Sayın diez, harika bir örnek vermişsiniz. Kesinlikle bu insanları asla ciddiye almamak gerekiyor. Hatta gülüp geçmek ve hiç sinirlenmemek yeridir. Ancak korkarımki kişilik bozukluğu bir salgın gibi gelişiyor. İnsanlar kendilerine inançlarını yitiriyorlar.
Dostluk ve arkadaslık ise birbirinden ayrı iki kavram gibi. Özellikle insanın bir veya iki dostu olur ama yuzlerce arkadası olabilir. O yuzden karakter sahibi insanın yapacağı birşey insanlarla dalga geçmemek hatta hatalarını, kusurlarını örtmeye çalışmaktır.
Bu arada kesinlikle karşınızdaki kim olursa olsun, kendi düşüncelerinizden ve hedeflerinizden çok büyük sorunlar olmadığı müddetçe vazgeçmek, büyük sorunlara itiyor insanı.
Bu arada basımdan geçeni bende anlatmak istiyorum. Askerden geldim ve askerden önce sattığım bisikletimin yerine yeni bir bisiklet aldım. Tabi arkadaşlarım askerden sonra artık bisiklete binmessin motor veya araba alırsın falan diyorlardı. Tabiki benimkisi bir tutku hepsine gülüp geçiyordum. Hatta hafta sonu bir yerlere gideceğimiz zaman, bisikletimide yanımda götürüyordum ve hep dalga geçme girişiminde bulunuyolardı. Sora ben bu arkadaşlara her zaman güleryüz gösterıyordum. Bir gün gene hafta sonu buluşacağımız kafeye bisikletimle gittim. Bir arkadasım benimle ciddi ciddi alay etti hemde kızların yanında,alay ediyordu ve ben kımseyı kırmamak için gülüp geçiyordum sakın sakın, ama karakteri zayıf bir insan olmadığım icin kendisine kötü bir karsılık vermedım. Hiç bir arkadaşıma bunu yapmadım. Baya sonra bunlar artık alıştılar ve beni hor görmemeye başladılar. Hatta bisikletle gitmediğimde, neden bisikletle gelmedın birşeymi oldu diyorlardı. Arkadaş çevresindeki kızlar ise hiç birisi benimle ilgilenmiyordu ama ne olduysa benım kararlılığım ve aldırmamam sonucu butun her sey tersine dönmüştü benimle dalga geçen kızlardan birisi bana çıkma teklifi bile yaptı inanılmaz olan ise hiç birşey özgüvenimi kırmadı, kıramadı. Beni saldırgan bir insan yapmadı. Butun olumsuz dusunceler birer rüzgar ben ise kökleri toprağa sağlam tutunmuş bir ağaç gibiydim, halada öyle devam ediyorum. Bir yaprak olarak yaşayabiliriz, kendimizi rüzgara bırakabiliriz ancak bir ağaç gibi yaşamak kararlılık ister.
Sonra bir çok arkadaşım gelip benden özür dilediler. Benim onlara yaptığım bütün olumsuzluklarına rağmen içten gösterdiğim hislerimin farkına vardıklarında yaptılar bunu.
Asla pes etmemek gerekir diye dusunuyorum, inatçılık değildir bu, birilerine üstünlük sağlamak değildir. Bu bizim yaşamımız an ve an ilerliyor. Bedenimizi yöneten çevremız olamaz olmamalıdır. Beynımı ben yönetirim, Benlik ve kisilik gücü mal mülk ve zenginliğin bile ötesinde olan bir güçtür ve yazıkki gunumuzde bundan ödünler vermek zorunda bile kalabiliyoruz.
Yukarıdakilere ek olarak, hırstan bahsedilmiş. Hırs bir çözüm değildir. Çözüm sadece kararlılık ve azimdir. Çözüm vazgeçmemektir, pes etmemektir. Başarmayı dusunmektir çözüm, hırs ise intikam benzeri bir duygudur ve hırs ne yazıkki insana zarar verir. Yapılması gereken azimli olmak, pes etmemek ve yılmamaktır.
saygılar.
Son düzenleme: 9 Şubat 2009