Adım adım istanbul

istanbul başlı başına bir kültür sanat ve yaşayan bir kent. istanbul oldcity olarak tanımlanan tarihi yarımada otelde konakladık. Beyazıt Meydanına yakın apart oteli seçtik.
Nedeni ise aileler için inanın çok daha konforlu ve rahat oluyor. Nerdeyse sıradan bir ev büyüklüğünde stüdyo daire konakladık. Bu son zamanlarda çok popüler oldu. çünkü
araplarda çok kalabalık aileler olduğu için en rahat burada ediyor. truzim bölgesi olsada Beyazıt da daha çok esnaf ve buranın halkı hizmet ediyor. Genel anlamda fiyatlar
oldukça pahalı. Beyazıt meydanı merkez ve burada bir kısmı Kapalı çarşı otobüs durakaların son durağı . VE beyazıttan itibaren ise artık Sultanahmet bölgesi trafiği tamamıyla
kapalı. Sadece hafif metro ile sık durakları olan hat var. Cemberlitas sutun gördük ve yıkılmasın diye çemberler ile korunmuş mermer sutun. Bu Sutun üzerinde tur rehberimiz
Medet anlatımıyla istanbul'un kurucusu kabul edilen Konstantine At üzerinde elinde kılıç olan ir mermer heykel olduğunu fakat zaman ile şehir yaşan deprem yada afet sonrası
yıkıldığı düşünülmektedir. Divan yolu Doğu Roma kentlerinde bulunan Kral yolun bir benzeri. Şehir kalbi olan gerek HAgia Sophia ve Hippodrome giden en büyük yol. Yol üzerinde
ise daha çok yemek lokanta pastaneler ve cafeler bulunmaktadır. Sultanahmet merkezinde ise çok popüler dünya ünlü ve yerli filtre kahve yapan Cafe bulunmaktadır. Sultanahmet
meydanında 3 farklı köfteci bulunmaktadır. Tarihi Selim usta benim favorim SSultahmet Köftecisi. Tatlı sonrası ise irmik tatlısı vardı. çok kalabalık oluyor yer yer bazen
sıra beklemek durumunda kalıyoruz.

 

İstanbul daha çok tarihi alan oldcity olarak kabul edilmektedir. İstanbul dünyanın en büyük şehirlerinden biri yani bir kısmı asya kıtasında ve bir kısmı Avrupa kıtasında olan
son derece nadide bir kent. Şimdi istenbul'un en luxury olan balık lokantaları Florya sahilinde bulunmaktadır. Hatta buraya çok yakın bir alışveriş merkezi ve içinde ise
devasal büyüklükte bir akvaryum bulunmaktadır. Buraya istanbul Akvaryum ulaşım son derece kolay. HAtta TAksim ve Sultanahmet meydanından ücretsiz servis hizmeti vardır istanbul
akvaryum. Eğer ki başka yollardan kolay gelinir. Sahil boyunca her 10 dakikada gecen otobüsler ile istanbul Akvaryum ulaşmak mümkün. CAnkurtaran eğer trafik yık ise 45 dakika
sonra buradasınız. Alışveriş merkezi ile istanbul Akvaryum yanyan olan iki tesis. Önünde her zaman kuyruk ve sıra olan bir yer. Dolaşmaya başladık. çok çeşitli ve çok değişik
balıklar ve o derece akvaryum vardı. Avrupanın ve ortadoğu'nun en büyük akvaryumu insanı 360 derece her tarafını sarmış. Üzerinizden köpek balıkları dolaşıyor. TAbi bir her bir
deniz için ayrı ayrı ajvaryum yapılmış. Mesala Karadeniz MArmara ve Akdeniz yaşayan balıklar ayrı ayrı farklı havuzlarda yüzüyordu. Birde yemek salonu ve insanların çok rahat
edip yemek yiyeceği lokanta ve cafeler bulunmaktadır. Hemen yanında ise alışversi merkezi var ve burada ise dünyanın ve türkiyenin en popüler mağazaları vardır. çeşit spor
markaları teknoji mağzalarını da sayabiliriz.

 

istanbul'un 3. gününde ise istanbul şehir merkezine oldukça uzak ve sadece vapur ile gidilen Adalar gitmeye karar verdik. Tur rehberimiz tavziyesi sonrası free gün olarak
Büyük ada için yola çıktık. Yanlız Büyük ada başta olmak üzere diğer adalar olan Kınalı BUrgaz ve Heybeli, ardından büyük ada varılmaktadır. Vapur seferleri Eminönü vapur
ve KAbataş vapur iskesinden kalkan vapurlar ile çok kolay bir yolculuk. Yol boyunca ise pek çok tarihi eser ve yapıları yakın geçerek inanın hakikaten çok keyifli olan bir
deniz yolculuğu ve deniz havası güzeldi. Yanlız vapurları takip eden martı kulşarına simit attığımız da güzel akrobasi gösterisi yaparak simitleri hava tutması değişik
geldi. Bu yolculuğun son durağı olan Büyük ada tarihi vapur islekelesine yanaştık. Öyleki Osmanlı imparatorluğu döneminde yapılmış ve bügün de hizmet vermektedir. Her
osmanlı önemli meydan da bulunan saat kulesi Büyük ada meydanında var. hayla zamı doğru gösteriyor. Eskiden insanlar buraya bakıp zaman hakkında bilgi alıyordu. Bu dönemden
sonra ise insanlar caplerinde taşıdıkları köstekli saat moda oldu. Ardından kol saati diye insanın zamanı öğrenme merak bugüne kadar gelmiştir. Bizde Büyük ada başta
olmak üzere tüm adalarda motorlu araç kullanmak yasak. Sadece itfaiye belediye ambulans ve polis arabası izin verilmekte. Bunun dışında ise halk yürüyerek bisiklet kullanarak.
Tüm adada son zamanlar elektrikli bisikletler çok moda. Ada deniz ormanlık ve bir bütün içinde ada belli bir kısmında insanlar çok rahat temiz ve kumsalı olan çok sayıda
plajlar bulunmaktadır.

 

istanbul'da geçirdiğimiz 4. gününde ise istanbul yakın günü birlik daily regular istanbul turları vardı. Bizim de çok gitmek istediğimiz Safranbolu hemen ardından ise Bolu
şehrine gittik. Tabi istanbul oldcity start alan yolculuğumuz önce Avrasya tüneli iki kıtayı birbirine bağlayan en kısa yol. Ve böylelikle Avrupa'dan Asya kıtasına hızlı
bir şekilde yol aldık. Arabalı vapur ile Yalova geçmek yerne çok daha kısa olan yeni yapılmış olan Osman Gazi köprüsünü geçtik bir kaç yerde mola verdik. Sonunda Bolu Batı
karadeniz diye ifade edilen bölgenin ilk kentti ve Tüm Karadeniz bölgesinde olduğu gibi çok sık ağaç ve ormanlık bir bölge. Bir tarif vardır Bolu kentinde öyleki yeşilin
her tonu vardır. Bolu Şehri çok verimli topraklara sahip olan ve Bolu diğerlerinden ayıran ise tarihten beri gelen Çikolata üretimi vardır. Bolci Bolu Çikolata markası ile
çok popüler. Bolu çikolatası yaklaşık 100 çeşit varan olup çok özel ve luxury hediyelik kutular şeklinde satılmaktadır. Yol üzerinde gördüğüm ise Türkiye'nin en büyük Maden
suyu fabrikası vardı. Ayrıca Banvit tavukçuluk başta olmak üzere çok büyük tavuk üretim merkezi kabul edilmektedir. Sonunda oldukça patika ve köy yollarını geçtikten sonra
Bolu Abant Gölü geldik. Abant Gölü yukardan bakan çok sayıda butik ve 5 yıldızlı otel tesisileri bulunmaktadır. Doğa ile iç içe geçmiş çak fazla tesis var. Abant Gölü çevresinde
çok sayıda köy kahvaltısı ve Cafe bulunmaktadır. Abant Gölü çevresi çok geniş ve insanların rahat rahat dolaştığı spor yürüyüş ve bisiklet hatta at bile kullanma imkanı vardır.
Bolu geçen güzel bir gün ardından eve dönüş yola çıktık.

 

İstanbul'un dışında bulunan ve nerdeyse Anadolunun tam ortasında bulunan Cappadocoia geldik. Cappadocia oldukça geniş bir alana yayılmış öyleki bir kısmı Niğde kıtasında bir
kısmı ise Newsehir ili sınırlarında. Özellikle Asyalı ve japon turkey tours truistlerin çok tercih ettiği bir tatil beldesi. Hasan Dağ eskiden çok aktif bir yanardağ iken oluşumunda etkin
rol almıştır. Zaten Hasan Dağ eteklerine Cappadocia. İstanbul üzerinden çok yoğun otobüs seferleri olmasına karşın Sadece Sabiha Gökçen havalanından haftanın belli günlerinde
uçak seferi yapılmaktadır. Daha çok Anadolu Jet uçuş seferleri var. özellikle son 10 yıldır Türkiyenin her yerine son derece konforlu yollar yapılmıştır. Sonunda Cappadocia
Urgub bölgesinde bulunan cave denilen mağra otelde kaldık. Mağra otllerin odası inanın çok geniş ve büyük ve çok luxury döşenmiş. Her odada Jakuzi bulunmaktadır. Bazı cave
oteller havuz da bulunmaktadır. Cappadocia 2. gün tamamıyla Yeraltı şehirleri olan Demirkazık ve Derinkuyu ardın günün geri kalan kısmında ise Ihlara VAdisi VAlley gittik.
Otel tarafından tahsisi edilen ücretsiz Mercedes Vito araç ile önce Uc Hisar geldik. Tur rehberimiz yaklaşık 15 kişiyi topladı ve önce çok detaylı Cappadocia oluşumu hakkında
bilgi anlattı. Cappadocia çok verimsiz toprağı var ve bunların üzerinde ise çok sayıda peribacaları bulunmaktadır ve bunların havada gökyüzü ile birleştiği yerde ise çok
sayıda dolaşan balonlar bulunmaktadır.

 

Türkiye'nin batıya açılan penceresi olan Edirne . istanbul Edirne arası çok geniş ve konforlu bir otoban bulunmaktadır. Edirne tarih boyunca önemli ticaret yolların birleştiği
kent olmuştur. Türkiyenin en büyük sınır kapısı olan Kapıkule Edirne ili sınırları içindedir. Gerek yurt dışından yolcular olduğu gibi mallarında taşındığı Bulgaristan
üzerinden tüm Avrupa tek yol. Edirne yolculuğu için istanbul Büyük otogar aldığımız bilet ile 2,5 saati süren yolculuk sırasında bir kere mola verdik. Yol boyunca çok verimli
toprakları olan tarlalarda daha çok ayçiçek ekilmiş. Edirne eski otoga yakın yerde ise büyük bir ayçiçeği fabrikası vardır. Edirne Asker şehri olduğu gibi Trakya'nın enn büyük
üniverstesi Edirne şehrinde kurulmuş. Yani daha çok asker ve öğrenci kenti. Edirne bir yemek kültür var Edirne çiğer ve Badem ezmesi bu yemeklerin başında gelir. Edirne
şehir merkezine yaklaştıkca Selimiye mosque çok daha belirgin oluyor. Şehrin her yerinden 4 adet minaresi rahatlıkla gözüküyor. Kanuni sultan Suleyman oğlu , Selim. Tahta
geçtikten sonra Kıbrıs adasını fetih ediyor. Çok büyük bir ganimet gelir eldediyor. Bu dönemde istanbul osmanlı imparatorluğun başkenti. Rüyasında Peygamber Efendimiz görüyor.
kendisinden Kıbrıs fethinden sonra Edirne şehrine bir cami yapılmasını istiyor. Mimar Sinan Kanuni Sultan Suleyman hizmet ettiği gibi , Oğlu Osmanlı Sultanı Sarı Selim'de
hizmetinde. Şeylüslm soruluyor ve peygamberimiz isteği emir diye fetva çıktıktan sonra. Edirne Selimiye mosque inşatına başlıyor. Mimar Sİnan Suleymaniye cami benim kalfalık
. Edirne Selimiye cami ise benim ustalık eserim demiştir.

 

Canakkale şehri bir kısmı asya kıtasın da bir kısmı ise Avrupa kıtasında bulunmaktadır. ortasında ise Canakkale boğazı vardır. iki kıta arasnda ise günün her saati arabalı
vapur ile seferler vardır. Yanlız bayram tatili ve hafta sonları ise çok yoğun arabalı vapur bekleyen araçlar vadır. Canakkale şehri sahil kenarında bulunan , kıyısında
son derece lezzetli balık lokantaları ve cafeler vardır. Canakkale , cappadocia tours , merkezinden tam arkamızda ise Osmanlı Hükümdar Sultan 2.Abdulhamit zamanında yapılmış saat kulesi. küçük
bir otogar bulunmaktadır. Şimdi arabalı vapur ile canakkale boğazını geçmeye başladık hakikaten Canakkale boğazı her zaman çok rüzgarlı bir yer. Canakkale'nin Avrupa kıtasında
bulunan Gallipoli yarımadasına geldik. Bu alan daha çok askeri alan ve bir kısmıda Canakkale müzesi tahsis edilmiş. Çok büyük her taraftan rahatlıkla gözüken bir Türk bayrağı
dalgalanıyordu. Son yıllarda yapılmış Gallipoli Panamoric müzesi vardı. Panamoric müzesinin hemen yanında kapalı bir alanda ise . Canakkale savaşında Anzac ve türk askerine
ait silahlar havada çarpışan merviler. Anzac ve türk askerin askeri üniformaları ve askerlerin ailelerine gönderdiği mektuplar burada sergilenmektedir. Birinci dünya savaşı
1914-1918 yılları arasında 4 yıl sürmüş. Gerci Canakkale savaşı için son centilmenler savaşı denilsede . Gerek deniz savaşında gerek kara savaşlarında çok büyük mücedele
göstermiştir.

 

Gegezimin sonun gününde ise Bursa şehrine gidip görmek daha sonra seyahatimiz tamamlama imkanı oldu. Yeşil Bursa kenti ise doğasıyla öne çıkan bir kent. zaten Bursa ulu cami
çevresi tarihi Bursa kentin kenti merkezi kabul edilmiştir. Bursa şehri Bursa ulu cami merkez alarak genişlemiş ve bugün kü sınırlarına gelmiş. Bursa ulu cami hemen yanında
bulunan çok sayıda Osmanlı imparatorluğuna ilk dönemlerine ait yapılar tesisler tarihi alışveriş merkezleri var. En eski olan ise Bursa Yeşil Türbe. tamamıyla yeşil rengin
hakim olduğu iznik çinileri ile süslenmiştir. Bursa Yeşil Türbe için özel yapılmıştır. Pek çok tarihi bazaar vardır. Koza bazaar ise benim en çok beğendiğim olmuştur. ipek
ipek böçeği yetiştirilmesi Çin bu konuda tam anlamıyla ipegin başkenti sayılır. Çin çok uzak olduğu için Bursa ilk defa ipek böceği yetiştirçili için Koza BAzaar yapılmıştır.
saf ipekten yapılmış bay bayan giysileri aksesuarları erkek kravat çeşitleri satıldığı dükkanlar vardır. İnanın çok güzel hediyelik eşya kutusunda satılmakta. Koza Han 2
katlı olup 20 yakın ipek satan mağazalar vardır. Bunlardan birinde ise genç kızların ördüğü ipek halı ve kilimler satan dükkanlar var. Koza han tam ortasında ise insanların
Asırlık çınar ağıcı gölgesinde rahat rahat dinleceği cafe bulunmaktadır. Yürüme mesafesine olan Bursa Ulu cami gittik. Taş yığma tekniği ile yapılmış. şaşırtıcı olan ise
12 kubbesi olan tek minaresi bulunmaktadır. Ulu cami esasında Selçuklu ve osmanlı mimarisinin sentezi ile yapılmış ender yapılardan . Ne yazıkki Timur savaşında kaybeden
Osmanlı hükümdar Yıldırım Beyazıt tarafından savaştan hemen önce yapmıştır.

 

Bende 5 yıl yaşadım istanbul'da. Yaptıklarınızın bir çoğunu yaptım.

 

Karış karış anlatmışsınız İstanbul'u ancak hiç boğazın güzelliklerini anlatmamışsınız. Yada ben dikkat etmedim. Bu kadar gezip de, İstanbul'u denizden görmemek olmaz herhalde. Tek başınıza turistik geziler yapacaksanız İstanbul'da Eminönü, Karaköy, Kabataş iskelelerinden hareket eden kısa boğaz turlarına katılabilirsiniz. Daha özel bir şeyler tercih etmek isterseniz https://www.bogazdagezi.net/hizmet/bogazda-yat-kiralama/ şirketinden yat kiralama yaparak istediğiniz saatler arası boğazın en güzel ve sakin yerlerini keşfedebilirsiniz.

 

Parası olana o kadar güzel bir şehir ki. Yapabileceklerinizin sınırı yok neredeyse. Canınız ne isterse elinizin altında. Tek sıkıtı para olup olmaması sanırım

 

Canakkale zaten deniz ile içiçe yaşam alanı. Asya kıtası ise yaşam rome airport transfer alanı olarak kullanılmış. Canakkale boğazın bir kısmı Asya kıtasında bir kısmı ise Avrupa kıtasında ve
iki kıta arası ise deniz feribotları çalışmaktadır. Canakkale boğazı gerçekten çok fırtınalı ve rüzgarın eksik olmadığı yer. Bunun içinde ise en sakin ve en güzel koyların
olduğu Assos kasabasına vardık. Tarihi gerçek bir Rum evlerin olduğu tarih ile yaşam içiçe. Bizde burada 3 gün boyunca kaldık ve EN güzel balık restorantları ve mezelerin
olduğu Assos ertesi gün ise tamamıyla Canakkale biraz da şehir dışında kalan Troy açık hava müzesine gittik. Zaten Assos ilr Troy arasında çalışan belediye otobüsleri vardı.
Bizde bunlardan birini kulllanarak Troy antik tarihi alan vardık. Müze olduğu için burası herzaman koruma altında ve çok sayıda güvenlik görevlisi ve polis görev yapmakta.
Daha sonradan yapılmış ve ihtiyaç doğrultusunda genişletilmiş bir kapalı salon vardı. Çok değerli eşyalar burada sergilenmektedir. Zaten Troy müzesinin tam ortasında ise
hayatımda ilk defa gördüğüm tahtadan yapılmış basit at heykeli var. 2 katlı olan bu yapının dışında tahtadan yapılmış pencerler vadrır. Troy at heykelin çevresinde ise yer yer
kırılmış mermer sutunlar bulunmakta. Canakkale ili Troy ve Anzac müzesi yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda insanlar gezmekte. Hatta zamanı olmayan gezginciler sabah
ilk olarak Troy açık hava müzesi daha sonra, arabalı vapur ile CAnakkale boğazının geçerek Gallipoli yarımasında bulunan Anzac savaş müzesini gün içerisinde gezerek tamamlanır.
TRoy özel yapan ise Alman arkeloğların önderliğinde hayla kazı çalışmaları devam etmektedir. ilk arkelojik kazı 1900 yılların başında Osmanlı imparatorluğunda başlamış ve
günümüze kadar aralıksız devam etmiştir. Hayla Alman Bosh firmasının sponsorluğunda devam etmektedir. TRoy tur rehberimiz Medet Beyin anlatımıyla doğu ve batı taraflar arasında
yapılmış ilk düzenli ordular vardı.

 

Belirli anahtar kelimelere link yönlendirmesi eklemiş,bu sayede site trafiğinden faydalanıyor.Backlink denilen mevzu.