1)Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar, "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık oldun mu?" Adam yanıtlar; "Evet, asla bir başka kadına bakmadım." Sorgu meleği, "Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin.." Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır; "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık." Bunun üzerine sorgu meleği, "Şuradaki Mercedes'i görüyor musun? Cennetteyken onu kullanacaksın.." der ve üçüncü adama da sorar, "Karını hiç aldattın mı?" Adam yutkunur ve şöyle der; "itiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm." Sorgu meleği; "Ehh" der, "Ama temelde iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu kullanacaksın." Bunun üzerine üç adam vedalaşır, arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar. "Heyy! ne oldu sana?" der ikinci adam, "Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, hersey mükemmel ama sen niye bu haldesin?" "Bugün karımı gördüm!" der birinci adam. Diğerleri; "Aaaa! ne kadar güzel, peki derdin nedir?" diye sorarlar. Adam içini çekerek konuşur, "Kaykay'la dolaşıyordu
2)Bir devrin tüm as ve klas futbolcuları cennette buluşmuş. Cennetin baş meleği de futbol meraklısıymış. Şeytanı çağırtmış: -"Cennetle cehennem arasında bir maç düzenleyelim ne dersin?" -"Boşuna oynamayalım, biz kazanırız", demiş şeytan. -"Olur mu en iyi futbolcular bizde, ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde..." Şeytan şeytanca gülümsemiş: -"Ama bütün hakemler de bizde..."
3)Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve "seni en akıllı seçiyoruz" demişler. Doktorlardan biri: "Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin" demiş. Deli: "Gelemez ki!" Doktor: "Neden gelemezmiş?" Deli: "Çünkü kuruması için onu astım!"
4)Çekici bir genç kadın, çok zayıf bir bebeği doktora kontrole götürür. Bebeğe bakan doktor: - "Bu çocuk iyi gıda almıyor", der ve kadına dönerek: - "Lütfen soyununuz", diye rica eder. Soyunan kadının göğüslerini iyice kontrol eden doktor: - "Düşündüğüm gibiymiş hanımefendi" der, "sizin hiç sütünüz yok." Kadın: - "Tabi olmaz doktor bey", der. "Ben çocuğun teyzesiyim..." :lol: :lol:
5)Kız erkek arkadaşını arayıp akşam yemeğe davet etmiş. Hem ailesiyle tanıştıracak, hem de ailesi dışarı çıktıktan sonra erkek arkadaşıyla birlikte olacakmış. Çocuk kız arkadaşının evine gitmeden önce bir eczaneye uğrar. Eczacıya: - "Bana prezervatif verir misiniz?", der; eczacı da ne yapacağını sorar. Çocuk da kız arkadaşının evine gideceğini, kızın ailesi gittikten sonra birlikte olacaklarını söyler. Akşam yemek yemek için masaya otururlar. Yemekten önce dua edilir herkes yemeğe başlar ama çocuk hala dua ediyordur. Kız çocuğa, "ben senin bu kadar dindar olduğunu bilmiyordum", der. Çocuk da kıza: - "Ben de senin babanın eczacı olduğunu bilmiyordum!!!" :lol: :lol: :lol:
6)Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar. Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış"; fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş"; jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangin olasılığını azaltmayı amaçlamış"; matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış"; antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş". Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar., Adam cevap verir: - "Boru yetmedi."
7)Kayserili Pire Memet, istasyonda çok sıkışınca, gözü hiçbir şeyi görmez olup kadınlar tuvaletine doğrulmuş. Bir hemşehrisi önüne geçmiş: - Ne yapıyorsun, burası kadınlar için... Uçkurunu eline almış olan Pire Memet: - "Bu da kadınlar için!" deyip içeri dalmış.
