Baş dönmesi ve kol bacak titremesi

Konusu 'Sağlık & Sakatlanma' forumundadır ve berfeen tarafından 5 Ocak 2012 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 5 üye.
  1. ZeusS_
    Offline

    ZeusS_ Yeni Üye

    Katılım:
    10 Ekim 2011
    Mesajlar:
    1.122
    Beğenileri:
    1.892
    Ödül Puanları:
    0
    :D Tam 1 aydır Karatay beslenmesi yapıyorum, ağırlıkta çalışıyorum, şimdiye kadar hiç titremem olmadı, hızlı Kh alımım sıfır, karaciğerden yiyorum ama kolda 3cm artış aldım buna ne diyor biyokimya ;)
     
  2. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir

    İnsandaki enerji depolarının şu şekilde özetleyebiliriz;
    1) Karaciğer glikojeni 75-100 gram kadardır; 300-400 kalori sağlar. Bu enerjiyi bütün organlara kullandırır.
    2) Kas glikojeni: 400gramdır 1600 kalori sağlayabilir. Fakat sakladığı bu enerjiyi sadece kendisi kullanır, diğer organlara kullandırmaz.
    3) 70 kg’lık şişman olmayan bir kişide yağ deposu 15.000 gramdır; 135.000 kalori sağlar. Bu enerjiyi bütün organlara kullandırır.
    4) Kas proteinlerinden de bir miktar enerji sağlanır. Fakat vücut, yapısal taşı olarak kullandığı proteinleri enerji için fazla pek yıkmak istemez.




    Egzersizden 2-3 dakika sonra kreatin-fosfat artık ADP’yi yeteri kadar ATP’ye çeviremiyor. Bu sırada oksijenli ortamda glikojen yakılmaya başlıyor. Kas glikojeni ağır bir faaliyetteki 1 saatlik enerji ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede ama, depo bitmeden yine oksijenli ortamda yağ dokusundaki enerjinin yıkılarak devreye girmesi gerekiyor.


    Gelelim glikojen yüklemeye. Ekmek, makarna, pirinç meyve suyu, çeşitli tatlılar, reçel, çay şekeri gibi hızlı emilen şekerlerin hepsi glikoza dönüşerek kana geçiyor. Glikoz insülin aracılığı ile karaciğer ve kas hücrelerine girerek burada glikojen olarak depolanıyor. Kana geçen glikoz ne kadar fazla ise insülin de o kadar fazla salgılanıyor. Eğer hızlı emilen şekerleri fazla alacak olursanız kas ve karaciğerdeki glikojen depolarınız anında doluyor. Depolar dolunca karaciğer ve kas insülin reseptörlerini kapatıyor. Buna insülin direnci deniliyor. Bu durumda direnci yenebilmek için pankreasınız daha fazla insülin salgılanıyor.


    Glikojen olarak depolanamayan glikoz fazlası yağa dönüşerek depolanıyor. ‘Depolansın nasıl olsa açlık sırasında kullanılır’ diye düşünüyorsanız yanlıyorsunuz. Çünkü direnci yenmek için insülin o kadar yükseliyor ki kolay kolay açlıktaki normal seviyesine inemiyor; yüksek kalıyor (Halbuki doğal beslenmede insülin açlık sırsında çok düşük oluyor; sıfra yakın). Bu durumda ne glikojen ne de yağ depolarınızı kullanabiliyorsunuz. Şekeriniz hızla düşüyor; buna tepkisel hipoglisemi deniyor. Yani tam bir enerji krizine giriyorsunuz.




    Bu sırada vücudunuz mevcut durumdan kurtulmak için insülinin etkisini azaltan adrenalin, kortizol, büyüme hormonu gibi hormonları salgılıyor. Bir zaman sonra da kan şekeriniz yükseliyor. Ama bu süre zarfında kalp çarpıntısı, solunum sıkıntısı, şiddetli korku ve endişe, baş dönmesi, baş ağrısı, sersemlik hissi, mide bulantısı, titreme ve terleme gibi bulguların ortaya çıkması ile perişan oluyorsunuz. Bazen de bayılıyorsunuz.


    Anlatmak istedigimiz buydu sorun insulinin yuksek olması ve düsmemesi düsmedigi icin enerji krizine giriliyor tepkisel hipoglisemi
     
    ZeusS_ ve ccmssx bunu beğendi.
  3. ccmssx
    Offline

    ccmssx Üye

    Katılım:
    5 Aralık 2011
    Mesajlar:
    140
    Beğenileri:
    94
    Ödül Puanları:
    38
    Şekerli çayla insülin direncinden nasıl kurtulacak?

    Ayrıca hergün 5 küp şeker yılda 36.500 kalori ediyormuş.

    Alışkanlık uğruna neden bu kadar fazladan kalori alalım.

    Not: ben almıyorum zaten mantıklı gelmiyor.
     
  4. ZeusS_
    Offline

    ZeusS_ Yeni Üye

    Katılım:
    10 Ekim 2011
    Mesajlar:
    1.122
    Beğenileri:
    1.892
    Ödül Puanları:
    0
    Alsın demedim be abi zorlanıyorsa azaltarak bıraksın dedim ;)
     
  5. kerimagil
    Offline

    kerimagil Üye

    Katılım:
    26 Aralık 2011
    Mesajlar:
    134
    Beğenileri:
    135
    Ödül Puanları:
    53
    Meslek:
    uzman hekim...
    Yukardaki maddeler zaten enerjinin abc si o tamam

    Son cümlen bana mantıklı gelmedi...

    Sebep tepkisel hipoglisemi normal olan bir durum değil..
    glikoz ve insülin dengesinin kontrolsüz olması demektir...

    Bir hassasiyet problemi vardır bunda...

    İnsülin yüksek olması ve düşmemesi normal bir durum değil...
    Bunu dengeleyen glikoliz -kreb siklusu aşamalarının her ürünü geriye dönük olarak insülin salgılanmasını hızlıca kontrol eder...

    Bunun dışında son yazdığın cümle asıl benim yazdıklarıma cevap teşkil etmiyor...

    Ne hal ise...

    ----- Body, ağırlık çalışması anaerobik çalışmadır... oksijensizdir. büyük ölçüde... Yani büyük oranda şekere bağlıdır... Yani şekerin yüksek olduğu temini kolay olan saatlerde yemekten sonra 1.5 saat ile 4 saat arasıdır...
    ----- Eğer kardiyo denen asıl oksijenli çalışma aerobik çalışma ise büyük oranda şekere bağlı olmayan yağ asitlerine bağlı olan kısım ise her saatte yapılabilir...

    Tae kwon do yaparken oruçlu iken günün her saatinde yapıyorduk... hiç bir zorlanma olmadan çünkü yağ asitlerini oksijenle yakıyorduk...

    Kısa bir dönem sonra body e döndüğümde ağırlık kaldırıyordum fakat kendimde müthiş dermansızlık.. ve baş ağrısı oldu uzun zaman...
    Salon sahibi beni uyardı yukardaki saatlere riayet etmemi söyledi... uzun zaman sonra biyokimyayı yuttuktan sonra meselenin aslını yaşayarak öğrendim...
     
    Azi bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş