Yurtdışında Yaşamak

Konusu 'Dertleşme' forumundadır ve B.B. King tarafından 9 Mayıs 2008 başlatılmıştır.

Konu Durumu:
Mesaj gönderimine kapalı.
Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 16 üye.
  1. B.B. King
    Offline

    B.B. King Üye

    Katılım:
    28 Şubat 2008
    Mesajlar:
    355
    Beğenileri:
    174
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Avustralya/Melbourne
    3 hafta sonra kız arkadaşım kate'le avustralya-melbourne'e yerleşeceğim.temmuz ayında da evleniyoruz...
    türkiye'deki son günlerim.daha 1 hafta öncesi "nesini özleyeceğim bu lanet ülkenin" derken,şu anda dokunsalar ağlayacak vaziyetteyim.askerliğimi yapmadığım için 4 seneden önce türkiye'ye ayak basamayacağım.kate'in annesi avustralya'lı olduğu için,evlenince avustralya vatandaşlığına geçebilecek miyim,geçersem türkiye'deki askerliğim kaldırılabilecek mi..bu konular henüz belirsiz..
    bu arada taş atmaların önüne geçebilmek için baştan söylüyorum,askerlikten kaçacak kadar aşağılık birisi değilim.sadece şu anda savaş durumu yok ve 18 gün askerlik yapabilme hakkımdan yararlanabilmek istiyorum.yoksa vatanıma canım feda.her gün gönüllü olarak,bir de üzerine ayda 150 milyon salon aidatı ödeyerek 100'lerce kiloluk ağırlıklarla boğuşurken,askerlikteki ufak tefek sıkıntılardan kaçacak halim yok.neyse...

    forumumuzda danimarka,çek cumhuriyeti,avusturya gibi ülkelerden arkadaşlarımız var.daha önce 6 kere yurtdışına çıkmama rağmen en uzun kalışım 4 hafta olduğu için bir şey anlayamadım..yurtdışında yaşamak nasıl bir duygu?bir yabancı olmak..yalnızlık hissi..dışlanmışlık..

    beni neler bekliyor?yurtdışındaki arkadaşlarımız tecrübelerini paylaşırlarsa sevinirim.
     
  2. aneximandros
    Offline

    aneximandros Özel Üye

    Katılım:
    14 Aralık 2007
    Mesajlar:
    1.830
    Beğenileri:
    2.154
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Teorik Kimya
    Yer:
    USA
    Oncelikle askerlik konusunda yardimci olayim. Vatandasliktan cikmak icin cok cok ozel bir nedenin yoksa, ve curuk raporun da yoksa askerligi kisa donem, uzun donem, 18 gun bir sekilde yapacaksin. 4 sene degil tam, 3 senelik is gunu yurt disinda doldurman gereken. Detayli bilgiyi www.konsolosluk.net den alabilirsin. Yurt disinda yasayanlarin dovizle askerlik hakki ile ilgili aklina takilan butun sorularin cevabi orda. Benim nacizane fikrim vatandasliktan cikmanin cok cok iyi bir fikir olmadigi yonunde. Hayatimizin bizi nereye surukleyecegi belli degil. Yarin, obur gun bir bakarsin isteyerek veya istemeyerek Turkiye'ye donuvermisin.

    Yurt disinda yasamak tuhaf biraz. 4 senedir Amerikadayim. Hala kesin bir karar verebilmis degilim Turkiye'mi burasi mi diye. Her kulturun kendine gore guzellikleri var. Onemli olan senin karakterinin yasayacagin yere ne kadar surede adapte olabilecegi. Bir esik var, 6ay-1sene arasi. Insanlarin bir kismi o esigi atlatamayip geri donuyor. Adaptasyon da iste bu nokta onem kazaniyor. Umarim sen bu donemi cabuk atlatirsin. Yaninda mustakbel esinin olmasi buyuk avantaj. Allah mesut etsin :).

    Avustralyadaki yasami bilmiyorum ama Amerikadaki ile Turkiyeyi bazi acilardan kiyasliyabilirim. Oncelikle konumuz insanlar. Burada insanlar inanilmaz kibar, ama bir o kadar da yuzeysel. Sabah birini goruyorsun hemen bole abartili abartili bagira cagira yaya yaya "how are you doiiing"ler, herkesin yuzunde bir maske. Herkes yalniz. Zaten yalniz birey guclu bireydir dusturuna dayanan bir toplum. Kafalari en cok ticarete calisiyor. Her seyi o kadar guzel allayip pulluyorlar ki. Ama biliyorsun cogunun icinin bos oldugunu, isin tuhafi dinleyenlerde soyleyenlerin satmaya calistiginin farkinda (artik konu ne olursa). Turkiyede de herkes derdini anlatma derdine, bazen iliskiler o kadar civik oluyor ki, insanlar birbirinin yasama alanina o kadar cok mudahele ediyorlar ki "yeter be" diyorsun. Guzeli ikisinin arasi bir sey olurdu sanirim.

    Adamlarin is ahlakina hayranim yalniz. Sabah 9-Aksam 5. Calisiyor adamlar, kaytarmak yok. Bizdekinden cok farkli. Bizde devlet dairesine gidersin is yurumez, bankaya gidersin saatlerce sira, markete gidersin bozuk et satarlar, bakkal peynirden calar. Burada araba saticilari ve avukatlar haric insanlarin soyledigine guvenebiliyosun. Ya Turkiye? Herkes su icer gibi yalan soyluyor. Rusvet, yalan, ikiyuzluluk hepsi masallah bizde girla var. Bizde yankesici var, burda katil var bizde iyi kotu sosyal hizmet anlayisi var, burda hasta olunca sigortan yoksa hastaneye gidemiyosun (acilin kapisindan girmek 2000 dolar. Adamin 2000 dolari olsa zaten sigorta yaptirir di mi? E be nixon, yakmissin bu memleketi :))

    Aslinda bu konudan kitap cikar ama daha uzatmiyayim, baskalari ne diyecek merak ediyorum deyip burada kesiyorum ( yazmaktan da yoruldum biraz :)).
     