8)Bir kadınla en çok kimin birlikte olabileceği konusunda bir yarışma yapılıyormuş, dayanırsa kadın dayanamazsa yarışmacı büyük ödülü alacakmış. Nam-ı Kemal de oradaymış. Her postadan sonra da duvara çarpı atılıyormuş. Alman başlamış 1,2,3.. tıkanmış. İngiliz başlamış 3,5,7.. o da tıkanmış. Fransız 15,20.. derken o da kalmış. Bizim Nam-ı Kemal başlamış 70,80,90 derken durmak bilmiyor. Bakmış kadın iş kötü, Nam-ı Kemal'in duracağı yok, 95.yi yaparken "yok efendim bu 94." diye tutturmuş. Nam-ı Kemal, "Olur mu hanfendi 95 oldu, burada boşuna mı çarpı atıyoruz, sayıyoruz" dese de kadın dinlemiyor, "hayır bu daha 94." diyormuş. En sonunda bizimki zıvanadan çıkmış: - "Başlarım şimdi çarpına da sana da, sil hepsini sıfırdan başlıyoruz." :lol: :lol: :lol:
9)Öğretmen öğrencilere soru soruyor: - "Ağaçta 7 kuş var. Avcı ateş ediyor, 3 tanesini vuruyor. Ağaçta kaç kuş kaldı?" Biri cevap veriyor: - "4 kuş kalır." Başka bir çocuk da hemen atılır: - "Hayır öğretmenim ateş edince bütün kuşlar uçar, ağaçta hiç kuş kalmaz..." Öğretmen bunun üzerine: - "Cevap yanlış ama stilini sevdim", der. Çocuk buna karşılık verir: - "Öğretmenim, ben de bir soru sormak istiyorum... Karşıdan 3 bayan geliyor, ellerinde dondurma var. Biri yalayarak yiyor, biri emerek, biri de ısırarak... Bu bayanlardan hangisi evlidir?" Öğretmen düşünüyor, düşünüyor... - "Emerek yiyen evlidir", diyor... Çocuk cevap veriyor: - "Hayır öğretmenim, parmağında alyansı olan... Ama ben de sizin stilinizi sevdim.." :lol:
10)Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"
SAYDAM dostum olmaz eleştirilmek iyidir. Her konuda yanlışları gösterir ve unutmayalım meyve veren ağaç taşlanır. çok yüzsüzüm galiba ciddiye almayın sakın
KADIN ZEKASI Bir kadınla bir adam ayrı ayrı arabalarında giderlerken Çarpışırlar.ikisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur. Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp: Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın.Arabalarımız mahvoldu ama ikimizde hiçbir şey olmadı.Bu belki de tanışıp, dost olup, hayatimizin sonuna kadar huzur içinde birlikte yaşamamız için bir işarettir" der. Müthiş heyecanlanan adam: "Evet, galiba haklisin" diye cevap verir. KADIN şaşkınlıkla :"Bak, arabam hurdaya döndü ama bir sise sarap sapasağlam. Bu kesin bir işaret. Bu şarabi içip şansımızı kutlamalıyız" derken, şarap şişesini adama uzatır. Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına Verir. Kadın hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır. Bunun üstüne adam sorar: "Sen içmeyecek misin ?" Kadın cevap verir: "Hayır, ben polisi bekleyeceğim!"
POLİS Sürücü dikiz aynasında kendisini izleyen polisi görünce kaçabileceğini düşünüp basmış gaza. Ancak polisi atlatamayacağını anlayınca, pes edip çekmiş kenara. Polis arabasından inmiş. Bezgin, kızgın ve de küskün bir sesle: "Bana bak, çok yorgunum, üstelik keyfim de kaçık. Mantıklı bir özür söyle yoksa yaktım çıranı!" Kısa bir ara ve sürücü: "Karım geçen ay bir polisle kaçtı. Aynada sizin aracınızı görünce kaçtığı polis, onu bana geri getiriyor sandım... ÜTÜ Sarışın yanmış iki kulağıyla doktora gider. Doktor; - ''Kulaklarına ne oldu''. sarışın; - ''Ütü yapıyordum ve telefon çaldı. Ben de telefon diye ütüyü koydum kulağıma''. Doktor; - ''Peki öteki kulağına ne oldu?''. sarışın; - ''Lanet olası tekrar aradı'' GOLF Bir cumartesi sabahı.. İki genç kadın golf oynuyorlar. Sarışın olanı topu dikmiş sopayı öyle bir savurmuş'ki top havada kurşun gibi uçmuş, öbür delikte golf oynayan bir erkeğe o hızla çarpmış.. Kadınlar dehşet içinde, erkeğin iki elini bacaklarının arasında kelepçeleyip iki büklüm kaldığını görmüşler. Sarışın hızla oraya koşmuş ve özür dilemeye başlamış.. - ''Lütfen izin verin size yardım edeyim ben bir fizik tedavi uzmanıyım ve eğer izin verirseniz çektiğiniz acıyı azaltabileceğimi biliyorum''. - ''Yooo.. Yooo.. Gerek yok'' diye inler gibi konuşmuş adam, elleri hala bacaklarının arasında kelepçeli.. - ''Önemli değil birkaç dakika içinde düzelirim merak etmeyin''. Sarışın ısrar etmiş öyle ısrar etmiş'ki adamİ; - ''Peki'' demiş sonunda.. Kadın çok yumuşak hareketlerle adamın ellerini birbirinden ayırıp iki yana sarkıtmış önce. Sonra adamı çimlere uzatmış. Pantolonun kemerini gevşetmiş.. Elini içeri sokmuş ve masaj yapmaya başlamış biraz sonra sormuş; - ''Şimdi nasıl hissediyorsunuz kendinizi''. - ''Harika'' demiş adam. - ''Harika hissediyorum ama baş parmağım hala fena halde zonkluyor''