Amino asit Kullanımı

Konusu 'Supplementler' forumundadır ve warriorinstars tarafından 29 Nisan 2017 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 2 üye.
  1. warriorinstars
    Offline

    warriorinstars Üye

    Katılım:
    29 Nisan 2017
    Mesajlar:
    6
    Beğenileri:
    3
    Ödül Puanları:
    3
    Cinsiyet:
    Bay
    Esansiyel olmayan amino asitleri vücudumuz gerektiği durumlarda kendisi üretebilmektedir ve vücutta yeteri kadar bulunmaktadır. Ancak bazı durumlarda dışarıdan almak gerekebilir.

    Özellikle vücudun protein depoları amaçları dışında kullanılma tehlikesiyle karşılaştığında, geçici bir amino asit takviyesi ile bu durum çözülebilir. Ama bazı kişiler düzenli olarak amino asit kullanmanın çok faydalı olduğunu düşünmektedir.

    Örnek vermek gerekirse dünyanın en büyük supplement üreticilerinden biri, ihtiyacınız olmasa da düzenli olarak yüksek dozda Glutamin almanın vücut için faydalı olacağını söylemektedir. Ancak bu tartışmalı bir konudur. Bu diğer esansiyel olmayan amino asitler için de geçerlidir. Dilerseniz en popüler esansiyel olmayan amino asitlere bir göz atalım.

    1. Glutamin

    L-Glutamin vücutta çok fazla miktarda bulunan bir esansiyel olmayan amino asittir. Bazen vücudunuzdaki toplam amino asit seviyenizin %60’ını oluşturabilir. Çünkü kolaylıkla kandan doğruca beyine ulaşabilir. Bu yüzden ona ‘beyin gıdası’ adı da verilir.

    Hafızayı güçlendirir, konsantrasyonu arttırır. Beyinde zihinsel aktiviteyi arttıran ve beyin fonksiyonlarını çalıştıran GABA (gamma-amino-butyric-acid) amino asidini yükselten glutamik aside dönüşür. Yeni kas sentezlenmesinde görev alan bir amino asittir.

    Nitrojen seviyemizde çok fazla artış olunca beyindeki amonyak oranını arttırabilir. Glutamin, nitrojen moleküllerine tutunup glutamik asit oluşturarak, kendini vücuttan dışarı atar. Aynı zamanda genetik kodumuzu oluşturan yapı taşlarından biridir.

    DNA ve RNA’mızda diğer amino asitlerden daha fazla bulunur. Belki de en önemlisi asidite ve alkali oranını dengeleyerek laktik asit oranını düşürmesidir.

    2. Arjinin

    Nitrojen tutma kabiliyeti sayesinde protein tozlarına en fazla ilave edilen ve hakkında çok konuşulan bir amino asittir. Nitrojen, kaslarda protein sentezlenmesi için gerekli olan anahtar elementlerden biridir.

    Bazı bitkiler nitrojen emebilir ama memeliler kendi nitrojenini kendi üretmelidir. Arjinin daha çok nükleik asitlerle ilişkili olan iki proteinde, protanin ve histonlarda bulunur. Yenidoğanlarda büyümeyi sağlar çünkü erken yaşlarda vücut çok fazla arjinin üretemez. Bağışıklık sistemini güçlendiri ve T-hücresi üreten timüs bezinin aktivitesini arttırır. Bu yüzden sağlığına kavuşmak isteyen, büyük bir kaza geçirmiş ya da HIV hastalarının ilk tercihi olmalıdır. Pankreasın insülin hormonu ve ön hipofizin büyüme hormonu salgılamasını tetikler.

    Aynı zamanda karaciğer, deri ve bağlayıcı dokuların daha sağlıklı olmasını sağladığı gibi kolesterol seviyesini de düşürebilir. Ama asıl görevi yağ tüketiminin azaldığı durumlarda kas kütlesinin arttırılmasına yardımcı olmasıdır çünkü yağları canlı tutar ve onları kullanır. Böylece kilo kontrolü de sağlanmış olur.

    3. Karnitin

    Karnitin de popüler amino asitlerden biridir. Ama işin doğrusu o bir amino asit bile değildir! Yapısal olarak benzediği için amino asitmiş gibi düşünülmektedir. BT vitamin olarak da bilinir. D-Karnitin, DL-Karnitin, L-Karnitin ve Asetil-L-Karnitin (ALC) olark dört farklı formda bulunur. Vücut geliştirme sporu yapanların faydalandığı sadece L-Karnitin ve ALC’dir.

    B1 vitamini (tiyamin) ve B6 vitamini (pridoksin) kanda yeterli miktarda olmadığında, metiyonin ve lizin, karnitin üretmeleri için tetiklenir. Diğer amino asitlerin çoğu gibi, karnitin protein sentezleyemez. Onun yerine uzun zincirli yağ asitlerini hücrelere taşımak ve sonra dışarı çıkarmak için kullanılır. Ayrıca kısa zincirli organik asitleri mitokondriden dışarı atar.

    Yağ oranını düşürmeye ve daha çok enerji sağlamaya yardımcı olduğu için karnitin, vücut geliştirme sporu ile ilgilenenler arasında popüler olmuştur. Sağlık açısından karnitin, kalpte, karaciğerde ve kaslarda yağ asitlerinin birikmesini önlemeye de destek olur. C vitamini ve E vitamininin antioksidan özelliklerini arttırır.

    Uzun süreli kullanılması tavsiye edilen tek esansiyel olmayan amino asit karnitindir. Yarışmaya katılan vücut geliştiricilerin kilo verme döneminde anabolik durumda kalmaları ve kas geliştirmeye yardımcı olması açısından karnitin kullanmaları avantajlarına olacaktır.

    4. Sistein

    L-Sistin sülfür içeren bir esansiyel olmayan amino asit olduğu için iyi bir antioksidandır. Vücutta metiyonin tarafından üretilir. 2 sistein molekülünün birleşmesinden oluşan sistin ile benzerlik göstermektedir.

    Sistein çok dengesiz bir amino asittir ve fırsat bulduğunda hemen sistine dönüşür. Ancak bu bir sorun değildir çünkü vücudun ihtiyacı olduğunda sistin tekrar sisteine dönüşebilir. Sağlıklı bir cilt, detoks etkisi ve kolajen üretimi için vücudun sisteine ihtiyacı vardır. Bu yüzden en çok beta-keratinde bulunur. Saçlar ve tırnaklar keratin moleküllerinden oluşur. Keratin deri dokusunda saklanan bir proteindir.

    Hayati bir önemi olan sistein, glütasyonun (bitki ve hayvan dokularında oksijen taşıyan bileşik cisim) bir parçası olan taurinin üretimini sağlar. Glütasyon, uyuşturucu, alkol ve sigaranın beyinde ve karaciğerde yarattığı hasarı önler. Pek çok kreatin içeren üründe taurin bulunmaktadır

    Mide ve bağırsakların içindeki koruyucu tabakayı güçlendirir ve vücut tarafından istenmeyen şeylerin sindirilmesini zorlaştırır. Karaciğeri koruma görevi de vardır. Vücut geliştiren birinin metabolizması için son derece önemli bir amino asittir.

    5. Beta Hidroksi Beta Metil Bütrat (HMB)

    HMB, lösinden meydana gelmektedir ve onun özelliklerini daha iyi getirmesini amaçlamaktadır. HMB’nin kas sentezlenmesinde kullanılan protein miktarını arttırma görevi vardır. Bu da daha az yağ depolanmasına ve kas kütlesinin korunmasına yardımcı olmaktadır. Vücut tarafından ne kadar çok protein kullanılırsa, vücudun glikozsuz kaldığı durumlarda enerji ihtiyacı için kaslardaki proteinlerin kullanılmama ihtimali de o kadar artış gösterecektir.

    Vücuttaki serbest amino asitlerin kullanımını arttırdığı gibi, protein parçalanmasını en aza indirerek bu proteinleri meydana getiren amino asitlerin kullanılmasını da önler. Hücre zarının bütünlüğünü ve gücünü koruduğu için, hücre içinde saklanan proteinin farklı amaçlarla kullanılmasının da önüne geçer.

    Sonuç

    Protein ve amino asit ihtiyacınız, vücut ağırlığınız ile doğru orantılı artış gösterir. Ne kadar ağırsanız o kadar fazla protein ve amino asit almanız gerekmektedir. Eğer spor yapıyorsanız ortalama kilo başına 2-3 gr. protein almalısınız (bu oran yaşınıza, cinsiyetinize ve yaptığınız sporun yoğunluğuna göre değişir)

    Eğer yoğun bir antrenman sürecinde değilseniz ya da kilo verme amaçlı diyet yapmıyorsanız, büyük ihtimalle dışarıdan serbest amino asit takviyesi yapmaya ihtiyacınız yoktur. Çünkü pek çok amino asidin kasları koruyucu, enerji verici ve motive edici özellikleri vardır ve sadece belli durumlarda bunlara ihtiyacınız olur.

    Sonuçta en önemli şey proteindir ve eğer sağlıklı ve dengeli bir beslenme şekliniz varsa, muhtemelen gerekli olan tüm esansiyel amino asitleri alıyorsunuzdur. Bilim insanları amino asitler hakkında yeni bir araştırma yapana kadar yapmanız gereken şey çevrenizdekilere kulak asmadan, protein ağırlıklı beslenmeye devam ederek, hedeflerinize adım adım ulaşmaya çalışmak olmalıdır.

    Glutamin

    Esansiyel olmayan bir amino asit olan glutamat (glutamik asit) parçalanıp, amonyak moleküllerini içeren nitrojen ile birleştiğinde, insan vücudunda glutamin üretilmiş olur. Glutamini bir nevi nitrojen süngeri gibi düşünün. Amonyağı temizler ve hücre büyümesi, doku tamiri vb. fonksiyonlarda kullanılmak üzere dokular arasında nitrojen taşır. Protein parçalanmasından elde edilen tüm nitrojenin %30-35 kadarının glutamine dönüştüğü rapor edilmiştir.

    Glutamin bir nitrojen süngeridir.Amonyağı temizler ve dokular arasında nitrojen taşır. Glutamin aynı zamanda, glutamatı yeniden sentezlemek için parçalanabilir; bu da glutamini amonyak ve nitrojen kaynağı yapar.

    Vücudunuzda glutaminin yaklaşık %70’i iskelet kasında üretilir ve buradan ince bağırsak, böbrek ve akyuvarlara dağılır. Bunlar glutaminin baskın olarak kullanıldığı yerlerdir.

    Amino asitlerin seviyeleri çeşitli faktörlere bağlıdır. Hamilelik ve emzirme, yorucu egzersizler, hastalık, açlık veya oruç, hızlı büyüme ve gelişme, aşırı stresli durumlar vücudun glutamin depolarını önemli miktarda boşaltır. Bunlar, glutamin alımının arttırılması veya tamamlayıcı ürünlerin kullanılmasının uygun olduğu durumların bazılarıdır.

    Glutaminin Vücuttaki İşlevi

    Glutamin, diğer alfa-amino asitler gibi protein sentezi ve parçalanmasını sağlar. Ancak, bundan çok daha fazlası vardır. Glutamin, BCAA metabolizmasına, bağırsak duvarı bakımına, normal bağışıklık fonksiyonuna, glikoz oluşturulmasına, su iletimine, sinirler arası iletime vb. durumlara önemli ölçüde etki eder.

    Böbrekleriniz glutaminin ana kullanıcısıdır ve glutaminden ayrılan amonyak, vücudunuzun asit-baz dengesini sağlamak için çalışır. Amonyak bulunan her yerde glutamin de vardır. Örneğin yoğun egzersiz veya proteince zengin diyete bağlı olarak metabolik asidoz arttıkça, böbreklerin glutamin kullanımı artar.

    Yapılan bir araştırmada sadece 4 günlük protein ve yağ ağırlıklı bir diyetin, plazma ve kas dokusundaki glutamin seviyelerinde %25 oranında bir düşüşe sebep olmaya yettiği bulunmuştur.Eğer bütün bu kullanımlar vücudun glutamin üretme hızını geçerse, vücutta kas kaybı, enerji azalması ve enfeksiyonlara karşı artmış hassasiyet gibi glutamin eksikliği işaretleri görülür.
     
    MoRRuk ve Berkvarli bunu beğendi.
  2. Berkvarli
    Offline

    Berkvarli Üye

    Katılım:
    12 Nisan 2017
    Mesajlar:
    10
    Beğenileri:
    2
    Ödül Puanları:
    3
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    BİLGİSAYAR PROG.
    Yer:
    TARSUS
    begendim güzel kardeşim güzel paylaşım olmuş
     
    warriorinstars bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş