ben 15 yaşımdayım

Konusu 'Vücut Geliştirme & Fitness' forumundadır ve Ahmedo tarafından 11 Temmuz 2018 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 5 üye.
  1. Ahmedo
    Offline

    Ahmedo Üye

    Katılım:
    25 Temmuz 2017
    Mesajlar:
    12
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    11
    Cinsiyet:
    Bay
    ve büyümemi en hızlı bir şekilde sağlayacak bir yemek programı istiyorum bunun için diyetisyene gitmem yeterli midir ?
    çünkü yeterince yemek yediğimi ve doğru beslendiğimi düşünmüyorum , bir yol göstericim olmadan da bu konunun üstesinden gelmem imkansız.
    Kısaca , diyetisyene gidip büyümeyi en etkileyici şekilde değerlendirmemi sağlayacak bir besin programı alabilir miyim ?
     
  2. Ömer Alken
    Offline

    Ömer Alken Üye

    Katılım:
    21 Kasım 2014
    Mesajlar:
    405
    Beğenileri:
    170
    Ödül Puanları:
    53
    Cinsiyet:
    Bay
    Diyetisyen kalitesine bağlı.Günümüzde diyabet hastalarına bile yanlış beslenme programları düzenleyip farkında olmadan insanların hayatları ile oynayan diyetisyenler var.
    -Günde 3-4 takim yumurta
    -200-300 gr arası et-tavuk
    -Yoğurt-kefir-peynir tüket arasıra
    Hayvansal gıdaları es geçme
    Karbonhidrata yüklenme.Büyücem diyip insülin metabolizmasını bozma,karbonhidrata yüklenip.Çokça yeşillik(dereotu-semizotu-kuzululağı-roka-marul vs.) tüket minarel vitamin alımın yüksek olsun.Haftada 2-3 meyveden fazla yeme.Meyveler sanıldığı kadar sağlıklı besin kaynakları değiller.Sebze tüketimin eksik kalmasın.
    Temel olarak
    -Yüksek protein(en az100 gr)
    -Ortalama yağ(100 gr geçmesin)
    -Yeteri kadar karbonhidrat(max200-300gr)
    -Çoköa sebze ve yeşillik(meyve değil)

    Ancak makro değerlerin metoblizmana ve anteenman sistemine göre farklılık gösterir.Antrenman yapmıyorsan karbonhidrat ve yağı çok fazla alma
     
  3. Sawtain
    Offline

    Sawtain Üye

    Katılım:
    2 Mayıs 2015
    Mesajlar:
    456
    Beğenileri:
    148
    Ödül Puanları:
    53
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    zonguldak
    büyüme hormonlarını araştır ve yükselten besinleri tüket ama herşeyden önce abur cubur asitli icecekler vb zararlı seyler büyümeni kısıtlar bunları hayatından çıkarmalisin
     
  4. respect2us.23
    Offline

    respect2us.23 Üye

    Katılım:
    17 Temmuz 2016
    Mesajlar:
    1.275
    Beğenileri:
    688
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Diyetisyen
    Sağlıklı bir beslenme alışkanlığı kazanman için diyetisyene gitmen faydalı olacaktır. Özel bir diyetisyen ile görüşmen şart değil, toplum sağlığı merkezlerinde veya araştırma hastanelerinde de diyetisyenler mevcut destek alabilirsin.
    Elbette her meslekte olduğu gibi diyetisyenlikte de kişinin işini hangi kalitede ve nasıl yaptığı önemli. Ancak dikkatimi çekti önerileriniz arasında haftada 2-3 meyve tüketin yazmışsınız ve sanıldığı gibi sağlıklı değiller demişsiniz. Ancak meyve tüketiminin lipit ve glikoz metabolizmasını bozmadığına, sağlık parametrelerinde olumlu etki gösterdiğine dair kuvvetli çalışmalar var.
    Bir de karbonhidrat için ACSM kg başına 10-12 grama kadar çıkılabileceğinden söz ediyor güncel yayınlarda. 200-300 gram ile sınırlamak doğru değil.
     
  5. Ömer Alken
    Offline

    Ömer Alken Üye

    Katılım:
    21 Kasım 2014
    Mesajlar:
    405
    Beğenileri:
    170
    Ödül Puanları:
    53
    Cinsiyet:
    Bay
    Öncelikle meyvelerin bize kattığı değer olarak vitamin ve minarellerden bahsedebiliriz.Fruktoz ise tıp dünyasında en zararlı şeker olarak kabul görmekte.Vitamin ve minarelleri ise sebzeler ve kuruyemişlerden almamız çok kolay.Ne muzdaki potasyuma ne portakaldaki c vitamine muhtaç değiliz.Meyveler tarım sektöründe zirai ilaçlara en çok maruz kalan ürünlerdir.Ayrıca genetikleri ile muazzam ölçüde oynanmıştır ve lif değerleri oldukça düşürülmüştür.Bu neden elle tutulur bir fayda söz konusu değildir.Bir insan meyve yemek istediği için meyve yemelidir.Tadı güzel diye mesela.Ancak sağlıklı olduklari için tercih edilmelerinin bir anlamı yoktur.Karbonhidrat konusuna gelirsek günümüzün karbonhidrat kaynaklarının temelini tahıllar(birçok tahılın insan vücudunda sindirimi neredeyse yapılamayan glutenden yüksek oranlarda içerdiği de artık bir gerçektir) oluşturmaktadır.Diğer kaynaklardan alabileceğimiz karbonhidratları ise çok yüksek değerlere çıkmadan antrenman sonrası glikojen depolarını doldurmak amacıyla alırsak 150-200 gr oldukça yeterli olacaktır.Fazladan karbonhidrat bir şey ifade etmez.LowCarb. beslenmesinin performansa ve form tutmaya olumlu etkilerine dair araştırmalar mevcuttur.Düşük karbonhidrat alımında herhangi bir yanlış yoktur.
     
  6. respect2us.23
    Offline

    respect2us.23 Üye

    Katılım:
    17 Temmuz 2016
    Mesajlar:
    1.275
    Beğenileri:
    688
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Diyetisyen
    Söylemleriniz bu alana uzak olan birisi için duyduğunda çok etkileyici gelebilir. Lakin tam da bu alanın içinde biri olarak bana hiç etkileyici gelmedi. Tıp dünyasında en zararlı şeker diye adlandırdığınız fruktoz, bizim bilmediğimiz hangi tıp dünyasında böyle adlandırılıyor? :) glutenin sindirilmediğinden bahsetmişsiniz ancak hepimizin çölyak olduğunu sanmıyorum. Low carb performans kaybına sebep olduğuna dair pek çok araştırma ekleyebilirim buraya. Rica etsem söylemlerinizin tamamına kaynak ekler misiniz?
    --- Mesaj birleştirildi, 12 Temmuz 2018 ---
    Eklemeler:

    "Despite the epidemiological parallel between the marked increase of obesity and fructose consumption, there is no direct evidence linking obesity to the consumption of physiological amounts of fructose in humans (≤ 100g/day). A moderate dose (≤ 50g/day) of added fructose has no deleterious effect on fasting and postprandial triglycerides, glucose control and insulin resistance. There is no existing evidence for a relation between moderate fructose consumption and hypertension. Fructose may induce hyperuricaemia, but mainly in patients with gout.

    Beneficial effects of moderate amounts of fructose have also been demonstrated: 1. Fructose seems to decrease appetite when taken in a solution or puddings before a meal, 2. It seems to lower plasma glucose responses to orally ingested glucose via stimulation of hepatic glycogen, when added to the glucose challenge, 3. While pre-exercise and exercise ingestion of glucose and fructose are of equal values in delaying exhaustion, ingestion of fructose before and during the exercise provide a more constant supply of available glucose to the working muscle."

    Burada günlük 50 grama kadar fruktoz alımının(ortalama 3-4 porsiyon) glikoz ve lipit regulasyonunu bozucu etki etmediği belirtiliyor(Açlık tokluk tg, insülin direnci ve glikoz metabolizması). Devamında faydalarından söz ediliyor(yalnızca mikto besin öğeleri yok.)
    Referans: Rizkalla SW. Health implication of fructose consumption: A review of recent data. Nutrition & Metabolism 2010;7:82.

    "Long term dietary intake of gluten was not associated with risk of coronary heart disease. However, the avoidance of gluten may result in reduced consumption of beneficial whole grains, which may affect cardiovascular risk. The promotion of gluten-free diets among people without celiac disease should not be encouraged."

    Güncel bir yayın. Gluten tüketiminin kalp hastalığıyla ilişkisi olmadığını, aksine glutensiz beslenmenin koroner kalp hastalıkları riskini/kardiovasküler riski artırdığını belirtiyor. Sindirilmeyen bir glutenin varlığı nasıl fayda sağlayabiliyor?
    Referans: https://www.bmj.com/content/357/bmj.j1892

    Low carb performans üzerindeki etkisiyle ilgili bugüne kadar yapılan en detaylı(https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5407976/pdf/TJP-595-2785.pdf) çalışmada performansın bozulduğu belirtiliyor. Yayın 2017 yılına ait. Başka kaynaklarda ekleyebilirim sizin söylemlerinize karşıt :)
     
    Son düzenleme: 12 Temmuz 2018
    notavarage bunu beğendi.
  7. Ömer Alken
    Offline

    Ömer Alken Üye

    Katılım:
    21 Kasım 2014
    Mesajlar:
    405
    Beğenileri:
    170
    Ödül Puanları:
    53
    Cinsiyet:
    Bay
    Gluten kısmından bahsedelim.
    "the avoidance of gluten may result in reduced consumption of beneficial whole grains" burada glutensiz beslenmenin bahsi geçen hastalıkların riskini arttırdığından bahsetmiyor. Glutensiz beslenmenin tam tahıllı gıdalardan alınması gerekenlerin alınamayacağından bahsediyor. Glutenin buradaki tek etkisi var olmak. Glutenin faydalı olduğundan bahsedilmiyor.Glutenin tamamen sindirilemediğini söylemek hatalı olur aslında.

    "Glutenli gıdalar aslında tüm insanlarda bazı toksik etkiler oluşturmaktadır. Gluten doğrudan immun ve non-immun yanıtlara yol açabilmektedir. İçerdiği ‘’Wheat Germ Agglutinin’’, lektin toksik etkiler oluştururken, gliadorphin, gliamorphin opiat benzeri etkilere neden olmaktadır. Çölyaklı olmayanlarda da çölyak benzeri ancak farkedilmeyecek düzeyde yan etkiler oluşmaktadır. Bu durum son yıllarda ‘’Gluten Iceberg’’ olarak adlandırılmaktadır. Buğdayın dünyadaki ilk tahıl olarak M.Ö. 10.000’de 2 kromozomlu başladığı serüven bugün 45 kromozomlu bir yapıya dönüşmüştür. Tarımsal uğraşılar ve günümüzün genetik uygulamaları insanoğlunun bu en temel gıdasının adeta bir kabusa dönüşmesine yol açmıştır."
    Kaynak:
    http://semaaydogdu.com/static/upload/akademik/filesceliac-disease_130310013223.pdf/

    Burada da bahsedildiği gibi tabi ki de herkes çölyak hastası değil ancak gluten intoleransı toplumumuzda yaygın ve yüksek gluten içeriği ile beslenmek genetik yatkınlığı ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.