    musclefan ve B.B. King bunu beğendi.
  3. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Öncelikle hayırlı ve uğurlu olsun dilerim Kate ile mutlu bir evliliğiniz ve Avusturalya'da harika bir yaşantınız olur.
    Yurtdışında yaşam deneyimim yok, ancak gözlemlerimi genede paylaşmak isterim.
    Nişanlım Almanya doğıumlu bir Türk kızı, onun dışında İstanbul'da yaşayan expatlar ve geçmişteki kız arkadaşlarım üzerinden kendimde gözlemlerimi paylaşmak isterim.
    Benim gördüğüm, dışarıda olmanın güzel yanı o tazelik duygusu, İstanbul'da bir süreliğine bulunan yabancı insanlarda onu görüyorum, şehre ve kültüre dışarıdan bakma, daha samimi bir merak ve enerji.
    Yani 30 senelik bir Melbourne'lu şehri artık kanıksamışken, senin sıfırdan keşfedecek olmanın vereceği keyif bence güzel bir artısı olacak.
    Aneximandros'un gözlemleri her ne kadar Amerika'da yaşamamış olsamda, Amerikan Rüyasını eleştiren filmlerde izlediğim tablo ve orada yaşamış insanlardan duyduklarımla tam olaran örtüşüyor.
    Yani iş ortamında kalan kibar-düzeyli arkadaşlıklar, iş ve özel yaşamın birbirinden sıkı sıkıya ayrı olması durumu.
    Ancak sen Avustrulaya'ya gideceğin için hem Amerika'da hemde Avusturalya'da bulunmuş iki yakınımın görüşlerini buraya yazsam eminim sana moral olacak.
    Bir tanesi abim, her iki ülkede de iş nedeniyle 3 hafta bulundu, Avustrulya'nın açık ara üstün olduğu görüşünde.
    Sydney'de bulundu, çok beğendi, insanların daha samimi olması, daha taze bir kıta olması ve kozmopolitliği çok hoşuna gitmiş ve Sydney için konuşacak olursak, şehrin merkezinden okyanus kıyısına 5-10 dakikada ulaşabilmek harikaymış.
    Bir diğer gözlemci ise 2 sene yüksek lisans için Sydney'de bulunan bir dostum.
    Öncelikle geri döndü, yani orayı çok beğendiği ve ABD ile kıyaslanamaz olduğunu söylediği halde geri geldi.
    Kalabilirdi, bir şekilde iş bulabilirdi, ama aile özlemi ve evinin rahatlığı üstün geldi sanırım, birde ekonomik sıkıntısı olmadığı için orada tutunma ihtiyacı hissetmedi sanırım.
    Mesela ben de eşimle (evlenince Kanadaya göçmenlik başvurusu yapacağım) çünkü burada mutsuzum, geleceğe dair umudum çok kısıtlı, ben gidersem ekonomik nedenlerle giderim.
    Neyse, anladığım kadarıyla, Avusturalya'da insanlar Amerika'daki gibi kibar, bir merhabayı, nasılsını ihmal etmiyorlar.
    Biraz daha derinlikli ve anlamlı ilişkiler kurulabildiğini söylüyordu arkadaşım.
    Doğası, düzeni, canlılığı iç açan bir diyar olarak duydum Avusturalya'yı, özellikle Perth için muhteşem deniyordu.
    Eminim güzel olacak, eğer orada zorlanırsan bence Türkiye'deki ekonomik ve siyasi belirsizlikleri kendine hatırlatarak en azından orada güzel bir yer edinene kadar kendini motive etmen.
    Dönen arkadaşımı şu anda babasının iş yerinde çalışıyor, sanayilerde koşturuyor, ve bence kariyeri hiç parlak durumda değil.
    Aileden son derece varlıklı olduğu için hani akşam gezer, altında arabası, "sürünüyor" diyemem, ama iş anlamında sürünüyor, mutsuz.
    O kendi kendine soruyor mu bilmiyorum, ama ben onun yerine soruyorum, acaba orada kariyer şansını zorlasaydı nasıl olurdu.
    Döneli 4 sene oldu, 4 sene su gibi akıp geçti, orada kalsaydı belki birşeyler katacaktı iş deneyimlerine ve banka hesabına (dolaylı olarak kendine güvenine)
    Orada yalnız olabilirsin, kendini uzaylı gibi hissedebilirsin kimi zaman, ama güzel olan orada senin gibi o kadar çok yabancı var ki, orası zaten dünya vatandaşları için ikinci bir şans yeri bence, zor zamanlarında Türkiye hasretini büyütmek yerine Türkiye'deki olumsuzluklara odaklanmak ve orada kendin için daha fazla şey yapabileceğini düşünmek eminim sana güç verecek.
    Bende aynı düşünceler içindeyim, bakarsınız 2-3 sene sonra bende Kanada'dan yazıyor olurum ;)
     
    B.B. King bunu beğendi.
  4. guardbody
    Offline

    guardbody Özel Üye

    Katılım:
    24 Ağustos 2004
    Mesajlar:
    3.418
    Beğenileri:
    1.600
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    KALİTE TEKNİSYENİ
    Yer:
    MAGNESIA
    siz istediğiniz kadar yazın.benim gitmek için elimde fırsatım olmadığından kıskançlık yapıp ikinizede mektup falan yazmam.gidersemde birgün sicilyaya giderim mafya olmak için.
     
  5. diez
    Offline

    diez ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13.051
    Beğenileri:
    15.000
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    Çorum
    böyle bir başlık açma niyetinde idim..merakla takip edicem..
    bende bizzat orda yaşayan bir arkadaşımdan (1 yıldır vg partnerim) merakla dinliyorum ama o genelde iyi taraflarını anlatıyor...

    özelliklede türkiyede herhangi bir terslik yaşadığında hemen amerikayı örnek verir..
    mesela marketteki kasiyer yüzsüz, asabi bişeyse yani zorla çalışan tiplerdense "amerikada kasiyer müşteriye soğuk davransın parton anında çalışmak istemiyorsan seni zorla tutan yok der" diyor..
    kendide garsonluk, güvenlik vs..işleri yaptı 7-8sene orda..

    bunları anlatınca tam benim yaşayacağım yer diyorum..

    yada bankamatikte para çekersin arkandaki ensendedir..
    amerikada ; öğrendiğim kadarı ile sıralarda 1m.kadar geri beklemek zorundaymışsın..çok yakın durunca vatandaşta tepki gösterip hemen polis çağırıyormuş..
    tabi bunlar en basitleri..kariyer vs..girmiyorum hiç.

    son olarak şunu söylemek istiyorum..
    yurt dışına para biriktirip dönmek amacıyla çıkanlarda çok memnuniyet görmüyorum zira akıllları biran önce memlekete dönmekte..
    çalışmaktan kafalarını kaldırıp farklardan hoşnut olmuyorlar...
    ki karasan'ın diğer bir başlıkta yazdığı gibi memleketten çok umudu olmayanlardan biri de benim..

    haberleri izleyen biri sanırım bir sn.bile hayatını başka yerde devam ettirmek için tereddüt etmez..

    şahsen yurt dışına yaşamak amacıyla çıkmak niyetindeyim..çarpık bir hayat, insana değer vermeme,varolan ama işletilmeyen kanunlar ,berbat bir eğitim-hukuk ve sağlık sistemi bana bana burası senin yerin değil diyor..

    "terketmek vazgeçmek yok, elele düze çıkaracağız bu ülkeyi" söylemlerine de çok itibar etmiyorum..
     
    Son düzenleme: 9 Mayıs 2008
    B.B. King ve WolfSoN bunu beğendi.
  6. aneximandros
    Offline

    aneximandros Özel Üye

    Katılım:
    14 Aralık 2007
    Mesajlar:
    1.830
    Beğenileri:
    2.154
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Teorik Kimya
    Yer:
    USA
    diez. arkadasinin gozlemlerine ben de katiliyorum. Yalniz arkadasina sor bakalim en cok ne koyuyormus amerikada yasarken? Bakalim cevabi benimkinden farkli mi olacak?

    Bana en cok ne koyuyor biliyor musunuz? Ikinci sinif vatandas muamelesi gormek. Inanilmaz bir ayrimcilik var burada. Ben universite ortamindayim insanlarin kulturlu, takintilarindan ezikliklerinden arinmis olmasini beklersiniz. Size basimdan daha bir ay once gecen bir hikayeyi anlatayim da bakalim beklentilerinizi karsilayabiliyor mu aydin kesim?

    Hocam benden onun yerine gonullu olarak bir aktiviteye katilmami rica etti. Aktivite de liserlerarasi bilim yarismasinda jurilik. Buraya kadar her sey iyi guzel. Sabah 7'den oglen 2'ye kadar ordaydim, isim bitti zannedip ciktim. Megerse bir saat daha kalip ufak bir secim olayina daha yardimci olmam gerekiyormus. Ben hataliyim, unutmusum cikip gittim. Iki saat sonra telefon geldi, bu isi organize eden kadin fizik profesorunden, neden orda degildin, seni aradik bulamadik diye. Ben de ordaydim sabahtan su saate kadar isim bitti zannedip ciktim dedim, ozur dilerim dedim. Profesor ne dese begenirsiniz? Anadili ingilizce olmayan biri olarak maillerimi daha dikkatli okumaliymisim. Utanmadi, maili bir daha yolladi ana dilimin ingilizce olmadigini hatirlatarak... Kusura bakmayin, agzimi bozacagim biraz. Ulan, gerizekali hoca olmussun ama insan olamamissin. Sen benim yabanci oldugumu basindan beri bilmiyor muydun? Isler istedigin gibi gitmeyince mi aklina geldi? Ben kendim hoca olsaydim bana kalkip da boyle bir sey diyebilir miydin? Kendin kriz idaresini bilmiyorsan ben ne yapayim? Alsaydin basindan tel numarami, bulamayinca arasaydin. Hayir, bir de gonullu yapitgim bir sey, para mi veriyorsunuz bana? Agzini burnunu dagitasim geldi. Hierarsik siralama yuzunden bir sey de diyemedim tabi (kendi hocama anlattim, hak verdi bana ama neye fayda). Irkciligin baska bir kisvede kendini gostermesi degildir de nedir bu? Iki gun kendime gelemedim.

    Bu da bir sey mi canim diyeceksiniz, Almanyada bizim Turkleri Solingende cayir cayir yakmadilar mi? Dunyanin cogu yerinde boyle bu. Avrupa, Amerika herkes bizim millete on yargilli. Olay sirf bizim millet de degil, hosgorusuz milletler birbirine karsi. Ingiliz fransizi sevmez, fransiz almani, alman italyani. Bunun farkinda olmaniza ragmen uc kurus kazanacagim diye, ilerde cocugum colugum rahat edecek diye ikinci sinif vatandasliga katlanmak niye o halde? Crush diye bir film vardi bir kac sene once. Kesin seyredin, amerikadaki son durumu cok iyi ozetliyor. Isterseniz microsoft'un CEO'su olun burda isinizde etrafinizda herkes sizi cok sevsin saysin. O etrafinizdan bir cikin disari, yeri gelince barda, yeri gelince sinir kapisinda kopek muamalesi gormeniz kacinilmaz. Hazir dert kosesindeyiz, isin bir de bu yonunden bahsedeyim dedim, hep de guzel yonlerinden bahsedecek degiliz ya.
     
    B.B. King bunu beğendi.
  7. burakula01
    Offline

    burakula01 Üye

    Katılım:
    1 Şubat 2007
    Mesajlar:
    783
    Beğenileri:
    190
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    İsT
    Şurada yazılan şeyleri okuyunca,
    ve az cok etrafımda da buna benzer şeyleri duydukça,
    üzülmemek elde değil
    herkes kendi rahatını o kadar düşünür olmuş ki ,
    Bir zamanlar binbir zorluk içerisinde ,
    düşman işgalinden kurtarılmış vatanımız unutulur olmuş hemde çoktan unutulmuş ,
    Amerika ya ,Kanadaya ,avustralya'ya giden gitsin arkadaşlar,
    Kimseyi zorla tutamayız ,
    kimileri çareyi kaçmak ta buluyor kimileri vatanı satmakta,
    kimileri ülkeyi dolandırmakta,kimileri ülkeden biran önce gitmekte
    Sen mi kurtaracaksın şimdi diyeceksiniz bana bu ülkeyi,
    tabi ki hayır ,
    Biz bi şeyler yapacaktık,
    Ama yapacak bi şey yok ,
    Kalan sağlar bizimdir ,Giden gitsin ,Hemde bir an önce gitsin.
     
  8. aneximandros
    Offline

    aneximandros Özel Üye

    Katılım:
    14 Aralık 2007
    Mesajlar:
    1.830
    Beğenileri:
    2.154
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Teorik Kimya
    Yer:
    USA
    burakula01, gidis var gidis var. Ben bundan 3-5 sene sonra hoca olsam, gelip guzide bir universitemizde piril piril genclerin yetismesine yardimci olsam, yine de bana bir an once git mi diyeceksin? Turkiyede bilim neredeyse yapilmiyor, herkes birbirinin ayagini kaydirma derdinde. Ben bilimi ogrenip, bilimin nasil yapilacagini ogrenmek ve ogretmek icin memleketimden kalkip buralara geldiysem bana yine de bir an once git mi diyecekesin? Hadi burada kaldim, burada hoca oldum diyelim. Turkiye'den ogrenci alsam buraya, onlarin iyi bir yerlere gelmesine burada yasadigim icin sahip oldugum is agimla yardimci olsam, sonra bu genceler Turkiyeye donse, sirketler kursa yatirimlar yapsa, sen bana yine de bir an once git mi diyeceksin?

    Kusura bakma ama oyle bir yazmissin ki her giden vatan haini, ustume alindim valla. Gitmek tek cesit degildir, tipki faydali olmanin tek bir yolu olmadigi gibi.
     
    zuzu, B.B. King ve snickers bunu beğendi.
  9. diez
    Offline

    diez ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13.051
    Beğenileri:
    15.000
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    Çorum
    burakula yurtdışında yaşamak bazı insanların kaderlerinde var ve buna hazırlıklı olmak istiyorlar.

    ayrıca lafın mecbur olmadığı halde gitme derdinde olanlara ise "canım vatanım , ya sev ya terket" ile milliyetçi olunmuyor..
    ben çocuklarımın rahatını, ailemin rahatını düşünmek zorundayım..memleketin arbedesinde yok olup gitmek bana şeref madalyası getirmeyecek..

    şunuda belirtmeliyim bir memleket dibe vurmadan yüzeye çıkamaz..savaş dönemlerinde dipten diriliş oldu ki bu japonya, kore vs..de böyle oldu..

    (bunlar tamamen benim fikirlerim arkadaşlar, saygı isterim fikirlerime )

    benim tek kalma sebebim ailemdir arkadaşlar..Türkiyenin zaten çok ta bizim olduğunu sanmıyorum..

    ilk baştada dediğim gibi ya haberleri seyretmiyorsunuz, ya izledikleriniz sizi etkilemiyor, ya da çok zenginsiniz çok izole bir hayat sürüyorsunuz..memleketin bu manzarasına şahit olmamak için 2 yıldır haber izlemiyorum..sinirlerimi kontrol etmek için terapi görmek zorunda kalacam sanırım..

    izleyince neler mi görüyorum..sedyeden düşürülen hastalar, yanlış ameliyatlar tedaviler ve ceza almayan doktorlar ama hayatı kararan insanlar..
    10larca yıl süren mahkemeler, kokuşmuş bir siyaset kültürü, torpil cenneti, işini yapmayan elini taşın altına koymayan devlet görevlileri, varolan ama işletilmeyen kanunlar,kızılayın meydanına bile tükürdüğü halde ceza yemeyen adamlar,berbat bir ilköğretim sistemi, anlattığı derse bile hakim olmayan boş profesörler, berbat şehir planlaşmaları,olmayan insan hakları,kalmayan sabır ve hoşgörü,hergün bir kurumu,şirketi şikayet etmek zorunda kalmam,hastaneye her gidişimde kavga etmek zorunda kalmam,acil hastanın bile acilde yarım saat doktor beklemesi ve kendi işlemlerini hasta haliyle kendi takip etmek zorunda kalması,kendilerini hizmet etme değil saygı gösterilme makamı gören doktorlar,hemşireler,doktordan azar yemeye alışmış gariban halk ve ceza görmeyen doktorlar..berbat bir trafik anlayışı,devletin otorite boşluklarını dolduran mafya,çeteler,deynekçiler,sahte polat alemdarlar,maç sonraları mutluluktan insanları vuran öküzler, karışmış bir din anlayışı,daha neyi sayıyım..


    kurtuluş savaşında atalarım bunlar için savaşmadı..çanakkale ogün geçilmedi ama artık başka yollarla çoktan geçildi..


    kimseyi bu ülkeden soğutma niyetinde değilim ama milliyetçilik ya sev ya terketle olmaz..anahtarlığın türkbayrağı şeklinde olmakla milliyetçilik olmaz..ama ben sapına kadar yukarda saydıklarıma karşı herdaim tepkimi koydum,heder ettim kavga ettim,isyan ettim ve kendimi asıl milliyetçi olarak görme hakkımı kimse elimden alamaz..

    ben demiyorum ki elin gavuru çok merhametli ayrımcı değil..ama sistem var , uygulanan kanunlar var..

    burdaki sağlık ocağında benim tepkimden dolayı artık sıra sistemi var..hastasına saygılı davranmayan doktor artık benim yüzümden daha uyarnıksa ne mutlu bana..
    çevremdekiler bile benim bu uygunsuzlukları düzeltme çabamdan etkilenip birşeyler yapmaya çalışıp haklarını aramaya başladılar..

    yukarda anlattıklarımdan sizce ben rahat bir adammıyım..memleketi rahat değil gergin,tetikte adamlar yönetebilir..ama bu memleket bunu hakedemiyor..
    bugün , çalıştığım kamu kurumunda bir mühendis arkadaşım haksızlıklara göz yummadığı için şehir dışındaki bir tesise sürüldü..bana memleketi anlatmayın lütfen..


    bütün bunlara gerek kalmadan bırakalım insanlar yurtdışı tecrübelerini diğerlerine anlatsın..
     
    Son düzenleme: 9 Mayıs 2008
    NHFL, smltncr, Veyron ve diğer 3 kişi bunu beğendi.
  10. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Diez'in söylediklerine çok fazla birşey eklemeye gerek yok, duyarlı bir vatandaş olarak hergün yaşadığı üzüntüleri çok güzel anlatmış.
    Kaçmak, korkmak bunlar ayıplanan davranışlar ama size birşey diyeyim 100 kişiden belki biri kahramandır, ben sizinle benim için özel birşey paylaşayım, rüyalarımda belki 1000 kere, kaçtığımı görmüşümdür.
    Lafla yiğitlik olmaz, yapı olarak huzursuzluğa, gerginliğe katlanamayan bir adamım ve bu ortam bana göre değil, evet daha huzurlu bir ortama kaçarım, gocunmam.
    Askerliğimi yaptım, "komando" seçeneğini ve jandarmayı seçerek, yani bakmayın kaçarım ederim diyorum ama pek çok cesurdan daha cesur hareket ederim inandığım konularda, ama cesaret, kahramanlık gibi takıntılarım yok.
    Burada sürüneceğime, elin ülkesinde insan gibi yaşamayı tercih ederim.
    Bana Atatürk'ü örnek vermeyin, Atatürk özelliklerinde bir insan zaten Zambiya'da bile olsa halk kahramanı olurdu, yani ben sistemi kendi başıma değiştirecek güçte olsam kalır ve savaşırım ama o gücü kendimde görmüyorum.
    Sistemin daha akıcı olduğu bir ortamda çok daha yararlı ve mutlu olacağıma inanıyorum.
    Kalıplar sorgulamadan kabullenip bana uymayan bir giysiyi üstüme geçirmeyecek kadar cesurum.
    Birşey daha, en azılı solcular, başka seçenekleri olmadıkları için solcuydular, kendilerine makam sunulduğunda ne büyük hızla çark ettiklerini kahkahalarla izliyoruz, Cengiz Çandar, Çetin Altan gibi birçok isim sayarım, heralde Nazım Hikmet gibi yiğitler azdır, ki o bile biryerden sonra hapiste ölmemek için ülkesinden çar naçar kaçtı, neyse konu çok dağılmasın ama hamaset yapmaya gerek yok, ülkenin durumu belli, bunu düzeltecek bir sistemin, bir organizasyonun, oluşumun varlığından haberdar olsam, öyle bir oluşumda kendime yer görebilsem kaçmam, mücadele ederim, güzel işlerde yaparım eminim, ama ne böyle bir oluşum var, ne de bende kendi başıma bunu oluşturacak beceri var, o zaman gitmeyi tercih ederim, korkak deneceğine aldırmam, korkuyorum bu ülkede iyice sıradanlaşıp, hergün şikayet eden bir adama dönüşmekten, çevremde o kadar çok varlar ki, onlara dönüşeceğime uzak diyarlara giderim daha iyi...
     
    VENOMS, diez, B.B. King ve diğer 1 kişi bunu beğendiniz.
  11. guardbody
    Offline

    guardbody Özel Üye

    Katılım:
    24 Ağustos 2004
    Mesajlar:
    3.418
    Beğenileri:
    1.600
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    KALİTE TEKNİSYENİ
    Yer:
    MAGNESIA
    turancı felsefesi ile düşünce aktaracak olursak sadece fikirlerinden dolayı bile forumun alayı vatan haini sayılırdı.Türkiye türklerin olduğu zamanlarda herkes elinden geleni yapıyordu.iş siyasete doğru istemediğim şekilde kayacak ama adına kaçmakta denilse en azından şu şartlarda kendini kurtaracak olanlara ben manen destek olurum.en zengin ülke topraklarına sahip olmana rağmen ne altın,ne bor nede petrolü çıkarmana izin verilmiyor.bunlar senin topraklarında ise ucuz fiyata toprak satın alınıp kaynakların üzerine beton dökülüyor.vatandaş olarak konudan haberin olsa ne olur.kimsinki ne yapacaksın.hakkın hukukun olmadığı,anan baban siyaset ile uğraşıyorsa istediğine çarpıp kaçmayı,kıyak emekliliği mezarında gördüğün bir ülke yönetiminden daha ne beklersin ki gitmeyeceksin.Atatürk gibi bir yönetici birdaha çıkmaz gözüyle baktığın bir ülkenin şartlarında neyden mutlu olup gitmeyeceksin?hiç sevmem ama bir laf vardırya İNSANIN DOĞDUĞU YER DEĞİL DOYDUĞU YER MEMLEKETİDİR
     
    VENOMS, Karasan ve B.B. King bunu beğendi.
  12. Gray Wolf
    Offline

    Gray Wolf Üye

    Katılım:
    14 Nisan 2008
    Mesajlar:
    533
    Beğenileri:
    267
    Ödül Puanları:
    0
    bende 2 yıl amerika da yuksek lisans yaptım ve 1 sene önce vatana dönmüş biri olarak şunu soliyebilirim amerika hakkında iyi yönlerinden başlarsak çok dürüst birbirine saygılı yardımsever ve içten insanlar ama bunu amerikalıların iyi olduguna baglamıyorum bence bu refah ve ekonomik seviyeyle alakalı bir olay olarak düşünüyorum.

    amerikadan bende kalan en güzel anılardan biri ücretsiz olarak gönüllü arabanızı yıkayan kızlar (bunu ülkemde çok aradım ilk zamanlar :)) bir de yemek porsiyonlarının Türkiye ye göre epeyce büyük olması vs...

    amerikanın en kötü yanı ise aneximandros un da dediği gibi ameikalıların çok ben benci olması ve orda bırakın ikinci sınıf olmayı -ikinci sınıf zencilerdir- bnce üçüncü sınıfız. ben mastır için gittiğimden ev arkadaşım italyandı kapı komşum mısırlıydı anlıcanız kçük bir dünya karmasıydık herşey güzeldi herkes için fakat tek şikayet bu ayrımcılıktır. hele ki abd de müslümansanız ayvayı yemişsiniz demektir ki önceden soylenene göre biraz daha hoşgorulülerken şimdi tamamen zıvanadan çıkmışlar. yani anlıcanız bu ayrımcılıgın avrupalısı asyalısı yok amerikalı değilseniz direk üçüncü sınıf ve birçok haktan yoksun bir bireysiniz. benim ülkeme dönmeme vatan ve aile özlemimden sonra gelen en büyük etmendir bu.

    başımdan geçen ve beni gerçekten çok etkileyen ve artık abd ye antipatiyle bakmama sebep olan bir olayı anlatmak isterim size. malum iki yıl az süre değil. bende mecburiyetten bir araba aldım herşey güzel hoş arabalar da epey ucuz derken bir gün trafikte bnce kadın % 100 kusurlu bir dört yolda bana çarptı. arabamın yanı harap kadınında arabası gitmiş. polis geldi amerika da yaşayanlar bilir polisten çok korkulur ki yabancıysanız sesinizi çıkartmayın derim gerçekten sizin için ii olmuyo örnekleri vardır. polis baktı maktı falan ne oldugunu anlamadan benmde yabancı oldugumu anlıyınca -bu sırada bişeyler konuşuyorlardı kadınla anlıyamadm- beni %100 suçlu gösterildm birde üstüne kadının arabasınında hasarını ben üstlendim bnde sigorata da yok tabi itiraz ediyorum dilekçe veriyorum suçlu değilim diyorum hiç takan yok tabi çatır çatır benden 1254.25 $ aldılar vallaha 25 centi dahi aldılar bu olayı hiç unutamıyorum. Türkiye de olsa boyle olmazdı diyorum bu bile insandaki bütün ii yargıları bir anda silip atmaya yetiyor. yani olur ya bir gün işiniz düşer amerikaya siz siz olun kaza yapmayın...

    diğer kötü yanlarından biri de kanallarında hep hristiyanlıgın propagandasını yapmaları. artık insan bir yere kadar dayanabiliyor. adamlar üniversite de bile yakanızdan düşmüyor kendini bu işe adamış arkasına parasının su gibi oldugu kiliseleri almış bir yıgın okumuş okumamış insan var -bunlar çogunlukla yabancılara dadanıyor- ve sizi artık canınızdan bezdiriyorlar.

    diğer taraftan yardımlaşma sıfır bu rüyalar ülkesinde -biz bu rüyayı göremedik ama- milyonlarca evsiz aç insan kaynıyo sokaklarda (ben bunu newyorkta gördüm benim yaşadıgım yer biraz daha üniversite şehri sayılırdı hırsızlık gasp gibi şeyler hiç yaşamadım allaha şükür) hiç bir sosyal güvenceleri yok bu zavallıların ve çoguda zenci bu insanların newyorkdaki bilmeniz gereken en önemli kural gece dışarı çıkmamanızdır burada güvenlik bazı bolgelerde artık sıfırın altında seyreder vaziyettedir ne yazıkki eee tabi rüyalar ülkesi yaa ...

    tabi belki aklınıza takılmıştır araba noldu diye :) onu da kadının araba parasını ödeyince bizde bişi kalmadı bende benm makine eng. arkadaşlarla el ele hurdalardan tamir ettik ve arabamın çöken kapısının içine çiimento doldurduk :) vs daha neler neler ve ülkeye döncez arabayı da elden çıkartma zamanı geldi satcam ilanı verdim bi iki gün sonra 4 tane çinli adam geldi almaya tmm dedik gittik arabayı göstermeye bir de ne göriyim adamlar cebinden mıknatısları çıkarttı arabaya sağına soluna bakıyolar :) tabi biz şok olduk aha dedim satamayacaz arabayı ama salaklar arabanıjn her yerine yaklı bi o çimentolu kapıya bakmadı bu da benim abd ye attıgım küçük bir kazıktır işte veya çine...

    orta okul çağlarımda da babamın görevinden dolayı almanya da kaldım buranında abd den pek bir farklı yok hatta fazlası var. burda da bana en çok koyan olay -ben allaha şükür almanca gördüğümden biliyordum- Türkiye den giden ve almanca bilmeyen ögrencileri okula başlatmadan önce tabi dillerini öğretmeliler fakat bunu özürlü insanlar adı altında yapmaları çok onur kırıcı bir durum tabiki engelli insanlara saygımız sonsuz fakat burda bir art niyet oldugu aşikar. almanya nın amerikadan kötü yanı burda en çok Türklere antipadik davranmaları. doktora gidersiniz sizin Türk oldugunuzu anlıyınca hepsi olmasada dazlak zihniyetteki doktorlar imkanı yok bakmazlar keza okuldaki hocalar oyledir size inat derslerde Türkleri kötüleyip ermenileri savunurlar sizi barbar ilan ederler sizin gözünüzün içine baka baka bunları anlatırlar ve bundan faşistce zevk alırlar onların işleri güçleri sizi küçük düşürmektirr almanya bnce sadece Türklere uyguladıgı bu ırkçılıkta amerika solda sıfır kalır diyebilirim. zaten vize konusuna hiç girmeyelim arkadaşım 8 aydır ailesini göremiyor ve birçok konu.. belkide bu yüzdendir ki almanya ya hayatta bir daha adımımı atmayı aklımın ucundan dahi geçirmiyorum allah orda çalışan soydaşlarımıza güç versin ekmek parası için onların nelere katlandıklarını ben bizzat biliyorum ve içim kan ağlasada elimden birşey gelmiyo. tek çıkış yolumuz çalışmak çalışmak... başka yol yok. oraya buraya gitme, kendimizi düşünme, kolay yoldan köşeyi dönme zamanı değil zaman, zaman bireylerin zamanı değil, milletlerin birce bütünce birlik içinde çalışma zamanıdır zaman birlik zamanıdır.

    yani şunu diyebilirim ki benimde ispanya ya fransa ya çek cum vs...tatil amaçlı gitme imkanım oldu ve şunu açık yğrekle söyleyebilirimki çok memnun kaldım insanlarından ülkelerinden fakat gelin gören ki gerçekler kısa seyahatlerle anlaşılamayacak kadar karışık. bir toplumu anlamak için onunla yaşamalı onun iş veya okul hayatına girmeli ve onunla hayatı paylaşmalısın ki onlar hakkında bir yorum yapabilesin kısa süreli tatiller her zaman yabıltıcı ve göz boyayıcı olmuştur -bu bizim içinde geçerli olabilir- anlıcanız boyle kısa süreli tatillerde gördüğünüz ilgi ve alakaya sakın ama sakın aldanmayınnn.

    bu sırada aneximandros ben colorado da kaldım ve csu da okudum sen su an nerdesin acaba merak ettim de...
     
    joseph18, NHFL, smltncr ve diğer 3 kişi bunu beğendi.
  13. aneximandros
    Offline

    aneximandros Özel Üye

    Katılım:
    14 Aralık 2007
    Mesajlar:
    1.830
    Beğenileri:
    2.154
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Teorik Kimya
    Yer:
    USA
    Guvenlik konusuna deginmen cok guzel olmus Gray Wolf, diger konularda benim anlatmaya calistiklarimi da cok guzel acmissin bunun icin ayrica tesekkur ederim. Ben Pittsburgh'da Carnegie Mellon'dayim. Seneye bitecek insallah doktora, ondan sonra ya bati yakasinda bir yerlere yerlesecegiz simdiki nisanlim, gelecekti esim ile ya da olmadi ispanya, italya eve biraz daha yakin biryerler diyoruz. En azindan akdeniz insani, cana yakinlar. Zaten buralarda belli bir sure yasadiktan, tadini aldiktan sonra gozunuzde buyuttugunuz kadar bir numarasi olmadigini anliyorsunuz. Siesta olan bir ulkede yasamak super olsa gerek. Her ogleden sonra kestirdigini dusunsene, vucut amma gelisir :).
     
  14. burakula01
    Offline

    burakula01 Üye

    Katılım:
    1 Şubat 2007
    Mesajlar:
    783
    Beğenileri:
    190
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    İsT
    Ne olup bittiğini hepimiz görüyoruz ve yaşıyoruz bizzat,
    katılıyorum bircogunuzun sölediklerine ,
    Haklısınız ,
    Milliyetçilik lafta olmaz tabiki ,
    Birazda uygulamak gerekir ,
    Ama Kaçarak mı ? Ülkeyi Terk ederek mi ?
    Diğerlerinden ne farkınız kalır o zaman ?
    Sölediklerimi saldırı olarak algılamayın lütfen,
    Kendimi de katıyorum,
    Eleştiri sadece,
    Umut ,işkenceyi uzatır (Nietzsche) diyorsunuz sanırım birçogunuz sanırım,haklısınız da ,Aslında
    Hepimiz suçluyuz ,Şu durumlarda olmamızın aslında ,
    İstisnasız hepimiz annelerimiz babalarımız dedelerimiz akrabalarımız hepimiz suçluyuz çünkü hiçbir şey yapmadık,
    Belki yaptık ama yeterli olmadı azınlıkta kaldık güçlü değildik susturulduk .
    Şimdi de bir çok insanın yaptıgını yapıyoruz ülkeyi terk ediyoruz,
    Kadercilik anlayışını dogru bulmuyorum ,
    İnsanlar seçimlerini kendilerini yaparlar,
    Herkes için yaptıgı seçimler uyguladıgı kararlar onlar için hayırlısı olsun dileklerimle.
     
