yenibirben
Üye
Merhaba. Bu konuyu ümitsiz olduğunu düşünen kişilere ilham verebilme ümidi ile açtım. İşte benim hikayem.
42 yaşında, on yıllık bir hastalık/tedavi sürecinin sonunda artık kendime fiziksel olarak çeki düzen vermeye karar verdim. Bu hastalık döneminde çok yoğun bir kortizon tedavisi sonucu 67 kilodan 97 kiloya çıkmıştım. Bu kilo fazlası sadece bel ve sırt bölgemde yağlanma yapmış, moon face ve kambur oluşumuna yol açan kushing sendromuna neden olmuştu. 50 metre bile koşamayan, yokuş çıkamayan, ayakkabısını bağlayamayan biri olmuştum. Günde 38 ilaç alıyor, giderek kendimden vazgeçiyordum. Aynaya bakmıyor, fotoğraf çektirmiyordum. Birkaç sefer banka ve resmi dairelerde kimlik ve ehliyetteki fotoğrafımı bana benzetemedikleri için problem yaşadım. Beni uzun süre görmeyen arkadaşlarım tanıyamıyordu. Durumuma hastalığımı bahane ederek tamamen kendimi bıraktım. Artık fiziksel olarak dibe vurmuştum.
Bilmem aranızda günde 40a yakın ilaç içen var mı ? Bazen hangisini içip içmediğinizi unutursunuz, içmekten yorulursunuz, mideniz bulanır. İçtiğim ilaçlardan biri kortizon, üç tanesi ise bağışıklık sistemini baskılayan aslında kanser ilaçlarıydı. İlaçlar beni halsiz düşürüyor, yataktan çıkmayı bir işkence haline dönüştürüyordu. Zaten depresyondaydım, kendimi yatağa gömmek istiyor, uyuyarak gerçek hayattan kaçıyordum. İşin kötüsü ilaçları biraz azaltsam hemen görme ve denge kaybına uğruyor, ayakta duramıyordum.
Sonra bir sabah kalktım, bütün ilaçlarımı ( ki 6 aylık raporlarla alındığı için bir çuval kadar vardı) bir poşete doldurup eczaneye götürdüm ve ihtiyacı olanlara vermesini söyleyerek bıraktım. Bunlar kutusu 700, 400 tl lik kanser ilaçlarıydı. Yaptığım çılgıncaydı ama artık o iğrenç kokulu ilaçları içecek gücü kendimde bulamıyordum. Sonraki bir hafta on gün kabus gibi geçti. Yavaş yavaş bırakılması gereken kortizonu bir anda bırakmıştım. Kendime gelir gelmez ilk iş bir spor salonuna yazılmak oldu. Haziranın ortasıydı. Kortizonu kesmek bir iki kilo kadar vermemi sağlamıştı. Doğum günüme iki ay vardı. Kendime nerdeyse imkansız bir hedef koydum. Eski kilom olan 67 ye inmek. Danıştığım hocalar yaşım ve özel durumum dolayısıyla 85 e inmemin başarı olacağını düşünüyorlardı. Klasik bir kardiyo programı ile haftada üç günlük bir program yazdılar. Motivasyonum o kadar yüksekti ki bu program beni kesmiyordu. Daha çok çalışmak için yalvarıyordum. Bir hafta sonra kardiyo sayım haftada 6 ya çıktı. Koşu bandı, eliptik ve bisikletten oluşan 1.30 saatlik kardiyo ve karın çalışmaya başladım. Günlük hayatta da deli gibi yürüyordum. Bostancı Moda arasını bir ay içinde onlaca kez yürüdüm. Asansör ve yürüyen merdivenleri kesinlikle kullanmadım. Anormal şekilde çok tükettiğim kola ve tuzu tamamen bıraktım. Şeker yerine tatlandırıcı kullandım, yeşil çay ve kuru kaysı hayatıma girdi. İlk ayın sonunda 95 den 83 kiloya indim. Bu bana cesaret verdi. İkinci ay her gün 2000 lik ZeroShot L-Carnitin ve çalışma öncesi ve sonrası birer servis MuscleTech Premium whey protein kullandım. Haftada 6 gün kardiyo yanında 4 gün de ağırlık çalıştım. İlk ay 10 şınav çekemezken ikinci ay 120 şınav çekiyordum. Her antreman karın/mekik ve esnemeyle sona eriyordu. Bu süre zarfında tartılmak istemedim.20 ağustosta tartıya çıktığımda hocam iki kere tartıyı resetledi. Sonuç 68 kg ! Evet sadece iki ayda 97 den 68 e inmiş, 29 kilo vermiştim. Suratımın şişi inmiş, sırtımdaki kamburumsu yağ dokusu tamamen yok olmuş, göbek fıtığım iyileşmişti. Sadece 10 yılın artğı göbekte iki minik yağ bölgesi kalmıştı. Ama daha önemlisi eskiden 50 metre koşamayan ben yüksek tempoda 10 km civarında koşuyor, üstüne 30-40 dakika eliptik, bisiklet yapıyordum. 36 beden kot pantolanlarımı attım ve bir sürü 32-31 beden kot aldım. Yürüyüşüm değişti. Karnım içerde, sırtım dik yürüyordum. Bu benin değimimin ilk bölümüydü. Eğer buraya kadar olanlar ilginizi çektiyse şu anda içinde olduğum ikinci dönemi de sizinle paylaşabilirim. Ben yaptıysam herkes yapabilir ! Ha gayret !
42 yaşında, on yıllık bir hastalık/tedavi sürecinin sonunda artık kendime fiziksel olarak çeki düzen vermeye karar verdim. Bu hastalık döneminde çok yoğun bir kortizon tedavisi sonucu 67 kilodan 97 kiloya çıkmıştım. Bu kilo fazlası sadece bel ve sırt bölgemde yağlanma yapmış, moon face ve kambur oluşumuna yol açan kushing sendromuna neden olmuştu. 50 metre bile koşamayan, yokuş çıkamayan, ayakkabısını bağlayamayan biri olmuştum. Günde 38 ilaç alıyor, giderek kendimden vazgeçiyordum. Aynaya bakmıyor, fotoğraf çektirmiyordum. Birkaç sefer banka ve resmi dairelerde kimlik ve ehliyetteki fotoğrafımı bana benzetemedikleri için problem yaşadım. Beni uzun süre görmeyen arkadaşlarım tanıyamıyordu. Durumuma hastalığımı bahane ederek tamamen kendimi bıraktım. Artık fiziksel olarak dibe vurmuştum.
Bilmem aranızda günde 40a yakın ilaç içen var mı ? Bazen hangisini içip içmediğinizi unutursunuz, içmekten yorulursunuz, mideniz bulanır. İçtiğim ilaçlardan biri kortizon, üç tanesi ise bağışıklık sistemini baskılayan aslında kanser ilaçlarıydı. İlaçlar beni halsiz düşürüyor, yataktan çıkmayı bir işkence haline dönüştürüyordu. Zaten depresyondaydım, kendimi yatağa gömmek istiyor, uyuyarak gerçek hayattan kaçıyordum. İşin kötüsü ilaçları biraz azaltsam hemen görme ve denge kaybına uğruyor, ayakta duramıyordum.
Sonra bir sabah kalktım, bütün ilaçlarımı ( ki 6 aylık raporlarla alındığı için bir çuval kadar vardı) bir poşete doldurup eczaneye götürdüm ve ihtiyacı olanlara vermesini söyleyerek bıraktım. Bunlar kutusu 700, 400 tl lik kanser ilaçlarıydı. Yaptığım çılgıncaydı ama artık o iğrenç kokulu ilaçları içecek gücü kendimde bulamıyordum. Sonraki bir hafta on gün kabus gibi geçti. Yavaş yavaş bırakılması gereken kortizonu bir anda bırakmıştım. Kendime gelir gelmez ilk iş bir spor salonuna yazılmak oldu. Haziranın ortasıydı. Kortizonu kesmek bir iki kilo kadar vermemi sağlamıştı. Doğum günüme iki ay vardı. Kendime nerdeyse imkansız bir hedef koydum. Eski kilom olan 67 ye inmek. Danıştığım hocalar yaşım ve özel durumum dolayısıyla 85 e inmemin başarı olacağını düşünüyorlardı. Klasik bir kardiyo programı ile haftada üç günlük bir program yazdılar. Motivasyonum o kadar yüksekti ki bu program beni kesmiyordu. Daha çok çalışmak için yalvarıyordum. Bir hafta sonra kardiyo sayım haftada 6 ya çıktı. Koşu bandı, eliptik ve bisikletten oluşan 1.30 saatlik kardiyo ve karın çalışmaya başladım. Günlük hayatta da deli gibi yürüyordum. Bostancı Moda arasını bir ay içinde onlaca kez yürüdüm. Asansör ve yürüyen merdivenleri kesinlikle kullanmadım. Anormal şekilde çok tükettiğim kola ve tuzu tamamen bıraktım. Şeker yerine tatlandırıcı kullandım, yeşil çay ve kuru kaysı hayatıma girdi. İlk ayın sonunda 95 den 83 kiloya indim. Bu bana cesaret verdi. İkinci ay her gün 2000 lik ZeroShot L-Carnitin ve çalışma öncesi ve sonrası birer servis MuscleTech Premium whey protein kullandım. Haftada 6 gün kardiyo yanında 4 gün de ağırlık çalıştım. İlk ay 10 şınav çekemezken ikinci ay 120 şınav çekiyordum. Her antreman karın/mekik ve esnemeyle sona eriyordu. Bu süre zarfında tartılmak istemedim.20 ağustosta tartıya çıktığımda hocam iki kere tartıyı resetledi. Sonuç 68 kg ! Evet sadece iki ayda 97 den 68 e inmiş, 29 kilo vermiştim. Suratımın şişi inmiş, sırtımdaki kamburumsu yağ dokusu tamamen yok olmuş, göbek fıtığım iyileşmişti. Sadece 10 yılın artğı göbekte iki minik yağ bölgesi kalmıştı. Ama daha önemlisi eskiden 50 metre koşamayan ben yüksek tempoda 10 km civarında koşuyor, üstüne 30-40 dakika eliptik, bisiklet yapıyordum. 36 beden kot pantolanlarımı attım ve bir sürü 32-31 beden kot aldım. Yürüyüşüm değişti. Karnım içerde, sırtım dik yürüyordum. Bu benin değimimin ilk bölümüydü. Eğer buraya kadar olanlar ilginizi çektiyse şu anda içinde olduğum ikinci dönemi de sizinle paylaşabilirim. Ben yaptıysam herkes yapabilir ! Ha gayret !