Saniyelik Kalp Sıkışması Hissi

Konusu 'Sağlık & Sakatlanma' forumundadır ve jamesjay tarafından 17 Haziran 2014 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 11 üye.
  1. jamesjay
    Offline

    jamesjay Üye

    Katılım:
    16 Ocak 2012
    Mesajlar:
    18
    Beğenileri:
    4
    Ödül Puanları:
    13
    Tavsiyeler için teşekkür ederim. Bunları yapmaya çalışıyorum ama dediğiniz gibi çağımızda bunları yapabilmek bile çok kolay değil artık. 4. şık önemli; yıllarca anksiyete ve panik bozukluk sahibi olan her gün ölen biten insanlar var. Günün sonunda ölmüyorsak hala umut var demektir. Bunca sene ölmediysek bu kadar düşünmemeye çalışmak gerek vücuttaki etkilerini.
     
  2. sergen turaman
    Offline

    sergen turaman Üye

    Katılım:
    3 Mart 2016
    Mesajlar:
    899
    Beğenileri:
    268
    Ödül Puanları:
    73
    Cinsiyet:
    Bay
    Benimde kalbimde sıkışmalar gibi oluyordu.ama çok gaz vardı bende.ve hep yemekten sonra oluyordu.ekg kan tahlili. Verdim dinledi doktor.herşey çok şükür iiy çıktı.meğersem gaz ve aşırı yemek yemek bir acı yapıyor ve ben bunu kalp zannediyormuşum.çok geçmiş olsun
     
  3. jamesjay
    Offline

    jamesjay Üye

    Katılım:
    16 Ocak 2012
    Mesajlar:
    18
    Beğenileri:
    4
    Ödül Puanları:
    13
    Çok teşekkürler size ve herkese de geçmiş olsun. Mide kalp ile direk ilişkidedir. Sizin belki -ve şükür ki- kalp ile ilgili bir durum değil ancak midedeki sıkıntıları kalbine yansıyan çok insan var. Sanıyorum ben de onlardan biriyim. Yemeklerden sonra bazen çarpıntı, sıkıntı, ekstra atımlar, yanmalar hissediyorum. En yakın zamanda mide ile ilgili de düzgün kontrolden geçmem lazım.
     
  4. sergen turaman
    Offline

    sergen turaman Üye

    Katılım:
    3 Mart 2016
    Mesajlar:
    899
    Beğenileri:
    268
    Ödül Puanları:
    73
    Cinsiyet:
    Bay
    Üzüldüm duyduguma.çok geçmiş olsun.umarım herşey dilediğiniz gibi olur.şuan spor yapıyormusunuz?
     
  5. jamesjay
    Offline

    jamesjay Üye

    Katılım:
    16 Ocak 2012
    Mesajlar:
    18
    Beğenileri:
    4
    Ödül Puanları:
    13
    Teşekkürler, olacak bir şekilde. 2014'ten sonra salon hayatım bitti aslında. Ara ara evde dumbell mekik şınav kürleri yaptım her kas grubum için ancak çok büyük ağırlıklarla değil elbette. Tempolu ve inişli çıkışlı yürüyüşlere ise bir dönem ara versem de hala devam ediyorum. Hemen her gün yürüyorum. Yani aslında salmış değilim kendimi. Fitliğimi biraz korudum ama İbo'nun yalnızım dostalarım parçasındaki "o eski halimden eser yok şimdi" sözlerini mırıldansam sırıtmayacak kıvamdayım aynı zamanda :)
     
    sergen turaman bunu beğendi.
  6. Xcalamity
    Offline

    Xcalamity Üye

    Katılım:
    9 Kasım 2012
    Mesajlar:
    113
    Beğenileri:
    40
    Ödül Puanları:
    38
    Yer:
    Amsterdam
    beyler bu kalp çarpıntısı spor yapan herkeste olan şeyler örneğin ben antreman öncesi içtiğim zamanlarda gece çarpıntıdan zor uykuya dalıyorum veya ağır spor yaptığım zamanlarda veya ağır yemek yediğim zamanlar gene çarpıntı yaşıyorum (mide yemeği sindirirken ekstra efor sarfeder) bunu normal insanların hepsi yaşar sizin ekstra olarak yaşamanıza sebep olan şey moral bozukluğu ve huzursuzluğu bunlarla ilişkilendirip kendinizde bir şeyler var olduğunu sanmanız ve bunu psikolojik soruna çevirmeniz kısacası vücuttaki olağan değişimleri kendi kafanıza göre yorumlayıp ''ulan kesin bende bir şey var'' diye kuruntu yapıyorsunuz.
    Normalde benim umurumda olmaz insanlara akıl vermeyi sevmem bugün öylesine içimden geldi belki hayır duanızı alırım diye yazmak istedim :)))
    Kafanıza çok takmayın, kendinize kız arkadaş edinmeye çalışın(biliyorum çoğunuzun problemi bu :) ) çevrenizde normal arkadaş sayısını arttırın veya olanlarla daha sık iletişim kurun, neyle uğraşıyorsanız ara verin veya zevkli hale getirmeye çalışın farklı aktivitelere yönelin, geleceğe yönelik planlar yapmak güzel bir şey fakat bunu ''sanırım başaramayacağım'' diye düşünüp takıntı haline getirmeyin, başkalarının yaptığı şeyleri ''ulan ben nedenöyle olamıyorum'' diye kafanızda yer ettirip moral bozmayın :)))
    Bugün bu yazıyla çok sevap point kazandığımı düşünüyorum :D yeter artık yoruldum gerisi size kalmış ...
     
    freeletics bunu beğendi.
  7. jamesjay
    Offline

    jamesjay Üye

    Katılım:
    16 Ocak 2012
    Mesajlar:
    18
    Beğenileri:
    4
    Ödül Puanları:
    13
    Motive edici yorumunuz için teşekkürler, söylediklerinizin çoğunda haklısınız ancak ne yazık ki ülkemizde anksiyete, depresyon, panik bozukluk konusunda halkımızın büyük bilgi eksiği mevcut. Panik bozukluk durumu sadece evham ile ortaya çıkan bir durum değil. Büyük çoğunlukla geçmişte yaşanan birtakım travmatik olaylar, psikolojik problemler veya fizyolojik tetikleyiciler sonrasında ortaya çıkar. Nitekim ben benim durumumun midem ile direkt ilişkili olduğu yönünde çok kanıt topladım bugüne dek. Sadece kafayı takma ile oluşabilecek birşey değil bu tip rahatsızlıklar. Kaldı ki ben 4-5 sene öncesine kadar hiçbir şekilde vücudumu dinlemeyen ona çok hoyrat davranan biriydim. Ne olduysa sonradan oldu. İnsanımız, arkadaşlar ve aileler genellikle bu durumun ciddiyetini anlayamıyorlar. Çoğunlukla dalga bile geçiyorlar ancak yaşamayan her gün ölüp ölüp dirilmenin ne olduğunu bilemez. Şükür benim öyle vahim durumlarım yok ancak bununla ilgili paylaşımların yapıldığı güzel forumlar da var. Oralarda biraz gezinirseniz ne denli zorlayıcı olduğunu görürsünüz bu tip rahatsızlıkların etkilerinin. Bilgi eksiklerinden biri de bunun sebebinin kız arkadaş, çevre vb... materyalistik etkenlere bağlanması. Bu rahatsızlıkları çekenlerin birçoğunun normal bir çevresi, işi, kız arkadaşı, sevgilisi var. Keza benim de var. Hatta ben eski müzisyen, yeni videografım. Sanatın da içindeyim senelerdir. Genelleme yapacaksak ben gördüklerim ve deneyimlerim vasıtasıyla diyebilirim ki; bu tip rahatsızlıklara yakalananların çoğu diğerlerine göre daha duygusal ve duyarlı insanlar oluyor. Anlatmaya çalıştığım, aşması çok basit bir durum olsaydı dünya nüfusunun yaklaşık 4'te 1'i hayatında bir veya birkaç kez panik atak geçirmez, yüzde 4'ü ise kronikleşmiş panik bozukluğa sahip olmazdı. Tüm bunların yanında önce fizyolojik sıkıntıları tespit etmek daha sonra psikolojik olarak yenmek gerek bunu. Kullananlardan gördüğüm o ki sadece ilaçla bu durum aşılmıyor çünkü. Kafada bitirebilmek gerekiyor.
     
  8. Xcalamity
    Offline

    Xcalamity Üye

    Katılım:
    9 Kasım 2012
    Mesajlar:
    113
    Beğenileri:
    40
    Ödül Puanları:
    38
    Yer:
    Amsterdam
    Üniversitede bununla ilgili seminerlere katılmıştım ve kişisel düşüncem;
    Dediğiniz gibi a tipi ve b tipi kişilik durumlarınında etkisi var ve bunun oluşmasında travmatik olaylar yani tetikleyici dediğiniz hususa katılıyorum fakat bu herkeste aynı şekilde başlamıyor.
    panik bozukluk veya panik atak dediğimiz sorunun başlangıcı bireyler arasında değişkenlik gösterir bu bağlamda kimisi geleceğini etkileyecek bir sınava aylarca çalışmaktan kimisi uzun zaman yalnız kalıp hayatı paylaşabileceği birinin olmamasından kimisi başına gelen bir kaza veya olaydan ne bileyim bir yakınını kaybetmesinden bir diğeri çevresel olayları fazlaca düşünüp kafayı takmasının etkisiyle uzun süreli depresyona girerek panik bozukluk denen duruma yakalanır zaten araştırdıysanız bu bir hastalık değil bozukluktur, bunca şeyin üst üste gelmesinin sonucu bireydeki savaş veya kaç mekanizmasının devreye girmesidir ve bu sorunu yaşayanlar etkilerin neler olduğunu bilmediği için bunu hastalık olarak tanımlar sonraki süreçteyse vücudun göstermiş olduğu her belirtiyi panik atak durumuyla ilişkilendirir ki asıl sorunda bundan sonra başlar.
    İşin özeti üstad hasta değilsin sadece vücudunu fazlaca dinliyorsun.
     
    jamesjay bunu beğendi.
  9. freeletics
    Offline

    freeletics Üye

    Katılım:
    30 Eylül 2015
    Mesajlar:
    203
    Beğenileri:
    77
    Ödül Puanları:
    38
    Xcalamity hadi iyisin, bu kadar sevap point ile cennetliksin artik ;)

    Sent from my Nexus 9 using Tapatalk
     
  10. omar115
    Offline

    omar115 Üye

    Katılım:
    8 Mayıs 2018
    Mesajlar:
    14
    Beğenileri:
    4
    Ödül Puanları:
    3
    Cinsiyet:
    Bay
    Aslında bunu hayat felsefesi yapmamız gerek diye düşünüyorum. Bir kişide hastalık olsun olmasın bence sizin söylediklerini uygulaması lazım. Düşündüğümüzde sağlık en değerli hazinedir. Gerçekten de dünyanın en zengini de olsanız başa çıkamayacağınız hastalığın sayısı haddinden fazladır. Vücudumuzu, sağlımığızı sevmeliyiz.
     
  11. rfz
    Offline

    rfz Üye

    Katılım:
    26 Mayıs 2020
    Mesajlar:
    3
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    1
    Cinsiyet:
    Bay
    kardeş, bir çözüm ve ilerleme kat ettiysen beni de aydınlat. 5-6 aydır aynı dertten muzdaribim. 10 yıldır ağırlık çalışıyorum. ekstrasistol ızdırabımı/ hikayemi dinlemek istersen de yazarım.
    --- Mesaj birleştirildi, 27 Mayıs 2020 ---
    psikolog nasıl çözdü, aydınlatırsan. çünkü bende de 5-6 aydır başladı. depresyona sürükleyip aylarca uyku uyutmadı bu ekstra illeti. 40 yaşıma girdim yeni. doktorlardan bir teşhis gelmedi şu ana kadar. takıntılı, özentili, mükemmeliyetçi, çabuk parlayan öfkeli bir yapım var..bunlar mı şimdi sebebi ve nasıl emin olabilirim. 20 yıldır spor, 10 yıldır da halterle uğraşıyorum düzenli şeklide
    --- Mesaj birleştirildi, 27 Mayıs 2020 ---
    sporu ekstrasistol yüzünden mi bıraktın. doktor tavsiyesi mi. bende sporda daha çok oluyor ve çok endişelendiriyor beni. ne yapacam anlamadım
    --- Mesaj birleştirildi, 27 Mayıs 2020 ---
    ben de çabuk parlayan, öfkeli bir o kadar da duygusal biriyim. ekstrasistol ile 40a ayak bastığım bu aydan 6 ay önce tanıştım. o günden beridir, bugün hiç olmadı, yuppi, bu gün çok oldu öldüm bittim, kurtulamayacağım yapıyorum. hatta çözüme yardımcı olur diye gün gün takvimini tutmaya başladım. ilk başladığında öyle bir depresyona girdim ki bir iki ay anca uyku ilaçlarıyla uyudum. yatak korkusu oluştu. yatakta panikler, nefes sıkışmaları yaşadım. şükür bunlar geçti ve uyku düzeldi ama gittiğim doktorlar fiziksel bir şey koymadılar ortaya. azalmıştı bayağı, şu karantinada bu defa zirve yaparak geri döndü. şaşkın ve muzdaribim
     
    Son düzenleme: 27 Mayıs 2020

Sayfayı Paylaş