Şu yaşıma kadar edindiğim tecrübelerden, bu konuda yorum yapabileceğim tek bir olgu var, o da 'başarı'dır arkadaşlar. Bu rahatsızlıkta dışarıdan gelen etkiler %30 olsa, %70 insanın kendi beyni sorumludur. Etrafınıza dikkat edin, para kazanan, madalya kazanan, şan - şeref kazanan, hiç yoksa övgü alan takdir edilen, kısacası onaylanan insanlar rahat tavırlar sergilerler, kendilerini daha rahat ifade ederler. Bu insanların ortak özelliği, o rahatlığa geçen sınırda ki 'kabul' biletini kapmış olmalarıdır. Her insan ayrı bir dünya olduğuna göre, her bireyin dünyası, hayalleri ve hedefleri farklı olacaktır, kimisi donanımlı - bilgili bir entellektüel olmak isteyebilir, kimisi etrafında sayılan sevilen efendi bir ağır abi olmak isteyebilir, kimisi vücut, kimisi sadece para kazanarak evine ekmek götürmek isteyebilir, kimisi de bunların hepsini birden isteyebilir vs. Yani bu duruma göre, hedeflediğiniz her ne halt ise, neyi istiyorsanız onu elde edin, önce oturun düşünün, uzuun süreleri kapsayan program yapın, isteklerinizi gerçekleştirin ve gerçekten buna giden yolda sabırlı olun, sonra beyninizin oynadığı oyundan - kuruntulardan kurtulup, 'o' olduğunuz zaman, şu düşüncelerinizi, bu günlerinizi hatırlamayacaksınız bile, en azından başaranlar için bu böyle olmuştur, olmaya da devam edecektir. Bu arada karşı cins konusuna gelirsek, (sanmıyorum ama) eğer bunun için vücut geliştirme gibi bir uğraşı içerisindeyseniz, doğru yol olmadığını söyleyebilirim, @
yaver bey' in anlattıklarına sonuna kadar katılıyorum, seven, sevecek olan kadınlar da elbet içgüdü sahibidir ama, onlardan biriyle mutlu, mesut bir hayat istiyorsanız öncelikle ' ya beni kabul et, ya da defet ' diyen dürüst ve karakter sahibi bir adam olmanız gerekiyor, göbekli veya kısa olmanızda önemli değil, Meter Mevsimler gibi olmanızda. Kesinlikle genelleme yapmak istemiyorum özellikle vurgulayayım ama, karakteri es geçip vücudunuza gelen kadınlar, aklı veya gönlünden ziyade hormonlarıyla hareket ediyor gibi bir izlenim bırakıyor.