Türk kardiyoloji derneği kolesterolün risk faktörü olmadiğini açikladi

Konusu 'Çeşitli Makaleler' forumundadır ve heldic tarafından 3 Aralık 2011 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 2 üye.
  1. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    Ateroskleroz yani damar sertlği, damar cidarında lipitlerin basitçe birikmesiyle oluşan bir depo hastalığı değil süregiden “düşük yoğunluklu bir enflamasyon”dur.
    Son senelerde yapılan araştırmalar olayın en başından trombotik komplikasyonlara kadar tüm tüm evrelerinde enflamasyonun rolünün olduğunu göstermektedir(1).
    Bu enflamasyonun ortaya çıkmasında en önemli risk faktörleri hipertansiyon, diyabet, obezite, hareketsizlik, sigara, beslenme hataları, strestir.
    Bazı hastalarda kolesterolün yüksek bulunmasının sebebi damar cidarında meydana gelen hasarı önlemeye yönelik bir savunma tedbiridir.
    Bu, tıpkı zatürreesi olan bazı hastalarda kandaki lökosit değerlerinin yükselmesi gibidir. Zatürreeli bir hastada kemik iliğinde lökosit yapımını durduran bir ilaç kullanılmadığı gibi aterosklerozda da kolesterol sentezini azaltan bir ilaç kullanılmanın mantığı yoktur.
    “Ne ka kolesterol o ka ateroskleroz” değil
    Aterosklerozun ağırlığı ile kan kolesterol düzeyi arasında da kalp krizi geçirme riski arasında da bir ilişki yoktur. Kanlarında kolesterolleri normal hatta düşük seviyede olan kişilerde ileri derecede ateroskleroz gelişebileceği gibi kalp krizi geçirenlerin yarısında kolesterol yüksek yarısında ise normaldir.
    Nitekim aterom plağının lipitten ve inflamasyondan zengin bir plak olması durumunda restenoz (yeniden daralma) riskinin azaldığı gösterilmiştir(2). Aterom plağı ile ilgili komplikasyonların ortaya çıkmasında en önemli sebebin plaktaki kanama ve plak içinde damar oluşumu olduğu belirlenmiştir(3). Bu bulgular lipitlerin orada bulunma sebebinin koruyuculuk olduğunun bir kanıtıdır.
    Zaten kalp krizlerinde damarı tıkayan kolesterol değil kan pıhtısıdır.
    Statinler işe yarıyor mu?
    Kötü kolesterol yüksekliği ile beraber bir de iyi kolesterol de düşük ve trigliseritler de yüksek ise her türlü kardiyo-vasküler olay (kalp krizi, felç, akut koroner sendrom ve ölüm) riskinin daha da yükseldiği iddia edilir. Oysa AIM-HIGH, ACCORD ve ILLUMINATE araştırmaları bu iddiaların doğru olmadığını ortaya koymuştur (4,5,6).
    LDL-kolesterolün bağırsaktan kolesterol emilimini azaltan ilaçlarla beraber verilerek kan değerlerinin daha da düşürülmesinin bir işe yaramadığı da saptanmıştır(7).
    Kolesterol düşürücü ilaçların kalp damar hastalıklarında işe yaramadığını gösteren pek çok araştırma vardır(8,9,10,11,12).
    Kolesterol düşürücü ilaçların kardiyo-vasküler hastalıkların primer korumasında da faydalı olmadığı gösterilmiştir(13).
    Türk Kardiyoloji Derneği ne diyor?
    Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Atasoy, Dernek Başkanı Prof. Dr. Oktay Ergene ve İstanbul Memorial Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez’ in de katıldığı basın toplantısında şunları söylüyor:
    Yaklaşık 60 yıldır yapılan çalışmalarda kan kolesterol yüksekliğinin kalp damar hastalıklarında kalp krizlerinin yaklaşık yüzde 50’sinden sorumlu olduğu gösterilmiştir.”
    Aynı ifadeyi Prof. Dr. Bingür Sönmez de Prof. Dr. Oktay Ergene de Habertürk televizyonunda benimle beraber katıldıkları programlarda da tekrarladılar.
    Bu sözlerden çıkan sonuç şudur: Kalp krizi geçirenlerin yarısının kolesterolleri yüksek yarısının ise normaldir. Bu bilgi “kolesterolün kalp krizi için bir risk faktörü olmadığının çok güzel bir kanıtıdır”.
    Kolesterolü normal olanın da yüksek olanın da kalp krizi geçirme ihtimalleri aynı olduğuna göre kolesterolün risk faktörü olması mümkün değildir.
    Gelelim neticeye
    Kolesterol yüksekliğinin kalp krizi yapmadığını ispatlayan açıklamaları için TKD’ ni kutluyor; başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.








    KAYNAKLAR

    1. http://circ.ahajournals.org/content/105/9/1135.full
    2. JAMA. 2008;299(5):547-554. doi: 10.1001/jama.299.5.547
    3. Circulation. 2010; 121: 1941-1950.
    4. http://www.aimhigh-heart.com/
    5. http://www.accordtrial.org/public/index.cfm
    6. http://www.medscape.com/viewarticle/569609_2
    7. http://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa0800742
    8. http://archinte.ama-assn.org/cgi/content/full/170/12/1032
    9. http://archinte.ama-assn.org/cgi/content/short/170/12/1024
    10. http://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(08)61240-4/fulltext
    11. http://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa0810177
    12. http://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa043545
    13. http://care.diabetesjournals.org/co...fa294764a685b0b6ea8fbc9a&keytype2=tf_ipsecsha




    http://www.ahmetrasimkucukusta.com/...olesterolun-risk-faktoru-olmadigini-acikladi/
     
    Efrahim, diez, Rambo16 ve diğer 1 kişi bunu beğendiniz.

Sayfayı Paylaş