body i seviyosaniz evlenmeyin :)

Konusu 'Konu Dışı' forumundadır ve sivasli tarafından 13 Ekim 2008 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 23 üye.
  1. rockybalboa7
    Offline

    rockybalboa7 Üye

    Katılım:
    28 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    2.262
    Beğenileri:
    4.482
    Ödül Puanları:
    0
    insan evlenince hayatın artık tek kişilik olmadığını iki kişiden oluştuğunu bilmelidir artık bekarken sadece sizin düşünceleriniz sizin zevkleriniz önemliyken evlilik sonrası eşinizinde düşünceleri fikirlerini dikkate almalısınız onu dinleyip bide olaya onun gözüyle bakılmalısınız aynı şey kadın içinde geçerli yani orta yol bulunmalı çocuk olunca bu sefer ailenize daha fazla vakit ayırmak zorunda kalıcaksınız çünkü çocuk yetiştirmekte kolay işdeğil bence dediğim gibi bu işin orta yolu bulunmalı kendi hayatınızı hiçe saymakta sadece eşinizin istediğini yapmak sizi bulanıma sokar bu nedenle herşeyi medeni bir şekilde yoluna sokmak gerekir gerçi bekar biri olarak bunları yazıyorum eğer yanlışım olduysa özür dilerim
     
  2. gaddarkemal
    Offline

    gaddarkemal Yeni Üye

    Katılım:
    30 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    994
    Beğenileri:
    756
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    İstanbul
    Sana katılıyorum Rocky.

    Bir de kadınlar daima sevdiği erkeğin ilgisini istiyor. Tek arzu edilen, sevilen ve ilgilenilen olmak istiyor. Evlenince bu istekleri biraz terbiye görüp törpülense de sanırım körelmesi çok zor. Zaten körelmesini de kimse istememeli bence, tadı tuzu kalmaz :)
     
    rockybalboa7 bunu beğendi.
  3. castorpollux
    Offline

    castorpollux Üye

    Katılım:
    19 Nisan 2008
    Mesajlar:
    467
    Beğenileri:
    411
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Ankara
    aslına bakarsanız evlenmeden önce bile sorunla karşılaşıyoruz, evlilikle beraber boyutunun artacağı net...fakat şimdiden işlemeye başlıyorum, sporu yapmanın gerekliliklerini ve sadece alkol-sigara kullanmadan sağlıklı bir hayatın söz konusu olmadığını...
    Herşeye rağmen deriz ya hayat acisiyla tatlısıyla güzeldir...o yüzden o kızaca
    k siz tartışacak, bir yastıkta kocayıp gidilecek :)
     
    Karasan ve ibrforevers bunu beğendi.
  4. bonatschi
    Offline

    bonatschi Özel Üye

    Katılım:
    10 Ocak 2006
    Mesajlar:
    3.857
    Beğenileri:
    4.944
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    Londra
    Ben her şeyin zaman içerisinde belli bir düzene oturacağına inanan bir insanım.
    Bu her konuda böyle.

    Mesela yapmanız gereken işi zamanında yapmayıp son dakikada yetiştiriyorsunuz ve bu düzensizlik sizi rahatsız ediyor.
    Bu özelliğinizi değiştiremediğinizden ötürü (huylunun huyundan vazgeçmesi gerçekten dünyanın en zor işlerinden biridir) bir süre daha bu "düzensiz düzen" devam edecektir ve en sonunda düzensizliğin (ya da adını ne koyarsanız koyun) kendisi düzen olacaktır.

    Ben evli değilim, ve zannedersem zaman ve kariyer planlarımdan ötürü önümdeki 5-6 sene de evlenmem pek mümkün gözükmüyor. (yine de büyük konuşmamak lazım)

    O nedenle evli çiftlerin yaşadıkları probleme sadece kız-erkek arkadaş tecrübesi gözüyle bakabiliyorum.
    Ancak durumun çok da farklı olduğunu düşünmüyorum.

    Ben de kız arkadaşımla zamanında ortak olmayan hobiler ve kişisel gelişime yönelik farklı ihtiyaçlarımız nedeniyle bir takım sorunlar ve iletişim problemleri yaşadım.
    Ancak bu problemlerin aşılması ve yaşam şeklinin istikrara kavuşmasının karşılıklı sabır, bazı şeyleri görmezden gelme ve zamanın iyileştirici gücüne inanmaya bağlı olduğunu öğrendim.

    Evlilikteki bu tarz problemlerin de zaman içerisinde rutinleşerek hayatın ve ilişkinin bir gerçeği olacağına inanıyorum.
    Yani zamanla kız arkadaşınız veya eşiniz sizin sporunuzu sevmeye başlayacak, siz de onun hobilerini ilişkinizin veya evliliğinizin olmazsa olmazı olarak göreceksiniz.
    Hatta öyle bir zaman gelecek ki, bu tarz problemlerin eksikliği bile ilişkiyi zedeleyebilecek bir olgu haline gelecek.

    Evli olan arkadaşlarım ve büyüklerimin yanında evlilik tecrübesi yaşamamış biri olarak konuşmak ve önerilerde bulunmak asla haddim değil, sadece kendi görüşlerimi ve inançlarımı forumda bu aile ortamıyla paylaşmak istedim.
    Belki benzer düşüncelerde olanlar da çıkar diye..
     
    glorious1907, Karasan, ALPEREN ve diğer 1 kişi bunu beğendiniz.
  5. nika
    Offline

    nika Üye

    Katılım:
    18 Haziran 2008
    Mesajlar:
    107
    Beğenileri:
    98
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    yönetici
    Yer:
    Bursa
    Kısa dönemde zorluk uzun dönemde mutluluk.

    Ben de sizlerle deneyimlerimi paylaşmağa çalışayım. Gerçekten evliliklerin ilk yıllarında sizlerin anlattıkları çok yaşanmakta ve sizler çok bu konudaki duygu ve düşüncelerinizi çok güzel anlatmışsınız. Ben sevdiğimi bundan dokuz yıl önce sakladığım için bu konular beni çok duygusal yapıyor. İnanın şu an gözlerim bulutlu ve ellerim titreyerek yazıyorum. Umarım ifadelerim anlaşılır olur.
    Konuya şöyle bakalım siz spora gitmiyorsunuz da nöbete gidiyorsunuz. Yani Dr. ya da subay olduğunuzu düşünün. Ozaman ne olacaktı.? Doğal olarak bu meslek olduğu için normal karşılanacaktı. Demek ki bakış açısı önemli. Bir de yaşamı bu şekilde geçen eşler birbirlerinden hiç sıkılmazlar ve yıllar geçse de o evlilik hep genç kalır.
    Bir de şöyle bir uygulama yapılabilirse yararlı olabilir. Örneğin; bizim beraber spor yaptığımız arkadaşlarımız aynı zaman da aile dostlarımız da olduğundan eşlerimiz de o akşamlar kendi aralarında bir araya gelerek toplanırlar dı.
    Sonuç olarak demek istediğim; bu etkinlikler uzun dönemde aile mutluluğuna katkı sağlayacaklardır. Uzun soluklu sporlar dileğiyle.
     
    Karasan, bonatschi, ALPEREN ve diğer 1 kişi bunu beğendiniz.
  6. musclefan
    Offline

    musclefan Üye

    Katılım:
    3 Şubat 2007
    Mesajlar:
    228
    Beğenileri:
    108
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    öğrenci
    Yer:
    İSTANBUL
    gaddarkemal sözü hep uzatmamayı istiyorsun ama bunu hiç göremeyeceğiz sanırım :D
    bazı güzel şeyler söylemişsin ama çoğu yerde erkek egemen ve çok genelleyici bi bakış açın var.bu bence yanlış.kadınlar şöyledir,erkekler böyledir diye bir şey yok.herkes farklıdır,herkes farklı derecelerde duygusaldır,farklı derecelerde sevgilisine sadıktır veya evine bağlıdır vs.bunun kişinin cinsiyetiyle hiç alakası yok.bu kişilikle alakalı bir şey.evde durmayan kadın da var eve koşa koşa giden erkek de var.bir de ben hayatının merkezine sadece sevgilisini,kocasını koyan kadınları ya da erkeğini ailesine tercih eden kadınları kusura bakmasın kimse ama aptal buluyorum.bu dediğim kadınlar 1978 ve sonrasında doğanlar, öncekilere hiçbir şey diyemem.bu kadınları aptal buluyorum.çünkü kendine ait bir hayatı olmalı bir kadının,kendi parası olmalı,kendi arkadaşları,kendine ait hobileri olmalı.bir kadın için merkezinde bi erkeğin olduğu hayat kadar yavan bir hayat olamaz herhalde.bence kadın için erkek sadece bir araçtır,amaç çocuktur:D bu arada dikkatinizi çekerim kurduğum cümlelerde "kadınlar" diyorum, "anneler" demiyorum.annelere taparım,saygım ve sevgim sonsuzdur.
     
