Yeni Bir "Osman Müftüoğlu" Yazısı

"Beş Şehir Efsanesi" başlıklı bir yazı..

Sizin de bi göz atmanızı istedim arkadaşlar. Tamam ilk 1-2 maddeyi hepimiz biliyoruz da 3. ve 4. maddeler biraz garibime gitti. Özellikle de en ideali günlük 0.8 gr protein alımı yazması ve kasları zorlamadan da gelişebileceğimizi iddia etmesi.. Son maddede de karnitin üreticilerinin "Egzersizden önce karnitin almak yağı kasa dönüştürür" dediğini iddia etmiş; burada iyice saçmalamış diye düşünüyorum ki şu ana kadar onlarca markanın ürünlerini inceledim hiç birisinde böyle saçma sapan bir vaat görmedim.

Açıkçası bu sporu yapmayan fakat kendi üzerimizde deneyerek doğruluğunu ispat ettiğimiz bazı bilgilerin yanlış olduğunu iddia eden bu profesörler sinirime dokunmaya başladı. Ayrıca neden bilmiyorum ama Osman Müftüoğlu 2-3 senede bir falan bu çeşit yazılar yazıyor. Bu sporu yapanlarla ne alıp veremediği var anlamış değilim.

Yorumlarınızı bekliyorum;

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=18257847&yazarid=95&tarih=2011-07-15

 

Neye inanıcagımızı şaşırdık artık herkes ayrı birşey söylüyo.. Şimdi acı yoksa gelişim yoktur dogrusu bumudur yoksa Müftüoğlu'nun dediklerimi ?

 

Herkes bildiğini yapar. Sonuçta salondan çıkarken ogün yaptığım antremandan tatmin olmamışsam işte o başarısız bir antremandır. Beslenmeye gelirsek, o sporcular için değil "normal insanlar" için olabilir. Kim o kadar ağırlık kaldırıp her yiyip iştiğine dikkat edip kendine normal diyebilir. Anormal bir vücut için o şekilde beslenmeye devam

 

Bir profesöre "saçmalamış!" diyebilmenizi "yorumsuz" bırakıyorum genç arkadaşım!

Profesörlerin katılmadığınız görüşleri olabilir, size mantıken ters gelen durumlar olabilir ama profesörler bilim dünyasında "doğruluğu" ispatlanmış veriler ile hareket ederler/etmek zorundalar. O açıdan bir profesörün yazmış olduğu yazı/yazılar kendi kişisel görüşlerinden çok bilim dünyasında geçerliliği olan tespitlere dayanır.

Bilim dünyasında "doğru" olarak kabul edilen bir veri aksi ispat edilene kadar "doğru"dur. Bilim dünyasında işler böyle yürür.

1. madde de neyi aydınlatmış?
Egzersiz kilo verdirmez! olayı... Gazete de yazı alanları kısıtlı olduğu için ayrıntıya pek girilmez. "Egzersiz kilo verdirmez!" olayı 2009 yılın da Time dergisinde çıkan bir makaleden sonra dallandı budaklandı ve ülkeler de şehir efsanesi oldu. John Cloud'un (araştırmacı-yazar) kaleme aldığı o makale de fiziksel egzersizin kilo kontrolünde çok da başarılı olmadığı anlatılmakta ve bu makale bilimsel veriler eşliğinde sunulmaktaydı.

Louisiana Üniversitesi'nin Diyabet ve Metabolizma dalı başkanı olan Eric Ravussin'in yapmış olduğu tespitler de, egzersizin aynı an da iştahı da arttırdığı ve bu da daha fazla besin tüketilmesine ve dolayısıyla kaybedilen kalorilerin tekrar kazanılmasına sebep olduğu yönündeydi. Daha da kötüsü kilo'da aldırabiliyordu.

Peki egzersiz yapılmamalı mı? İşte Prof. Dr. Osman Müftüoğlu da buna açıklık getirmiş. Egzersiz de ne kadar çok kas grubu çalıştırılırsa o kadar kalori harcanıyor ve bu da kilo kaybı olarak vücuda yansıyor. Hepsi bu.

Tabii egzersizden sonra soluğu buzdolabının başında aldığınızda egzersizin de bir anlamı kalmıyor.

2. Madde de bölgesel incelme yöntemlerinden medet umulmaması gerektiğini açıklamış.

3. ve asıl bizi ilgilendiren madde de ise "Protein" olayı...
Bu konularda oldukça fazla araştırma yapmış biri olarak şunu söyleyebilirim ki, beslenme düzeniniz yerindeyse (et, süt, yumurta, sebze, meyve v.b...) çok ağır çalışmadığınız sürece ekstradan protein alımına gereksinim yoktur. Aynen Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun dediği gibi...

E peki satılan protein tozları nedir? Onların yeri ayrıdır ve sistemli/orta-ağır idmanlarda vücudu takviye etmek ve hacimsel anlamda gelişimini sağlamak üzere tasarlanmıştır.

4. Madde ise "Acı yoksa fayda da yok!" olayı...
Müftüoğlu burda da doğru olanı yazmış lakin insan vücudu ağırlık kaldırmak üzere tasarlanmamıştır. (Bunu adım gibi bildiğim halde bende ağırlık kaldırmaktayım.) Yani sorun yok doğru olanı yazmış adam...

5. Maddeyi (son madde) yanlış anlamışsınız! "Bu efsaneyi karnitin üreticilerinin geliştirdiğini zannediyorum!" demekle mecazi anlamda karnitin üreticilerine şaka yoluyla gönderme yapmış. Elbette ki hiç bir karnitin üreticisi böyle bir iddia da bulunmuyor, bulunamaz da lakin bilimsel değil, bulundukları takdirde "yanıltıcı bilgi" vermekten dolayı yasal işlem başlatılabilir.

Egzersiz, spor kısacası tüm bedensel aktiviteler Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun yıllarca üzerinde çalıştığı uzmanlık alanıdır. Spor konusunda müthiş bir bilgi birikimine sahiptir. Branşı "iç hastalıkları" uzmanıdır. Kişilerin geçmişlerini tam olarak bilmeden onları karalayıcı ifadeler kullanmaktan sakınınız genç arkadaşım.

 

Son maddeyi bence siz yanlış anlamışsınız diye düşünüyorum.

"Bu efsaneyi karnitin üreticilerinin geliştirdiğini zannediyorum!" diyen bir insanın karnitin markalarının herhangi birisinin bu şekilde bir vaatte bulunduğuna dair kanıt göstermesi gerekiyor bence..

Diğer maddelere de bişey demedim zaten bildiklerimizin tartışılması amacıyla foruma koydum ki zaten çoğu madde uyuşuyor; kafama takılan maddeler genel olarak 3. ve 4. maddelerdi. Hala da o maddelerde bahsedilenlerin bu sporla (bodybuilding) ilgilenenlere ters düştüğünü düşünüyorum; en azından kendi adıma öyle.

İlginiz için teşekkürler; saygılar.

 

Bu tür konularda illa bir ''profesör açıklaması'' arıyorsanız bence araştırmanız gereken tek doktor, Prof.Dr.Ahmet Aydın'dır..

Osman Müftüoğlu gibi ''kazancını diyetlerden elde eden sosyetik doktorlar'' bu konuları pek anlamaz ve bilmezler..

Çünkü bu tür insanlara göre ''en zayıf beden olabilecek en sağlıklı beden''dir..

Ayrıca ''kolesterol takıntısına'' da sahip oldukları için bu tür doktorların ''bir sporcunun gereksinimlerini tam olarak anlamaları'' mümkün değildir..

Adam ''kolesterolü yükselmesin'' diye hergün kibrit kutusu kadar tavuk göğsü ile idare etmeyi öneriyorsa, böyle bir hekimden bir vücutçuya ne fayda gelirki ?