    Fruktoz konusuna gelirsek
    "Fruktozun insülin direncine, trigliserid (TG) düzeyinde artışa, abdominal obeziteye, artmış kan basıncına, inflamasyona, oksidatif strese, endotelyal disfonksiyona, mikrovasküler hastalıklara, hiperürisemiye, glomerüler hipertansiyon ve böbrek hasarına, yağlı karaciğere neden olduğu ifade edilmektedir. "
    Kaynak:9. Sanchez-Lozada LG, Le M, Segal M, Johnson RJ. How safe is fructose for persons with or without diabetes? Am J Clin Nutr 2008;88:1189-90.
    Ancak bu tip araştırmalar pratikte kişinin hayatı ile oldukça alakalı olup denekler arasında farklılı götermektedir.Fruktoza air temel sorun metaboliz ediliş şeklinin glikıozdan farklı oluşudur.Karaciğer ve pankreas yağlanmasına sebebiyet verebilmesidir.Vediğiniz araştırmaları okudum genel kanı <50 gr şeklindeki ılımlı tüketimin ciddi problemler yol açmayacağından bahsediliyor.Ancak bu araştırmalara günlük enerji alımının %10 unun şeker ile alındığı diyetlerde ifade edilmiş.Yani 2500 kcallik bir diyet takip eden birey 250 kcal şeker ile alabileceğini öngörmektedir.Yani aşağı yukaru 45-65 gr şeker.Zaten 50 gr fruktoz tüketiminde bulunursak ılımlı şeker alımının üstüne çıkılması içten bile değil.Burada tartışılan konu esasında şeker dengesinin yüksek porsiyonlar meyve tüketimi ile sağlanmasının mümkün olmadığıdır.

    Kaynak:
    10. Institue of Medicine. Dietary Reference Intakes for Energy, Carbohydrate, Fiber, Fat, Fatty Acids, Cholesterol, Protein and Amino Acids. Washington: National Academies Press; 2005. Erişim: http://nap.edu/10490
    Dünya Sağlık Örgütünün kalori/şeker dengesine ait bilgilndirmesi(ek olarak fruktozdan da bahsemektedir.)

    Low Carb konusunda ise araştırma göstermeyeceğim.Çünkü bu konunun sonuca bağlanabileceğine inanmıyorum. Prof. Ahmet Aydın Taş Devri Kitabında gerek low carb, gerek high fat(%50 oranlarında) gerekse ketojonik diyetin maraton koşucularından,kabile üyelerine(burada üzerlerinde kardiyovasküler testler uygulanan karbohidratsız beslenme tiplerindeki yerlilerden bahsedilmektedir.) farklı tip bireyler üzerindeki birçok araştırmadan bahsetmektedir.Mevcut araştırmalarda yerlilerin olimpik atlet düzeyinde performans sergilediği,sprocuların performanslarının arttığından bahsedilmektedir.
    Bu konuyu oldukça kişi bazında görmekteyim.Birçok arkadaşım,spor yapan tanıdığım 250-300 gr karbonhidrat almadan antrenman dahi çıkartamazken ben 70-80 gr karbonhidrat alımı ile 2-25. saatlik idmanları rahatlıkla çıkartabilmekteyim.
    "Başka kaynaklarda ekleyebilirim sizin söylemlerinize karşıt "
    Tabi ki de ekleyebilirsinz bir o kadar da ben eklerim çünkü fitness ve beslenmeye dair bazı konular ucu açıktır.Genetik faktörlerden bağımsız olması mümkün değildir ve genel geçerliliğini koruyamaz.
    Fruktozun nitelendirmesini ise Cerrah Paşa Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı yapmaktadır en zararlı şeker derken.
     
