Kalbin sol karıncığı kanı büyük bir kuvvetle aortun içine iter atardamar bu itişe bir ölçüde direnerek karşı koyar. bu nedenle kan atardamarlarda büyük bir basınç altında dolaşır ve bu damarlardan herhangi biri delinirse büyük miktarda ve kesik kesik fışkırmaya başlar. atardamar çeperleri şekil değiştirmeye zorlayıcı bu basınca çeper dokuları sayesinde direnir. yani kan basıncına karşı bir gerilim gösterir. çoğu zaman
atardamar basıncı ile bu gerilim karıştırılır doktorun tansiyon aletiyle ölçtüğü atardamar basıncıdır.
karıncık kasıldığı an sistol en yüksek düzeye çıkar ve kan çevreye yayıldıkça yavaş yavaş düşer.böylece bu basınç cmhg ile ifade edilen 2 rakam verir. büyük olan rakam
karıncığın kasılma gücüne ve bu darbeyi sönümleyecek olan büyük atardamarın az veya çok esnekliğine bağlıdır. küçük rakan ise kanın çevreye yayılma hızına bağlı küçük damarlarla ilintilidir.
tuz ile ilişki kurulmasının sebebleri
brezilyanın kuzeyinde bazı topluluklarda yüksek tansiyona rastlanmaz incelemeler sonucunda tuz tüketiminin çok düşük olduğu gözlemlenmiştir. diğer taraftan y.t yaygın olduğu avrupada ise günlük tuz tüketiminin 2-3 gr olduğu gözlemlenmiştir. diğer kanı ise YT hastalarının ailece bu hastalığı taşımaları eğer mantık yürütülürse ya genetik olduğu söylenebilir yada aynı yiyecekleri aldıkları için tuzun sebeb olduğu söylenebilir. gerçek olan tek bir şey var ise oda belli miktardaki tuzun atardamar çeperlerine emilerek şertleşmesine neden olduğudur. yukarıda da bahsettiğimiz gibi çeğer anti direnç sağlayarak düzenlenir sertleşme sonucu bunu ayarlayamaz. ancak tuzun fazlası buna neden olur. eğer bu ayarlanma yapılamaz ise YT hastalarının maruz kaldığı beyin kanaması,miyokart enfarktüsünden böbrek yetmezliğine bağıl ölümler oluşabilir.
nedeni ise beyinin atardamarlardaki basıncı direkt alan ve küçük atardmarlarla donatılmış tek organ olmasıdır. EĞER KAN BASINCI YÜKSEKSE VE ÖZELLİKLE DARBELER HALİNDE GELİYORSA ( SPOR YAPANLAR DİKKAT forumda bir arkadaş yazmıştı) beynin küçük atardamarları genişler hatta patlayabilir.
beyin kanaması gerçekleşir. hasta komaya girer hiç bir şey onu uyandıramaz solunumu düzensizleşir 2-3 gün içinde ölür. bazen kurtulur ama bir tarafın felci ile sonuçlanır. hemipleji yarı felç.
böbreklerde olan atardamarlar beyine nazaran bir korunma sistemi vardır. YT karşı büzülerek durumu idare ederler fakat YT komplikasyonları uzun sürer ise duruma dayanazlar ve idrarı süzen nerfromlar daha az kan alacağından böbrek yetmezliği baş gösterir.
YT gözün retina damarlarını tahrip ederek körlüğede neden olur.
TEDAVİ
KİŞİ normal kiloda olmalıdır. az tuz almalı beden hareketi yapmalıdır. ağır spor değil. sigara içiyorsa bırakılmalı kandaki kollestrol düşürülmelidir. özellikle nikotin -şeker ve kollestrol birleşerek damarlarda sarımsı yağ gibi bir madde oluşturur. bunu merakedenler netten video ile ölmüş bir hastanın aortundan çıkarırken görebilir.
ilaç tedavileri ise idrar söktürücüler betablokerler kalsiyum antagonistleri ve anjiyotensin dönüştürme enzimini engelleyici maddeler.
atardamar basıncı ile bu gerilim karıştırılır doktorun tansiyon aletiyle ölçtüğü atardamar basıncıdır.
karıncık kasıldığı an sistol en yüksek düzeye çıkar ve kan çevreye yayıldıkça yavaş yavaş düşer.böylece bu basınç cmhg ile ifade edilen 2 rakam verir. büyük olan rakam
karıncığın kasılma gücüne ve bu darbeyi sönümleyecek olan büyük atardamarın az veya çok esnekliğine bağlıdır. küçük rakan ise kanın çevreye yayılma hızına bağlı küçük damarlarla ilintilidir.
tuz ile ilişki kurulmasının sebebleri
brezilyanın kuzeyinde bazı topluluklarda yüksek tansiyona rastlanmaz incelemeler sonucunda tuz tüketiminin çok düşük olduğu gözlemlenmiştir. diğer taraftan y.t yaygın olduğu avrupada ise günlük tuz tüketiminin 2-3 gr olduğu gözlemlenmiştir. diğer kanı ise YT hastalarının ailece bu hastalığı taşımaları eğer mantık yürütülürse ya genetik olduğu söylenebilir yada aynı yiyecekleri aldıkları için tuzun sebeb olduğu söylenebilir. gerçek olan tek bir şey var ise oda belli miktardaki tuzun atardamar çeperlerine emilerek şertleşmesine neden olduğudur. yukarıda da bahsettiğimiz gibi çeğer anti direnç sağlayarak düzenlenir sertleşme sonucu bunu ayarlayamaz. ancak tuzun fazlası buna neden olur. eğer bu ayarlanma yapılamaz ise YT hastalarının maruz kaldığı beyin kanaması,miyokart enfarktüsünden böbrek yetmezliğine bağıl ölümler oluşabilir.
nedeni ise beyinin atardamarlardaki basıncı direkt alan ve küçük atardmarlarla donatılmış tek organ olmasıdır. EĞER KAN BASINCI YÜKSEKSE VE ÖZELLİKLE DARBELER HALİNDE GELİYORSA ( SPOR YAPANLAR DİKKAT forumda bir arkadaş yazmıştı) beynin küçük atardamarları genişler hatta patlayabilir.
beyin kanaması gerçekleşir. hasta komaya girer hiç bir şey onu uyandıramaz solunumu düzensizleşir 2-3 gün içinde ölür. bazen kurtulur ama bir tarafın felci ile sonuçlanır. hemipleji yarı felç.
böbreklerde olan atardamarlar beyine nazaran bir korunma sistemi vardır. YT karşı büzülerek durumu idare ederler fakat YT komplikasyonları uzun sürer ise duruma dayanazlar ve idrarı süzen nerfromlar daha az kan alacağından böbrek yetmezliği baş gösterir.
YT gözün retina damarlarını tahrip ederek körlüğede neden olur.
TEDAVİ
KİŞİ normal kiloda olmalıdır. az tuz almalı beden hareketi yapmalıdır. ağır spor değil. sigara içiyorsa bırakılmalı kandaki kollestrol düşürülmelidir. özellikle nikotin -şeker ve kollestrol birleşerek damarlarda sarımsı yağ gibi bir madde oluşturur. bunu merakedenler netten video ile ölmüş bir hastanın aortundan çıkarırken görebilir.
ilaç tedavileri ise idrar söktürücüler betablokerler kalsiyum antagonistleri ve anjiyotensin dönüştürme enzimini engelleyici maddeler.