  7. cherokee
    Offline

    cherokee Üye

    Katılım:
    5 Aralık 2006
    Mesajlar:
    328
    Beğenileri:
    127
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Yük.Müh.
    Yer:
    Niğde
    Konuyu görünce tutamadım kendimi...
    Evet, evli arkadaşlar ben de sizin aranıza katılmış bulunuyorum. daha 40'ım yeni çıktı :) Sizlere göre evlilikte daha çoook yeni sayılırım. Dört yıla yakın bir süredir görüştüğüm şu anki eşimle sonunda evlendik.
    Yukarıda evli olup foruma yazı yazan arkadaşların yazdıklarını okudum, yazılanlar yavaş yavaş benim başıma da geliyor galiba diye tebessüm ettim... Şöyleki; evlenmeden önce eşim benim BB le uğraştığımı, supplement kullandığımı hatta bir kez kür yaptığımı biliyordu. Yabancı sitelerden antrenman programlarından tutun anabolic steroidlere kadar tüm yazıları eşimle beraber onun mükemmel ingilizcesi sayesinde çeviriyorduk. Kendiside BB konusunda (benim sayemde ve çeviriler neticesinde) epey bilgi sahibi.
    Velhasılkelam; düğünümüzü yaptık, dünya eviine girdik......
    Düğün öncesi ve şu ana kadar 3 aya yakın bir zaman geçti sayılır ve ben ilk antrenmanıma bu pazartesi başlayabildim. Tabi eski durumumdan ne kadar şey kaybettiğimi görerek....
    BB konusunda bana her şekilde destek veren bir tanem "Artık supplement kullanmayacaksın değil mi, naturel devam edeceksin?" diyerek ilk girişi yapmış oldu :) Antrenmandan geldiğimde ise ; Neden bu kadar geciktin hayatım ?" diyerek gelişme bölümüne girdi.
    zaten düğünden sonra yavaş yavaş "eskisi gibi antrenmana sık gitmezsin artık" diyordu fakat bu kadar hızlı olabileceğini hiç düşünmemiştim. :D Yani okuduklarımın bu kadar çabuk başıma geleceğini tahmin etmemiştim :) Benim bundan sonraki yegane amacım sonuç bölümüne asla eşimin girmemesini sağlamak olacak... İçimden gülüyorum zaten şimdi :)
    bu arada aklıma şu fıkra geldi. Belki çoğunuz biliyorsunuzdur ama yine de paylaşmak isterim. Mutlu bir evliliğin başlangıcı için iyi bir formül olabilir :)

    Çocuk dedesine sormuş:
    -Dede ninem ile kaç yıldır evlisin?
    -40 yıldır evlat
    -Peki ama dede, ben sizi hiç kavga ederken görmedim bunun sırrı nedir?
    -Otur evlat anlatayım... Nikahımız kıyıldı. Benim at arabasına ninenin üç-beş eşyasını attık ve bizim köyün yolunu tuttuk. Yolda atın ayağı tökezlendi. ’Bu biiir’ dedim. Yola devam ederken bir daha tökezlendi, ben yine ’Bu ikiiiii’ dedim. Köye de epey yolumuz vardı. Bizim atın ayağı bir daha tökezleyince ’Bu üüüüç’ dedim ve çektim silahı, atı orada vurdum. Ben atı vurunca başladı bana söylenmeye:
    -Biz nasıl gideceğiz. Niye durup dururken atı vurdun. Sende hiç akıl yok mu? Bu eşyaları nasıl götüreceğiz?
    Ben de döndüm ninene:
    ’Bu biiirrr’ dedim.
    O gündür bu gündür, gül gibi geçinip gidiyoruz....


    Ama benim için BB'in önemli bir konu olduğunu, bu işi yapmaktan hoşlandığımı, zararlı alışkanlıklar yerine bu işle meşgul olmamın verdiği güveni eşim biliyor.. Önemli olanda bu. Aradaki güven ve samimiyet diye düşünüyorum. Her ne kadar eşler hep birlikte zaman geçirmek isteslerde, salonu bırakmamızı düşünselerde ikili iyi ilişkiler sayesinde biz bu işin üstünden geliriz diye düşünüyorum. UMARIM!!!Bekar arkadaşlara nacizane tavsiyem şu; evlenmek herşeye rağmen çok güzel. Yanlızlık yaradana mahsus derler. Evlendikten sonra geçmişte çok uzun süre beraberliğiniz olan bir insan bile olsa - benim gibi- artık tek değilsiniz ve aynı evi paylaşıyorsunuz. sorumluluk bir kat daha artıyor, nasip olur çocuk olursa bir kat daha artacak.....
    Bence sevdiğiniz ve anlaşabileceğinize inandığınız, güven duyduğunuz birini bulduğunuzda evleninin derim.
     
  8. guardbody
    Offline

    guardbody Özel Üye

    Katılım:
    24 Ağustos 2004
    Mesajlar:
    3.418
    Beğenileri:
    1.600
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    KALİTE TEKNİSYENİ
    Yer:
    MAGNESIA
    çocuk olduktan sonrayı bırakın bir kenara bence hamilelik başladığı anda sonuç evresine giriyorsunuz.benim odadaki aletlere şimdiden yol göründü...
     
  9. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Guardbody gene olaya az ama öz, pratik bir yorum getirdin!
    Sorma, ben çocuklara taparım, ama senin dediğin sonuç bölümü bile c**uk düşüncesini alabildiğine erteleme düşüncesi doğuruyor bende!

    Yanlış anlaşılmasın, sevdiğiniz insanla dünyaya bir can getirmek muhteşem birşey, ve iyi bir baba olacağıma inanıyorum ancak herşey gibi bunun da sonuçları var, ve sporu çok seven bizler için bu sonuçlar çok ciddi.

    Gebelik süreci ve sonrasında heralde en az 18 ay kadar uykusuzluğun sıradan bir olay haline geldiği bir dönemden bahsediyorum.
    Hadi bana baaaay, salona giderim gibi bir cümlenin kurulmasının bile düşünülemeyeceği ve zaten buna hal ve takatin kalmayacağı bir evre.

    Neyse şimdi bunları düşünmek için erken, ama Guardbody sağolsun bana şimdiden bu 3. perdeyi düşündürdü :D

    Bence çok içten ve güzel bir başlık oldu.
    Sadece sızlanma değil, çözüm önerisi içermesi de güzel.
    Bir büyüğüm evlilikte başarıyı,
    1) Anlayış
    2) Saygı
    3) Tolerans

    ile özetlemişti, Tolerans'ı daha önce evlilik için gerekli bir şart duymamıştım, evlenince bunun gerçekten çok önemli olduğunu gördün, iki tarafında, birbirini irrite eden yönlerini anlamaya çalışması, ama anlamasa bile tolore edebilmesi cidden çok önemli.

    Çözüm olarakta, kendi uyguladığım ana formül hobimin sorumluluğunu kendim üstleniyor olmam.
    Yani yumurtaları alıp yığmak, tavuk göğüs alıp bunu fileto olarak keserek tavada pişirmek, yumurtaların sarılarını ayırıp omlet yapmak ve kabukları güzelce çöpe atmak, mutfağı havalandırmak, zaten artık olmazsa olmaz yaptığım şeyler.
    Usta bir katil gibi, arkamda iz ve koku bırakmadan çalışmaya özen gösteriyorum ama elbette gene de eşim birazda yapısı gereği olaya müdahale edebiliyor.
    Ancak şurası kesin, yan gelip eşim mamalarımı hazırlasın demek düşünülemez bir tutum olurdu, zaten forumumuzda buna cesaret eden kimse yoktur diye düşünüyorum!

    Cherokee tebrikler, uzun süredir forumda yoktun, demek hayırlı bir iş içinmiş, ömür boyu mutluluklar dilerim.

    Verdiğin örnekler yüzümde gülümseme yarattı, bende hemen bir kaç komik örnek vereyim.
    Eşim tam bir creatin düşmanı, bir öğrencisi (milli yüzücü) antrenöründen, creatin'in böbreklerde hasara neden olduğunu duymuş, hemen onun yanında beni aradı, artık onu içmeyeceksin dedi.
    Sakin olmaya çalışarak, bu konuda öyle bir kanıt falan olmadığını, 10 senedir creatine'in güvenli bir şekilde kullanıldığını, ABD'de yıllar önce öyle bir yanlış alarm verildiğini, kalpten ölen güreşçi bir lise öğrencisinin ölümünün kreatin'e bağlandığını ama sonra bu yanılgıdan dönüldüğünü söyledim ve ekledim, bu işe yıllarımı verdim, neden bana güvenmiyorsun?!

    Arkadaşlar, eşim bu spora olan sevgimi, ilgimi ve bilgimi çok iyi biliyor ama zaman zaman sağdan soldan duyduğu lafların etkisinde kalıyor maalesef.
    Daha komik örnekler var, yüzümde siyah noktalar mı çoğalmış, sebep kreatin!
    Neredeyse bana olabilecek tüm kötü şeylerin sorumlusu kreatin.
    Ki şu aralar sadece protein tozu, kreatine ve animal pak kullanıyorum.
    zaman zaman başka "haplı" supplementler kullandığımda eşim iyice huzursuz oluyordu!