  8. respect2us.23
    Offline

    respect2us.23 Üye

    Katılım:
    17 Temmuz 2016
    Mesajlar:
    1.275
    Beğenileri:
    688
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Diyetisyen
    Mesajı belli bir yerden sonra yanlışlardan ötürü okumadım. Öncelikle bilimsel yayın konusunda referans yalnızca kaynak değildir. Çalışmayı yapan kişinin branşı ve çalışma uyumu, yayının yayınlandığı dergi, SCI indeksinin olup olmadığı, impact faktörü gibi pek çok şeyi göz önünde bulundurmamız gerekir. Ayrıca alıntılamadaki ifadeler bizi yanlışa sürükleyebilir. Bunun iyi bir örneği sanırım Gluten Iceberg. Bu ifade gluten enteropatisine sahip ancak tanı konulmamış kişilerin çokluğunu ifade etmek için kullanılan bir ifade. Çünkü çölyak hastalığının tek bir türü yok. Semptomatik, asemptomatik, potansiyel, latent gibi türleri var ve tanı almayan pek çok kişi var. Bu sebeple gluten ıceberg benzetmesi kullanılıyor.
    Fruktoz konusunda o çalışma %10 dan bahsediyor. Basit şeker önerilmeyen bireylerde diyetin %10 ile nasıl 50 gramın aşıldığını da anlamış değilim. Low carb için ise bahsettiğin kişi ve çalışmalarının referans alınmayacağından emin olabilirsin. Bu alanda ACSM nin yayınları kanun gibidir ve ACSM güncel yayınlarında low carb diyetlerin performans kaybı ile sonuçlanacağını söyler. Yukarda eklediğim çalışma da zaten ACSM editörlerinden Louise Burke' a ait. Bahsettiğin kişinin yayınlarının bu alan için değerinin olduğunu sanmıyorum. Bu alanda ayrım yapamayan sporcuların okuduğu bir kitap. Tıpkı Karatay'ın kitapları gibi. Bunlar yerine okunabilecek çok kaliteli sporcu beslenmesi yayınları var.
    --- Mesaj birleştirildi, 12 Temmuz 2018 ---
    Tekrardan ekleme yapmakta fayda var. Konudaki görüşlerden etkilenmemen ve diyetisyen ile görüşmen daha iyi olacaktır. Bu alanın uzmanları onlar ;)
    --- Mesaj birleştirildi, 12 Temmuz 2018 ---
    Düzenleme yapacaktım ancak yapamadım buraya ekliyorum. Konuyu daha fazla uzatmak ve amacından daha fazla saptırmamak adına bitireceğim. Eğer konuyla ilgili kaynak isteyen veya sorusu olan varsa her zaman sorabilir. Gerekli eklemeleri güncel sporcu beslenmesi yayınlarından ve kitaplarından yaparım. Bu arada mesajının son kısmına baktığımda 70-80 g karb ile 2-2.5 saat antrenman yaptığını söylemişsin. Ancak bizim için önemli olan süreden ziyade nitelik ve kalitedir. (Optimumluk). Bunu protein frequency/timing olayına benzetebiliriz. Bir iki öğünde yüksek miktarda protein alımı yerine, 3-5 saatte bir 3-5 öğünde 20-25 g proteinin optimal kas adaptasyonu sağladığını belirtiriz. Yani buradaki amacımız bir şeyi yapmak değil. Doğru, ideal ve optimum şekilde yapmak. Ancak herkesin seçimi farklı olabilir. Yalnızca meslek etiğine uygun olanı yaparız o kadar.
     
    Son düzenleme: 12 Temmuz 2018
  9. Ömer Alken
    Offline

    Ömer Alken Üye

    Katılım:
    21 Kasım 2014
    Mesajlar:
    405
    Beğenileri:
    170
    Ödül Puanları:
    53
    Cinsiyet:
    Bay
    "Fruktoz konusunda o çalışma %10 dan bahsediyor. Basit şeker önerilmeyen bireylerde diyetin %10 ile nasıl 50 gramın aşıldığını da anlamış değilim."

    Kendi okuduğum makaleyi yanlış alıntılamışım.Kaynağı vermiştim.Ek olarak ben pratikte uygulabilirliğin zoruluğundan bahsettim orada.Kişinin diyetinin bir VG ci kadar sıkı olması gerek şekerden o kadar uzak durabilmesi için.Ayrıca pakatli birçok üründe fruktot-glikız şurubu bulunmaktadır.Her şey salt bilim değildir.Toplumsal gerçeklikler göz önüne alınmalıdır ve bunu belirtmiştim.

    "Bu alanda ACSM nin yayınları kanun gibidir ve ACSM güncel yayınlarında low carb diyetlerin performans kaybı ile sonuçlanacağını söyler."
    Paylaşılan makale yanlış hatırlamıyorsam bir meta analizden ziyade race walkers ile alakalıydı.Yani 10-20-50 km lik parkurlar tamamylayan insanlar.Saatlerce süren bir performansta tabiki de low carb etkisiz kalabilir.Saatlerce aralıksız süren bir performans.
    Elit sporcu değilim olimpik değilim müsabık değilim.Bu nedenle performansımın %2-5 lik oynamaları yağsız ve sağlıklı bir vücut elde etmekte vazgeçebileceğim bir değer.
    Burada law carb diyetin yağ oranını düşük tutmakta ve egzersiz sırasında yorgunluğu azalattığına dair birkaç araştırma.Optimizasyondan bahsetmişsiniz,protein frequency/timing de olduğu gibi hedef önemli.Benim total proteine 2 öğünde(sabah/akşam) ulaşmam ile 3-5 saatlik periyotlarda ulaşmam bana etki etmeyecek çünkü elit sporcu değilim.Günümüzde IF Diyetini uygulayan olimpik sporcular ve powerlifterlar bulunurken bu da ayrı bir tartışma konusu tabi.
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/3343914
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/7000826
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19373224

    "Mesajı belli bir yerden sonra yanlışlardan ötürü okumadım."
    Basit bir çeviriyi dahi yanlış yaptıktan sonra aynı şeyi yapmam gerekirdi galiba.
     
  10. respect2us.23
    Offline

    respect2us.23 Üye

    Katılım:
    17 Temmuz 2016
    Mesajlar:
    1.275
    Beğenileri:
    688
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Diyetisyen
    Güncel sporcu kitaplarının tamamında vücutgeliştirme sporcularının katı diyetler yaptığı ancak buna gerek olmadığı belirtiliyor. O yüzden ilk ifaden yanlış. Kimsenin vg sporcusu gibi sıkı diyet yapmasına gerek yok, çünkü vg için katı/sıkı diyet tarzında bir durum literatürde yok.

    Olimpik sporcu olup olmaman veya müsabık olup olmaman açıkcası umrumda değil, bu kısımla ilgilenmiyorum. Ancak optimumu saptırmaya çalıştığın bir nokta var ki bu kısım beni ilgilendiriyor. Diyorsun ki protein timing benim için pek önemli değil. Farkların çok az olduğundan filan bahsetmişsin ki buna katılmıyorum. Antrenman sonrası whey ile kazein alımının kıyaslandığı bir çalışma 5 kg ile 0.8 kg şeklinde FFM oluştuğunu ve farkın ciddi olduğunu belirtiyor. E hani antrenman sonrası 20-25 g iyi kalite protein almak yeterliydi? Doğrudan bunu söyleyen çalışmalar var. Protein zamanlaması, besin seçimi müsabık olsun olmasın önemli.
    Sadece bu kısmı dikkate alıp cevap vermek sanırım daha iyi olacak.

    "Claims that extremely high-fat, carbohydrate-restricted diets provide a benefit to the performance of competitive athletes are not supported by current literature."

    Thomas DT, et al.
    American College of Sports Medicine Joint Position Statement. Nutrition and Athletic Performance.
    Med Sci Sports Exerc. 2016.

    Bu diyetlerin müsabık sporcularda yapılmasının sebebi, yüksek performansa sahip oldukları için farkı ortaya koyabilmek. Sporculara öneride bulunurken müsabık mı değil mi diye ayrım yapmak değil. Söylediğine göre bir çok bilimsel yayın var low carb performansa olumlu katkısına dair, ancak ACSM nin rehberine göre bilimsel literatürde öyle bir yayın yok. Biz buna araştırma seçimi, metodoloji kontrolü diyoruz. Bu da konudaki son postum iyi forumlar.
     
  11. Ömer Alken
    Offline

    Ömer Alken Üye

    Katılım:
    21 Kasım 2014
    Mesajlar:
    405
    Beğenileri:
    170
    Ödül Puanları:
    53
    Cinsiyet:
    Bay
    “vg için katı/sıkı diyet tarzında bir durum literatürde yok.”
    Yarışma sürecindeki hiç kimse ile herhangi bir iletişme geçmediğiniz çok açık.Belli dönemlerdeki kalorri alımlarının inanılmaz önem ifade ettiğini bilmeniz gerek.

    “Antrenman sonrası whey ile kazein alımının kıyaslandığı bir çalışma 5 kg ile 0.8 kg şeklinde FFM oluştuğunu ve farkın ciddi olduğunu belirtiyor”
    Şaka mı bu timing in inanılmaz değerler katmadığı kas kütlesi üzerinde uzun vadede kayda değer sonuçlar elde etmediğine dair IF diyetli merkezli onlarca araştırma var.Nasıl bu kadar dogmatik davranıyoe insanlar anlamak çok güç.

    “competitive athletes ”
    Terimi oldukça geniş bir ifade.maraton koşucuları gibi dayanıklılık sporcuları için low carb effective olmayacakken,podyuma çıkacak bir vgci in son derece etkili olabilecektir.Ayrıca düşük karbonhidrat alımının hücrelere atp ve kreatin alımında negatif etkileri olmadığı için kas yapmak için çaba gösteren bir birey içinde sorun olmayacaktır.”
    Müsabık olman umrumda değil derken örnek gösterdiğin kaynak “competitive athletes“ terimini kullanmaktadır.Ataştırmaları ve bilgileri koşullarına göre değerlendirmek gerek derken sürekli tezatlık içine düşüyorsunuz.

    Kanun gibi kabul ettiğiniz bilgiler hiçbir zaman genel geçer olamaz genetik çeşitlilikler birçok değişkeni şahıs bazında farklılaştırabilmekte ve optimizasyonun farklı şekillerde ortaya çıkmasını sağlamaktadır.Tıpkı EGM verilerine göre “en iyi kas fiberi aktive eden hareket” diye sayılan hareketlerin anatomik farklılıklarla farklı vücutlarda aynı sonuçları vermemesi gibi.
    Neyse sizlere dogmalarınızla başarılar.Ancak amacı kas geliştirme olan 15 yaşındaki bir çocuk verilecek tavsiyelerin bunlar olmadığını bilmeniz gerek.
     
  12. respect2us.23
    Offline

    respect2us.23 Üye

    Katılım:
    17 Temmuz 2016
    Mesajlar:
    1.275
    Beğenileri:
    688
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Diyetisyen
    Senin yaş grubundaki gençler netten takip ettiği 3-5 müsabık sporcuyla kendini müsabaka diyeti bildiğini veya müsabık sporcular tanıdığını zannediyor ya şaşıp kalıyorum. Güzel kafa, güzel dünya :)

    Yorumun beni çok güldürdü. Müsabaka diyetlerini bilmiyorum müsabık sporcu ile iletişim kurmadım demek hiç güleceğim yoktu :D
     
  13. Ömer Alken
    Offline

    Ömer Alken Üye

    Katılım:
    21 Kasım 2014
    Mesajlar:
    405
    Beğenileri:
    170
    Ödül Puanları:
    53
    Cinsiyet:
    Bay
    Şu seviyeden sonra cevap vermeye değer üsluptan çıkıyorsunuz.Fazlasıyla zaman kaybı.Cevapların çoğu alakasız ve konuyu ana hattından uzaklaştırıcı.”Netten” ifadesi manidar.Günümüzde her şey internetten öğrenilirken.
     
  14. respect2us.23
    Offline

    respect2us.23 Üye

    Katılım:
    17 Temmuz 2016
    Mesajlar:
    1.275
    Beğenileri:
    688
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Diyetisyen
    Şaka? Gerçek literatür olmasın o.
    Cribb PJ, Williams AD, Carey MF, Hayes A. The effect of whey isolate and resistance training on strength, body composition, and plasma glutamine. Int J Sport Nutr Exerc Metab. 2006;16:494–509.

    Çarpıtıp çevirmeye çalışmak yerine cevap vermemen daha iyi. Low carb diyetlerin faydalı olduğuna dair bir çok yayın var kısmına gösterilen kaynaktan sonra cevap verilmemeli.
    "Vg için bilimsel literatürde katı/sıkı diyet yok ifadesine yorum yaparak hiç müsabık sporcu tanımadığımı söylemen ... Bizim referansımız üstte de dediğim gibi "bilimsel literatür". Yani netten takip ettiğiniz sporcular değil. Haliyle onların yaptığı, bilimsel literatüre sıkı/katı diyetin gerekliliğini sokmuyor.
    Burnunun ucundan ötesini göremeyen birine bir şeyleri göstermeye çalışmakla uğraşmayacağım daha fazla.
     
  15. Ömer Alken
    Offline

    Ömer Alken Üye

    Katılım:
    21 Kasım 2014
    Mesajlar:
    405
    Beğenileri:
    170
    Ödül Puanları:
    53
    Cinsiyet:
    Bay
    Yine tezatlıklar anlamsız kaynaklr konuyu bir türlü anlamamalar artık bunun kötü niyetle yapıldığından ya da dil bilmezlikten yapıldığını düşünüyorum.Tartıştığımız konu protein alımının gün içerisine dağılımı
    Paylaşılan makale isole whey ve casein karşlaştırması

    “This study examined the effects of supplementation with two proteins, hydrolyzed whey isolate (WI) and casein (C), on strength, body composition, and plasma glutamine levels“
    İngilizce bilmiyorsanız basit bir çeviri kullanın attığınız araştırmalrın yarısını bile okuyor gibi değilsiniz.Bu kadar basit hatalar yapılamaz
     
  16. respect2us.23
    Offline

    respect2us.23 Üye

    Katılım:
    17 Temmuz 2016
    Mesajlar:
    1.275
    Beğenileri:
    688
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Diyetisyen
    Ahaha :D
     
  17. Ömer Alken
    Offline

    Ömer Alken Üye

    Katılım:
    21 Kasım 2014
    Mesajlar:
    405
    Beğenileri:
    170
    Ödül Puanları:
    53
    Cinsiyet:
    Bay
    Konu hakkında daha çok yanlış yönlendirmeleriniz ve ya hatalı çevirileriniz olmayacaksa bir daha buraya yazmayacağım.Başarılar
     
  18. respect2us.23
    Offline

    respect2us.23 Üye

    Katılım:
    17 Temmuz 2016
    Mesajlar:
    1.275
    Beğenileri:
    688
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Diyetisyen
    JISSN'de güncel bir çalışma yayınlanmışken paylaşmamak olmaz.

    "Thus, we conclude that low-carbohydrate dietary approaches, such as KD, would not be an optimum strategy for building muscle mass in trained men under the training conditions of this study (mechanical tension-focused RT protocol during 8 weeks)."

    https://jissn.biomedcentral.com/track/pdf/10.1186/s12970-018-0236-9

    Kas yapımı/FFM kazanımı veya diğer tabirle "büyümek" isteyenlere araştırmacıların verdiği cevap. Kas kazanımı yani "büyüme" için düşük karbonhidratlı diyet yaklaşımları optimum olmayabilir. OPTİMUM anahtar kelime :)

    Respect2us yazdı, çizdi, gitti :)
     
    Son düzenleme: 20 Temmuz 2018

Sayfayı Paylaş