Ilaç, Doktor, Prospektüs...

Konusu 'Çeşitli Makaleler' forumundadır ve trundirs tarafından 20 Şubat 2005 başlatılmıştır.

  1. trundirs
    Offline

    trundirs Üye

    Katılım:
    17 Şubat 2005
    Mesajlar:
    92
    Beğenileri:
    17
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    24,5
    Yer:
    istanbul
    ÖNCE İLAÇ NEDİR NASIL VERİMLİ KULLANILIR ONU BİR ÖĞRENELİM

    İlaç Genel Bilgi

    Genel Bilgiler
    Yazılı tarihte yer alan uygarlıklarda yaşayan insanlar hastalıkları önlemek ve iyileştirmek için bitki ve hayvan kökenli ilaçlar kullanmışlardır. Hastalıkla savaşmak ve hastanın ruhsal durumunu ve bilincini değiştirme uğraşı neredeyse yiyecek ve barınak bulma uğraşı kadar temel ihtiyaçlardır. Bitki ve hayvanlardan elde edilen birçok ilaç hala geçerliliğini korumaktadır ancak modern tıpta kullanılan ilaçların çoğu II.Dünya Savaşının bitiminden bu yana sentetik organik kimya ve biyoteknoloji alanlarında olan ilerlemelerin ürünüdür.
    İlaç hastalığın tanısı, iyileştirilmesi, tedavisi veya önlenmesi amacıyla kullanılan ya da bedenin yapı veya işlevlerini değiştiren maddedir (besin veya alet dışında). Ağızdan alınan doğum kontrol ilaçları hastalık sürecini değiştirmekten çok bedenin yapı ve işlevini değiştiren ilaçlara örnektir. Bu kapsamlı tanımlama yasal amaçlar açısından önemli olmasına rağmen günlük kulanım yönünden pratik değildir. Daha basit ve pratik bir tanımla ilaç vücudu ve vücuttaki süreçleri etkileyen herhangi bir kimyasal maddedir.


    Reçeteli ve reçetesiz satılan ilaçlar
    İlaçlar iki kategoriye ayrılır: reçeteli satılan ilaçlar ve reçetesiz satılanlar. Reçeteli satılanlar -kullanımı yalnızca tıbbi gözetim altında güvenli olanlar- yetkili bir görevlinin (doktor, dişçi veya veteriner) yazdığı reçeteyle satılan ilaçlardır. Reçetesiz satılan ilaçlar -tıbbi gözetim altında kullanılmadığında da güvenli olanlar- eczanelerde reçetesiz olarak satılırlar. Her ülkede sağlık bakanlıklarının yetkili birimleri hangi ilaçların reçeteli , hangilerinin reçetesiz satılacağına karar verirler.

    Uzun yıllar reçete ile satıldıktan sonra güvenilirlik kayıtları mükemmel olan ilaçların reçetesiz satış izinleri verilebilir. Ağrı kesici bir ilaç olan ibuprofen şu anda reçetesiz satılan fakat önceden reçeteyle satılan bir ilaçtır. Sıklıkla, reçetesiz satış izni olan tabletlerde, kapsüllerde veya formüllerde bulunan etkin madde miktarı reçeteli satılan ilaç dozundaki miktardan anlamlı olarak düşüktür.

    İlaç isimleri
    İlaçlara nasıl isim verildiğinin bilinmesi ilacın prospektüsünün anlaşılmasına yardım eder. Her ilacın en az üç ismi vardır: kimyasal isim, jenerik (şahsi malvarlığı sayılmayan) isim ve ticari (şahsi malvarlığı sayılan) isim. Kimyasal isim ilacın atomik veya moleküler yapısını tanımlar. Kimyasal isim ürünü tam anlamıyla tanımlar ve özelliklerini yansıtırsa da, bazı basit ve inorganik ilaçlar (sodyum bikarbonat) dışında genel kullanım açısından çok karmaşıktır ve pratik değildir.

    İlacın özellikleri
    Başlıca iki tıbbi konu ilaç seçimini ve kullanımını etkiler: farmakodinamik özellikler (ilaç vücutta ne gibi etkiler oluşturur) ve farmakokinetik özellikler. İlacın vücutta ne gibi etkiler gösterdiğine ek olarak (ağrıyı giderme, kan basıncını düşürme, plazma kolesterol düzeylerini düşürme) farmakodinamik özellikler ilacın nerede (bölge) ve nasıl (mekanizma) etki gösterdiğini anlatır. İlacın ne gibi etkiler gösterdiği açık olamsına rağmen kesin etki bölgesi ve mekanizması ilacın zaman içinde faydasını kanıtlamasından yıllar sonrasına kadar anlaşılamayabilir. Örneğin afyon ve morfin yüzyıllar boyunca ağrıyı ve rahatsızlıkları gidermek için kullanılmıştır ancak ağrının giderilmesi sırasında devreye giren beyin bölgeleri ve beyin kimyası ve oluşturdukları öfori hali kısa süre önce keşfedilmiştir.

    İlacın etki göstermesi için vücutta problem oluşan bölgeye ulaşması gerekir ve farmakokinetik biliminin önemli olmasının nedeni budur. İlacın etkisini göstermesi için yeterli miktarda ilacın etki bölgesinde varlığını sürdürmesi ancak bu sırada şiddetli yan etkiler veya toksik reaksiyonlar oluşturmaması gerekir. Her doktor uygun doz seçiminin riskli bir dengeleme işi olduğunu kabul eder.

    Birçok ilaç etki bölgesine kan dolaşımıyla ulaşır. Bu ilaçların ne kadar süre etki göstermeleri gerektiği ve etkilerinin ne kadar sürdüğü kan dolaşımına hangi hızla geçtiklerine, ne kadarının dolaşıma geçtiğine, dolaşımı ne zaman terkettiklerine, karaciğer tarafından ne derece etkin biçimde parçalandıklarına (metabolize edildiğine) ve böbrek ve barsaklar tarafından hangi hızla elimine edildiklerine bağlıdır.

    İlacın etkisi
    İlacın etkisiyle ilgili sırların çoğu ilaçların biyolojik işlevlerin ilerleme hızını değiştirdiğinin anlaşılmasıyla açıklığa kavuşur; ilaçlar vücuttaki mevcut süreçlerin doğasını değiştirmez ya da yeni işlevler oluşturmaz. Örneğin ilaçlar kasların kasılmasını, böbrek hücrelerinin vücut tarafından tutulan veya atılan su ve tuz hacmini düzenlemesini, bezlerin madde salgılamasını (mukus, mide asidi veya insülin) ve sinirlerin mesaj iletmelerini sağlayan biyokimyasal süreçleri yavaşlatabilir veya hızlandırabilirler. Ilacın ne derece iyi etki gösterdiği genelde hedeflenen metabolik süreçlerin nasıl yanıt verdiğine bağlıdır.

    İlaçlar mevcut biyolojik süreçlerin hızını değiştirebilirler. Örneğin bazı antiepileptik ilaçlar beyine belli kimyasal maddelerin üretimini yavaşlatma emri göndererek nöbetleri azaltabilirler. Ancak ilaçlar bir daha onarılamayacak düzeyde hasar görmüş sistemlerde fayda sağlamazlar. İlaçların etkisiyle ilgili bu temel eksiklik kalp yetmezliği, artrit, kas distrofisi, mültipl skleroz ve Alzheimer hastalığı gibi dokuda hasar oluşturan veya dejeneratif tipte olan hastalıkları tedavi ederken yaşanan güncel hayal kırıklığının temelinde yatar.

    İlaçlara verilen yanıtlar
    Her birey ilaçlara farklı şekilde yanıt verir. Yetişkin bir insan aynı etki için genelde genç bir bireyden daha fazla ilaca ihtiyaç duyar. Yeni doğmuş bebekler ve yaşlılar ilaçları erişkin ve çocuklardan daha yavaş metabolize ederler. Böbrek veya karaciğer hastalığı olan insanlar vücutlarına giren ilaçları metabolize etmek için daha fazla süreye ihtiyaç duyarlar.

    Advers reaksiyonlar
    1900'lerin başında Alman bilimadamı Paul Ehrlich ideal ilacı "sihirli mermi" olarak tarif etti; bu tip bir ilaç doğrudan hastalık bölgesine ulaşmalı ve sağlıklı dokulara zarar vermemelidir. Yeni ilaçların birçoğu önceki versiyonlardan daha seçici olmalarına rağmen mükemmel ilaç henüz bulunmamıştır. İlaçların çoğu Ehrlich tarafından öngörülen kesinlikten uzaktır. Hastalıklara karşı etki gösterseler bile bazı istenmeyen etkileri de vardır.

    İlacın istenmeyen etkilerine yan etki veya advers reaksiyonlar adı verilir. İlaçlar etki gösterirken kontrol edilebiliyor olsaydı istenen etki düzeyi otomatik olarak sağlanabilirdi. Örneğin, kan basıncı yüksek olan bir hastada normal kan basıncını veya diabetik bir hastada normal kan şeker düzeyini sağlayabilirlerdi. Ama çoğu ilaç spesifik bir etki düzeyi sağlayamazlar. Bunun yerine ilaçlar çok güçlü etki gösterirler ve yüksek kan basıncı için tedavi gören hastada düşük kan basıncı oluşturur veya diabetik hastada kan şeker düzeyini çok fazla düşürürler. Bununla beraber, hasta ve doktor arasında iyi bir iletişimle istenmeyen etkiler azaltılabilir veya önlenebilir. Hasta doktora ilacın kendisini nasıl etkilediğini anlatır ve doktor dozu ona göre ayarlar. İlaç vücutta sadece bir işlevi hedeflediği halde birçok işlevi etkileyebilir. Örneğin antihistaminik ilaçlar allerji semptomlarını (burun tıkanıklığı, sulu gözler ve hapşırma) hafifletir. Ancak antihistaminik ilaçların çoğu sinir sistemini etkilediğinden, uyku hali, kafa karışıklığı, görme bulanıklığı, ağız kuruması, kabızlık ve idrara çıkma problemleri de yaratabilirler.

    Belli bir ilacın yan etki veya istenen etkiyi oluşturup oluşturmadığı ilacın neden alındığına bağlıdır. Örneğin antihistaminik ilaçlar reçetesiz satılan uyku ilaçlarının klasik etkin maddesidir. Bu amaçla alındıklarında uyku hali oluşturma potansiyelleri huzursuzluk oluşturan yan etkiden daha faydalı bir etkidir.

    Etkinlik ve güvenilirlik
    İlaç geliştirilmesinin iki hedefi etkinlik (fayda) ve güvenilirliktir. Tüm ilaçlar fayda sağladıkları kadar zarar da verdikleri için güvenilirlik önemlidir. Güvenilirlik aralığı (terapötik aralık) ne kadar geniş olursa -klasik etkili doz ile şiddetli ya da hayatı tehlikeye sokan yan etkiler arasındaki dağılım- ilaç o kadar faydalı olur. İlacın klasik etkili dozu aynı zamanda toksik olduğunda doktorlar başka güvenli bir alternatif olmadığı zaman ilacı ciddi durumlar dışında kullanmak istemezler.

    En iyi ilaçlar hem etkili, hem de çoğu zaman güvenli olan ilaçlardır. Penisilin bu tip bir ilaçtır. Allerjisi olan bireylerin dışında penisilin yüksek dozlarda kullanıldığında bile toksik değildir. Öte yandan, uyku ilaçlarında sık kullanılan barbitüratlar solunumu bozabilir, kalp ritmini olumsuz etkiler ve aşırı dozda alındığında ölüme yol açarlar. Triazolam ve temazepam gibi daha yeni uyku ilaçları daha iyi güvenilirlik aralıklarına sahiptir. Bazı ilaçlar çok dar bir güvenilirlik aralıkları olmasına rağmen kullanılmalıdır. Örneğin kan pıhtılaşmasını önlemek için kullanılan warfarin kanamaya neden olabilir. Warfarin uygulanan bireyler ilacın kan pıhtılaşmasını çok az veya çok fazla etkileyip etkilemediğini anlamak için düzenli kontrolden geçmelidirler.

    İlacı kullanan kişi ilacın iyi veya kötü neler yapabileceğini bildiğinde kendileri ve doktorları ilacın ne derece iyi etki gösterdiğine ve potansiyel olarak ciddi problemlerin gelişip gelişmediğine daha kolay karar verebilirler. İlaç kullanan kişi doktora, hemşireye veye eczacıya tedavinin amaçları, ilacın oluşturabileceği advers reaksiyonlar ve ortaya çıkabilecek başka problemler ve ayrıca en iyi sonucu alabilmek için tedavi planına ne dereceye kadar katılabilecekleri konusunda soru sormaktan çekinmemelidir. Ayrıca ilaç kullanan bireyler sağlık görevlilerine tıbbi öyküleri, güncel olarak kullandıkları ilaçlar ve hastalıkla ilgili başka bilgiler konusunda da bilgi vermelidirler.
    İlaç etkileşimleri
    Aynı süre içinde iki veya daha çok sayıda ilaç alındığında birbirleriyle iyi veya kötü biçimde etkileşim gösterebilirler. Beraber alındıklarında problemin tedavisinde daha fazla etkili olabilirler veya advers reaksiyonların sayısını veya şiddetini azaltabilirler. İlaç etkileşimleri reçeteli ve reçetesiz satılan ilaçlar arasında da görülebilir. Hasta birden fazla doktorun gözetimi altındaysa her doktor hastanın kullandığı ilaçların tümünü bilmek ister. Tercihan, hastalar reçeteyle satılan ilaçların tümünü herbir hasta için kapsamlı ilaç profili kaydının tutulduğu eczaneden almalıdırlar. Eczacı ancak o zaman etkileşim olasılığını gözönüne alabilir. Ayrıca hastalar özelllikle de aynı anda reçete ile satılan ilaç kullanıyorlarken reçetesiz satılan ilaç seçiminde eczacıya (laksatifler, antasidler, soğuk algınlığı veya öksürük ilaçları) danışmalıdırlar. Birçok insan alkolü ilaç olarak kabul etmese de, alkol vücuttaki süreçleri etkiler ve genelde ilaç etkileşimlerinden sorumludur. Doktorlar ve eczacılar alkol ve olası ilaç etkileşimleri hakkındaki sorulara yanıt verebilirler. İlaç etkileşimler herzaman kötü değildir. Örneğin yüksek kan basıncının tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar daha yüksek dozda tek bir ilaç kullanılması halinde gelişebilecek yan etkileri azaltmak için kombinasyon şeklinde uygulanabilir.

    Bilgi verilmesi gereken konular
    Doktorların güvenli ve etkili bir tedavi planı yapmalarına yardımcı olmak amacıyla hastalar doktora ne tür tıbbi problemleri olduğu, önceki haftalarda reçeteli veya reçetesiz hangi ilaçları kullandıkları herhangi bir ilaca, besine veya başka bir maddeye karşı allerjileri olup olmadığı veya beklenmeyen bir reaksiyon gelişip gelişmediği özel diyet veya besin sınırlaması uygulayıp uygulamadıkları gebelik, gebelik planları olup olmadığı veya emzirip emzirmedikleri konusunda bilgi vermelidirler.
     
  2. Despo
    Offline

    Despo ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    30 Mart 2004
    Mesajlar:
    7.966
    Beğenileri:
    6.095
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Serbest
    Yer:
    Danimarka
    Güzel yazi - bilgi acisinda cok iyi.
     
  3. dominic
    Offline

    dominic Üye

    Katılım:
    30 Ocak 2005
    Mesajlar:
    561
    Beğenileri:
    213
    Ödül Puanları:
    53
    Yer:
    Vienna-Turkey
    pazehir horman profilini yükseltmek için steroid dışında baska ne yapabilirim?
     

Sayfayı Paylaş