Spor Yapmak mı Psikolojik Tedavi mi

Konusu 'Dertleşme' forumundadır ve mavericktr tarafından 19 Temmuz 2018 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 7 üye.
  1. mavericktr
    Offline

    mavericktr Üye

    Katılım:
    19 Temmuz 2018
    Mesajlar:
    0
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    10
    Cinsiyet:
    Bay
    Merhaba arkadaşlar 21 yaşındayım 1.80 boyundayım size durumu şöyle izah edeyim....
    Öncelikle çocukluğumda yaşadığım küçük düşürücü durumlardan dolayı kendimi şu an halen çok utangaç hissediyorum.Pek sosyal hayatım yoktu bu yüzden.Psikoloğa gittim bende sosyal fobi ve depresyon ortaya çıktı.O kadar kaygı azaltıcı ilaç içtim bir fayda etmedi oysa terapiye de doğru düzgün gidemedim çünkü beni bekleyen bir Erasmus macerası vardı ve orda düzelirim diye umut ettim.Sonuç olarak orda da pek sosyalleşemedim.Çoğu kişi bana karşı soğuktu.Çünkü bu psikolojik rahatsızlık beni muzdarip etti.Konuşamamak utanmak gibi.Ailem psikolojik tedavinin devamına pek sıcak bakmıyor.Spor yapabilirsin dediler.Size sorum şu psikolojik tedavi mi beni düzeltir?Yoksa spor yapmak mı?
     
  2. 2pacist
    Offline

    2pacist Üye

    Katılım:
    14 Ekim 2014
    Mesajlar:
    885
    Beğenileri:
    579
    Ödül Puanları:
    103
    Cinsiyet:
    Bay
    "Tutkular ve peşinden gitmek" anahtar cümle bu. Herşey normalleşir, sana sihirli bir değnek ile şuan da güzel bir fizik verebilecek bile olsak bir süre iyi hissedeceksin ve herşey bir süre sonra eskiye dönecek emin olabilirsin. Eğer sporu yapmak istiyorsan yap, sevdiğin bir şey varsa yap. "Birşeyler yapmak" önemli olan yani birşeyler yapabildiğine yada deneyecek güce sahip olduğuna kendini ikna ettiğin zaman depresif olmazsın. Evde oturup depresif olmaya devam ettiğin sürece öylece kalacak hiç değişmeyecek daha da büyüyecek. Hepimizin hayatında belli sorunlar kaygılar var kimimiz bunlardan uzak durup bir köşede pısırık gibi gitmelerini bekliyor kimimiz ise üzerine basıp geçmeye çalışıyor. Her zorluk bir basamaktır, üzerine basıp daha yukarıya çıkmak zorundayız.
    Elliott Hulse'un dediği gibi "Olabileceğinin en iyi versiyonu ol"
    Kısacası başarılar diliyorum.
     
  3. Militan_Mavisi
    Offline

    Militan_Mavisi Üye

    Katılım:
    12 Mart 2018
    Mesajlar:
    251
    Beğenileri:
    164
    Ödül Puanları:
    53
    Cinsiyet:
    Bay
    Ne spor düzeltir seni ne de psikolojik tedavi.
    Dibine kadar b.ka batman lazım. Ciddiyim. İnsanların seni aşağılayabileceği yerlere git.

    İnsanlar seninle alay ediyorlarsa, daha da etsinler diye devam etmelisin. Sana gülüyor ve küçük düşürüyorlarsa, o ortamı terk etmemeli ve sonuna kadar yaşamalısın o küçük düşürücü durumu.

    Benzer bir sorun bende de vardı, birçok psikiyatriste gittim, çeşitli spor dalları yaptım olmadı. Sonunda Amerikada New yorkta bu konulara ömrünü vermiş bir doktordan randevu aldım. Bana dedi ki, dibine kadar bat o korktuğun ve utandığın şeye, hatta sen kendin kendini it ortama.Cevap verme, dışarıdan seyret kendini ve durumunu. Yaşa, acı çek, iliklerine kadar acı çek. Derini soyuyorlarmış gibi acı çekeeksin ama o acıyı yaşa, demişti.
    Çok acı çektim ama zamanla o acı azaldı. Şimdi de birşey kalmadı.

    Ne ilaçlar, ne farklı psikolojik tedavi ne de spor...
    Dediğimi yaparsan, gün gelir beğenmediğin bir yoeum olduğunda, kalabalıklara dönüp, sizin yapacağınız yorumu s.keyim , diyeceksin. Ama onu dediğinde kaç, linç edilme:)

    Ve şunu unutma. Bu dünyada gördüğümüz her şey, bizim penceremizden dünyayı seyrediştir. Herşey ilüzyondur. Herkes kendi algısıyla seyreder Dünyayı. Senin değerini sen belirlersin. İnsanlar değil. Tüm Dünyada seni aşağılasa, doğru bildiğin yoldan yürümeye devam et.
     
  4. Song
    Offline

    Song Üye

    Katılım:
    20 Mart 2018
    Mesajlar:
    137
    Beğenileri:
    18
    Ödül Puanları:
    28
    Cinsiyet:
    Bay
    spor rahatlatır bende okulda sorun yaşadığımda sporda kötü enerjimi atardım
     
  5. ulaire
    Offline

    ulaire Üye

    Katılım:
    21 Mart 2013
    Mesajlar:
    2.020
    Beğenileri:
    1.190
    Ödül Puanları:
    123
    Yapman gereken tek şey kendine güvenmek. 28 yıldır kekemeyim, her daim kilolu oldum ve son 10 senedir de kel sayılırım. Erasmusa da gittim, yüksek lisansımı da yaptım, uluslararası 2-3 konferansta 100-150 kişiye sunumda yaptım. Kekeme biri bunları yapabiliyorsa sen neden çekiniyorsun. Sosyalleşmek istersen herhangi bir eşli dansa başla ve kendine güven. Bu yolun başlangıcında da meditasyon ile ilgilen. Yönlendirmeli videolar ile önce iç huzurunu bul, ardından bunu dışarı yansıt.
     
  6. kaanyazici
    Offline

    kaanyazici Üye

    Katılım:
    20 Temmuz 2018
    Mesajlar:
    0
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    Nedense tüm psikologlar gelen geçen herkese sosyal fobi ve depresyon tanısı koyuyor. İlk öncelikle, sen gayet sağlıklısın dostum. Sadece böyle düşünmüyorsun.

    Sana uzun kelimeler ile anlatmayacağım çünkü gerek yok. Fakat sana 2 şeyi önereceğim.
    -nofap nedir bir araştır,
    -şeker,un ve tuz tamamen kes. İşte o zaman spora başla.

    Demek istediğimi anlayacaksın, sadece arkadaştır,
     
  7. Batuhan Yıldırım
    Offline

    Batuhan Yıldırım Üye

    Katılım:
    31 Temmuz 2017
    Mesajlar:
    5
    Beğenileri:
    1
    Ödül Puanları:
    13
    Cinsiyet:
    Bay
    Dostum psikolojik tedaviye devam edip etmeyeceğinin cevabını sadece bir uzmanın verebileceğinden emin olabilirsin. Sosyal hizmet bölümünde okuyorum bu yüzden seni anlayabiliyorum ve tedavini uzmanlara danışmadan sonlandırmaman çok önemli. Spor konusunda ise, benim yaklaşık kesik kesik 1 yıl spor yapmışlığım var (toplasan 6 ayı spor yapabilmişimdir). Genede birazgelişme yaşadım ve son derece iyi hissetmemi sağladı. Spor yapmak hem yeni bir hobi olur hemde kendindeki gelişimi görmek sana mutluluk verir. Ama dediğim gibi tedavi ve spor işini kesinlikle bir uzmana danışmalısın, psikoloji riske ve öngörülere bırakılmamalıdır. Umarım yardımcı olabilmişimdir.
     
  8. mavericktr
    Offline

    mavericktr Üye

    Katılım:
    19 Temmuz 2018
    Mesajlar:
    0
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    10
    Cinsiyet:
    Bay
    Arkadaşlar cevaplar için teşekkür ederim ama ben hikayemi ayrıntılı şekilde anlatma ihtiyacı duyduğumu hissediyorum.
    İlk öncelikle ilkokul hayatım tamamen saçmalıklarla ve alay konusu olmakla geçti ama daha özgüvenli hissediyordum.Hatta aşırı bir şekilde çünkü ilkokul öğretmenimi bile eleştirirdim yüzüne karşı ve ondan nefret ederdim.Ama bu özgüven o ilkokul öğretmenimin bana karşı sert yaptırımları ve küçük düşürücü hareketleri sonucu kademeli olarak eksilmeye başladı.Ama en çok katkıyı benimle dalga geçen alay eden insanlıktan ibret almamışlar verdi.Onlara karşı diklenip karşı gelmeye çalıştım ama başaramadım çünkü onlar kalabalıktı ve ben yalnızdım.İlkokulu bitirdiğimde ders başarım düşük ve özgüvensiz durumdaydım.(8 yıllık) Psikolojik tedaviye başladım ve lilly prozac kullanmaya başladım bu psikolojik tedavi ve terapi beni biraz rahatlattı özgüven konusunda ama sonra yine bozuldu.Çünkü benim hayatımı mahveden o kişiyle aynı liseye ve aynı sınıfa düşmüştük.Bu talihsizlik beni resmen tüketti.O kişi lisede beni pek rahatsız etmedi ama varlığı psikolojimi bozmaya yetti.Lise 1'de spora başladım ama ailemin egoist ve çabuk beklenti bekleyen yapısı spor yapmamı devam ettiremedi.Lise 2'deyken o malum kişiden kurtulmak için yalvardım okul yönetimine ama nafile.Ayrıca orda da sinir bozucu hareketler yapanlarda vardı ama ilkokuldaki kadar beni yormadılar ama benim özgüvenimi azalttılar Sonra beni bekleyen 1 haftalık Danimarka gezisi vardı.Oraya pek gitmek istemedim ama ailem zorla gönderdi.Sonuç olarak çok memnun kaldım ama Türkiye'ye döndüğümde kafayı yemiştim depresyona girmiştim.Çünkü orda bana çok iyi muamele gösterilmişti.Türkiye'deki lisede ordaki gibi muamele görmemiştim.Sonuç olarak ordaki arkadaşlara melankolik olarak derdimi yazmaya başladım o kadar dengemi kaybetmiştim ki hep yazıyordum sonunda kızıp teker teker beni engellemeye başlamışlardı ve kalbime adeta bıçaklar saplanmıştı.Kendimi çok üzgün hissettim.Ayrıca o beni kızdıranların dersleri düşüktü ve sınıfta kalmalarını bekledim.Ama lisedeki hocalar onları hep geçirdi.Bu durum staja kadar devam etti.Danimarka depresyonundan stajdaki iyi arkadaşlar Allah gani gani razı olsun kurtardılar beni.Ayrıca bir şey farkettim bana çok şey öğrettiler.Benim çok alıngan yapım varmış ve hiçbir şakaya tehammül edemiyormuşum stajdaki arkadaşlar bunu bana söylediler ve beni çok ama çok rahatlattılar.Ama sorunlarım bitmedi çünkü ygs lys sürecindeydim dershaneye gittim orda da bunu öğrendikten sonra aşırı espirili ve şakacı davranmaya başladım buna da tepki gösterdiler hatta beni dersleri kaynatmakla suçladılar oysa o sınıfta fırlamalar da vardı emin olun,ordaki kişiler bana mesafe koymak istediler ve hatta dışladılar orda da hayatta edinmek istemediğim ve kinci bir düşman edindim.Beni şizofren olarak nitelendirirdi.Hatta bir gün unutmuyorum sınıfta bana diklendi bende ona diklendim o da benim üstüme yürüdü.onu görseniz benden kısa ama bir şey farkettim ben kavga etmekten de korkuyordum ve halen öyle en son 2011'de kavga etmiştim ilkokul (yıl 2015 o zaman)Dershane kariyeri de öyle geçti.Sonuç olarak çoğu üniversiteye yerleşemedi.Ben yerleştim.Tek stajda adam yerine konmuştum.Üniversite hayatı aslında fena değildi ama halen arkadaş grubum hakkında şüphelerim var.Çünkü bir keresinde dışlanmanın eşiğine gelmiştim.Bir kere bensiz bir yere gitmişlerdi ona çok alınmıştım küfür etmiştim ve 1 hafta küs takıldım.Ayrıca whatsapp gruplarına bile beni almadılar .Ama süre zarfında depresyona girip kendimi kapattım ve psikolojik tedavi talebinde bulundum tam psikolojik tedaviye başlarken Erasmus'u kazandığımı farkettim ve büyük sevinç yaşadım.Psikolojik tedaviye başladım mmpi testi uyguladılar bana bende sosyal fobi ve depresyon ortaya çıktı.Paxera Abizol Buspon içtim neredeyse 1 kamyon ama işe pek yaramadı bana biraz özgüven verdi Erasmusa giderken resmen sevilmek hedefini koymuştum.Ekonomik sıkıntılar sebebiyle terapiye doğru düzgün gidemedim.ve Erasmusa gittim.Orda da bir şey farkettim arkadaş grubuna girerken çoğu zaman bir kitlenme geliyordu bana konuşamıyordum.Oysa bana ilgi de gösterilmiyordu.O yüzden de ilgi çekmek için saçma sapan hareketlere başvurdum yani ilgi çekecem diye kafayı yemiştim.Sonra insanların çoğu beni sevmedi.Mentorum sayesinde o arkadaş grubuna dahil oldum daha doğrusu pek doğru düzgün dahil olamadım.Instagram hikayelerinde başbaşa buluşmalar falan görünce kalbime bıçaklar falan saplanıyordu.Yani bu sosyal fobi ve davranış bozukluğum yüzünden whatsapp grubuna uzun süre beni dahil etmediler ayrıca grubun adminleri beni pek sevmedi.Ama bir gün sonlara doğru beni dahil ettiler beni seven arkadaşların baskısıyla.Ama bir şey daha farkettim beni ettikleri gibi başka whatsapp grubu kurmuş ve ordan çoğu zaman kaynatıyorlarmış.Bunu öğrendikten sonra iyice kendimi kötü hissettim.Ama yine de o whatsapp grubuna dahil olduktan sonra bir kısım özel aktivitelere katılma fırsatım oldu.Ama çok değil çünkü o aktivitelerin çoğu başka gruptan organize edilmiş.Doğrusu o whatsapp grubuna dahil edildiğimde ve o aktivitelere katıldığımda suskun halimi korudum.Çünkü beni sevmeyen insanlarda vardı onlar sürekli bana negatif enerji veriyordu ama beni sevmeyen insanlar bana elinden geldiği kadar nazik davranmaya çalıştılar duygusal git gel yaşadım.Bir keresinde whatsapp grubunda bu travma yüzünden yapmamam gereken bir şeyler yaptım ve gruptan atıldım.Başka arkadaş gruplarıda vardı ama katılmak istemedim çünkü orda sevmediğim insanlar vardı.Instagramda beni geri takip etmeyen kızları falan gördüğümde erasmustan özgüvenim düştü.Ama iyi şeylerde yaşadım örneğin bir kız bana merhaba derken yanağımdan öpmesi sarılması bana acayip moral veriyordu.Bazen konuşabiliyordum erasmustayken ama konuları bulmakta sorun yaşıyordum.Şimdi erasmustan döndüm ve kısaca anlatmak gerekirse geçmişteki olaylardan dolayı özgüvenim çok düştü ve bu sosyal fobi denen bir illet beni tüketiyor.Size sorumu tekrar ediyorum Psikolojik tedavi ye devam mı edeyim yoksa spor salonuna gitmek bana yeter mi aslında ikisini de yapmak istiyorum ama ekonomik durum elvermiyor.
     
  9. Militan_Mavisi
    Offline

    Militan_Mavisi Üye

    Katılım:
    12 Mart 2018
    Mesajlar:
    251
    Beğenileri:
    164
    Ödül Puanları:
    53
    Cinsiyet:
    Bay
    Kardeşim, insan beyninden gün içinde binlerce, kimi bilim adamlarına göre de on binlerce düşünce geçiyor. Bunların çoğu istemsiz. Nöronlar arası elektrik alışverişi, senin zihninde bir kavrama tekabül edebiliyor ve onun yansıması(sevinç, korku...) oluyor. Bu düşüncelerin çoğu, senin dışında gelişiyor. Senin içinde oluyor ama istemsizce. Ve sen ne kadar bir şeyden korkarsan, o derece kemikleşiyor. Hatta bunun psikolojik deneyi çok defa yapıldı. Pembe bir fil düşünme, beyaz ayıyı asla düşünme vb.. uygulamalarla normal insanlara telkinde bulunuldu. Hiçbir psikolojik sorunu olmayan insanlar bile, bir şeyi düşünme dendiğinde, bunları düşünmeden edemediler.
    Ve insan beyninin en önemli özelliği de burada başlıyor. Düşüncelere olumsuz manada takıldığında, hücrelerine kadar sinip, sinir sistemini altüst ediyor. Hele tesadüfen ya da olağan bir kanıt bulursa, iyice sindiriyor.

    Mesela diyelim toplum içinde konuşmak istiyorsun ama içinden bir ses, sakın konuşma rezil edecekler, diyor diyelim. O korku ve panikle konuşma yapıyorsun ve diyelim birisi seni eleştirdi. İşte o anda, beynin sana, gördün mü bak, sana demiştim, diyor. Olaylar arasında bağlantı kuruyor ve seni sindiriyor.
    Halbuki hiç bir şekilde sosyal fobisi olmayan ya da kaygıları rahatsız edici düzeyde olmayan insanlar da, toplum içinde eleştiriliyor dalga geçiliyor ama onlar umursamadan yollarına devam ediyorlar. Yani; insanın olduğu yerde eleştiri, hatta hakaret dahi olacaktır.

    Uzun lafın kısası; psikolojik sorunlar öyle bir illettir ki; beynin içinde dönen çoğu da istemsiz olan düşünceleri rehber ettiği için, bunun derdi de sende, dermanı da. Psikolojik tedavi de, spor da destek sağlar ama % 100 çözümü kimse sana veremez. Çünkü senin beyninin içinde olana kimse hükmedemez. Sana yardım etmeye çalışan herkes bir köşeye çekildiğinde, o düşünceler senin rahatsız etmeye devam edecektir.

    Psikolojik tedavi, sakinleştirici çaylar, meditasyon, spor vs.. hepsi fayda sağlar. Ama bunlar bir yere kadar götürür.

    Düşünce nedir, kaygı nedir, nasıl oluşuru çok iyi öğren. Kendini çok iyi tanı. O kaygı verici düşünceleri asla yenemeyeceğini bil. Onlarla savaşma, onlardan kaçma, barış ilan et. O kaygı verici düşünceleri herhangi bir şekilde durdurmaya çalışma. Doğru bildiğin yolda, her tür eleştiriye rağmen devam et. Zaman içinde seni rahatsız etmeyecek boyuta gelecektir.

    Ben eskiden ileri düzeyde OKB hastası idim. Birkaç doktora gittim, senin OKB ileri düzeyde ilaçsız yenemezsin deyip, dayadılar anti depresanları. İlacı reddetim, çünkü manyağa çevirdi antidepresanlar beni. Ayrıca birgün ilaçlar bittiğinde tekrar nüksederse, gene ilaç almak zorunda kalacaktım. Düşüncenin nasıl oluştuğunu araştırdım, öğrendim.Kendi kendime yendim. Tabi sen doktora falan git ama muayene odasından çıktığında, beyninle ve kaygılarına baş başa kalacaksın. Bunu unutma. Yani, seni ancak sen kurtarırsın ve seni ancak en iyi sen tanırsın.

    Sosyal fobiyi düşman olarak görme. Eline bir kağıt kalem al ve tüm sıkıntılarını kağıda yaz. Oku onları. Yüzleş onlarla. Ondan kaçma, onunla boğuşma. Onu asla yenemezsin. Onu yenmenin yolu, elini uzatıp barış ilan etmek.
    Çünkü kaygılar, çok derinlerden geliyor ama onu her seferinde mantık kullanarak yenemeyiz. Onunla yaşamayı öğrendiğinde, o da seni eskisi gibi rahatsız etmeyen bir yoldaş olacaktır.
     
    Son düzenleme: 25 Temmuz 2018
  10. ulaire
    Offline

    ulaire Üye

    Katılım:
    21 Mart 2013
    Mesajlar:
    2.020
    Beğenileri:
    1.190
    Ödül Puanları:
    123
    Herkesin seni beğenmesi/sevmesi için uğraşma, belli ki uğraştıkça kendini daha dibe atmışsın. Sonuçta nasıl ki sen herkesi sevmek zorunda değilsin, aynı şekilde onlarda seni sevmek zorunda değil. Sadece kendin ol ve keyif aldığın şeyleri yap, bırak seven sevsin, beğenen beğensin. Git tek başına kahveni iç, kitabını oku yada kıyısı olan bir yerdeysen dalgaların huzurlu sesi eşliğinde çayını yudumla. Uzun lafın kısası kendini başkalarına beğendirmek için kullandığın enerjini hayattan keyif almaya odakla. Unutma tercih edilen bir yalnızlık, en iyi kalabalıktan daha huzurlu ve keyiflidir sadece dozuna dikkat et. Farkındayım bunları yazmak bizler için kolay ama benzer şeyler yaşayıp aşma şekillerimizi aktarabiliyoruz ancak.
     
  11. mavericktr
    Offline

    mavericktr Üye

    Katılım:
    19 Temmuz 2018
    Mesajlar:
    0
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    10
    Cinsiyet:
    Bay
    Aslında evet ama o Erasmus maceramda o arkadaş grubunda herkes birbirini sevdi ve saydı gördüğüm kadarıyla yani bazı insanlar herkese eyvallah dedi bana gelince estağfurullah dedi bu beni duygusal olarak çok batırdı ve kendimi ezik hissetmeme yol açtı
     

Sayfayı Paylaş