tedavisinde benim önerim;
kalori kısıtlaması
vücut yağ oranının azaltılması
karbonhidratın kısıtlandığı diyetler
IF

Ketojenik diyet - insülin direnci ilişkisini araştıran bir çok çalışmayı tercüme edip yazmak isterim ama çok zaman alır direkt kaynakları veriyorum.
Arşivimdeki bazı kaynaklar;
https://nutritionandmetabolism.biom.../1743-7075-5-36?wptouch_preview_theme=enabled
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19099589
https://chrismasterjohnphd.com/2016/08/24/insulin-resistance-isnt-all-about-carbs-and-insulin/
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19082851

--- Mesaj birleştirildi, 3 Ocak 2019 ---

 

Anlaşamadığımız nokta benim sadece fiziksel aktiviteyi savunduğumu düşünmeniz ve sizin beslenmeyle ilerlemiş insülin direncini dahi çözebileceğinizi düşünmeniz. Bu konularda anlaşamama noktamızın sizin yeni üye olmanız olduğunu düşünüyorum. Çünkü forumda yazdığım mesajlarda hep beslenmenin önemine ve payına dikkat çekmeye çalışıyorum. Beslenmenin rolünü es geçme ihtimalim yok ki yukarda belirttim, bir diyetisyen/beslenme uzmanı olarak nasıl beslenmenin etkili olmadığını düşünebilirim? 1000 den fazla mesajım var ve forumda beslenmenin önemini en fazla savunan üyelerden biri olduğumu düşünüyorum. Çünkü sadece(istisnalar hariç) alanımda mesaj yazıyorum. Hala da yazdığım şeyin arkasında duruyorum. Örneğin, Brad Schoenfeld sporcu beslenmesi ve kas hipertrofisi alanında çalışan dünya çapında tanınan bir araştırmacı ve bazı şeyleri piramitler ile izah eden birisi. Bazı piramitlerinde sporcu beslenmesini piramitleştirdiğinde tabana enerji alımını koymakta, daha sonra makro besin öğeleri dağılımı vs. Benim yukarda ifade etmeye çalıştığım şey de bu. Bana göre obez veya hafif şişman bireylerde insülin direnci tedavisinde piramitin tabanında egzersiz, daha sonra dengeli ve yeterli bir beslenme yer alıyor. Bu beslenmenin es geçileceği anlamını taşımıyor. Belirttiğim fiziksel aktivitenin artırılarak ağırlık kaybının sağlanması(bunun önemli olduğunu vurguladım) ve bu süreçte yeterli ve dengeli beslenmenin gerekliliği. Yani şeker tüketiminin azaltılması gerektiği, tuz tüketiminin kısıtlanması(insülin direncini artırabilir), düşük glisemik indeksli karbonhidratların tüketilmesi, yüksek posa alımı gibi konularda hemfikiriz.

 

En etkili rutinlerden biri aç yatmaktır arkadaşlar, yemekle uyku arasına mümkünse 4 saat koyun ve boş mideyle yatın.