Başınızdan geçen ilginç anılar

Evet arkadaşlar maksat iki lafın belini kırmak ben başlıyayım ben ankarada yaşıyorum bu yaz tatilinde üniversite başlangıcı olduğu için cebim biraz para görsün diye çankaya da yani merkezi bir alanda bodyguardlik yapmaya başladım bir gün ekip sorumlusu yusuf abi ogun onemli adamların geleceğini gece kazasız geçerse tüm masrafları çekeceğini söylemişti gece bitti tabi olaysız sabahına içmeye gidiyoruz yemek yiyelim diye oturduk ilk mekana sadece makarna vardı 5 kişi 2 şer paket makarna ve 300 400 gram beyaz peyniri mirc edip yiyince içmeye para kalmamıştı ve maaşları 200 er tl fazla vermişti

 

eski nickimde anlatmıştım ama yine yazayım 2010 yılı temmuz ayında hafta içi tanıdığımın evine gitmiştim site içinde ortak kullanılan havuzu vardı ben çok bunalmıştım gireyim dedim şortumu giydim indim baktım etraf genç kız ve orta yaşlı hanımlarla dolu bende kasıldım açıkcası biliyorum hata yaptım ama herkesin gözü üzerimde artist artist havuzda yüzmeye başladım tam havuzun ortasında burnuma su kaçtı ve bende boğulmaya başladım yardım istedim ve kadınlar görevliye dedi beni kurtardılar ve havuzdan gidene kadar herkes bana bakıp güldü utancımdan yerin dibine girdim

 

Hakikatten ilginç şeyler çıkabiliyor

 

ilginç bir an değil de, ilginç bir günümü anlatayım;
2010 senesinde, gittim 98 model bir uno araba aldım. 7500 tl .. ehliyet sınavına girmişim ama henüz ehliyet yok. ehliyeti de aldık. başladım araba kullanmayı öğrenmeye... evin sokağında dur kalk yaptım 3-5 gün. dedim ki ben bu işi çözdüm. niğde'den antebe gitmek üzere yola çıktım. gişeden nasıl geçilir, istasyondan benzin nasıl alınır, hiçbir fikrim yok. yola çıktım. daha 1 kilometre gitmiştim ki, az daha refüje giriyordum. dedim ki "tecrübe"... girdim otobana. niğde pozantı arasında 10 civarı tünel var. son tünelin bitimine 100 metre kala, araç stop etti, far motor hepsi gitti. bereket otoban görevlisi vardı, koşarak geldi arabayı ite ite tünelin dışına götürdük ki arkadan bir araç gelmemiş olması benim için şans.
araç bozuldu. otoban görevlisine dedim ki sen benim arabanın başında bekle bi zahmet, ben gidip elektirikçi getireyim. o sıra yoldan geçen karayolları aracını durdurdum. pozantıya kadar gittik beni bir elektirikçiye bıraktılar. adamı da alıp aracın yanına gittik. 1 tane sigortayı değiştirdi, mesele çözüldü. "kaç para borcum?" dedim, 50 tl istedi. dedim 40 liram var, bunu al hakkını helal et. deyip tekrar yola çıktım.
pozantı gişelerinden (o zamanlar hgs yok fiş var) fişi alıp geçtim. farkettim ki cebimde 1 lira bile para yok, otobandan çıkarken nasıl para ödeyeceğiz? aracı çevirdim
ters yönden tekrar pozantıya doğru sürdüm. gişelerde polis durdurdu. napıyorsun sen diye bir çıkıştı. dedim ki abi acemiyim, gişeden geçtim ama para yok, buralarda banka var mı? baya güldüler, gittik paramızı da çektik.
adanadan geçiyorum, bir yağmur başladı ki... ne önümü görebiliyorum, ne silecek çalışıyor... yine şans benimle oldu da, orda bir dinlemme tesisine girdim. yağmur durunca tekrar yola çıkayım dedim, araba çalışmıyor. bezinciye dedim buralarda elektirikçi var mı? var dedi, tesisin öteki ucunda. yürüdüm gittim, dükkan kapalı, cama yazı asmış "5 dakkaya geliyorum"
1 saat bekledim geldi. adamı arabaya kadar götürdüm, kontağı çevirdi çalıştı...
hava kararmış olduğu için, farlarımızı da yaktık. orta şeridi ortaladım, 50-60 la gidiyorum. arkadan gelen her araç, bana selektör yapıp geçiyor. dedim ki herkes selektör yapıyorsa, bir dur bakalım.
durdum, benim dörtlüler yanıyormuş meğer, aynı anda alarmda ötüyor, kapıyı kapatıp alarmı susturuyorum, uğraşıyorum, susmuyor. gene geldi polis. yardım ettiler, alarmı da susturduk.
tekrar yola çıktım.
nurdağı viyadüklerinde baktım gaz lambası kırmızı da, benzin desen o zaten 0ı gösteriyor. benzin istasyonu en az 30 km ötede. yokuş aşağı dedim arabayı stop ettireyim, bedavaya gideriz
ben ne bileyim araba stop edince fren tutmazmış...az daha 200 metrelik köprüden aşşağı uçacaktık...
istasyona tam girmiştim ki, gaz da bitti, sağolsun pompacıların yardımıyla arabayı pompaya kadar ittik,
320 km lik yolu, tam tamına 12 saatte tamamladım.
bir de bunun dönüşü var tabi...

 

Sen şans la şanssızlık arasında bayağı kalmışsın üstadım

 

Salonda müsabık iki kez 100+ kiloda madalya almış bir sporcuya hareketi yanlış yapıyorsun diyen 60 kg lık bir hödük görmüştüm 6 ay kadar olmuştur...

 

İlginçtir ki hepimiz denk geliriz fırın kuregiyle ağzına vurmak ise yarıyor tecrübeyle sabit

 

Orta Okulda kol seçimleri vardı okulda herkez tarafından bilinen Çocuk Hakları , Spor vs. herkez durdu spor içinde bende dahil 6 erkek el kaldırdı hocada çıkın tahtaya dedi en çok şınav çeken 2 kişiyi spora göndericem dedi kızlar falanda bizi izliyor tabi tabi bende biraz kiloluydum arkadaşlarda zayıf olduğu için rahat kaldırıyolar kendilerini ilk ben çektim nizami bi şekilde 5 tane sonra diğerler 20 30 çeken vardı işte o gün herşey değişti kas çalışmaya ve kilo vermeye başladım hırslandım şimdi tabi liseye geçtik kaslandımda geçen 20 tane çeken arkadaşla karşılaştık benimde elim baya ağır oldu bodye başladıktan sonra çocuğun elini sıktım istemeden kırıyodum azdaha

 

Tanıdık bir abinin evinde misafirliğe gittik arkadaşlarla,ev bize pek uzak değildi 10 dakikalık yürümelik bir yoldu,adam bize 2 kaşık macun yedirdi o gece eve taksiyle gitmiştik o günü hiç unutmam

 

Benzer bi olay yasamistim berber çayıydı benimki de

--- Mesaj birleştirildi, 14 Ekim 2014 ---

Bende ilk kez hadi ordan be ayı diyen bir tek kişinin sözüyle hırslanmıştım başlangıç olarak vg ye

 

Salona baslayali 1ay olmustu antramani bitirmis tam eve gidicekken benc sehbasinda 40kg luk takili agirligi gormustum..acaba dedim ve altina yattim bar indi ama kalkmiyor kaldi oyle..salondada tekim baska kimse yok...allahtan 2dk sonra birisi geldide aldi ustumden

 

Banka mülakat sınavı için bir odaya aldılar. karşımda 5 kişi oturuyor. buyrun dediler oturacağım yeri gösterdiler. oturduğum sandalye tekerlekliymiş. bi oturdum sandalye arkaya doğru gitmeye başladı birden az kalsın kapıdan dışarı çıkacaktım mülakatı geçemedim tabi. bu daha oturmayı bilmiyor demişlerdir. haklılar

 

basimdan gecen bir olay olmasada bu tatilde bir aylik gecici yazildigim salaonda dikkatimi ceken birsey oldu onu yazmak istiyorum.
Tatilde antremanlarimi yapabilecegim Kücük sayilabilecek bir salona 1 aylik kayit oldum,dikkatimi cekense,hic kimsenin kullandigi agirliklari ve plakalari yerine kaldirmamasiydi,bence yatiyor arkadas,en fazla kac kg yapmissa öylece birakip baska alete geciyor,dikkatimi cekti gercekten,herkez ayniydi hic kimse kullandigi plakalari yerine kaldirmiyordu,bir plaka lazimsa ya baska bir bardan yada baska bir agirliktan almak zorunda kaliyordum,oysaki spor salonlarinin degismez kurali(en azndan Burda öyle) kullanilan plaka ve agirliklarin isiniz bittikten sonra yerine kaldirilmasidir.
daha ilginc olansa belli araliklarla gelen bir Salon calisaninin,bütün agirlik ve plakalari yerli yerine yerlestirmekle görevli olmasiydi,emin olun o calisan arkadas gün boyu hepimizden daha cok yapiyordur bu sporu,arkadasin omuzlar,bicepsler almis basini gitmis zaten plaka yerlestirmekten.
Zaten 11 cift dumbelli olan salonda Adam 5 ciftini alip bir kösede calisip sonrada oldugu yerde birakiyorsa bu ayiptir görgüsüzlüktür,
Salon terbiyesine aykiridir.Ben Salon sahibi olsam uyardiktan sonra eger halen devam ediyorsa bu tiplerin kesinlikle üyeligine son verir ardindanda kapinin önüne koyardim.

 

Demekki kalmiyacak ağırlığın altına yatmiyacaz

 

bir de sporla ilgili ilginç anımı anlatayım
üniversitede 2. senem... bölümler arası halı saha futbol turnuvası var. bizim bölüm ilk 4e kalmış, yarı final oynayacak. takım oyuncuları yana yana geziyor, bize destek olmaya sahaya gelin diye. bir kaç arkadaş dedik ki, neticede bizim arkadaşlarımız, gidelim biraz ıslık falan çalarız. kız arkadaşımı ve onun 5 oda arkadaşı bayanı da alıp gittim. saha kenarını kızlar doldurmuş, ortada erkek yok. ben de kızlarla bir etkinliğe gidiyorum diye, giymişim takım elbisemi. zaten öğrenciyiz para yok, 1 aylık harçlığı da o takıma yatırmışım.
maç başladı, bizim bölümün kalecisi düştü bileği sakatladı. başka bölümden bir öğrenciye eldiveni verip sahaya aldılar, diğer takım kabul etmiyor, illa diyor ki kendi bölümünüzden ada olacak. benden başka bizim bölümden kimse yok.
geldi takım kaptanı ve oyuncular, "ocağına düştük, kaleye geçer misin?" dedim ki oğlum takımımı görmüyor musunuz? ben bu takımla kaleye geçmem, zaten yağmur yağmış zemin ıslak.
dediler forma verelim, dedim ben başkasının giydiği terli formayı hayatta giymem, hastalık bulaşır.
baktım ki kızlar da ısrar ediyor, yoksa takım elenecek.
dedim ki peki. geçtim kaleye, eğer dedim bana bir top değerse, kim atmışsa takımın parasını ondan alırım. birinci top geldi, kenara çekildim, ikinci top geldi kenara çekildim, üç, dört,beş.. ben kenara çekildikçe top kaleye giriyor. nasıl olduysa bir top geldi benim cekete çarptı, "hangi ....... attı o topu" derken, kendimi omuzlarda buldum. golü kurtardım ya? ben omuzlardayken 1 gol daha...
tam tamına 45 tane gol yedim. bizim takım finali göremedi...

 

Hocam haklılar şimdi

--- Mesaj birleştirildi, 14 Ekim 2014 ---

Dikkate değer konu hocam her spor gibi ahlak ve disiplinine uymak lazım

--- Mesaj birleştirildi, 14 Ekim 2014 ---

pek de iç acçıcı olmamış ama eminim eğlenmişsindir