Haşhaşiler

Konusu 'Kültür Sanat Bilim Seyahat' forumundadır ve kimodedim tarafından 19 Eylül 2008 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 8 üye.
  1. kimodedim
    Offline

    kimodedim Üye

    Katılım:
    26 Aralık 2007
    Mesajlar:
    221
    Beğenileri:
    74
    Ödül Puanları:
    0
    Hasan Sabbah'la Ömer Hayyam'ın hayatını anlatan bi kitap sayesinde tanıştım
    sonra semerkand,alamut:fedailerin kalesi derken
    merak etmeye başladım aslında...
    bir kesim wlademir bartol'un kitabında yazan seylerin asla gerçek olmadıgını sadece efsanelerden ibaret oldugunu söyler
    bir kesimse haşhaşilerin kurucusu hasan sabbah olarak:)
    buna göre hasan sabbahın başında oldugu tarikat (ilk örgütlü terör eylemlerini yapmışlardır)
    müritlerini haşhaşla yani uyuşturucuyla uyuşturup alamut kalesine götürüp etrafını güzel kadınlarla donatıp
    cennette olduklarına inandrırıp Allah'ın adına cinayetler işletirdi
    başka bir kitapta okudugum ilginç birşeyse Hasan Sabbahın aslında alaha inanmıo oluşuydu bu mantıga göre hasan sabbah allaha inanıyormuş taklidi yapan bir tanrı tanımazdı nitekim afyonla uyuşturdugu bazı müritlerine allahın aslında olmadıgını söylerdi. her ne olursa olsun
    ben ikinci olaya kesinlikle inanıyhorum yani haşhaşiler gerçekten vardı
    bu bi efsaneden ibaret değil
    tarihteki ilk intihar saldırıcılarıda haşhaşilerden çıktı
    konuyla ilgili araştırma yapıp okuyan arkadaşlar varsa
    konuşmak isterim bu konuda ;)
     
    gaddarkemal bunu beğendi.
  2. gaddarkemal
    Offline

    gaddarkemal Yeni Üye

    Katılım:
    30 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    994
    Beğenileri:
    756
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    İstanbul
    Uzun bir konu aslında.
    Ancak zaten tarihte haşhaşi(n)ler var, efsane diyen zaten konudan uzaktır.
    Nizamülmülk'üde Hasan Sabbah öldürtmüştür örneğin hişç unutamadığım cinayetlerin başında gelir.

    Yabancı dillere "Assassin" olarak geçen suikastçi manasındaki kelimenin kökeni Hasan Sabbah'a ve Haşhaşî(n)lere dayanır. Tarihteki ilk suikast şebekesidir ayrıca. Ondan önce de suikast vardı ama o ekolleştirdi.
     
    salvadore_xp ve kimodedim bunu beğendi.
  3. kimodedim
    Offline

    kimodedim Üye

    Katılım:
    26 Aralık 2007
    Mesajlar:
    221
    Beğenileri:
    74
    Ödül Puanları:
    0
    Şeyhül Cebel'in, tarikata yeni müridler kazandırmakla görevli olan

    seçkin adamları kendilerini belli etmeden halkın arasında yaşarlar,


    ticaret veya benzeri işlerle ilgilenirlerdi. Tarikata alınmasında fayda


    gördükleri kişilerle yakınlık kurarlar ve çeşitli sohbetlerle onları

    aşama aşama müslümanlık'tan, islami ibadet ve inanç sisteminden


    uzaklaştırırlardı. Tarikat için aday olarak gördükleri kimselerle önce
    son derece akılcı konuşmlar yapıp, kendi bilgi seviyelerine
    inandırırlar, sonra Kur-an'ı alışılmış kalıplar içinde yorumlayarak
    dinsel güven kazanırlar, ibadetlerini asla ihmal etmezler, kişinin
    güvenini kazanınca Kur-an'ın içsel yorumuna geçip, ayetlerin içsel
    anlam olarak çok ters anlamlar taşıdığını gösterirlerdi.
    Bu şekilde adım adım namaz terkettilir, Tanrı kavramı değiştirilir,

    şarap'ın haram olmadığına ikna edilirdi. Onlara göre ibadet de, İçki


    yasağı da halk'ın cahil kesimi içindi ve dinsel bilince sahip olup, kuran'ı
    anlayan ve bilgi seviyesi olarak bir yerlere gelmi


    ş olan kimseler
    bu yasakların ve ibadetlerin dışındaydı. Bunun ardından cinsel
    özgürlük gelirdi. Zina suç sayılmaz, kişi malını, cariyesini ve eşini ya
    da eşlerini paylaşacak seviyeye getirilir sonra Alamut kalesine alınıp
    orada da aşama aşama eğitilirdi.
    Tabii tarikatın askeri gücü olarak düşünülen gençlerin hazırlanması

    ve
    beyin yıkanması daha başka şekillerde olurdu. En sonunda, iyice


    inanmış olan müride en büyük sır verilirdi. Bu sır Tanrı'nın anlatıldığı
    gibi olmad


    ığı, hatta hiç olmadığı, Şeyhin Tanrısal bir yaratık olduğu,
    Kur-an ve islami akidelerin tamamen yalan olduğu idi.
    Şeyhül Cebel'in bazı fikirleri İran'dan getirmiş olması da olasıdır.




    Iran'da iken Zerdüştiliğ incelemiş ve inanmış, akla yakın bulmuş


    olabilir. Zerdüştilikteki Ahura Mazda, Semavi büyük Tanrı ve

    Ehrimen (Batılılar Ahriman derler), Şeytan ikilemesi zaten
    Avrupa'daki gnostik akımları, onların Düalite felsfesini de
    etkilemiştir. Zerdüştilik, Şeyhül Cebel ya da Hasan Sabbah'ın kendi

    felsefesini kurarken oldukça rahat olmas


    ına yardımcı bir felsefe
    olmuş olabilir. Gene de belirtmek gerekir ki, burada en yaygın
    rivayetleri ele alıyoruz. Yukarda da yazmış olduğum gibi bir çok
    otorite burada anlatılan şeyleri daha farklı yorumlarlar ve bazı
    şeyleri reddederler. Onlara karşılık olarak da bir çok otorite


    buradaki rivayetleri destekler. Esas olarak neyin nasıl yapıldığı değil
    sonuç ve ana fikir önemlidir. Bülent KISA'dan alıntı

     
    Son düzenleme: 19 Eylül 2008
  4. musclefan
    Offline

    musclefan Üye

    Katılım:
    3 Şubat 2007
    Mesajlar:
    228
    Beğenileri:
    108
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    öğrenci
    Yer:
    İSTANBUL
    "Uzun bir konu aslında.
    Ancak zaten tarihte haşhaşi(n)ler var, efsane diyen zaten konudan uzaktır.
    Nizamülmülk'üde Hasan Sabbah öldürtmüştür örneğin hişç unutamadığım cinayetlerin başında gelir.

    Yabancı dillere "Assassin" olarak geçen suikastçi manasındaki kelimenin kökeni Hasan Sabbah'a ve Haşhaşî(n)lere dayanır. Tarihteki ilk suikast şebekesidir ayrıca. Ondan önce de suikast vardı ama o ekolleştirdi."

    benim bildiklerim de bundan ibaret.kimodedim; gerçeklik payı vardır mutlaka ama büyük kısmı uydurmadır diye düşünüyorum.haşhaşin geriye belgeler bırakmış mı?ya da haşhaşinden birinci elden bahseden yazılı belgeler var mı?muhtemelen kulaktan kulağa yayılıp,abartılıp,gerçeklikten sapmış gerçek bir olay.
     
    kimodedim bunu beğendi.
  5. aneximandros
    Offline

    aneximandros Özel Üye

    Katılım:
    14 Aralık 2007
    Mesajlar:
    1.830
    Beğenileri:
    2.154
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Teorik Kimya
    Yer:
    USA
    Kitaplar ingilizce ama firsatiniz olursa okuyabilirsiniz. Wikipedia'da kaynak olarak gosterilmisler.
     
    musclefan ve kimodedim bunu beğendi.
  6. kimodedim
    Offline

    kimodedim Üye

    Katılım:
    26 Aralık 2007
    Mesajlar:
    221
    Beğenileri:
    74
    Ödül Puanları:
    0
    marko polo'nun seyahatnamesinden çıkmış bir olay aslında bu biliosunuz
    13.yy'da yaşamış bi gezgin
    seyahatnamesinin bi bölümünde alamut kalesini ziyaret ettiği zamanı anlatırmış...
    ama aslında benim kafama takılan hasan sabbah,tarikat,din,haşhaş üçgeni
    gerçekten garip...
     
  7. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun
    Ben de fedailerin kalesi: alamut'u, semerkant'ı, nizamülmükün siyasetname'sini bir parça da ömer hayyam'ın rubailerini okudum.
    Benim dindar olarak tanıdığım Ömer hayyam Semerkant'ta Kadın, şarap ve gökbilimleri üçgeni arasında gidip geliyor. Ömer hayyamla tanıştığında ona hayran oluyor. Kendini müthiş geliştirmiştir Hasan Sabbah. Ömer hayyam'ı seven ve sayan devlet büyükleri ( başta nizamülmülk) olduğu ve kendi tarıkatını hakk gösterbilmek için hep bu uğurda çalışmıştır. Nizamülmülk' de siyasetname'sinde bu adamın devletin ve kendisinin başına bela olacağını çok iyi biliyor ve bunu padişaha öğüt olarak aktarıyordu. Nitekim cinayeti de Hasan Sabbah tarikatı tarafından yapılmıştır. Özellikle de doğal savunma alanı özelliği taşıyan ve görüş menzili uzun olan Alamut kalesini inşa ettirdikten sonra bölge çapında büyük bir güç olmuş, devlet otoritesine zarar vermiş ve ömerr hayyam'ı da illallah ettirmiştir. Özellikle Ömer Hayyam'ı çok seven gönüllü koruma ve ihitiyaçlarını korumaktan sorumlu havariyi öldürtmüş ve rubailerini de çalarak; alamut' da onun için çok güzel bir rasathane kurulduğunu ve sadece yanında olmasını istediğini bir mektupla bildirmiştir. Ben Semerkant'ı okurken Hasan Sabbah'ın aslında ömer hayyam'a hayran olduğunu ve sevdiği düşünüyorum. Elbet safına çektiği adam islam aleminin benimsediği düşünürlerden biri olduğu için, tarikatı aklamasını kolaylaştıracaktı.
    Bu sorulmamış; ama paylaşmak istedim yine de. Bir dönem de Ömer Hayyam'ın Rubaileri Titanic ile beraber battığı, orjinalinin olmadığını ve piyasadaki rubailerin gerçeğiyle ilintisiz olduğunu duymaktaydım.
    Sürekli insanlara haşhaş koklatarak kendinlerini cennette hissedeceklerini de sanmıyorum. Bu belki 10-15 defa başarılı olmuştur; ama asıl mihenk noktası Hasan Sabbah'ın sunduklarıdır. Elbet fantastik bir olay kabul edebiliriz haşhaş koklatmayı. Yalnız kitabın akıcılığı ve çekiciliği için de bir parça gerekli bunlar...
     
    Son düzenleme: 20 Eylül 2008
    kimodedim ve gaddarkemal bunu beğendi.
  8. gaddarkemal
    Offline

    gaddarkemal Yeni Üye

    Katılım:
    30 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    994
    Beğenileri:
    756
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    İstanbul
    H
    A
    S
    A
    N

    S
    A
    B
    B
    A
    H

    Arkadaşlar internette araştırma yapınca çıkan dişe dokunur bilgi ve yorum veren siteler bunlar ancak çoğunda da bilgilerin kaynağı yok... Bu konu kaynak kitaplardan öğrenilir ve ancak öyle yorumlanabilir. İnternet tüm büyüklüğüne rağmen hala bir çok konuda ne kaynak sunabiliyor ne de kaynaklardan derlenmiş bilgiyi.

    Bence Hasan Sabbah devrin zeki ve bilgin bir insanı. Tamamen siyasal birisi, Selçukluyu hedef almasını mazur göstermenin alemi yok bence. Haşhaşla olsun olmasın cinayetler işletiyor. Cinaî Şebeke yani :lol:

    Bir insanın zeki akıllı ve din bilgini olması onu cinayet işlemekten alıkoymaz. Elbette maksatlı cinayetler işliyordu, zevk için değil. Bunu ister insanları etkileyerek kendi safına çekerek ister haşhaşla yapsın. Kendine göre suçta işlemiyordu muhtemelen, sevap işliyordu. Peygamberliğini iddia edip sapıttırmadıysa da şiiliğe bağlı kalmıştır herhalde. Yani her halükarda siyasi cinayetler işleyen gayet başarılı birisi. Tebrik ediyor başarılarının devamını diliyorum :) Selçuklu bizimdir, o buna zarar vermiştir ama Selçuklu onun düşmanıydı. İyi mücadele verdi düşmanına karşı, başarılı oldu.
     
    kimodedim bunu beğendi.
  9. musclefan
    Offline

    musclefan Üye

    Katılım:
    3 Şubat 2007
    Mesajlar:
    228
    Beğenileri:
    108
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    öğrenci
    Yer:
    İSTANBUL
    salvadore, valla benim bildiğim ömer hayyam devrine göre gayet aykırı bir adammış.iran'ın nerden nereye geldiğine bakınca insan hayretler içinde kalıyor.dindar değil,dini eleştiren bir insanmış bence.rubailerinde de sık sık görürsün.rubailerinin bazılarını okudum ben de ve çok sevdim :)
     
    kimodedim ve salvadore_xp bunu beğendi.
  10. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun
    Tarihte etkileyici ve inandırıcılığı zayıf; bir parça da fantastik olayların olması bir öğretmen adayı olarak hoşuma gidiyor. Salt savaş ve barışların olduğu, entrikaların olmadığı tek düze bir tarihi öğrenmek ve öğretmek pek zevkli olmasa gerek. O yüzden tarihin sosyal ve kitlesel yönlerine, millet ve insanların psikolojilerine, çılgınlık peşinde koşan dikdatör liderlere, dini inanışın getirdiği zaaf ve avantajlarından da bahsedilmeli, bu şekilde tarihin sıkıcılığından ve tekdüzeliğinden kurtulunmalıdır. O yüzden tarihe yön veren olaylar olmasa bile; cem sultan'dan, ömer hayyam'dan Hasan sabbah'tan, kazıklı voyvoda'dan, Osmanlı'daki Lağımcı askerlerinden bahsedilmelidir. O yüzden olay ne kadar ilginç ve inandırıcı olmasa bile aktarılmalı, doğru olup olmadığının kararı da alıcıya bırakılmalıdır.
    Bence bu haşhaş koklatma olayı olmamışsa bile, olmuş gibi görünmesi Hasan Sabbah'ın yararına olmuştur; böyle ilginç bir olay hafızada daha iyi yer edinilecek ve konu açıldıkça da paylaşılacak türdendir.
     
    kimodedim bunu beğendi.
  11. ducker
    Offline

    ducker Üye

    Katılım:
    16 Mayıs 2007
    Mesajlar:
    53
    Beğenileri:
    10
    Ödül Puanları:
    0
    moğollar selçukluları dağıttıklarında heryere yaptıkları gibi alamut u da dağıtmışlardır.
    hatta semerkandda alamut kütüphanesinden 30 civarı kuran çıkarılabilmiş günahtır diye.kalan kitaplara izin verilmemiş imparator tarafından.
    şayet moğollar alamut u o şekilde dağıtmasalardı bugün çok kesin kaynaklara sahip olabilirdik.moğolların her zaman yaptıkları olay budur zaten ya neyse.
    bu arada hasan sabbahın dinsiz olacağına inanmıyorum.
    bu konuyu biraz daha açabilirsek sevinirim...
     
    kimodedim bunu beğendi.
  12. kimodedim
    Offline

    kimodedim Üye

    Katılım:
    26 Aralık 2007
    Mesajlar:
    221
    Beğenileri:
    74
    Ödül Puanları:
    0
    ducker aslında temel neden su
    kuranda uyuşturucu alkol ve türevleri şeylerin
    yasak elma oldugunu biliyoruz ama bir tarikatın
    ya da dinsel temalar üzerine kurulan bir örgütün uyuşturucuyu kullanarak
    cinayelerini işletmesi cenneti vaad edip sahte bir cennet yaratıp bence soru işareti
    yanlışım varsa düzeltilsin tam olarak
    aynı kelimelerle kurulmamış olsada ömer hayyamın bir rubaisi vardı
    derdi ki
    ey tanrım madem sarabı yasak edecektin
    üzümü neden yarattın?
    hasan sabbah ömer hayyam ın en yakın arkadasıydı...
    dini kendine göre yorumlamak böyle birşey
    dinsiz olmaya gelince konu...
    bunuda bilemeyiz
    biz ne desek
    yalan olur
    ama soru işaretlerini görmemekte anlamsız...
     
  13. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun
    Din'i kendine göre yorumlamak biraz aykırı olur. Elbet din'de sorgu vardır; ama kişiselleştirmek yoktur. Hükümleri vardır ve uyulmalıdır. Doğmadır; esnekliği bizim zaruretimize ve zaafımıza göre bir parçadır; yalnız islamiyet ile bilimi örtüştürmek hiçbir zaman kişiselleştirmek olmamalıdır...( konudan koptuğum için kusura bakmayın...)

    Ben Ömer Hayyam'ın da, Hasan Sabbah'ın da zekasına hayranım. Bence insanlığın başına bela olabilmek bile zeka, akıl ve beceri gerektirir. Özellikle hayyam'da bir parça boşvermişlik olmakla birlikte; Hasan Sabbah'ta müthiş bir hırs ve azim vardır. Ve azminin meyvesini neticede almış ve nizamülmülk'ü katletmiş, Devletin başına bela olmuş ve yıllar sonra da adından söz ettirmeyi başarmıştır...
     
    gaddarkemal ve kimodedim bunu beğendi.
  14. ducker
    Offline

    ducker Üye

    Katılım:
    16 Mayıs 2007
    Mesajlar:
    53
    Beğenileri:
    10
    Ödül Puanları:
    0
    hasan sabbah uyuşturucuyu vererek müritlerini uyuturdu.sonra cennet bahçesinde onları uyandırdıp işte ölünce buraya geleceksiniz derdi.
    burdaki güzelliklere şaraba kadınlara inanan çoğu 12-13 yaşlarındaki yani beyni yıkanmaya müsait durumda olan çocukları kandırıp onları kendisine bağlardı.aslen haşhaşı burda kullanırdı.
    bu işlemle kendisine öyle bağlanırdıki müritleri kendilerini onun yolunda ölmekten alıkoymazlardı...
    bie diğer hususta haşhaş verip cinayetlere göndermesi..
    ben buna güler geçerim.zira haşhaş bir uyuşturucudur ve uyuşturuc insan bünyesini kullanım sırasında hantallaştırır.yavaşlatır.
    yavaş ve yorgun bir bünye nasıl olurda o cinayetleri işler aklım almıyor.
    hasan sabbah lsd veyahutta uyarıcıların mucidi olmalı ki adamları uçar kaçarken uyuiturucu etkisinde olsun değil mi. oysaki hasan sabbah haşhaşı kullanırdı;)
    müritleri öldüklerinde cennete gideceklerine o kadar inançlıydılar ki cinayetlerini işleyip oldukları yerde ya idamı beklerlerdi yada intihar ederlerdi.bunu haşhaş kullanan birisi akıl edemez.
    fakat zihnine girilmiş ve inandırılmış bir kişi ancak bu kadar soğukkanlı ölümü bekleyebilir..
    bu konuda bilgilerimiz sınırlı arkadaşlar.hasan sabbahtan günümüze elle tutulur pek bişi kalmamış.
    semerkand isimli kitabı okumanızı tavsiye ederim orada bu yazdıklarımın fazlasını sabbah ile hayyamın tanışmasını arkadaşlıklarını fazlasıyla bulabileceksiniz.ve dikkat ederseniz hasan sabbahın aslında tüm bunları planladığını ve bir plan çerçevesinde hayyamla arkadaş olup selçuklu imparatorluğunda istihbarat sorumluluğunu alabilecek kadar yükseldiğini nizamülmülkün ona oyunu edip onu rezil edişini ve sabbahın intikamını geniş şekilde bulabilirsiniz..
     
  15. medenikarpuz
    Offline

    medenikarpuz Üye

    Katılım:
    13 Ekim 2005
    Mesajlar:
    13
    Beğenileri:
    5
    Ödül Puanları:
    0
    Konuyla pekte alakalı olmasada Assasin's Creed isimli once ps3 daha sonra pc platformları icin cikan oyun tam olarak bu konuyu ele almaktadir. Bazi arkadaslarin dedigi gibi ingilizce suikastci kelimesi assasin buradan gelir... Tarihte de hassasinler olarak gecen topluluk haşhaşinlerdir bu keşime ingilizce ye bu sekilde girmistir
     
  16. CRUNCHY
    Offline

    CRUNCHY Üye

    Katılım:
    13 Şubat 2009
    Mesajlar:
    29
    Beğenileri:
    2
    Ödül Puanları:
    0
    medenikarpuz senin dediğin Assasin's Creed oyununu PS3 platformunda oynadım ve oyunda Türkçe konuşan askerler vardı ve bence bu önemli bir easter egg(gizli mesaj).Oyun haşhaşilerin döneminde ve o zamanlarda bir Türk devleti olan Selçuklulara ait topraklarda geçmektedir.Aslında oyunda oynadığımız karakterin amacını tam olarak anlayamadıysamda Al Mualim adında büyük bir şatosu olan bir adam için çalışıyordu ve 4 farklı şehirde(Kudüs,Şam ve Acre,Masyaf adında Türkçesini bilmediğim şehirde daha).Ve bu şehirlerde birkaç görev yaptıktan sonra birilerini öldürüyoduk ve bazende suikast görevleri alıyorduk.Ve adamın Haşhaşiler içinmi yoksa Haşhaşilere karşımı çalıştığını anlayamadım.Bence bu oyunda konuyla alakalı çok bilgi var eğer İngilizcem daha iyi olsaydı hikayeyle ilgili daha iyi bilgiler edinebilirdim.Yani demek istediğim bu konuyla alakalı olanların oyunu oynamalarını tavsiye ediyorum.
     
  17. Denis
    Offline

    Denis Üye

    Katılım:
    9 Mart 2009
    Mesajlar:
    55
    Beğenileri:
    25
    Ödül Puanları:
    28
    Yer:
    Antalya
    ducker haşhaş insanı yavaşlatmaz, aksine metobolizma lsd(x) kadar uyarılmasada,thc'nin kana karıştıgı ve zirve yaptığı o anda hiç olmadığı kadar dikkatli ve yaratıcı olursun. Kaliteli ve dozunda kullanılırsada zıpır zıpır (pıtlandınmı nan? :D) ve son derece hareketli kılar. Nitekim mucitlerin, ressamların, müzisyenlerin kısacası dahilerin çoğu haşhaş kullanmış, en iyi eserlerini yine haşhaş kullanarak vermiştir.


    Ayrıca insan öldürmek zor olduğundan, suikaste yollanan bir mürite haşhaş vererek onun için suikast işletmeyi daha basit hale indirgetmek, hatta onu ödüllendirmek, ne kadar mantıklı geliyor bana.

    Çok merakım olmasına rağmen bildiklerim wikipedi neticesindedir. Bu konuda daha derin bilgileri olup paylaşanlar olursa minnet duyarım.

    Saygılar benden efendim.
     
  18. Denis
    Offline

    Denis Üye

    Katılım:
    9 Mart 2009
    Mesajlar:
    55
    Beğenileri:
    25
    Ödül Puanları:
    28
    Yer:
    Antalya

    Hikayeyi özetleyeyim;

    Altair (Oynattığımız karakter- edilgen :D - ) Al Muallim (Hasan Sabbah - ismi değiştirilmiş) ' in tarikatına üye ve en yetenekli suikastçilerden biridir. Birgün gittiği görevde başarısız olur, '' KÜRE '' yi getiremez. Daha sonra yanındaki suikastçilerden birisi getirir. Altair efendisine son derece sadıktır ve efendisi onu gizliden gizliye bir çok suikaste gönderir. Yalnız olayın boyutu ve ''KÜRE'' ye verilen önem Altair'in dikkatini çekmiştir. Çok soru sorduğundan dolayı Al Muallim rahatsız olur.

    Yoksa '' KÜRE '' nin gizli güçlerimi vardır?

    :D Gibi film indeksi yazmayacağım tabi.' 'KÜRE '' insanları kontrol etmek gibi çok büyük bir güce sahiptir. Daha sonra Altair karşı gelir.

    Kısacası konu bu paralelde işliyor olsada, bunları Altair'in torununun torununa (nun torunun torunuda olabilir :D) yapılan '' DNA '' ile ilgili işlem ve cihazın bize gösterdiklerinden anlıyoruz. Kısacası o cihaza oturan karakter ( Adını unuttum yada bilmiyorum :D ) dünyanın en yetenekli suikastçisinin genlerini taşımaktadır, yoksa oda bir suikastçimidir? ( Bu testi uygulayanların amacı kürenin en sondaki yerini öğrenmek. )


    Saygılar efendim yardımcı olabildiysem ne mutlu.
     
  19. Taz
    Offline

    Taz Üye

    Katılım:
    31 Mart 2009
    Mesajlar:
    8
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    haşhaşinler eski roma döneminde vatikan ile savaşan vatikanın din dışında bıraktığı(kullandıkları haşhaş isimli uyuşturucudan dolayı) bir topluluktur ... insanları kilise tarafından katledildiği için vahşileşir ve prof. katillere dönüşürler dediğiniz gibi Assassin şimdiki bilinen adlarıdır.....
     

Sayfayı Paylaş