ölüm

Konusu 'Dertleşme' forumundadır ve ZERO tarafından 16 Kasım 2006 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 13 üye.
  1. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Acikcasi her insan kendi gercegine gore bir inanislar topluluguna sahip oluyor.
    Mevcut dunyanin gecici oldugu muhakkak, ne zaman ve ne sekilde olecegimizde mechul.
    Ancak beni bu dunyaya baglayan en onemli nokta,onun aslinda hicte oyle kolay elde edilemez olusu.
    Dunyada onemsenmeyecek cok seyler var gercekten, giyim kusam, ya da luks yasam tarzi dunyanin insana sundugu hersey olsaydi ondan vazgecmek cok daha kolay olurdu.
    Ancak insanin zihni ve toplum hayatinin karmasikligi beni buyuluyor.
    Dunyada buyuk eserler yazmis yazarlarin romanlari, filozoflarin ortaya koyduklari dusunceler, ne bileyim cok iyi bir sinemacinin filmleri.
    Bunlari anlamak, algilamak zaten insan omrune sigacak seyler degil.
    Bunlari goren, ilgilenen bir insan olarak, bende kendi gecici varolusunda, kendi kapasitemce birseyler ortaya koymak, kendimi asmami saglayacak fikirler uretmek istiyorum.
    Demek istedigim, olum kacinilmaz olmakla birlikte, bu dunyada bulunma, ve kendimi ortaya cikarabilme dusuncesi cok hosuma gidiyor.
    Hata yapabilmek bile bence bu dunyanin bir albenisidir, zira hata yapabilecekken yapmamayi secmek yeri geldiginde insana buyuk bir tatmin verir.
    Insan elde edemeyecegi seyden bence keyif alir, bu dunyayi cozdum, hallettim demek, bence mumkun degil, bir insanin algisini cok asan bir sey "hayat", "yasam"
    Asla elde tutulamayacak birsey, asla tam sahip olunamayacak sevgili gibi, bu bende tutku yaratiyor.
    Elbette, bunun alternatifi, ona hic baglanmamak, sirasini savmak istemektir.
    Bu deger yargilarina ve hayati algilama sekline gore degisiklik gosterecektir.
     
  2. z-bar
    Offline

    z-bar Üye

    Katılım:
    1 Kasım 2006
    Mesajlar:
    55
    Beğenileri:
    4
    Ödül Puanları:
    0
    mevlanadan öğreneceğimiz çok şey var diye düşünüyorum. rahat olalım. araştıralım.
     
  3. z-bar
    Offline

    z-bar Üye

    Katılım:
    1 Kasım 2006
    Mesajlar:
    55
    Beğenileri:
    4
    Ödül Puanları:
    0
    ayrıca sevilen bir insan olduktan sonra yıllar sonra bile lafınız geçiyor. önemli olan sevilmek. unutulmuyor.
     
  4. CENTAUR
    Online

    CENTAUR Guest

    Madem bahis açtın araştırıp paylaşım yaparmısın?
     
  5. z-bar
    Offline

    z-bar Üye

    Katılım:
    1 Kasım 2006
    Mesajlar:
    55
    Beğenileri:
    4
    Ödül Puanları:
    0
    tabii ki yeter ki yarını bekle. zaman bulduğum ilk anda. teşekkürler.
     
  6. CENTAUR
    Online

    CENTAUR Guest

    Arkadaşlar kendi tecrubelerime dayanarak konuşuyorum, dini yaşamak ve huzuru yakalamak ulaşılması güzel, fakat kaybettikten sonra yakalaması zor birşey, geçtiğimiz yaza kadar 2-3 sene boyunca huşu içinde 5 vakit namazımı kılar, hatta çoğu zaman Allahı zikreder ve hatırlardım, hayatımıda sevgi ve şevk içinde geçirmeye çalışırdım, çileli fakat şimdi unuttuğum bir zevk ve huzur dolardı içime, hayatıma büyük bir motivasyon getirirdi bu. Gel gelelim iki üç ay gibi bir sürede tamamen şevkimi ve umudumu kaybettim, bu noktada bu çok önemli, güven ve umut bir anda kaybolduğu zaman, işte insan o zaman uzay boşluğunda buluveriyor kendini
     
  7. CENTAUR
    Online

    CENTAUR Guest

    Peki heyecanla bekliyorum :)
     
  8. z-bar
    Offline

    z-bar Üye

    Katılım:
    1 Kasım 2006
    Mesajlar:
    55
    Beğenileri:
    4
    Ödül Puanları:
    0
    centaur seni anlıyorum. hepimiz belirli merhalelerden geçiyoruz hayatta. yeri geliyor bıkıp herşeye güle güle de diyoruz. ama hayatta kazanıp kaybettiklerimize bakmak lazım dostum. ne zaman mutlu ve huzurlu ne zaman huzursuzuz buna bi sağlam akılla bakmak lazım. bu arada bi bilgim olduğunuda sanmayın sakın. hepimiz öğreniyor ve araştırıyoruz.
     