  15. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Gray Wolf ve aneximandros, ABD'de bulunmadığım halde inanın en az 5-6 aile dostumuz ABD'de yaşam deneyimi olduğuı için söyledikleriniz beni aşırı etkiledi, neden derseniz, bu kadar örtüşebilir anlattıklarınızla onların söyledikleri.
    Bu insanlar yıllık geliri 60.000-80.000 dolar seviyesinde, Türkiye'de de bir yere gelmiş insanlar, zaten hiçbiri orada kalmadılar, hiçbirinin orada sürekli kalma düşüncesi kırıntısı bile yok.
    Ancak bu Kanada ve Avusturalya için biraz daha farklı.
    ABD için sizin deneyimlerinize ek olarak o toplumun neden öyle olduğuna dair bir kaç bilgi paylaşmak istiyorum.
    Kişilik Teorileri isimli çok güzel bir psikoloji kuramları kitabında anlatılan bir vaka vardır. New York'ta banliköyö bölgelerinden bir tanesinde akşam saati bir kadın sokak ortasında, hemde apartmanların olduğu bir bölgede 10 dakika boyunca öldüresiye dövülerek dövülür, bu esnada yardım çığlıkları atar, olaya en az o bölgedeki apartmanlarda oturan 30 kişi şahit olmuş, ancak hiç kimse polise haber vermemiştir.
    Kadın bu dayak sonucu orada can vermiştir, kitap bu konuyu irdeliyordu.
    Öz eleştiri yapıyor, bunun sebebinin ilk akla gelen şey, yani şehir yaşantısının ve Amerikan toplumunun insanları robotlaştırması olup olmadığını sorguluyordu, ama gerçek farklıydı.
    Bir olaya ne kadar fazla insan şahit olursa, içlerinden birisinin çıkıp yardım etme olayı azalırmış, sebep, hatalı olarak elbet birisi yardım edecek düşüncesiymiş.
    Bir diğer konu, böyle bir ölüm kalım durumunda, ortaya imdat diye bağırmak yerine, mavi gömlekli bey, lütfen polisi arayın gibi, gördüğünüz tek bir kişiye şahsen seslenerek yardım istemek, o kişinin harekete geçmesini büyük oranda sağlıyormuş.
    İnsan davranışları çok kompleks, bence sadece Amerikan toplumunu suçlamamak lazım.
    Bir diğer örnek, otopark yerinde bir adam karısını feci halde dövüyormuş, iki vatandaş görüp zavallı kadını kurtarmak istemişler, en çok silah taşınan toplumlardan bir tanesi malum ABD, adam çıkartıp ikisinide öldürmüş.
    Şimdi bu olay elbette kamuoyunda büyük yankı yaratıyor, bunu okuyan hangi ABD'li sokakta karısını itekleyen birisine kolay kolay müdahale edebilir?
    Zencilere biz halk olarak sempati besleriz, mazlumdurlar, filmlerde genelde sevimli rollarde görmüşüzdür, kökler dizisinde çektikleri işkencelere üzülmüşüzdür, ancak New York'a gidip, gözünü kan bürümüş serseri kılıklı zencilerin gözünü diktiği için başı önde yürümeye mahkum inanın ben 3 ayrı kişi duydum.
    Şimdi bunu yaşayan bir Amerikalı elbette bizim gibi zenci sempatizanı olamaz.
    Bizde bile Tarlabaşında uyuşturucu satan Afrikalı takımı arttığı için pek çok kişi onlara pislik olarak bakmaya başladı.
    Bir yerde azınlık olunca sırf kendi açımızdan düşünüyoruz, ama Amerika suçun en fazla olduğu ülkelerden birisi, 2 sene önce kanım donmuştu, bir Amerikalı ailenin müstakil evine giren zorbalar tüm bir aileyi katletmişler, ama bundan önce adamı zorla bankaya götürüp tüm malvarlığını üstlerine geçirtmişler ve sonra adamı işkence ile öldürmüşler, tüm bir aile yok olmuş.
    Şimdi bu olayı duyan ve büyük bir çoğunluğu müstakil evlerde oturan Amerikan halkı, size kapıyı açar mı?
    Gece acil bir işiniz olsa ve kapısını çalsanız shot gun'la vurma ihtimali var sizi, bu dediğimde orada yaşayan Türklere tuhaf geliyor, ama Amerikalı için bu ölüm kalım arasındaki fark.
    Polis'ten korkuyorlar, ama aynı zamanda muthaçlar.
    İtfaiyeciler herkül gibi diyorlar mesela, yangın dedektörünüz çalışırsa, kapıyı kırıp giriyorlarmış doğru düzgün kapıyı çalmadan, bize ters gelebilir, ama sistem aslında insanları her türlü sorundan korumaya yönelik.
    Göçmenlerde potansiyel sorun olarak algılanıyor, çünkü öyle korkunç suçlar işlenmiş ki, adamlar durup incelemiyor, herşey vatandaşımın güvenliği için diyorlar.
    Orada işler biraz gevşek bırakılsa, Amerika darmadağın olur emin olun.
    New York'a büyük elma diyorlar, .çünkü herkes bir parça ısırık almak için gidermiş, böyle bir ülke aslında tüm bir ABD, dünyanın dört bir yanında ısırık almak için gelen insanlar, ABD vatandaşı da elbette, kendi elmasını ısırmaya gelenlere pek hoş bakmıyor.
    Haklılar demiyorum, ama onların psikolojisini anlıyorum, o yüzden beklentim düşük, eşit hak beklemiyorum, ama şunu biliyorum sınırlar içerisinde kalındığında orada kafanız rahat eder.
    Ki zaten konumuz ABD değil, ABD en en kötü örnek, o yüzden aneximandros ben ancak tatil için California'ya gelirim, soğuğu severim ve ABD rüyasına asla inanan birisi değilim, Kanadaya göçersem Kanada'da kalırım, ABD senin olsun :D
     
    NHFL ve B.B. King bunu beğendi.
  16. diez
    Offline

    diez ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13.051
    Beğenileri:
    15.000
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    Çorum
    demekki bana hep olumlu taraflarını anlatmışlar ;)
    polisin ve itfaiyenin gerçekten güçlü olduğunu, polisten korkulduğunu, 911'i çaldırıp kapattığında bile bir itfaiye bir polis ve bir ambulansın anında kapında bittiğini anlatıyorlar..

    araban polis tarafından çevrildiğinde polise elkol hareketi yapamadığını, ruhsatın herzaman güneşlikte olması gerektiği aksi takdirde torpidoda falan olduğunda polisin silah çekerek sizi arabadan çıkardığını anlatıyorlar..
    torpidodan çokça silah çıkarıp polis vuranlar olduğu için polis çok tedirdin tabi..

    ama ben kendi polisimizi düşünüyorum..polisin güçlü olması benim işime gelir..adanada sokağın ortasında adam karısını bıçaklar yanında bir polis adamı izler, mahkemelerde bıçaklı kavgalar olur polis ayırmaya çalışır, aynısı hastanede de geçerli..
    ya polis ayırmaya çalışırmı böyle bir şey var mı, polis çeker silahını yatırır herkesi yere, takar kelepçeyi götürür..malesef özellikle memur rütbesinden gördüğüm sorumluluktan kaçma artmış..
    tinercilerden korkar olmuş polis malesef yada eli bıçaklı hasta yakınlarından..neden mi polisin yetki ve özlük hakları çok kötü..

    itfaiyecilerimizde daha bundan 2-3 sene öncesine kadar yanmaz elbise yoktu yani ateşten değil sudan korunuyorlardı..ve elbiseleri yanıp şıpır şıpır yere damlıyordu..

    amerikan rüyasına gelince..bende inananlardan değilim..nasıl istanbulun taşı toprağı altında değilse newyorkunda ucundan ısırık almak okadar kolay değil ;)

    ve giderken aşırı umutla yada hayallerle gitmek doğru değil..birşekilde herşeye hazır olmak lazım..
     
    B.B. King ve Karasan bunu beğendi.
  17. hernan77
    Offline

    hernan77 Üye

    Katılım:
    11 Temmuz 2006
    Mesajlar:
    954
    Beğenileri:
    181
    Ödül Puanları:
    53
    Meslek:
    sağlık teknisyeni
    Yer:
    izmir
    doğduğumuz topraklardan uzaklaşıp başka diyarlarda yeni hayat kurmayı hayal ettirenler utansın. milyonlarca insanımız bugün dünyanın dörtbir yanında yaşamak zorunda kalmış. kolay değil. bundan 40 yıl önce almanyaya göç etmek zorunda kalan birçok vatandaşımız emin olun çok da kolay günler yaşamamışlardır. itilip kakılmış, hor görülmüş en ağır işlerde çalıştırılmak zorunda bırakılmışlardır. halen de ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüklerinden eminim.

    tüm bu olup bitenlerden bizler de sorumluyuz. hiçbir zaman bilinçlenemedik. halk olarak çok cahiliz. koyun psikolojisi ile hareket ediyor memleketin insanı. baştak çoban ne diyorsa onlar o şekilde hareket ediyorlar. eğitim seviyemiz çok düşük. deokrasimiz saçma sapan birşekilde işliyor. partilerin demokrasi anlayışı ortada. genel başkan ne derse o oluyr. milletvekili seçileceğine parti başkanının adamları seçiliyor. kim partiye ne kadar para veriyorsa o okadar şanslı. mecliste bu yüzden halkın temsli sağlıklı bir şekilde yapılamıyor.

    insanlarımız bir torba pirince, şekere, bir çuval kömüre oylarını satıyorlar. sonuç ortada.

    bu ülke bana göre kolay kolay düzelmez. bu demokratik anlayış ve bu siyasi yapıyla hep gerilerde kalırız. ve her zaman çareyi ve kurtuluşu başka ülkelere gitmekte bulan insanlarımız olur.

    6 ay önce kardeşimi isviçreye yolcu ettik. o da yurtdışına gidenlerden. evlendi. eşi ilkokul arkadaşı. 20 yıl evvel onlarda göç edip oraya yerleşmişlerdi. kerdeşim şimdi dil kursuna gidiyor. arada iş olursa da çalışıyor. geçen aylarda saati 20 frank olan ir işte çalıştı. günde 8 saat çalıştığında 160 frank alabiliyorsun. o da yaklaşık 170 ytl yapıyor. 20 günde 3400 ytl. 1400 nü ilk maaşı olduğu için annemlere göndermiş. hediye falan alamadım kendiniz gidip harcayın diyerek. yani emeklerinin karşılığını alabiliyorlar fazlası ile. umarım mutlu olur oralarda. türkiyede baya bi sıkıntı çekti. benden küçük ama sıkıntıdan saç kalmadı kafada....

    umarım herkes gideceği ülekede mutlu olur...
     
  18. guardbody
    Offline

    guardbody Özel Üye

    Katılım:
    24 Ağustos 2004
    Mesajlar:
    3.418
    Beğenileri:
    1.600
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    KALİTE TEKNİSYENİ
    Yer:
    MAGNESIA
    okul aile birliğindeki vekillik görevlerini milletin vekilliği ile eşit tutan ve türkçeyi dahi konuşamayan,kendini üst sınıfa sokma gafletinde bulunanların ülkesinde yaşıyoruz şu anda.Ve bu ülkenin adına sadece söylemiş olmak için Türkiye diyoruz.Türkiyeyi Türkiye yapan asıl kaidelerin olmadığının farkına halk yeni varmakta.Daha geçtiğimiz senelere kadar paramız olmadığından pirinç yiyoruz diyenlerin artık lüks bir yiyecek olarak baktığı bir dönemdeyiz.Atatürk zamanında milletin efendileri yönetiyordu ülkeyi fakat çobanlıktan koyunluğa kadar düşmekle kalmadılar seçtikleri insanlar ile bizleride koyun sürüsünün içine kattılar.Önce köyü elindeki gücü kullanmasını bilecek.iki tatlı lafa ve bir küçük altına kandaşım dediği komşusunu satmayacak bu millet.
     
    B.B. King bunu beğendi.
  19. diez
    Offline

    diez ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13.051
    Beğenileri:
    15.000
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    Çorum
    milletler layık oldukları gibi yönetilirle ya..sanırım bizim için üretildi bu laf..

    bir büyüğümün bir anektodunu aktarayım..
    şapkası ile meşhur eski siyasilerden birisi memlekete gelir ve bir köye uğrar ve karşılanır..hoşbeş vaadler derken gider ve 5 sene sonra yine seçim öncesi aynı yere gelir..
    köyün muhtarına aradan 5 sene geçmesine rağmen ismi ile hitap etmesi muhtarı çok etkiler ve oylar şapkaya der..

    yani siyasetiçin laflarının içinin dolu olması gerekmiyormuş eskiden yada icraatlarının..
    benim köylüm benim işçim benim memurum diyince memleketin %90unu sahiplenmeniz yetiyormuş..
     
  20. serkan1984
    Offline

    serkan1984 Üye

    Katılım:
    12 Haziran 2006
    Mesajlar:
    448
    Beğenileri:
    341
    Ödül Puanları:
    73
    hepiniz oyları falan satmaktan bahsetmişsiniz ama sanki başka partiye verseydi bu vatandaşlarımız bi şey degişecekmiydi ? hangi parti şu anki iktidar partisiden daha iyi yönetebilecekti chp mi ? mhp mi ? dsp mi ? adam akıllı yöneticiler yetişmedigi sürece bu böyle gider .....akp sempatizanı falan degilim bunuda belirtiyim
     
Konu Durumu:
Mesaj gönderimine kapalı.

Sayfayı Paylaş