Ben size bir başka çeşit söyleyeyim, bu çeşit benim, fazla kıskanç değilim, ama kıskanıyor gibi yapmasını severim.
Bir çeşit oyun yani, mesela laf olsun diye giydiğine karışırım sevdiceğimin, ne bileyim, Geoger Clonney yakışıklı dese, şakacıktan kızarım.
Ben bunun gerekli olduğuna inaniyorum, bir şeyi bilinçli yapan insan, kontrolü elinde tutar, kendini kaybetmez.
Kadın doğası gereği sahiplenilmeyi, kıskanılmayı bekliyor, küçük dozajlar halinde bunu sağlamak ilişki için iyi bence.
Bir diğer şey ise, yanımdaki kıza göz ucuyla bile bakan olsa, katil gibi gözümü dikerim, şu zamana kadar gözlerini kaçırmayan kimse olmadı, zaten gözlerini kaçırmayıp meydan okusa her türlü deliliği yaparım, bendede sakin insanlara özgü ani delilik var, ama yanımdaki kıza bakılmasına katlanamıyorum.
Yalnız şunuda itiraf edeyim, itin kopuğun bol olduğu bir yerde yaşasam bu derece yiğitlik yapabilirmiydim, inanın bilemiyorum.
Gözüm karadır, ancak kartal pendik gibi üçerli beşerli çakal sürülerinin dolaştığı bir yerde, her göz ucuyla bakana kafa tutsan, o günün akşamını getiremezsin gibi geliyor, yanılıyor muyum?
Oralarda yaşamadığım için sadece tahmin yürütüyorum, ama caddede bakan adam ile kartalda bakan adam(ların) durumu sanırım daha farklı olur.
Neyse, allah bir erkeği kadının yanında boynu bükük bırakmasın, cidden zor, korkunç bir durum olmalı, evlerden uzak!
Genişletmek için tıkla...