    İşin komiği ortak bir arkadaşımız senede 2-3 kür yapan, 51 santim kollu bir canavardır, eşime onu örnek gösterdiğimde, o benim kocam değil, beni sen ilgilendiriyorsun!!!
    Eskiden aynı iş yerinde çalıştıkları için hardcore bodycinin hayata yaklaşımına alışık aslında.
    Mesela dostumuz yanında şirkete on kadar yumurta beyazından oluşan bir şişe getirirmiş, saat on gibi kapağı açarmış, fııssss! diye bir ses çıkar ve ortalığı berbat bir koku kaplarmış!
    Sonrasında dostumuzda olan gaz ise ayrı bir konuymuş, öğleden sonra ise tavuk!!! gene kesif bir koku ve sonrasında gaz saldırısı!

    Böyle bir dostumuzun olması aslında çok iyi tabii, eşim böyle bir adama 2 sene boyunca iş yerinde 8 saat boyunca katlandığı için kendisini idmanlı sayıyordu ama uygulamada eşinin bu katlanma miktarını ömür boyuna çıkarması konusunda karmaşık hisleri var.
    Ben yumurtaları çiğ olarak içmiyorum, saatlerce çantada beklemiş tavuğun kesif kokusu evi kaplamıyor ve kür yaparak vücudumu riske sokmuyorum ama onun gözünde çılgın, insanı esir eden bir sporla uğraştığım kesin.

    Birde dostlar, eşinizle spor yapın diyorsunuz, ama ben kendi eşimden örnek vereyim, kendisinin bağışıklı sistemi bir hayli zayıf, idmana enerji bulamıyor, kadınlarda görüp beni hayrete düşeren enteresan bir "seçici enerji" ondada var, yani sosyal davetlere, eşe dosta ayıracak sonsuz bir enerji, ancak gym'e gitmeye gelince tükenen bir enerji.

    Bende de tam tersi, konuşmayı, sohbeti, gezmeyi çok severim ancak buna ayırdığım rezerv kısıtlıdır, idmana ise çok daha fazla enerjim var, alın size temel bir farklılık.
    Böyle farklılıklar kesinlikle sorun değil, ama ilişkiyi şekillendiren gerçekler işte...
     
    glorious1907, gaddarkemal, musclefan ve diğer 3 kişi bunu beğendi.
  10. amexes
    Offline

    amexes Üye

    Katılım:
    27 Mayıs 2008
    Mesajlar:
    53
    Beğenileri:
    12
    Ödül Puanları:
    0
    Bekar veya evlenme arifesindeki arkadaslar için evilikte mutlulukla ilgli birkaç şey söylemek istiyorum.Bence en önemli unsur karsılıklı saygıdır ,saygının bittigi yerde evlilikte bitmiştir benim gözümde.Saygı demek onun herseyine saygı duymak demektir.Düşüncelerine ,konuşmalarına ,kıyafetlerine,makyajına kısacası herseyine.Aynı şekilde bunu eşinden beklemekte en dogal hakkımız.Zaten birtarafın saygıyı bozması sonun başlagıcı oluyor.Bununla birlikte cok dikkat ettigim konulardan biride arkadaslık .Eşimizle arkadas olabilmek, beraber birşeyler yapabilmek ,birşeyler paylaşmak ve hiçbir yapmasanız hiç konusmasanız bile yanında sıkılmamak.Bir baska konuda kavga etmemek veya minumumda tutmak.Babam ben evlenmeden önce şöyle demişti hiç unutmam "Sakın kavga etmeyin ,eşşekle biten kavga eşşoglu eşşekle başlar ". Tabiki ufak tefek kavgalar küçük küslükler oluyor evlilik sonuçta fakat bunları yataga taşımamak kaydıyla .Ben yataga küs girmemeye özen gösteriyorum faydasını cok gördüm tavsiye ederim.Bunlar benim düsüncelerim ve tecrübelerim faydam olursa ne mutlu bana.

    saygılar,
     
    gaddarkemal ve Karasan bunu beğendi.
  11. sivasli
    Offline

    sivasli Üye

    Katılım:
    6 Ocak 2007
    Mesajlar:
    772
    Beğenileri:
    256
    Ödül Puanları:
    73
    haklisin guardbody.gecen günde benimki diyorki ; oguz artik birak su sporu iki cocougun oldu..vücudun güzel olacakta ne olacak kendini cocuklarina ver.2 saat spor yapacagina cocuklarini gezdir dedi...hemen cobra yilai sahlandim ve sen en diyosun yaaa,hayatimda tek sevdigim sey bu spor onuda birak diyon temelli beni eve zincirle bagla dedim...sustu:)
     
  12. musclefan
    Offline

    musclefan Üye

    Katılım:
    3 Şubat 2007
    Mesajlar:
    228
    Beğenileri:
    108
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    öğrenci
    Yer:
    İSTANBUL
    vay be! aneximandros ve karasan gibi yeni nesil evli türk erkekleri beni çok umutlandırdı ülkem için :D karasan çok doğru diyorsun, çocuk zırıl zırıl ağlarken kaçamazsın,senin de ilgilenmen gerek.çoğumuz eski nesil kadınlar tarafından büyütüldük diye tahmin ediyorum.günlük bakımımızla ilgili tüm yükümüz annelerimizdeydi büyürken.bence bunun kadar gayri-adil bir şey olamaz.çocuğu yapmasını çok da iyi bilen baba çocuğa neden bakmaz?kadın sanki baba evinden gelirken bohçada mı getirdi çocuğu? :D gökten zenbille mi indi çocuk? :D çocuk nasıl beraber yapılıyorsa bakımı da beraber olmalı.eğer çocuğun olursa eşinin yüküne ortak olman gerek.çocuğun yürür hale gelene kadar evde çalışabilirsin bence.ama yürüyeceği zaman onun için tehlikeli olabilir aletlerin.
     
    glorious1907 ve Karasan bunu beğendi.
  13. guardbody
    Offline

    guardbody Özel Üye

    Katılım:
    24 Ağustos 2004
    Mesajlar:
    3.418
    Beğenileri:
    1.600
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    KALİTE TEKNİSYENİ
    Yer:
    MAGNESIA
    malesef bu sporu kabullenmek sadece bayanların değil insanların doğasında yok.bu nedenle saygı veya sevginin bu doğrultuda yetersız kalacağı düşüncesindeyim.yüzüğü parmağa taktıktan sonra hiç beklemediğiniz tepkiler ağızdan ilk cümleler dökülmeye başlıyor.bunların başında ''artık proteın tozu kullanmayacaksın değilmi'' geliyor.istediğiniz kadar karda yuruyun ve izinizi belli etmeyin.bu seferde gelişim gösterdiğiniz anda fazla kilo aldığınıza dair etrafın söylemi ikiniz arasında bir bakışma ile yeni bir boyuta yelken açıyor.heleki hamilelik döneminde sizden beklenen artı anlayış ve özveri...saymakla bitmez.artık ev işlerinde hamaratlık günleri sizleri bekler oluyor.aman çocuğa birşey olmasın,aman stres çocugunda etkiler diyerek alttan almalar sonucunda stres sizi daha fazla baskı altında tutuyor.etraftan duyulan abuk subuk beslenme bilgileri okadar benimseniyorki sizlerin belkide 10 yıllık bilgi birikiminiz 1 günde çöpe atılıyor.kısacası bu spor insanı nasıl gençleştiriyorsa evlilikte bir oakdar yaşlandırıyor.hayat enerjinizin veya beklentilerinizin azaldığını farkediyorsunuz.bu hemen olmasada birkaç yıl sonra görüşürüz diyorum ben çoğunluğa.
     
    WolfSoN, saydam ve Karasan bunu beğendi.
  14. fehmican
    Offline

    fehmican Üye

    Katılım:
    1 Ekim 2007
    Mesajlar:
    228
    Beğenileri:
    44
    Ödül Puanları:
    0
    zaten evlenen erkeklerin testostreronlarında düşüş oluyormuş :)
     
  15. sivasli
    Offline

    sivasli Üye

    Katılım:
    6 Ocak 2007
    Mesajlar:
    772
    Beğenileri:
    256
    Ödül Puanları:
    73
    bizim mutfakta mutfak dolabinin en üst dolabi benimdir.süplementlerim icin...öyle bi hale geldikki body i esim sevmedigi icin aldigim bi protein tozunu bir yil icioyr 2 kilo protein tozu bana 1 yil yetiyor saniyor..halbuki evet gercektende bir yilda bi kutu protein aliyorum.ama sadece kutusu yani...esim o proteinin kutusuna alisiyor..yeni alinca arabada sakladigim esim uyuyunca gece yarisi eve getirdigim proteinlerden haberi yok..gece getiriyorum o alisik oldugu tanidik kutunun icine bosaltiyorum ve yeni olanin kutusunu hemen cöpe atiyorum.gecen bana diyorki madem icmeyecen alma 1 yildir orda duruyor diyor :) bende dedimki,bak iste bi daha benimle kavga cikarma bu yüzden.gercekten vücudumu cok sisirmek istesem o hemen biter millet 2 kiloyu 1 ayda bitiriyor ben 1 yilda diyorum :) halbuki o bir ayda bitirenlerden biride benim :) creatinleride vitamin kapsulu diye vitamin kutusunun icine koydum...bunlar isin kurnazligi ve güzel yani..ama bu spor karda yürü izini belli etme isiyle olmuyor.biraz gelisince kendinizi kendi vücunuzla ele veriyorsunuz...gecen bilgisayarin basindaydim yan taraftan söyle bi ses geldi ; oguz gögüslerin yine almis basini gidiyor hayirdir :)
     
