Özellikle şu konuyu da belirtmek isterim. Forumda sıkça karşılaşıyorum. Yüksek efor gerektiren antrenman esnasında enerji ihtiyacını kan plazması damarlar vasıtası ile karşılar kas hücrelerine glikoz taşırlar ve oksijen ile yakılarak enerji elde ederler. Bir nevi dizel motor gibi püskürtülen mazot oksijenle yakılarak enerji elde edilir.
Mesela forumumuzda okuduğum bir arkadaşımızın sorusuna da cevap niteliği taşımaktadır. Kas hücreleri mekanik olarak hareket halinde iken enerji ihtiyacı için glikoz ve oksijenle etkileşime geçerek enerji elde ediyor. Ancak bu esnada hızını arttırdığın zaman t zamanda aldığın oksijen miktarı sabit, ama enerji sarfiyatın gittikçe artmaktadır. Bu durumda kan glikozu kaslara daha hızlı pompalayacak fakat oksijen yetersiz olduğu için glikoz oksijensiz yakmaya çalışır. Ve kaslarda asidik ortam bırakır. Ve batarcasına acı hissedersiniz. Buna halk arasında “hamlık” olarak nitelendiririz. Eğer bir spor müsabakasında ya da halı saha maçında bu acılardan hissederseniz vücudunuz da yeterli oksijeni alamıyordur. Buradan birçok kapıya çıkabilirsiniz. İlk etkilenecek olanlar sinir hücreleriniz ve beyin kök hücrelerinizdir.
İlk belirtiler olarak
Dudaklarınızın rengi değişecek ve uyuşma olabilir.
Diş eti ve dişleriniz sızlar
Bacaklarınız karıncalanır siz bunu kıl diplerinde hissedersiniz. Kaşınma gibi.
Gözleriniz sulanır.
Kalbe uzak olan uzuvlarda hafif ağrı
Bu belirtiler sonucu birçok sonuç çıkarabilirsiniz sigara içiyorsunuzdur ve ciğerlerinizdeki alveolların bir kısmı kapanmış olabilir. En kötü ihtimaller arasında dolaşım sisteminizdeki bir arızadan olabilir. Şeker hastası olabilirsiniz. Karaciğerinizde kısmı bir sorun olabilir.
Bu nedenle antrenmanlarınızda koşularda özellikle tıkanmaya yakın tıkanmadan önce yani hafif dinlenin.
Ee imla hatası olmadan güzel oldumu yazı. bundan sonra daha sağlıklı yazacağım emeği geçen arkadaşlara teşekkürü borçbilirm.
Hiçbir yazı alıntı değildir. Kaynak belirtmem gerekirse öğrendiklerim ve araştırmalarımın bileşkesidir.
Son düzenleme: 14 Ocak 2009