Sn. respect2us-23, neden alınıp böyle bir cevap verdiğinizi, sizden bizden sana - bana döndüğünüzü inanın anlayamadım ama, size yönelik herhangi bir hakaretvari, küçümseme içeren bir ifadem olduğunu sanmıyorum, isterseniz tekrar bir okuyun. Yalnızca fikirlerimi beyan ediyorum, dostane ve saygılı bir üslup tercih ediyorum, ' kuşları ürkütmemek ' , ' halkı ikna etmek ' ifadelerini üzerinize alınarak, dev firmalarla ortak çalışmalar yapıp ' sponsorluk ' peşinde koşan, kişisel servetini insan sağlığından önde tutup, kendi ailesini doğal çiftlik ürünleri ile besleyen paragöz profesörlerden olduğunuzu hiç sanmıyorum
sanırım yanlış anlayıp üzerinize alındınız. Konu ile ilgisi olmasa da bunları belirtmemiz gerekiyor ki burayı okuyan arkadaşlar yanlış fikirlere kapılmasın. Sizin ki yanlıştır da demiyorum rica ederim bunu da öyle algılamayın. Demişim ki, deneyin bir, kendiniz karar verin. Bunda rahatsızlık verecek bir durum göremiyorum.
Benden çok daha iyi bildiğinizi varsayıyorum ki süt, başlı başına muazzam bir protein kaynağı değildir. Sütün ve süt ürünlerinin birincil kullanım amacı protein değildir, insanlar genellikle kemik - kıkırdak - diş gibi dokular sebebi ile süt tüketirler. Süt ve süt ürünlerinin sindirim sistemi üzerinde ki faydaları ise, genellikle geri planda kalmış ancak genel vücut sağlığı açısından oldukça önemli bir konudur. Takdir edersiniz ki bu vasıflarını yitirmiş süt, % 3 - 4 protein varlığı ile çok büyük bir anlam ifade etmez. Yani protein kaynağı olarak anlam ifade etmez. Kendisinden çok daha mantıklı yüzlerce seçenek içinde bir anlam ifade etmez.
Bunların her birini bilerek karar vermek, tercihte bulunmak herkesin kişisel sorunudur. Sonuç olarak, herkes açık süt peşinde koşarsa, açık süt için % 10 şüphe duyuyorsak, yarın öbür gün talep patlar ise bu şüphe % 60' a çıkar, o halde onunda bir anlamı kalmaz, maalesef ki bir konu da talep, yani para varsa, o konu da hile hurda dönmeden olmaz. İlla ki birileri büyük firmaların müşterisi olacak, illa ki sistem işleyecek, hepimiz yaşamımızı bu sisteme borçluyuz
Birileri sigara tüketmeli, birileri alkol almalı, birileri de daha fazla alkol alıp siroz olmalı, o kadar ilaç üretiyoruz boşa mı gidecek? Hayır ne yapalım denize mi dökelim? Ya kemoterapi üniteleri? Boş mu kalsınlar? Ne gerek var değil mi riski düşürmeye? O kanser ilaçları ithalatı satışı zarı zurtu kaç kişiye ekmek yediriyor değil mi? Sonuçta bambaşka işlerden kazandığı paraları ' para var ' diye hastahane işine yatırıp, doktorlarının başının etini yiyen, daha çok mrrr, daha çok tahlilll diyen iş adamı ne yapsın? Hayır 100 binlik arabaya mı binsin bu adam yakışır mı yani? Bu sorularım da şahsınıza değil, genele.
NOT: Gereksiz tartışmalara girmemek adına belirtme gereği duyuyorum ki; bu son paragrafta yazdıklarımın hiçbiri ilgili ürün ile ilgili değildir, itham da değildir, sadece sistemde ki hatalar üzerine sokulmuş klişe laftır. Bu kadar radyasyona - kimyasala - sahte gıdaya - her türlü b.ka maruz kalan sağlığımız için, yukarıda bir arkadaşın da dediği gibi, masum kalır bu tip ürünler.
Genişletmek için tıkla...