Beğendiğiniz sözler.

*Hayat icin bir recete: Rus ickisi ic,alman otomobili kullan, italyan gibi giyin,fransiz gibi sevis ve beim gibi yasa :P

*Yol vermek sadece trafikte ise yaramaz hayatinizdaki gereksizler icin de kullanin.

*Davranislarimi ve karakterimi birbirine karistirmayin.Karakterim benim kim oldugumla ilgilidir fakat davranizlarim sizin kim oldugunuzla.

*Oyle bir yasa ki anlatmaya utan ama hatirladiginda ise keyif al.

*Bazen oyle bir konusacaksin ki karsindaki cevap veremeyecek, bazen oyle bir susacaksinki karsindaki konusmaya cesaret edemeyecek.

*Dogrular da kimin umrunda? Bir tane yanlis yap bak nasil farkediliyorsun..!

*Beni kaybetmeyi basaran asla kazanmak icin ugrasmasin.

*Bana simdi serseri diyorsun ama daha once beni daha kotu bir sozcukle itham ediyordun. "Sevgilim" diye.

*Birisi karsinda akilliyi mi oynuyor sen de aptali oyna ve daha sonra hakiki aptali keyifle seyret.

*Oglum bak git!!! :D :D

*Gogusleri kucuk kadin ilkokulu olmayan koye benzer baslayacak bir yeriniz yoktur :)

*Kadin olur ve cehennemin kapilari acilir , seytan ceketini ilikler ve "Hosgeldin ustadim" der. :)

*Keske hayata "save" cekebilsem.

Bir de imzamdaki sozler var .
 
Ölümün bizi nerede beklediği belli değil, iyisimi biz onu her yerde bekleyelim.

Bu dünyada başarılı olmak istiyorsanız acımasız olacaksınız. İyi olursanız, insanlar sizi istismar eder.

Hayatta en büyük eğlence, başkalarının "yapamazsın" dediğini yapmaktır.

Yapamayacağın şeylerin, yapabileceklerini engellemesine izin verme.

Hayatta asıl önemli olan; hala yaşıyorken, asla geç olmadığına inanmaktır.

En kötüsü ne biliyor musun? Kendine yenilmek, pes etmek..

Bir insanın yaşayıp yaşamadığını anlamak istersen, nabzına değil onuruna bak. Duruyorsa yaşıyordur.
 
  • Like
Reactions: Azi
Tolga kardeş yazını okuyamadım neden dersen yazı rengini değiştir açık renk yap ben tvden foruma giriyorum yaklaşsam bile zor okunuyor
 
Predatel imzandaki
ÇALIŞ! Hiçkimse ilk görüşte karakterinize aşık olmayacak... Bu söz bana gerçekten gaz veriyor ayrıca çok doğru bir söz.

Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 22:27 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 21:50 ----------

Sen evde anneni falan tersleyip, kızıyorsun ya,
Yetimhanede çocuklar
yataklarının kenarlarına “ANNE” yazıyor!

Cem Yılmaz.
 
"No excuses" ve "No guts,no glory" birde "koca adamlar icin buyuk agirliklar"(bunu nerde okudugumu hatirlamiyorum ama hosuma giden bir sozdur)
 
Kişiliğim, hayatım hakkında konuşabilirsiniz. Fikir yürütebilirsiniz. Beni öyle böyle sanabilirsiniz. Ama emin olamazsınız. Sizin hakkımdaki yorumlarınız, sanmalarınız benim gerçekte ne olduğumu değiştirmez. Baktığım yeri söyleyebilirsiniz, ama ne gördüğümü asla!.. [Bob Marley]
bide imzamdaki söz
 
Sıcak Yaz Günlerinde Bile
Uzun Kollu Gömlekler Giyiyorsan Sıkıntılar Var Aga.

Muhabbeti uyanana
bir arkadaşımın sözüdür o kadar anlatıyor ki beni, Hatırlamak istediğin ama kimsenin görmesini istemediğin anılar saklıdır o gömleğin altında..
 
Çin atasözlerini çok severim :D
 
../ Seni incitmeyi hiç beceremedim.
Sana hep güzel sözler büyüttüm, güzel şiirler yazdım..
Sana yazdım, kendime kış.../
------------------------------------------------------------------
kar yağıyorken kentlere
çocuklar oynayacakları oyunu
fakirler nasıl ısınacağını
zenginler nereye gideceğini
hava durumu denetçisi ne zaman biteceğini
filozof insanların ne düşündüğünü
bilgin insanların ne düşündüğünü
tarihçi daha önce bu kadar soğuk olup olmadığını
gezgin yolların sadık kalıp kalmayacağını
meczupsa yalnız kendini düşünür.
-----------------------------------------------------------------------

- silmekle yazmak arasında tek fark düşüncedir.
- üç noktanın konuşmadaki hali derin nefestir.
- söylediğim ile yazdığım arasında noktalama işaretleri var.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sen... Pardon siz demeliydim... Siz kaç yüzlüydünüz? Ben yanlışlıkla hanginizi sevdim?
- Özdemir Asaf
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin doğruluğu kadar
--------------------------------------------
"Yaşadım, tanrım
yarım ve uluorta
bir daha ki hayatta
varsa öyle bir hayat,
şiir yazar mıydım
bilmyorum.

ama kadınlar, tanrım
öyle sevdim ki onları
gelecek sefer
dünyaya
kadın olarak gelirsem
eşcinsel olurum..."
---------------------------------------------
 
" Haksızlık karşısında eğilmeyiniz, zira hakkınızla birlikte şerefinizide kaybedersiniz." Hz. Ali (R. A)
 
Onu ilk gördüğümde beynimdeki herşey sustu.
Tüm sesler, yenilenen görüntüler yok oldu.
Obsesif kompülsif bozukluğunuz varsa, sessiz zamanlarınız pek olmuyor.
Yataktayken bile düşünüyorum:
Kapıları kilitledim mi? Evet.
Ellerimi yıkadım mı? Evet.
Kapıları kilitledim mi? Evet.
Ellerimi yıkadım mı? Evet.
Ama onu gördüğümde, tek düşünebildiğim dudağının kıvrımıydı.
Yada yanağına düşen kirpiği-
Yanağına düşen kirpiği-
Yanağına düşen kirpiği.
Onunla konuşmam gerektiğini biliyordum.
Otuz saniye içinde ona altı kez çıkma teklifi ettim.
Üçüncüden sonra kabul etti. Ama hiç biri doğru gelmedi. O yüzden devam etmek zorunda hissettim.
İlk buluşmamızda, zamanımı onunla konuşmak yada yemeğimi yemek yerine, tabağımdaki yemeği renklerine göre ayırmakla geçirdim.
Ama bunu sevdi.
Günde ona on altı kez yada yirmi dört kez elveda öpücüğü verişimi sevdi.
Eve yürümemin kaldırımdaki çatlaklardan dolayı uzun sürüşünü sevdi.
Beraber aynı eve taşındığmızda, kendini güvende hissettiğini söyledi. Kapıları on sekiz kez kilitlediğim için hırsız giremiyeceğini düşünüyormuş.
O konuşurken hep onun ağızını izledim-
Konuşurken-
Konuşurken-
Konuşurken.
Beni sevdiğini söylediğinde, dudaklarının kenarları yukarı doğru kıvrılırdı.
Geceleri, yatağa uzanıp ışığı kapatıp açışımı, kapatıp açışımı, kapatıp açışımı izlerdi.
Gözlerini kapatıp gece ve gündüzün önünden geçtiğini hayal ederdi.
Ama sonra… Onun zamanını çok harcadığımı söyledi.
İşe geç kalmasına neden olduğum için ona çok elveda öpücüğü veremeyeceğimi…
Beni sevdiğini söylerken, dudakları dümdüzdü…
Kaldırımdaki çatlağın üstünde durduğumda, o yürümeye devam etti…
Geçen hafta annesinin evinde kalmaya başladı.
Ona bu kadar bağlanmama izin vermemesi gerektiğini, herşeyin bir hata olduğunu söyledi, ama…
Ona dokunduktan sonra ellerimi yıkama gereği duymamam nasıl bir hata?
Aşk bir hata değil, onun bundan kaçabilmesi ve benim kaçamamam beni öldürüyor.
Gidip yeni birini bulamam çünkü tek düşünebildiğim o.,
Genelde bir şeye çok takıntılı olduğumda, cildim de tomurcuklar görürüm.
Arabalar arasında ezildiğimi görürüm…
Kafama taktığım tek güzel şey oydu.
Uyandığımda onun direksiyonu tutuşunu düşünmek istiyorum.
Duşu, kasa açarmış gibi açışını.
Mumları üfleyişini-
Üfleyişini-
Üfleyişini-
Üfleyişini.
Artık, düşündüğüm şey onu başka kimin öptüğü.
Nefes alamıyorum çünkü o adam onu bir kez öpüyor ve mükemmel olması umurunda bile değil!
Onu çok istiyorum…
Kapılarımı kilitlemiyorum.
Işıklarımı kapamıyorum.

-Obsesif Kompülsif Bozukluğu olan birinin yazdığı şiir.
 
Back
Yukarı