  9. sivasli
    Offline

    sivasli Üye

    Katılım:
    6 Ocak 2007
    Mesajlar:
    772
    Beğenileri:
    256
    Ödül Puanları:
    73
    karasan demiski :
    Ancak insanin zihni ve toplum hayatinin karmasikligi beni buyuluyor.
    Dunyada buyuk eserler yazmis yazarlarin romanlari, filozoflarin ortaya koyduklari dusunceler, ne bileyim cok iyi bir sinemacinin filmleri.
    yönetimden ricamiz. uyarmasina gerek yok gayet güzel bi tartisma konusu ve sinirlari asmadan taritisiyoruz....

    dünyada büyük eserler yazmis yazarlar ortaya fikirler atan filozoflar ve bir sinemeaci,bunlari düsündükce bu dünya beni büyülüyor diyorsun .peki karasan sana soruyorum su anda o yazarlar filozoflar ve sinemacilarin cogu nerde sorabilirmiyim sana.belki bizim gibi toplumda siradan insanlar olarak bahsedilen sinif bu kisilerin yaptiklari islerle övünüp onlara saygi duyarken onlar coktan bu dünyadan göcüp gitmisler.gercek olan diger tarafa gittigimizdede ne onlarin bize nede bizim onlara en ufak bi faydfamiz olmayacak
    söyledigim her söz sana degil karasan yanlis anlama...ama suna oldu bitti cok kizarim yaaa.biz allahin yarattigi cok aciz varliklarken cocugumuz veya kardesimiz bizim istedigimizi yapmayinca onu cezalandiriyoruz veya iyi bisey yapinca onu ödüllnediriyoruz.ama cennete cehenneme inanmiyoruz.bu nasil bir celiski anlamiyorum.biz insan oldugumuz halde ceza ve ödül verme imkanimiz varken yüce allahin kendi yarattiggi kullarina ceza olarak cehennemi ödül olarakta cenneti vermesine nasil olurda inanmayiz...bence bunlarin hepsi cok iyi düsünülmeli
     
  10. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Oncelikle bu yazdiklarimiz dilerim kurallara aykiri değildir, eğer yazilarimizda rahatsizlik yaratan bir durum var ise haberdar ederseniz sevinirim.
    Benim kanaatimce bu tür fikir paylaşımları çok güzel.
    Simdi, insan bir sonuca varırken bir yerden yola çıkmak zorunda.
    İşte o yola çıktığımız fikir farklı ise, vardığımız sonuçlarda çok farklı olacaktır.
    Mesela ben insanı aciz bir kul olarak görmüyorum.
    Evet, insan yaradanın ürünüdür benim inancıma göre.
    Ancak aciz bir kul değil, evrenin bir yansımadır benim inancımda.
    Ki zaten benimkisi tasavvuf inancının bir yansımasıdır.
    Tasavvuf konusunda ciltlerce kitap okumadım, ancak insanın yaradanın bir parçası olduğu düşüncesi bile insanı bir çok sonuca ulaştırıyor.
    İnsan ne bu dünyada, ne de öldüğü zaman yaradanından ayrıdır.
    Düşünerek,insan yaratıcısı ile bağlantı kurabilir.
    Kendimi küçük görmem,kul demem, tam tersine yüz yıllar önce ölüme yollanmış büyük adamın dediği gibi, "en-el Hak" demeyi uygun buluyorum.
    Bu bir metafordur, denilmek istenen, ben ilahım,Allahım ben anlamında değildir.
    Demek istenen, okyanusun bir damlasıyım.
    Çok küçük bir parçasıyım, ama genede o okyanusun parçası olduğum için, bende okyanus sayılırım demektir.
    Kendini büyük görmek değildir bu, sadece yaradanına yakın olmak, ondar korkmamak, ona bağlanmaktır.
    Benim din anlayışımda korkmak değil, sevmek var.
    Ölümden korkma sebebim yaşamdan sonra beni bekleyecek kötü şeyler değil, dediğim gibi yer yüzüne ve yapacaklarıma doyamadan gitmenin hüznüdür.
    Ne bu dünyada, ne de sonrasında kötümser bir görüşe sahip değilim.
    Tabii bu aslında yaşanmışlıklarıma bağlı birşeydir, küçük yaşlardan itibaren felaketlere uğrayan, sürekli acılar çeken bir insan hayata daha farklı bakardı.
    Herkes benim gibi düşünecek değil elbette, ancak ben kendi deneyimlerim, kişilik yapım ve okumalarım neticesinde böylesine bakıyorum hayata...
     
  11. CENTAUR
    Online

    CENTAUR Guest

    Zannedersen şu anda duruma objektif bir yorum katabilecek fikirler kafamda belirdi ama ifade yeteneğime çokta güvenemiyorum. Çokta ustaca olmasada yalın bir şekilde bir deniycem

    Şöyleki;

    Zannedersem En-el Hak olayını az çok kitap okumuş normal bir eğitim görmüş soyut düşünce becerisine sahip çoğu insan anlayabilir. Fakat tasavvufu yaşayıpta buna ulaşmak katedilmesi zorlu, çileli, herkese nasib olmayan müstesna bir makam olarak kabul edilir.

    Genellikle Yaradana olan sevgi, yakınlaşma, ve onun hoşnutluğunu kazanma (veya Allahın rızasını kazanma) çabasıyla başlar bu, evet tam olarak cennet ve cehennem endişesiyle sakınarak ve kayıtsız şartsız itaat ederek insan belki bu yolda ilerleyebilir, belki de ikisi bir arada devam eder. Ama bununla beraber nasıl sevdiğimiz bir insanın sevgisini ve ilgisini kazanmak için çabalayıp, yeri gelince büyük çilelere katlanıyorsak, buda buna benziyor diye düşünüyorum, kaldı ki Allah ü Teala nın yarattıkları içerisinde en çok sevdiği mahluk insandır.

    Ve nasıl sevgi kavramını derecelendiremiyorsak, ölçemiyorsak ve laboratuvarda test edemiyorsak veya test ettiğimiz zaman tatmin olmuyorsak, inanç ta bunun gibi, ruh ta bunun gibi somut kavramlar. Var olduğu bilimsel olarak kanıtlanmamış gibi görülüyor bu; var oluşumuzun en temelinde ve her an kendi kendimize ispat ettiğimiz şey 'sevgi'.

    Kur-an ı kerim deki Gayb a iman etmek kavramı bu tarzda bir mesele oluyor gibime geliyor.
     
  12. z-bar
    Offline

    z-bar Üye

    Katılım:
    1 Kasım 2006
    Mesajlar:
    55
    Beğenileri:
    4
    Ödül Puanları:
    0
    sayın centaur, küçük çapta da olsa mevlana hakkında bir şeyler araştırdım. niyetim buraya kolaylıkla bulunabilecek uzun uzun yazılar kopyalamak değil. konu ölüm olduğuna göre onun ölüm hakkında söylediklerine bakalım yeterli olacaktır. gerisini isteyen araştırabilir. malum internette yeterli kaynak var.

    Hz.Mevlânâ için ölüm, sevgiliye kavuşmaktır. Bir gazelinde ölüm hakkında şöyle der:

    Öldüğüm gün tabutum götürülürken, bende bu dünya derdi var sanma...
    Benim için ağlama, yazık, vah vah deme;
    Şeytanın tuzağına düşersen, o zaman eyvah demenin sırasıdır,
    Cenâzemi gördüğün zaman firâk, ayrılık deme,
    Benim kavuşmam, buluşmam işte o zamandır,
    Beni toprağa verdikleri zaman, elvedâ elvedâ demeye kalkışma,
    Mezar, cennet topluluğunun perdesidir.
    Batmayı gördün değil mi? Doğmayı da seyret, güneşle aya gurûbdan hiç ziyân gelir mi?
    Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumunda şüpheye düşüyorsun?

    Hangi kova kuyuya salındı da dolu dolu çıkmadı? Can Yusuf’u ne diye kuyuda feryad etsin?

    Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç
    Zîrâ senin Hayy u Hû’yun, mekânsızlık âleminin fezâsındadır.

    Bir başka şiirinde de şöyle der:

    Kardeş, mezârıma defsiz gelme; çünkü Allah meclîsinde gamlı durmak yaraşmaz.
    Hak Teâlâ beni aşk şarabından yaratmıştır. Ölsem, çürüsem bile ben yine o aşkım.

    http://www.neyzen.com/mevlana.htm sitesinden alıntıdır.
     
  13. CENTAUR
    Online

    CENTAUR Guest

    Paylaşımın için teşekkür ederim z-bar

    Saygılar.
     
  14. mudkicker
    Offline

    mudkicker Üye

    Katılım:
    8 Ocak 2006
    Mesajlar:
    478
    Beğenileri:
    57
    Ödül Puanları:
    38
    Nedense beni ,
    Bi tarafından Süt Diğer tarafından bal akan ırmaklar ilgilendirmiyor (kesinlikle sütün GH'ı azaltmasıyla felan alakasız bu) Yada ne kadar içersen iç sarhoş etmeyen şaraplarda pek ilgimi çekiyor diyemem. Huri kızlarına gelince, dünyada benim için yeterli güzellikte yeterince kız var zaten. Fazlasını istemek ayıp olur. Benim cennet hayalim daha çok "yüksek hızda internet bağlantısı, gym, sınırsız steroid, sınırsız supplement olurdu. Ama baktım bunlarla ilgili bişey yok ne ayetlerde nede hadislerde. O yüzden cennet pek ilgimi çekiyor diyemem...

    Ama bence ölüm hayatı güzel kılan yegane şeydir. Yaşayabilme yetinizi kaybedecek olmanın mutlaklığı insanı yaşadığı andan zevk almaya itiyor.
     
  15. CENTAUR
    Online

    CENTAUR Guest

    Ne kadar içersen iç, sarhoş etmeyen şarap diye birşey hatırlamıyorum ben,

    Ama Kur-an da ne kadar içersen iç, ne başınız ağrır, nede sizi hasta eder diye okumuştum mealinde. Fakat sarhoş etmez diye bir ibare yok. Ve orada herşeyin en kalitelisini dilediğin an bulabileceğini düşünürsek, şu devirde açık arttırmalarla servet fiyatına satılan o 100 yıllık 150 yıllık şarapları ve daha üstünlerini de bulabileceğiz. Ve şuna emin olun dünya da bulup ta cennette yoksun kalacağımız hiçbirşey olmadığı söyleniyor ayetlerde. Düşünsenize kür yapıyorsunuz ve hiç yanetki ve hasar oluşmuyor ;) .

    Esasında eski din büyüklerinin cennet tasvirleri çok tuhaf, şu anki bilincimizle tam olarak algılayamayacağımızda veya tarifi çok zor olduğuda söyleniyor.
     
  16. aartun
    Offline

    aartun Üye

    Katılım:
    12 Ekim 2006
    Mesajlar:
    217
    Beğenileri:
    140
    Ödül Puanları:
    0
    Arkadaşlar bende bı ekleme yapmak ısterım orda sarap hurıler vs. bu tıp tasvırler sadece orayı anlatmak ıcındır yanı Allah cennette bıze ıstedıgımız herseyın ıstedıgımız sekılde verılecegını buyurmustur ve burda yapılan bı hataya degınmek ısterım ,ınsanlar genelde cennetı agaclık ormanlık altından sular akan bıyer olarak dusunur ve halıye bu mu cennet? ıkılemıne duser kesınlıkle boyle degıldır ,dunya hayatı cennet hayatının cok cok kucuk bır yansımasıdır.ayrıca bıze verılen beyınlerle cennettekı nıce guzellıklerı hayal edebılmemız mumkun degıldır.saygılar
     
  17. hernan77
    Offline

    hernan77 Üye

    Katılım:
    11 Temmuz 2006
    Mesajlar:
    954
    Beğenileri:
    181
    Ödül Puanları:
    53
    Meslek:
    sağlık teknisyeni
    Yer:
    izmir
    dünyada olupta cennette olmayacak tek şey var arkadaşlar. bunu biliyor musunuz............? UYKU......cennette hiç uyunmayacakmış. ilginç deyilmi.

    sonsuz bir hayat. beni düşündürende bu. düşünün birkere sonsuz bir hayat ve o hayatta insanın ne gibi bir amacı olacak.

    ölüm....insanın var oluşundan beri merak ettiği ama cevabını bulduktan sonra da geride kalanlara cevabını söyleyemediği inanılmaz bir durum. beni korkutan tek şey sevdiklerimin ve kendimin erken ölümü. onun haricinde yaşlanan her canlının ölümü tatması gerktiğine inanıyorum. belkide ölümü daha rahat kabullenebilelim diye yaşlılık var.
     
  18. hernan77
    Offline

    hernan77 Üye

    Katılım:
    11 Temmuz 2006
    Mesajlar:
    954
    Beğenileri:
    181
    Ödül Puanları:
    53
    Meslek:
    sağlık teknisyeni
    Yer:
    izmir
    bazı şeyleri insan beyni belli bir safhaya kadar kabul edebiliyor, doğru. ondan sonrası muamma. üçnkü bizi yaratan yaratıcı bizlerden çok ama çok akıllı. kur'an da sık sık allah için 'o ilim ve irfan sahibidir' denir. yani allah ın yarattığı herşey her canlı her maddenin muhakkak bilimsel bir açıklamasıda vardır. ölümün bile. insanlar da bilim ve irfan sahibi oldukça var olan herşeyin belli bir süreçten geçtiğine akla ve bilme uygun bir şekilde varlığa kavuştuğunu görebilmektedirler.
     
  19. diez
    Offline

    diez ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13.051
    Beğenileri:
    15.000
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    Çorum
    gördüğüm kadarıyla ölümden korktuğunu ve bunun asıl sebebinin inançsızlık değil (oladabilir aklınıza yatmayan yada size ispatlanamayan yada tatmin olmadığız konularda inanmayın ve araştırın) sadece geride kalanların verdiği doyumsuzluk , bağlılık olduğunu söyleyen forumdaşlar var

    ve birde onlara karşı ölümü savunan hassas , inançlarının haklılığını savunan ama iyi niyetli fotumdaşlar var..yanlış anlaşılmasın durum tespiti yaparak konuyu kapatmak gibi bişey yapmıyacam..

    aslında yadsınamaz bir gerçekki ölümden korkmayan istisna derecede birkaç istista dışında yoktur..zaten reflekslerimiz hep ölmememiz için çalışır..bir nesne kötü koku ve renge sahipse yameyiz.bunun altında yatan asıl sebep aslında ölmemektir.size bir silah doğrultulsuysa kendinizi ölmemek için sakınırsınız bu şaka için ble olsa..hayatta tüm kanunlar nizamlar insanların nihayetinden ölümünü engellemek içindir..
    varmak istediğim nokta şu..ölümden korkulması doğaldır..ama şuda bilinmelidirki ölüm hiçlik yada karanlık değildir..karasan'ın da belirttiği gibi insan evrenin minimize edilmiş bir halidir ki öteki dünyanın yadsımaları dünyada mevcuttur.. her kışın bir baharı her gecenin bir sabahı olması gibi ölümünde bir haşri vardır..baharda ölü(uykuda) toprak ve canlılar nasıl uyanıyorsa insanda haşirde uyanacaktır..ölüm dünya görevinden asıl memlekete dönmek için terhistir..

    insana bazı şeyleri hayal edecek beyin verilmemiş..hatta insanın kulağı bile her frekansı algılamaz..(ki bu bir nimettir karıncaların ayak seslerini bile duymak insanı pek yaşatmazdı heralde.)
    bu yüzden herşeyi her derin meseleyi kendi beynimizle çözemeyebiliriz..bu yüzden peygamberler gibi seçilmiş insanlar görevlendirilmiş.


    ben bunu yani arkamda bırakacaklarım (insanlar) için üzülme olayını onlara mutlak surette bağlanmamayı deneyerek çözmeye çalışıyorum..yani onlar benim için (anne,baba,kardeş,eş vs..) sadece imtihan vesilesi..(yapması zor ama olmalı) ben tek bir ruh olarak Allah'ın katında dünyadaki bu insanlarla münasebetimden dolayı puanlandırılmak için burdayım..görevimi yapmalıyım..sevgimi, şefkatimi yada saygımı göstermeliyim ama onlara olan sevgim asla asıl memlekette beni yaratana olan sevgim ve verdiğim sözümden daha önemli olmamalı..

    samimi duygularım şunlar ki
    hala korkarım ölümden sıkı sıkı inanmama rağmen..çünkü görevlerimi gayet iyi bilmeme rağmen yerine getirmiyorum.arkadaşlarıyla top oynarken okul ödevini yapmamanın verdiği , oyununda tadını kaçıran stress gibi...iyi insan olmak çözmüyor aslında herşeyi..2.korkumda az bir ücretle sonsuz bir hayatı kazanabilecekken bunun parmaklarımın arasından yaşım ilerledikçe kayıyor olmasındandır.
     
  20. aartun
    Offline

    aartun Üye

    Katılım:
    12 Ekim 2006
    Mesajlar:
    217
    Beğenileri:
    140
    Ödül Puanları:
    0
    diez sen nasıl benım hıslerıme tercuman olmussun ya,valla tam beynımdekıler .cok dogru aslında su dunya hayatı ıcın bazı seylerı kacırıyoruz gıbıme gelıyor
     

Sayfayı Paylaş