benim bedenim benim kararım lafı modern hayatkadınlığının bir diğer söylemidir bana göre yani bunun modernize edilmiş günümüze uyarlanmış hali medeniyet adı altında meşrulaştırmaya yönelik, yani zevkime kimse karışmasın bebek teferruat....
kürtajın yapıldığı dönemde bebek bir canlı bile sayılmaz. yani onu almak bir canlıyı öldürmek değil bir oluşumu yok etmek oluyor.
bu sizin tanımınız yani bir kişinin kendini rahatlatma yöntemi, nasılsa canlı bile sayılmaz şeklinde....
sayılmaz diye bişey yok ya canlıdır ya değildir,
tıbben o canlı olarak kayıtlardadır, ölü olan şey zaten anneyi kan yoluyla zehirler...
ve de kadının karnının içinde gelişen şeye dair hiç bir hakkının bulunmaması ne demek bir düşün.
düşün mesela senin vücudunda bir şey var ve sen bunla ilgili bir karar hakkına sahip değilsin, senin vücudunla ilgili bir olayı devlet yasaklamış. kadının karnının içindeki şeye devlet nasıl karışabiliyormuş, bu; mantıklı ve hakları kısıtlamayacak bir şey değil
devlet cinayetlerle ilgilenir, bir bebeğin vücut içinde olması veya vücut dışında olması annenin bebeği öldürmesini meşru kılmaz, dolayısı ile olaya tabiki devlet müdahil olur,
devletin görevi yaşam hakkını korumak kollamaktır...
bu nedenle ben karnımdaki bebeğe istediğimi yaparım ister kürtaj ettiririm(katlederim) ister doğururum olgusu o işi yapmak isteyen sözde annenin insiyatifinde değildir.
neyse kürtaj tartışmasına dönmesin konu sapar,
kadına şiddet dünyanın her yerinde var malesef en gelişmiş ülkeden en geri kalmış kabileye kadar, hayvan bile dişisini koruyup kollarken kendisine erkek denilen insan bozması bazı varlıklar bir hayvan kadar olamıyor,
bir kadına nasıl el kalkar anlamak güç, nekadar sinirlenirsen sinirlen bu seni haklı kılmaz beğenmiyorsan ayrılırsın olur biter