    punkermanmania, sleepy, gaddarkemal ve diğer 2 kişi bunu beğendi.
  16. guardbody
    Offline

    guardbody Özel Üye

    Katılım:
    24 Ağustos 2004
    Mesajlar:
    3.418
    Beğenileri:
    1.600
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    KALİTE TEKNİSYENİ
    Yer:
    MAGNESIA
    bu negatif etkilere maruz kalmamak için gerçekten iş çıkışı direk eve gidip yemeğe yardım etmek ve ardından kalan vakitlerde hadi çarşıya falan demek gerekli.fakat bence insanın doğası gereği bu işlerin bazıları kadın tarafından üstlenilmeli.sanırım bayanların beklentileri sadece evlenip yuva kurmak değil.işlerin bir kısmını üzerinden atabilmek.çunki bunu baba evinde yapamıyorlar.iş erkekler içinse biraz daha farklı.evde annem zaten yapıyordu.ben ufak tefek işlerle ilgileniyordum.evlenincede öyle olacak sandım.hata belkide sadece sanmak.araba değilki bu daha önce tecrübe edesin...
    konu bence sadece sporda değil.emin olun sporu bıraksanız bile evde bilgisayar başında vakit geçirmeniz bile bir süre sonra batacak.çunki karşınızdaki kişi evi temzilerken sizin keyif yapmanız onlara sanki işyerinde kendilerinin eşek gibi çalışıp zammı kocsanının alması gibi görünüyor ve tartışma başlayabiliyor.özveri tüm bu olayları çözebilir fakat bu sporu yaşam biçimi olarak benimseyenler için böyle bir özveriyi uygulamak bence imkansız.
     
    gaddarkemal ve Karasan bunu beğendi.
  17. sivasli
    Offline

    sivasli Üye

    Katılım:
    6 Ocak 2007
    Mesajlar:
    772
    Beğenileri:
    256
    Ödül Puanları:
    73
    guardbody haklsin ama bide su var.isterlerse sitedeki bayanlar bu yazimi okuyup kizsinlar.ama ben simdiye kadar gördügümü yazacagim.simdi erkegin bazi görevleri var kadinin bazi görevleri var.tabi kadin calismiyor evde ise gecerli bu yazacakalrim..insan esine yardim etmek icin bazen mutfaga giriyor bazen bulasik yikioyr bzen isten gelmis yorgun argin esiyle beraber mutfaga girip yemek yapiyor..ama insan oglunun yapisi geregi kadinlar bna esim cok iyi bana yardim ediyopr demek yerine artik sizden hep bunu bekliyor.yani o islerin elinizden geldigini ögrendigi zaman artik hapi yuttunuz demektir :) bir gün yorgun argin isten gelrisniz ve aciktim diyince zamanim yok kalk yap ye sözüyle karsilasabilirsinizu.yada daha önceden eger esinizin yaninda bulasik yikadiysaniz sizin bu isi bir kere yaptiginiz gördüyse...bir gün eve gelince mutfagin kapisinsa su yaziyla karsilasmaniz cok dogaldir ; CANIM BEN ARKADASA CAY ICMEYE GIDYORUM MUFTAKTA BULASIK VER BI YIKASANA LÜTFEN........yani insanin esine yardim etmesi güzel..ama insan kendi ilkelerindende pek taviz vermemeli.
     
  18. ozzers
    Offline

    ozzers Üye

    Katılım:
    26 Eylül 2007
    Mesajlar:
    425
    Beğenileri:
    141
    Ödül Puanları:
    53
    saygı ve sevgi ile her şey hallolur


    bu kadınlar bizi ne hale sokuyo :lol:

    aynı olayı bende yapıyorum ve hatta bazı gün olduki başka marka aldıgım proteini önce poşete boşaltıp çanta içinde eve getirdikten sonra gizlice boş kutunun içine boşaltıyorum :D tam bir macera:D

    aslında bilmiyorum bunu yapmamın bile karakterime uygunmu değilmi yani hadi ya nolucak dıyıp eve getırıp gozunun onune koymakta var çevrem gereği biraz hırçın büyümüşüm asi sayılırım yani vur kır şiddet o abi bu kardeş olayları bazen eskiye dönüyorum ne diyebilir ya diyip suplementleri kapıya kadar gıdıyorum inanın çok olmuştur kapıda bişey sanki dur düşün diyor ne gereği var ! ve o an gerçekten ne yapıyorum ya dıyıp gülerek tekrardan saklamaya çalısıyorum ve galiba başarıyorum
    ve en güzeli kapıyı açtığındagüler yüzle hoş geldin dediğinde herşey bitiyor bi anda srotonin %100 salgılanıyor:) o anda insanın sevdiği gibisi yok o anda bak ne aldım bu gun dıyesım geliyor :D yaparmıyım oyle şey
    tabi serotonin akşam yemeği /neler yaptın hayatım v.s. sen neler yaptın nasıl geçti günün sohbet muhabbet v.s. ile devam ediyor tabi benim göz satte ve antreman saati yaklaşıyor e serotonin gittikce tabana vuruyor
    sonra hatun ben antremana gidiyorum hyper_
    ama atilla lar başlıyor
    klasık benımkı hep erken gelicem hayatım ;)

    tabi elimden geldiğince guardbody nın dedıgı gıbı yemek v.s. temizlik haric(3 aydır ben yapıyorum ellerinizden öper çocuk bekliyoruzda)
    bunları ona yalakalık yada nebılıyım aa bana izin verdi diye değil inanın içimden geldiği için yani benim mutlu olmam için yokluğuma katlanan hiç istemesede bi şey unutma diye her antremana gittiğimde uyaran birisi için bana göre az bile

    bu perde tamam sevgi saygı biraz yinemi biraz kızgınlıkla hallettik ;)

    perdenin diğer tarafı ise çocuk olduktan sonra başlıyacak
    şimdiden nabza şerbet olayına başladı :lol:
    çocuğu bırakıpta salona gidilmezki be abi :D
    tabi zorlu dönemleri atlattıktan sonra;)
     
    gaddarkemal ve Karasan bunu beğendi.
  19. guardbody
    Offline

    guardbody Özel Üye

    Katılım:
    24 Ağustos 2004
    Mesajlar:
    3.418
    Beğenileri:
    1.600
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    KALİTE TEKNİSYENİ
    Yer:
    MAGNESIA
    beklentiler yön değiştiriyor.sivaslının dediği gibi elinden gelen iş arttıkça beklentilerde artıyor.mesela ben önce marul falan doğrardım,şimdi ise hamilelik nedeni ile süpürgenin elime yapıştığı günler oluyor.belki bukadar homurdanmazdım ama sanırım bugüne kadar yan gelip yatmış biri olarak bu gösterdiğim çabanın her seferinde takdir edilmesini beklediğimden isyan ediyorum.kendimi suç işlemiş gibi hissetmediğimden aldıklarımıda saklamıyorum ve her alışımda seratonin,melatonin ve adrenalin birbirine karışıyor;günde 4 mevsimi yaşadığım oluyor.ne demişler ''DERDİNİ KARINLA PAYLAŞ,SONRASINDA HEM DERDİNLE HEMDE KARINLA UĞRAŞ''
     
    Karasan bunu beğendi.
  20. musclefan
    Offline

    musclefan Üye

    Katılım:
    3 Şubat 2007
    Mesajlar:
    228
    Beğenileri:
    108
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    öğrenci
    Yer:
    İSTANBUL
    sorunun kökü bizlere evimizde hiçbir iş yaptırmamış annelerimizde bence :) sadece evlilikte değil bi erkek yalnız yaşarken de kendi başının çaresine bakabilmeli.evliyken de kendi işini kendi görebilmeli ki eşine muhtaç olmasın kötü zamanlarda.ev işi yaparken yeni bir şey öğrendiğini, aslında kendin için yaptığını düşünüp sakinleşebilirsin guardbody :)
    sivaslı sen de çok kolaya kaçıyorsun,kadın işi erkek işi diye bir şey yok,eğer gerçekten çok fazla fiziksel güç gerekmiyorsa.çünkü kız çocukları doğarken ellerinde tencere-tavayla doğmuyor ki :D ya da erkek çocukları takım elbise-kravatla filan :D kız işi,erkek işi diye biz kendi işimize geldiği gibi belirlemişiz,onlar da buna uyuyor(du).kadın evi temizlemek zorunda değil ya da yemek yapmak.ama doğumundan itibaren bi kimlik giydiriyoruz kadına da erkeğe de.sonra bunun doğal,olması gereken olduğunu söylüyoruz.bu işler de o kimliğin bi parçası olarak görülüyor.yanlış.
     
    gaddarkemal bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş