kedim ve kusması

Konusu 'Dertleşme' forumundadır ve kimodedim tarafından 1 Eylül 2008 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 12 üye.
  1. kimodedim
    Offline

    kimodedim Üye

    Katılım:
    26 Aralık 2007
    Mesajlar:
    221
    Beğenileri:
    74
    Ödül Puanları:
    0
    bahadırrr gerçekten çok sevindim...
    yani doktorlar ne demiş olursa olsun annenin bukadar güçlü olabilmesi çok güzel
    umarım tam anlamıyla kurtulursunuz bu illetten...
    salvadore_xp benim annemde öyleydi ama bademden sonra
    kedilere bakışı değişti
    kedisever oldu çıktı:)
     
    salvadore_xp bunu beğendi.
  2. musclefan
    Offline

    musclefan Üye

    Katılım:
    3 Şubat 2007
    Mesajlar:
    228
    Beğenileri:
    108
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    öğrenci
    Yer:
    İSTANBUL
    8 aylık bir kedim var benim de.kendisi tam bir haydut :D çok yaramaz,bazen çok inatçı ve çok zeki.ama baş edemiyorum onun yaramazlıklarıyla.bu kedi durulmayacak mı hiç? eli,ayağı,gözleri sürekli bi arayış,yaramazlık peşinde.her şeyi yırtıyor,parçalıyor,kırıyor.onu çok seviyorum,çok tatlı kerata ama bazen şeytan diyor al şunu kısırlaştırıp sokağa gönder.geçen gün tuvaletini kumuna değil banyoya yaptı :( çıldırdım. özellikle yaptı gibi geliyor bana :) yaramazlık yapmaması için ona vurmak istemiyorum,kıyamam asla,o kadar savunmasız ki.ama başka bir yolu yok mudur yapmaması gereken şeyleri öğrenmesinin?zorla sokağa attıracak kendini :(
     
  3. kimodedim
    Offline

    kimodedim Üye

    Katılım:
    26 Aralık 2007
    Mesajlar:
    221
    Beğenileri:
    74
    Ödül Puanları:
    0
    çok tatlıymış(= nette arastırdım biraz yanlış bi bilgi vermek istemedim ama sunu kayda deger buldum

    Kediler cok rahatlıkla kuma alışırlar.Bahcemde baktıgım kedileri ki o zaman 1 yaşlarındaydılar kışın kar yagarken apartmanın bodrum katına aldım.Yanlarına da kum koydum 5 kedide daha önce kum alışkanlıkları olmamasına karşın kuma yapmaya başladılar.Anlatmak istedigim kedi büyükkende 1 yaşındaykende kuma alışabilir.
    Öncelikle kediniz nerelere tuvaletini yapıyorsa oraları asla çamaşır suyuyla silmeyin.BU kokuyu kendi idrar kokularına benzettiklerinde oraya gidip tuvaletini yaparlar.
    Kedilerin koku alma duyuları cok gelişmiş oldugundan siz o yerleri silseniz bile onlar koku almaya devam ederler.Kokuyu engellemek için;o bölgeleri sirkeli suyla silin.Kokusundan rahatsız olacak ve zamanla oraya tuvaleti yapmayacaktır.
    Bir başka yöntem ise kakasını nereye yapmış ise peceteyle alıp kumuna koymak.Kedinizinde görmesini saglayın kuma koyun.Kokuyu aldıgından tuvaletini oraya yapması gerektigini anlayacaktır.Kolay gelsin...


    umarım tuvalet alışkanlıgını kazanır kediciğin(= musclefan
     
  4. musclefan
    Offline

    musclefan Üye

    Katılım:
    3 Şubat 2007
    Mesajlar:
    228
    Beğenileri:
    108
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    öğrenci
    Yer:
    İSTANBUL
    teşekkürler kimodedim,
    ama benim kedimin zaten var kum alışkanlığı.doğduktan 2-3 hafta sonra eve aldım,hemen öğrendi kuma yapmayı.ama bu sefer farklı bir şey oldu.kumunun nerde olduğunu bilmesine rağmen banyoya yaptı tuvaletini.bana mı sinirlendi nedir :D odama almadım onu beni uyutmadığı için.biraz kapıya vurdu, girmek istedi ,sonra ses çıkmadı bi süre,sonra sabah birden berbat bi koku geldi,bizimki bırakıvermiş ortaya edepsiz :D bi de benim kedim köpek gibi,ben hiç böyle bir kedi görmedim.sürekli kuyruk sallıyor ve zaman zaman beni ısırıyor oynarken.
     
  5. kimodedim
    Offline

    kimodedim Üye

    Katılım:
    26 Aralık 2007
    Mesajlar:
    221
    Beğenileri:
    74
    Ödül Puanları:
    0
    direk trip yapmış o
    alışkanlık yaparsa o kötü ama(=
    çok şirin oluolar ya
    apartmanımızda bi anne kedi yasıo
    yeni dogurmuş yavrularını
    avuç kadar onlarda annelerinin pesinden ayrılmıolar
    en fazla 1bucuk aylık falanlar(=
    anneleri bakmayı bıraktıgında alcam birisini asısını falan yaptırıp
     
  6. marthel
    Offline

    marthel Üye

    Katılım:
    21 Ocak 2007
    Mesajlar:
    429
    Beğenileri:
    125
    Ödül Puanları:
    53
    benim kedim 16 kilo :) dünya rekoruna 5 kilo kaldı rekoru kırıcaz inşallah :)
     
  7. kimodedim
    Offline

    kimodedim Üye

    Katılım:
    26 Aralık 2007
    Mesajlar:
    221
    Beğenileri:
    74
    Ödül Puanları:
    0
    gerçekten ciddi misin?
    kaç yasında saglık sorunları ileri düzeydedir heralde
    bizim kampüstede var kilolu bi kedi
    yaşı baya var ama 7'den asagıya değildir dehset bişey...
    sürekli emek beklio ve tabagına bakıo göz koyuyo masaların yanındahyper_ zıplayamıoda
     
  8. marthel
    Offline

    marthel Üye

    Katılım:
    21 Ocak 2007
    Mesajlar:
    429
    Beğenileri:
    125
    Ödül Puanları:
    53
    inanır mısın hiç bir sağlık sorunu yok kondüsyon dışında :) sadece kısırlaştırmadan dolayı idrar kesesinde taş oluşmuştu onuda düşürdü rahatladı..6 yaşında ve çok enerjik..5 dakika koşturuyo sonra 10 dakika yatıyor kalkıp 5 dakika daha koşturuyor sonra 3-4 saat uyuyor.hatta kendisinin 1.10 cm yastık engel atlamışlığı vardır eğitiyorum onu:).Hayatı böyle geçiyo :) Ama en sinir olduğu şey yemek saatinin 2-3 dakika bile olsa geciktirilmesi..hemen koltukları parçalamaya başlıyor :)
     
  9. kimodedim
    Offline

    kimodedim Üye

    Katılım:
    26 Aralık 2007
    Mesajlar:
    221
    Beğenileri:
    74
    Ödül Puanları:
    0
    ya ama olmaz çok fazla kilosu:)
    senin kedindir tabi bişey diyemicem ama
    istediği gibi koşturamıodur ne kadar hareketli olsada(=
    ama saglıklı olur inşallah hep kediciğin
    hastalandığında çok üzücü oluo çünkü
     
  10. noghay
    Offline

    noghay Üye

    Katılım:
    13 Eylül 2007
    Mesajlar:
    125
    Beğenileri:
    30
    Ödül Puanları:
    0
    Kediseverlik başka bişi bende de var bir tane sarışın mavi gözlü erkek.7 aylık falan ilk sokakta bulup getirdiğimde annem ben bunu biraz büyüsün sepetlerim diyordu.Şimdi kanka oldular benden çok seviyor annemi.Kediler cidden çok kibar ve şahsiyetli hayvanlardır.Ayrıca çok temizdirler...
     
    kimodedim bunu beğendi.
  11. marthel
    Offline

    marthel Üye

    Katılım:
    21 Ocak 2007
    Mesajlar:
    429
    Beğenileri:
    125
    Ödül Puanları:
    53
    valla tamamen kendi tercihi :) diyet yaptırdık sinirden parçalamadık şey bırakmadı..veteriner mamanısa karıştırılan iştahı kapansın die toz ilaç verdi 1 gün aç kaldı yinede yemedi o mamayı..şişman ama mutlu bir kedi benimkisi :)
     
  12. kimodedim
    Offline

    kimodedim Üye

    Katılım:
    26 Aralık 2007
    Mesajlar:
    221
    Beğenileri:
    74
    Ödül Puanları:
    0
    hahahaha(=
    halinden mutluysa ne denilebilir ki
    bişeyde yapılamaz seninde düşündüğün gibi
    neyse önemli bi saglık problemi olmasında
    hep mutlu olsun o(=
    sonuçta cogu kedinin sonu aynı...
    yani en buyuk problem böbrek yetersizliği
    bi kaza olmadıgı sürece bu yüzden gidiolar=(
     
  13. musclefan
    Offline

    musclefan Üye

    Katılım:
    3 Şubat 2007
    Mesajlar:
    228
    Beğenileri:
    108
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    öğrenci
    Yer:
    İSTANBUL
    marthel, hiç resmi var mı kedinin?koysana,görsek şişkoyu :D
    ya benim kedimin en çok sevdiğim yanı,evde bana arkadaşlık etmesi.evdeyken bir an olsun yalnız bırakmıyor beni.ben nereye oturursam geliyor yanıma,kucağıma ya da mutlaka beni göreceği bir yere oturuyor.dili olsa konuşsa keşke diyorum bazen.tek eksiği o :) gerçi o da kendi çapında konuşuyor benle. kızdığımda,sabah uyandığımda,eve geldiğimde,oynadığımızda,canı sıkıldığında,onu çağırdığımda hepsi için ayrı ayrı sesler çıkarıyor.yerim ben onu :D
     
  14. D.Wolf
    Offline

    D.Wolf Üye

    Katılım:
    19 Ocak 2008
    Mesajlar:
    1.305
    Beğenileri:
    2.200
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    istanbul
    valla ne yalan söyleyeyim, küçüklükten beri bir sürü kedi öldürdüm...amcamın evinin terasına cıkar, yavru kedileri ordan atardım aşagı, ondan sonra bir daha cıkarır bir daha atardım...sonra da bazıları ölüyorlardı, bende onlar için mezar yapıp, gömüyordum hepsini...ben pek hatırlamıyorum, ama teyzemler öyle söylüyor..şimdi düşünüyorum da, bunu niye yapıyordum o zamanlar hiç bilmiyorum..çocukluk işte...ama küçükken vardı bende bir canilik nedense:D...

    kedileri severim, ama sadece sakin ve uslu olanlarını birde biraz tombul olanlarını:D...ama kolay kolay beslemem..kedilerin insanların üzerindeki negatif enerjiyi aldıklarını söylerler, inanırım çünkü cok sevimli oluyorlar...ama ben köpek beslemeyi tercih ederim...ya alman kurdu,pitbull cinsi veya hakiki kangal köpeklerinden birisini beslemeyi düşünüyorum ileride...
     
  15. marthel
    Offline

    marthel Üye

    Katılım:
    21 Ocak 2007
    Mesajlar:
    429
    Beğenileri:
    125
    Ödül Puanları:
    53
    seri katillerin çoğu çocukluk dönemlerinde nedensiz yere hayvanları öldürürlermiş aman dikkat diyim :) bayramdan sonra resimlerini koyarım benim kedinin hatta atlama videolarınıda koyarım :)
     
  16. kimodedim
    Offline

    kimodedim Üye

    Katılım:
    26 Aralık 2007
    Mesajlar:
    221
    Beğenileri:
    74
    Ödül Puanları:
    0
    Veda Miyavlaması - Ertuğrul Özkök

    Kediler nasıl ölürler? Ben bu hafta nasıl öldüklerini öğrendim.

    * * *

    Her şey bir akşam geç saatte eve gelip kapıyı açtığınızda başlar.

    Daha doğrusu kapıyı açmadan.

    O akşam belki de ilk defa o tanıdık miyavlamayı işitmezsiniz. Anahtarı çevirirken, içerdeki sessizlik içinize hüzünlü bir tenhalığı bırakıp geçer.

    Sanki bir çizik atar. İçinize bir kuşku, ne bileyim anlamını çok sonraları çıkaracağınız bir korku bırakır.

    Yanılmamışsınızdır. Kapıyı açtığınızda, o kapkara tüyleri, tüylerin içinden bakan o tanıdık cıvıltılı gözleri göremezsiniz.

    Anahtar elinizdeyken, ‘‘Kedi’’ diye seslenirsiniz.

    On beş yıl boyunca her ‘‘Kedi’’ deyişinizde koşarak size gelen, cıvıltılı miyavlamalar çıkaran, kuyruğunu hiç bitmeyen mutluluk ritimleriyle sallayan o aile ferdinden yine ses gelmez.

    Bir daha, bir daha seslenirsiniz. Zaman zaman yaptığı kaprislerden biri diye düşünürsünüz.

    Hayır... Bir tuhaflık vardır. Daha doğrusu sessizliğin dili, size iyi gitmeyen bir şeylerin kötü haberini vermeye başlar.

    * * *

    Kediniz artık hastadır. Hem de yaşlı bir hasta.

    O an hesap yapmaya başlarsınız. Bazılarına göre, onun her yaşı insanın 6-7 yaşına eşittir.

    Bazı veterinerler ise daha komplike hesaplar yaparlar. Bu hesaplarla kediniz, insana göre 80 ila 93 arasında bir yaştadır.

    Sonra veteriner ziyaretleri başlar.

    Böbrekleri artık çalışmıyordur. Midesi harap olmuştur.

    Geceleri tuhaf ve acılı miyavlamalarla uyanırsınız. Arkasından kusmalar gelir.

    Ama bir kedinin hastalığının en önemli belirtisi, yemek yememesidir.

    En sevdiği yiyecekleri önüne koyarsınız. Başını okşayarak yemesine yardımcı olmak istersiniz.

    Nafile...

    Ve sessiz günler başlar. Miyavlamayan kedinin suskun bekleyiş günleri.

    Umutların kesildiği o hazin anlarda evde tartışmalar da başlar.

    ‘‘Acaba uyutalım mı?..’’

    Ama o kararı kim verecek? Istırap içindeki yaşlı kedinizin acı çekişine katlanmak mı daha zordur, yoksa, bir iğneyle hayatına son verecek kararı alabilmek mi?

    Kimin haklı, kimin haksız olduğuna karar vermenin en güç olduğu durumlardan birisi.

    * * *

    Çoğu kez uyutamazsınız. Geceler zorlaşır.

    İşte öyle günlerden birinde kedinizin dolapların altına, karanlık kuytulara, evin dışına kaçmaya çalıştığını fark edersiniz.

    Kondurmak istemeseniz de, kediniz artık ölüme hazırlanmaktadır. Aranızda son mücadele başlar.

    O kuytulara kaçmak ister, siz ise onu daha çok yatağınıza almaya çalışırsınız...

    Siz kazanırsınız.

    Ve artık ona serum verdiğiniz bir günün akşamında, o çaresiz gözlerdeki ışık iyice sönmeye başlar.

    Onu o gece yanınıza yatağa alırsınız. Birlikte fotoğraf çektirirsiniz.

    ‘‘Kedi’’ diye seslendiğinizde, zorla başını kaldırıp size bakar. İyice küçülmüş yüzünde yine de o tanıdık ifadeyi yakalarsınız.

    Sabaha karşı uyandığınızda, onu yataktan atlamaya çalışırken bulursunuz. Daha doğrusu düşmeye...

    Artık kesin kararlıdır. Yapacak bir şey kalmamıştır.

    Kucağınıza alıp aşağıya indirir, büyük bir ihtimamla her zamanki yerine yatırırsınız.

    Ve o anda hiç beklemediğiniz bir şeyle karşılaşırsınız. Sürüne sürüne kumuna doğru gidip çişini yapar.

    Kedi olma zarafetinin gereğini son anında bile yerine getirir.

    * * *

    Ardından derin bir uykuya dalar. ‘‘Kedi’’ diye seslenirsiniz. Kafası kalkmaz. Sadece kuyruğunu çok hafifçe sallayıp içgüdüsel bir cevap verir.

    ‘‘Miyav’’ sesini işitemezsiniz. Çünkü bütün gücünü, son andaki ‘‘elveda miyavlamasına’’ ayırmıştır.

    Kucağınıza alırsınız. Hafif dokunuşlarla başını okşarsınız, okşarsınız. Tıpkı 15 yıldır yaptığınız gibi zamanı durdurmaya çalışırsınız.

    Nefes alıp verişleri hafiflemeye başlar. Artık kucağınızda bir tüy kalmıştır.

    Sonunda çok derinden, uzaklardan gelen üç küçük miyavlama işitirsiniz.

    İşte o elveda miyavlamasıdır.


    Kediniz artık öteki tarafa geçmiştir.

    Tıpkı bir zamanlar kaybettiğiniz babaanneniz gibi, küçücük adımlarla uzaklaşırken, kucağınızda artık beyaza dönüşmüş bir tüy kalmıştır.

    On beş yıllık kediniz, Ankara'da doğup, İstanbul'da yaşayan o aile ferdiniz, Gökova'nın ağaçlarla kaplı küçük bir evinde size böyle veda eder.

    O an fark edersiniz ki, bütün hayatı boyunca size hiç yük olmamış, sadece ve sadece dostluk vermiştir.


    * * *

    Kediler işte böyle ölürler.

    Zarafetlerine, karakterlerine ve gururlarına uygun biçimde.

    Vakur ve sessiz veda miyavlamaları ile sizi bırakıp giderler...



    Kaynak: Hürriyet Gazetesi 19/07/1998

    bu yazıyı her okudugumda... cidden bişeyler düğümlenio bende böyle
    gururlu yaratıklardır işte kediler okumanızı istedim
     
    Son düzenleme: 27 Eylül 2008
  17. musclefan
    Offline

    musclefan Üye

    Katılım:
    3 Şubat 2007
    Mesajlar:
    228
    Beğenileri:
    108
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    öğrenci
    Yer:
    İSTANBUL
    d. wolf inanamıyorum sana :( gerçi çocukken benzer şeyleri yapan çok insan var maalesef.bazen çok acımasız olabiliyor çocuklar.sadece hayvanlara değil,arkadaşlarına bile kötülük yapabiliyorlar.çünkü çocuğun değer yargıları gelişmemiş oluyor ve kendisini dünya'nın merkezi sanıyor kişiden kişiye değişmekle beraber 11-12 yaşına kadar.kedi-köpeklerin insanlardan çektiğini insanlar onlardan çekmiyor.benim yaptığım en büyük canilik yiyecek taşıyan karıncaların üstüne su dökmekti :) ki şu an bu kadar küçük bi şeyden bile pişmanlık duyuyorum.nasıl olmuş da benim yaratmadığım ve benden zayıf bir canlının canını alma hakkını kendimde görmüşüm diye.sokaklarda kuyruğu kesilmiş,gözleri oyulmuş ya da sakatlanmış hayvanlar görünce kahroluyorum ve bunu yapanların insan olamayacağını düşünüp bin kere beddua ediyorum.ki benim bedduama ihtiyaçları olduğunu da sanmıyorum.böylesine bir kötülük mutlaka gelir o kişiyi bulur.ben buna çok inanıyorum.
     
    kimodedim bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş